Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kuran ve Sünnete Yaklaşımımız Nasıl Olmalıdır ?

İslami meselelerde takip etmemiz gereken usul/sıra şöyle olmalıdır kardeşler;

1-Öncelikle Kuranı türkçesini okuyacağız kardeşler ve iyice belleyeceğiz

2-Ondan sonra hadislere bakacağız, bunlarda genelde tefsirlerde olur

3-Sonrada alimlerin görüşlerine bakacağız

Bu sıralamaya dikkat etmek çok önemli. Sıralamayı değiştirmek ya da ilk iki sırayı yok bilip doğrudan alimlere muracaat etmek insanı saptırabilir, yanıltabilir. Çünkü o zaman o alimin söz ve düşüncelerini tartacak ve doğrulayacak veya yanlışlayacak bir hakikat elimizde olmayacaktır ve o alimin her şeye ve söze boyun eğen muridi olmaktan başak çaremiz de olmayacaktır ki İslam bunu şiddetle reddeder.

Buradan alimleri küçümsediğimiz gibi bir mana asla çıkmasın, haddimize değil. Sadece sıralama dikkat edelim diyoruz. Biz Müslümanlar için ölçü alimlerimiz değil Kuran ve Sünnettir. Yapılan amelleri, birileri yapıyor veya söylüyor diye değil de Kuran ve Sünnete göre ve Kuran ve sünnet anlayışıyla yapmalıyız . Bu sebeble gerek alimler olsun ve gerekse İslam adına söz söyleyen kimseler olsun kesinlikle söyledikleri sözlerin Kuran ve sünnetten delilleri istenilmeli ve Kuran ve sünnete bağlılıkları nisbetinde onlara bağlanılmalıdır.

Şimdi bazı kardeşler çıkıyor ve diyor ki; Efendim Kuran'ı herkes anlayabiliyorsa neden sahabe ayetlerin manalarını Peygamberimize soruyorlardı?

Elbette daha iyi anlamak için. Çünkü Kuran sadece ilk ve açık manadan ibaret değil. Bir ayette sayısız mana ve hikmet var. Yani açık ve ilk manasını herkes anlıyabilir fakat bundan sonra gelen kapalı manalarını ve hikmetlerini elbette Peygambere sorulacak veya ondan sonra gelen Peygamberin mirasçıları olan alimlere sorulacak. Biz demiyoruz ki alimlere hiç sormuyalım onların kitaplarını okumayalım. Mesele şu;

Önce kuranı okuyacaz arapçası ve türkçesiyle....ilk ve açık manasını iyice bir belliyecez...sonrada sıra alimlerin sözlerine gelecek. Bakınız ayet açık;

“Bilmiyorsanız zikir (ilim) ehline sorun.” (Nahl: 43)

Ama biz bilmeye talip olmadan, Kuran ne diyor, Rasül ne diyor bakmadan her bir meseleyi alimlere sorar olduk. Önceleri kendi seyrinde ve şeri sınırlar dahilinde seyreden bu durum yani alimlere bağlılık zamanla öyle bir hale geldi ki; alimlerin fikirleri, ictihadları mutlak doğrular olarak kabul edildi ve insanların sözlerini Kuran'a ve Sünnete göre değerlendirdikten sonra kabul veya reddetme gerçeğinden tamamen uzaklaşıldı. Elbette suç alimlerimiz değildi.

O halde, mutlak doğru olan şey ancak Allah ve Rasulünün bildirdikleridir. Bunların dışında kalan fikir ve ictihadlar da kitaba ve sünnete uygunluk gösterdiği nisbette doğrudur. Bu sebeple bizler ibadetlerimizi, amellerimizi ancak bu ilahi kaynaklara göre düzenlemek zorundayız.

[Aciz hocamin yazisini dikkatli okumadiysaniz tekrar koyuyorum tekrar okuyun





Konu biraz uzamış.

RedveKabul kardeşim TEORİK yazmışsın. ve teoride dediğin gibi, önce kurana sonra hadislere sonra ictihadara bakmamız gerekiyor. TEORİ'de diyorum. çünkü öyle bir toplum içinde yaşıyoruz ki, senin bahsettiğin bu 3 şeyin ne olduğunu bile bilmeyenler çoğunluk. Eğitim sistemi olarakta zaten hiç biri verilmemekte. Ancak aynı insanlara tarkanın şarkılarını sorsan teker teker okurlar. 1994 yılında x takımındaki kaleci kim desen yedi göbeğini sayarlar.

PRATİK'te bırakın kuran okumayı, hadis okumayı ya da mezhep imamların ictihadlarını anlatmayı en basit ilmihal bilgilerinden bile habersizler. Böyle bir toplumda teori kısmını anlatırsan ortaya nasıl bir nesil çıkar dersiniz?

Önce ictihadları tamamen çöpe atarlar.. İmam azam da kim ben daha kocamanım deyip en alasını uydurmaya başlarlar..

Sonra da hadisleri elleri ile iterler.. Derler ki hadisler güvenilir değil. yok keçinin yediği ayet varmış, yok şu varmış, yok kadını dövme izni varmış vs. vs. öyle akıl bulandırıcı şeyler atarlar ki.. ŞOK olursun.

Ve son nokta ise derler ki "kuran düşünün akledin diyor." "ben ne anlarsam öyle yaşarım." "bal gibi de ipek elbise giyerik". "altını takmadığım yerim kalmaz." vs. vs.

o noktada artık ortada ne din kalır ne islam ne de iman kalır. Peki var mı böyle bir kitle? evet var.. hem de sürüyle.. istersne özelden bir kaç forum adreslerini vereyim biraz onlarla haşir neşir ol perspektifin genişler..

Her neyse..

Bugün sen öyle bir dünyada yaşıyorsun ki sahip olduğun hiç birşeyi kendin üretmiyorsun.

- yediğin ekmek fırından, bakkkala gelmiş
- içtiğin meşrubatlar fabrikadan dolabına girmiş
- çeşmedeki su için kilometrelerce aramıyrsun musluğuna kadar gelmiş
- doğalgaz taaa rusyadan gelmiş.
- elektrik hakeza sok fişe ne istersen elin altında..
- annen babanla görüşmek için yıllarca beklemiyorsun iki tuş basıyorsun zak önünde görüntülü 3g sohbet edyorsun
- bak internet diye bir nimtet var hop ihya forumdasın, yetkili arıyorsun, yetkilisini kızıp

yani diyeceğim o ki, hiç birinde özüne inmeden rahat ve konforlu bir hayat içindesin. ancak söz konusu islamı yaşamak olunca insanları bezderip işi yokuşa sürmekte neyin nesi. Önce kurana sonra hadisleri sonrada ictihadlara sonrada alimlere vs. vs. hayırdır yani MÜCTEHİD'mi yetiştiriyoruz? ya da günümüz mantığı ile sen bilgisayar mühendisi mi yetiştiriyorsun. halbuki adamdan istenen sadece bilgisayarı aç kapa öğrensin yeter. ama sen ısrarla önce c++ öğren, sonra JAVA öğren sonra işletim sistemini ezberle.. algoritma, matematik çok iyi olmalı.. ha bir de inkilap tarihini de bilmen lazım diye tonla birograsiyi neden sokuyorsun işin içine..

Alt tarafı adam namaz vakti geldiğinde abdesti alıp camiye gidecek, ramazan geldiğinde oruç tutacak, zekatını ödicek varsa parası hacca gidecek.. bunlar içinde her hükmü kurana bakıp sonra hadisleri okuyup 200bin hadisi hatmedecekse (HAŞA) hiiiiç müslüman olmasın gevur kalsın daha iyi.. Ne bu külfet yüklemeler..

Bakın yüce kitabımızda rabbimiz ne buyuruyor:

“Tâ Hâ. Kur’ân’ı sana, meşakkat çekip, bedbaht olasın diye indirmedik.

Yüce gökleri ve yeri yaratan tarafından, onu, Yaratana saygı duyanı uyaran, irşad eden, buyruklar halinde tedricen indirdik.”

[Tâ Hâ Suresi 20,1-4]

insanların sırtına neden bu kadar yük bindirmeye meyillisiniz anlamıyorum ki.. işte imam azamlar, imam gazaliler, imam rabbaniler Allahu tealanın bu emrini yerine getirmek için ömürlerini vermişler. Zorlaştırmayıp kolaylaştırmak için her türlü çabayı göstermişlerdir.

Fıkıhtan kelama bütün ilim dalları o yüzden ortaya çıkmış.

bugün hayatındaki herşey o kadar kolaylaştırılmış. bir yudum su için çölleri aşmaya gerek kalmadan muslugun ucunda ise.. istediğin her nimet marketlerde iken gündelik hayatta lazım olacak bütün islami bilgileri biz neden ilmihal kitaplarına değil de taa tarlasına kadar gidelim?

İşte gizli güçler islam dünyasında fitne ve fesatı yaymak insanları dinden soğutturmak için anya ile konyayı birbirine karıştırdım elimizdeki hazineleri öcü diye göstertmekte.. farkına varmadan söylemlerimizle onlara alet olmaktayız. Sen kücük bir ilmihal bilgisi için kuran,hadis bakarak imam azamdan çok daha iyi hükümler çıkarabileceğini mi sanıyorsun.. Madem o kadar süper zekasın o zaman otur FİZİK çalış.. belki einsteindan daha iyi teorleri ortaya atar bu alandaki eksik olan CİHAD kapısını aralayıverirsin


Ben eleştirmiyorum, yanlışsın, hatalısın demiyorum fakat insanlara kristof kolomdan 600 yıl sonra gidin amerikayı yeniden keşfedin derseniz, neler olabileceğini anlatmaya çalıştım..

yanlış anlaşılmamışımdır umarı

est. kardeşim yanlış anlamadım.

Güzel kardeşim bakın bizlerde onu demeye çalışıyoruz. Bu din öyle sanıldığı gibi zor değildir. Ama birileri nedense bu işi zorlaştırmıştır. Bir sürü usul ve bu usul üzerinden bir din inşa edilmiş. SubhanAllah! Siz haşa İslam dini zor demekle, herkes anlayamaz demekle Allah'ın bizleri anlaşılması zor bir din ile mi mükellef kıldı diyorsunuz? Demiyorsunuz ama sözleriniz zımmen buraya işaret ediyor. "Biz anlamayız alimlerimiz bütün meseleleri çözmüşlerdir, bizler de onlara tabi olmalıyız" sözleri doğru değildir. Atalarımızdan böyle gördük, çoğunluk ta böyle yapıyor diyerek körü körüne bir inanç sahibi mi olacağız?

Bakınız Rabbimiz ne buyuruyor;

“Bu (Kuran) bütün insanlığa bir açıklamadır. Allah’dan korkanlar içinde bir yol gösterme ve öğüttür.” (Al-i İmran: 138)

Alemlerin Rabbi olan Allah yeryüzünde herkesi sorumlu tuttuğu ve bu kitaptan hesaba çekeceğim 43/44 dediği halde neden bu kadar zor ve anlaşılmaz bir kitap haline getirilmiştir. Yeryüzünün en cahil toplumlarını kuşatarak örnek bir toplum haline getirerek dönüştüren bu kitap neden kendini en çok okuyanları dönüştürememektedir. Rabbimiz toplumsal dönüşümünün başlangıcı olarak bu kitabın okunması ile başladığı halde bu kitabı lafta birinci gerçekte ise 3. sıraya atmak nedendir. Allahın Resulu insanlara ne anlatıyordu. Toplumu neyle terbiye ediyordu.

Kurana teslim olan ilk Müslümanlar Rablerine ulaşmak için ellerinden geleni yaparken, günümüzdekiler ise Kurana ulaşmamak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Kuranla aralarına bildikleri bütün engelleri koymaktadırlar. Kurana inandıklarını söylerken, Kuranın önüne binlerce kaynak ölçü usul yöntem koymaktadırlar. Adete geleneklerden usullerden yeni bir din algısı oluşturmaktadırlar.

Dinlerine göre usul belirlemek gerekirken .Usullerine ait din algısı geliştirmektedirler. Bunu da Allaha ait kılmaktadırlar.Yani belirleyen canlı diri yöneten bir din yerine ,belirlenen bitmiş cansız bir bir din algısı yaşamaktadırlar.

“Bunlar Kuran'ı düşünmezler mi? Yoksa kalpleri kilitli midir?” (47/ 24),
”Peygamber: Ey Rabbim! Şüphesiz toplumum bu Kuran'ı terk etti, der.” (25 /30)

ayetlerini okumuyor musunuz?

Şüphesiz Kuran dindir. Her Müslümanın gücü oranında dinini öğrenmesi ve gereklerini yerine getirmesi kati sorumululktur.

Oysa Kuran istisnasız bütün müminlerin dini olduğundan herkes dinini öğrenmek ve yerine getirmekle yükümlüdür. Bunun için zaman ayırmak ve emek vermek herkesin elindedir. Herkes yirmi dört saatin en az yarım saatini bunun için ayırabilir. Bunu yapmadığı zaman sorumlu olur ve başkaları yerine getirdiğinde kendisi de yerine getirmiş olmaz.

Kuran ayrı ayrı her Müslümanın dini olup herkes dinini öğrenmek ve yerine getirmekle yükümlü olduğundan, akil ve baliğ kadın ve erkek her Müslümanın Kuran’ı anlamak için okuması farzdır. Şüphesiz okumaktan amaç, kelimelerini okumayı öğrenmenin vereceği bilgidir. Onun için okumayı öğrenmekten amaç, anlamını öğrenmektir. Çünkü kelimelerini okumayı bildiğimiz bir yazının anlamını bilmediğimiz sürece o kelimeleri okumanın bize bir yararı olmaz. Kelimeleri bu şekilde söylemeye de okumak değil, ancak harfleri veya kelimeleri telaffuz etmek denir.

Rabbimizin sonsuz Rahmet kaynağı olarak bize bildirdiği kitabı anlamak ,yaşamak, ve bu kitaptan hesaba çekilmek bilinci ile değil adeta anlamamak ,yaşamamak için yoğun çaba harcanmaktadır. “Kur’an ısrarla kendisinin Allah katından bütün insanlar ve inananlar için “rehber”, “yol gösterici”, “uyarıcı”, “açıklayıcı”, “kolaylaştırılmış” bir kitab olarak bir rahmet olarak gönderildiğini hatırlatır dururken; O’nun “zorlaştırılmış”, “kapalı”, “şifrelerle dolu” veya “sadece bazı uzmanların çözüp anlayabileceği” bir kitab olduğunu söylemek, gaflet değilse, beyinsizliktir .

Unutmamak gereklidir ki Rabbimiz her davranışımızdan sorumlu tutacaktır. Din bir ideoloji ve bir hobi değildir kardeşim,bir sorumluluk ve bir rahmettir, kitabın olmadığı yerde zillet ve nifak vardır.

"KURAN-I KERİM'İ KENDİ GÖRÜŞÜ İLE AÇIKLAYAN;
DOĞRU BİLE OLSA, MUHAKKAK HATA ETMİŞTİR!"
Hadis-i şerif, Nesai

"KURAN’A EHLİYETİ OLMADAN MANA VEREN,
CEHENNEMDE AZAP GÖRECEKTİR!"
Hadis-i şerif, Tirmizi

"KURAN’I KENDİ GÖRÜŞÜNE GÖRE TEFSİR EDEN KÂFİR OLUR."
Hadis, Mektubat-ı İmam-ı Rabbani

"KURAN'I KENDİ GÖRÜŞÜMLE TEFSİRE KALKARSAM;
BENİ HANGİ YER TAŞIR, HANGİ GÖK GÖLGELER...?"
Hazret-i Ebu Bekir r.a., Şir’a



Tutarlı bir inancın bilgi kaynağı da tutarlı olmak zorundadır. İslam'ın temel kaynağı Kuran'dır çünkü Allah tarafından gönderildiği katidir. Siz şayet bunu bu şekilde tanımlamaz ve sınırlandırmaz iseniz inanç tutarsızlığa dönüşür, hezeyana ve (zan) sanrıya dönüşür. Kuran değil midir ki "zannı" eleştirir ve iman edenlerin inancında "yakin" bilgi ister?

Şayet siz en üst sıraya Kuran'ı koymaz ve onun dışında neşet eden diğer tüm kaynakları da yine ondan bağımsız bir şekilde ele alırsanız Allah için söyleyin, kendi görüşlerini doğrulamak için Allah'ın ayetlerini ve Rasulün pak sünnetini eğip bükenlerin önüne nasıl geçeceğiz? İşte önüne geçemediğimizden dolayıdır ki birileri çıkıp Keşfi, rüyayı, ilhamı bilgi diye sunarken bir başkası da Kuran dışı bir takım rivayetleri bilgi diye vahyin önüne koyabiliyor. Bunu yapanlar Allah hakkında “zan” üzere, yani “bilmeden” konuşmanın sorumluluğunu da taşımak durumundadır.

Bizler imanımızdan ve amellerimizden hesaba çekileceğiz bu da doğrudan bilgi ile ilgilidir. Bu basit bir fürüat değil ki, kardeşler bilgi risk taşıyan bir durumdur ve biz bu riski göze alamayız. Alamadığımızdan bilgi bizim için "yakin" yani sağlam, kesin, kati, hayal ve vehim karışmamış, mutlak olmalıdır. Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin; Allah'ın Kuran/Vahyi dışında bu mutlaklığın yani yakin bilginin başka bilgilerde/kaynaklarda da olabileceğini kim iddia edebilir?

Bakın şu platformda dahi aynı sözde inancı paylaşan ve aynı Kitaba inanan birileri olduğumuz halde bir noktada buluşamıyoruz, neden? Sorun zincirleme sorunudur kardeşler. Zamanın bir diliminde birileri bir usul ve bu usul üzerine de din belirlemiş ve bizlerde bu zincirlerin halkaları arasında yerimizi almışız. Artık başka şekilde düşünemiyoruz.

Bir kardeşin de çok güzel bir şekilde izah ettiği gibi "sözde Kuran'ı en başa koyuyoruz ama realitede bunun tam tersini yapıyoruz" başka başka kaynakları Kuran'ın önüne koyuyor ve İslam'ı kendi hakikati içerisinde ve Allah'ın istediği ve vaaz ettiği şekilde değilde abilerimizin , şeyhlerimizin fikirleri ve kendi hevamız ile hükmediyoruz. Kuran ve Peygamberi atlıyoruz. Ayetleri imanımızı kurtarmak için değil müntesibi olduğunu düşündüğümüz grubumuzu, cemaatimizi onaylatacak şekilde okuyoruz.

Aynı zamanda pek çok gerçek, sırf gerçek olduğu için, sırf var olduğu için bize de doğru imiş gibi görünüyor. Çünkü böyle inandırılmışız. Önümüze sunulan bir takım yanlışlıkları kaçınılmaz gerçekler diye görmüşüz. Bunu o kadar kanıksamışız ki "acaba ?" demeye korkar olmuşuz. Acaba bu gerçekler "doğru olmayanı" da yansıtabilir mi? diye irdelememişiz.

Biz böyle bir din bilmiyoruz kardeşler.
Birilerine göre doğru olabilir, güzel ve estetik görünebilir ama biz İslam'ı Rabbimizin gönderdiği şekilde kabul ettik. Ona öyle inandık.

Hiç bir ifrat bir diğer tefritiyle tedavi edilemez. Hepsi de sapmadır batıldır.

KURAN YETERLİ MİDİR?

Sahabe’den İmrân b. Husayn r.a., -Bize Kuran yeterlidir sünnete gerek yoktur- diyen bir adama şöyle seslenir:
"Ahmak herif! Sen Kuran'da öğlen namazının dört rekât olduğunu, kıraatinin gizli okunacağının hükmünü bulabilir misin? Kuran bize çok şeyleri müphem bırakmış, sünnet onları açıklamıştır."

Abdullah b. Mesud r.a. "Allah'ın, yaradılış şeklini değiştirenlere lânet ettiğini" haber verirken bir kadın "bunlar Kur'an da var mı?" diye sorar. Abdullah b. Mesud şöyle der: "Var tabii, sen şu âyeti okumuyor musun: "Rasûlullah size neyi emrederse onu yerine getiriniz neyi yasaklarsa ondan kaçınınız.'' (el-Haşr, 59/7; Abdullah b. Zeyd, Sünnetü'r-Resûl Şakîkatu'l-Kur'ân, s.54)

Peygamberimiz s.a.v. kendi sünnetine uyulmasını emrettiği gibi, kendi ashabına da uyulmasını emir buyurmuştur. Ashâb’a uyulduğu takdirde, insanları doğru yola götüren gökteki yıldızlara benzetilmiştir.

"İçinizde benden sonra yaşayanlar birçok ayrılıklara şahit olacaktır. Size sünnetimi, hidâyete erdirilmiş, doğru yolu bulmuş halifelerinin sünnetini (yolunu) tavsiye ederim. Ona sımsıkı sarılın, âdeta dişlerinizle tutun, sonradan çıkacak şeylerden sakının. Çünkü her uydurma, bid'at; her bid'at sapıklıktır." (Ebû Dâvûd, Sünne, 5)


http://www.ihyaforum.com/ehl-i-sunnet-akaidi/35322-kuran-yeterli-midir.html

inanin ben kuran i turkcesinden okudugumda yuzde yuz anlamiyorum hadislere kosuyorum onlarida bazen anlamiyorum ve hadis konusunda aciklama yapmis alimlerin sozlerini duyunca anliyorum....ben gerizekali miyim sizzce ? ben aklimi kesinlikle bir alimle nefis mertebelerini asmis bir mursidi kamille kiyaslayamam... ve her yuzyilda geliyorsa bi varis ... bulup bulusturur o kisiyi nasibimdeyse bulurum Allahin izniyle insallah... ben alim deilim ... abdestin farzlarini bile kurana bakarak cikartamayacak kadar aciz bi insanim cunku

Piramidin basamakları gibi islam düşmanlığının katları ve basamakları vardır.

Bugün özellikle dünya hakimiyetini elinde tutmak isteyenler zamanında hristiyanlığı nasıl bozup yok ettilerse islamiyet içinde aynısını yapmaktadırlar.

1. basamakta olanlar: Misyonerlik faaliyeti yapmakta ve müslümanları hristiyanlaştırmak için çabalamaktalar. bir çok müslüman bunları inanmayacağı için işleri zordur. direk kurana islama saldırmazlar, dolaylı taktikler uygularlar kardeşiz vs. saldırı için daha çok ateistleri kullanırlar.. ya da ateistmiş gibi davranırlar

2. basamakta olanlar: ateistlerdir. bunlar direk kuranı kerime saldırırlar. hadislere saldırırlar tamamen çelişkiler ararlar islamla dalga geçerler. peygamberimizin özel hayatı ile dalga geçerler. bu kesim islamdan yozlaştırmaya çalışır. ve misyonerlere hazır paket lokmalar sunarlar..

3. basamakta olanlar: sadece kuran derler. hadisleri vs. hepsini tamamen inkar ederler. hatta kuran ayetlerini bile inkar edenleri vardır. herşeyi mübah gösterecek taktikler geliştirirler. toplum içine tefrika sokarlar.. herkes ne anlarsa onu yorumlasın derler

4. basamakta olanlar: kuranı kerimi kabul ettik derler. hadisleri kabul ettik etmedik diye laflar gevelerler. bunlar ise tvlere çıkar kendi fetvalarını verirler. tavuktan kurban keserler. bütün din adamlarını aşağılarlar. islam dünyasına savaş açmışlardır. ve kendilerini imam azamdan da üstün görürler. vs .vs.

5. basamakta olanlar: kuran hadis kabul ettik derler. işleri gelen alimlerin sözlerini kabul ederler. mezheplerden karma yeni mezhep üretirler. ana varlık nedenleri akıl ve mide bulandırmaktır. ehli sünnet ne derse tersini iddia edecek bir şeyler türetirler. kendilerini ictihat kapısında görürler. kurandan hadisten ne anlıyorsan onu uydur derler. vs. vs. kimisi ilimle, kimisi bilimle, kimisi teknoloji ile dayanaklar arar..

6. basamakta olanlar: mezhebleri de kabul ederler. ancak kendileri birşeyler uydururlar. tasavvufa karşıdırlar. Tam düşmandırlar. her türlü manevi olayları eleştirirler. dinsizlikle suçlarlar. Tasavvuf büyüklerini saldırırlar dil uzatırlar

7. basamakta olanlar: Süt dökmüş kedi gibidirler. tasavvuf vs. herşey vardır. zamanın çıkmasını beklerler arada fitnelerini sokarlar. gerçek islami kesim güçten düşmesi için oluşumlar içindedirler. böl parçala yut stratejisinin parçasıdırlar.



- --- --

Demegoji yapmaya gerek yok. Allah aşkına islam adına açıklanmamış tek bir nokta kaldı mı? herşey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve binlerce eser yazılmış. ancak batı gücler bizlerin dini birliği sağlayıp bilim fen teknoloji alanında büyük başarıları yakalamamızı istemedikleri için toplum içine sürekli bu fitneleri pompalamaya devam etmektedir.

Her sabah uyandığında romayı tekrar keşfe çıkmakta neyin nesi?

Örneğin: RedveKabul kendi aklı süper zekası ile, başka kabul ettiği birilerini hiiiç dinlemeden abdestsiz kuran tutululup sayfaları karıştırılabileceğini öğrenmiş. Ve her sabah uyandığında artık ASLA hadis kitapları vs. karıştırıp acaba HATA mı yapıyorum ya abdest almak şartsa diye araştırmaz. kendince kabul ettiği delilleri ortaya kor ve öyle uygular.. Yani enerjisini hergün bu mevzuya harcamaz ve farklı konulara odaklanır. Erkeğin altın takabileceğini keşfeder.. bir şiinin arkasında da namaz kılabileceğine kanaat getirir, çorabı ayakkabısı üzerine MESH edebileceğini görür.. başka meselelelerle enerjisini harcar.
geriye dönmez asla.. ben hata yapıyormuyum diye düşünmez. Tekrar tekrar her abdestsiz kuran dokunmak istediğinde asla önce kurana sonra hadislere sonra da mustafa islamoğlugillerin sohbet videolarına bakmak. artık İMAN ETMİŞ ve KABUL demiştir.. ve geri kalan 40 yıllık ömründe de bu bunu böyle kabul etmiştir..

arkasından çevresine eşine dostunu da ikna çabasına çıkmıştır. onlara kurana bakın, hadislere bakın derken aynı anda kendi kabul ettiği ABDESTİZ okuma kısmını DİREK EMPOZE etmeye başlamıştır. sen arşatırma yorulma ben senin adına buldum. abdestiz okuyabilirsin demeye başlamıştır. vs. vs. vs. vs.

BİR TEK HAKİKAT VARDIR.. o hakikat her seferinde dönüp dönüp araştırılmaz. ya okunur ya okunmaz. bir kere ortaya çıktı mı, bin yılda geçse o hakikat öyle kabul edilir. öyledir. Edison ampulü bir kere keşfeder. bin defa her sabah ampülü ben buldum diye hamamdan fırlamanın alemi nedir. Bize düşende gidip manavcı mustafa islamoğlundan o ampülü satın almaktır!

Hiç market raflarında git önce labaratuvara gir ampülü icat et sonra kullan ibaresi gören var mı? hayır yok..

Ama birileri ısrarla cemşit plavı gibi önümüze bunu sürmekte. kemal sunal filmlerindeki taksicinin şehre yeni gelen köylüyü aynı sokakta saatlerce dolandırması gibi insanları asırlarca aynı konunun etrafında döndürmenin alemi nedir?

SON kullanıcı alır ilmihal kitabını ne yazıyorsa harfiyen okur ve yerine getirir. Kuranı kerimini alır okur. hadisi şeriflerdeki ibretli olanları alır okur. Gerisi onu ilgilendirmez. Zaten de ilgilenmeye ne zamanı ne vakti vardır.

Bunlar sadece donkişotluktur.. islam düşmanlığıdır. içimizdeki modern hasan sabbahlıktır..

* * *

Son olarak:

RedveKabul burada savunduğu hiç bir söz kendisine ait değildir. hepsi başkaları tarafından söylemişler oraya konmuştur. hiç birini de ne kurana ne sünnete bakarak ortaya çıkarmamıştır. Bunların hepsi ondan önce söylenmiş yazılmış çizilmiştir. RedveKabul ise ne kuran meali okuyarak ne de hadis okuyarak değil onların kitaplarını okuyarak ya da videolarını izleyerek onların yoluna girmiş ve onu savunmaktadır. Aslında bu söylemleri ile kendisi ile çelişmektedir. Ezberlemiş onları okumaktadır. Bu ezberler ise her basamak için farklı olarak ellerine tutuşturulmaktadır..

Evet biz atalarımızın dini üzerineyiz. Eğer sen karşı isen bizi değil atalarımızı eleştir. Örneğin şeyhulislam ibni suudu eleştir. örneğin imam rabbaniyi eleştir. örneğin imam azamın ta kendisini eleştir. cesaretinizi görelim. :)

6. basamaga manevi ailem uyuyor ama bilmediklerinden kesinlikle... nasil anlatabilirim ki ?

Kopyala-yapıştır yapıldığının farkındaydım zaten.



Son olarak:

RedveKabul burada savunduğu hiç bir söz kendisine ait değildir. hepsi başkaları tarafından söylemişler oraya konmuştur. hiç birini de ne kurana ne sünnete bakarak ortaya çıkarmamıştır. Bunların hepsi ondan önce söylenmiş yazılmış çizilmiştir. RedveKabul ise ne kuran meali okuyarak ne de hadis okuyarak değil onların kitaplarını okuyarak ya da videolarını izleyerek onların yoluna girmiş ve onu savunmaktadır. Aslında bu söylemleri ile kendisi ile çelişmektedir. Ezberlemiş onları okumaktadır. Bu ezberler ise her basamak için farklı olarak ellerine tutuşturulmaktadır..

Evet biz atalarımızın dini üzerineyiz. Eğer sen karşı isen bizi değil atalarımızı eleştir. Örneğin şeyhulislam ibni suudu eleştir. örneğin imam rabbaniyi eleştir. örneğin imam azamın ta kendisini eleştir. cesaretinizi görelim. :)



Breh breh breh...

Vallahi bu sözler iftiradır ve vallahi bu vebaldir. Allah'tan korkun. Benim hakkımda bunları nasıl söylersiniz.

Aciz kul kırmızı ile işaretlediğim sözün senin imanını tehlikeye sokuyor, imandan sonra küfre girmek işte böyle birşey olsa gerek. Sizin bu tutumunuz ilk değil mekkeli müşrikler de sizin gibi söylüyorlardı;

“Onlara (müşriklere): Allah`ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, “Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız” dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler? “ Bakara suresi 170. ayet

Ne düşündüğüne dikkat et, düşüncelerin eylemlerin olur
Eylemlerine dikkat et, alışkanlıklarına dönüverir
Alışkanlıklarına dikkat et, kişiliğini oluşturur
Kişiliğin ise kaderindir.


Bakıyorum da muhataplarım gaybe muttali olmuşlar. "Kopyala, yapıştır, senin sözlerin değil" vs.
İlmim yok, biz bilmeyiz, biz alimlere tabiyiz derken mütevazisiniz ama kardeş eti yemeye gelince maşaAllah mangalda kül bırakmıyorsunuz.

Ben 42 yaşındayım birçok badireler atlattım ve elhamdulillah bazı gerçekleri gördüm ve atalarımın dininden tevbe ettim. Düşmanı çok fazla yerme bir gün dostun olur gerçeğinden hareketle sizin gibi düşünmeyenleri öyle hemen alaşağı etmeyin. Koca koca alimlerin eski fikirlerinden rücu ettikleri bilinen bir gerçektir en somut örneği İmam Gazalidir. Onun için söylenen sözlere kulak verin derim. Kabul edin demiyorum ama arkanıza da atmayın. Anladığım kadarıyla sizlerde sizin dışındakilerden geleni reddetmek gibi bir hastalık var aynen yahudilerde olduğu gibi kulaklarınızı tıkıyorsunuz.

Mustafa İslamoğlu ile alakam yoktur. Kendisinin marjinal çıkışlarını da asla tasvip etmem. Ama doğru doğrudur ve kimden gelirse kabul ederim.

Size kendim hakkımda biraz daha ipucu vereyim;

Kuran'dan sonra bütün İslam mezheplerinin alimlerinin "ittifak" ettiği hadislerle amel etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Sahihligi noktasinda mutabakata varilmis ve Kuran'a uygun düşen hadisler, bizim icin kaynak mesabesindedir. Kuran'ı nebevi sünnetten koparamayız. Rasul'e itaat, Rasul'un (sahih) sözlerine itaat farzdır. Hadisler inkar edilemez. Siyer kitapları, kaynaklar, yüzyillardır önümüzdedir. Tıpkı Kuran gibi.. Bunlara vahy muamelesi yapmadan, vahy ile karşılaştırarak dikkate almak durumundayız.

Vallahi niyetimiz fitne çıkarmak değildir. Allah şahidimdir ki böyle bir niyetimiz yok. Neden korkuyoruz böyle şeyleri aramızda münazara etmeye? Hakkı ve Hakikatı başka nasıl bulacağız. Aklı bir kenara atarsak dini nasıl anlamaya çalışacağız? Akılla Vahiy çelişir mi? Aklı kullanmazsak ortaya çıkan bidat ve hurafeleri nasıl ayırt edeceğiz? Akıl dinle nasıl çelişir? Akıl Allah’ın bize hediyesi değil mi? Kuran defalarca bize aklınızı çalıştırın demiyor mu?

"Allah pisliği akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır" demiyor mu?

"Eskiler bunları konuşmuş bir sonuca bağlamış bize de ancak onlara itaat etmek düşer" nasıl dersiniz? Yukarıdaki ayetin ifadesiyle; "Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?" o zaman ne yapacaksınız. Ahzap suresi 66 ve 67 ayetinde buyurduğu gibi mi cevap vereceksiniz? ;

"Yüzleri ateşte gah bu yana, gah öbür yana çevrileceği gün: "Ah!" derler, "ah ne olurdu! Keşke Allah’a itaat etseydik, keşke Peygambere itaat etseydik!"
Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular."

SubhanAllah!

Ama siz alimlere itaat etmekle zaten Kuran ve Sünnete uyduğunuzu onların Kuran ve Sünnetten başka bir şey söyleyemeyeceğini iddia edeceksiniz. Ama vallahi bu sözünüz gerçeği yansıtmamaktadır. Burada daha önce ifade ettiğim gibi, önceleri kendi seyrinde ve şeri sınırlar dahilinde seyreden alimlere bağlılık zamanla öyle bir hale geldi ki; alimlerin fikirleri, ictihadları mutlak doğrular olarak kabul edildi ve insanların sözlerini Kuran'a ve Sünnete göre değerlendirdikten sonra kabul veya reddetme gerçeğinden tamamen uzaklaşıldı.
Sizler alimlere masumiyet izafe ediyorsunuz. İsmet sıfatı sadece Peygamberler has bir özelliktir. Hatadan korunmuş hiç kimse yoktur.
Bir dakika sonrasını dahi göremeyen İnsan SubhanAllah ne kadar da cüretkar. Bir adım ötesini dahi görmekten aciz insan bu meçhul yolun planını çizebileceğini nasıl iddia edebilir? İslam dininin emir ve yasakları ve İbadete taaaluk eden meselelerinin nasıl ve ne şekilde olacağını eksikliğe mahkum olanlar nasıl belirler? Akıl alacak gibi değil.

Bu arada sayıca çok olmanız sizi aldatmasın. Bu dine inanların sayıları her zaman az olmuştur ve yine guraba hadisinin ifadesiyle her zaman az olacaktır. Yine Kuran'ın ifadesiyle Nuh a.s 950 sene yaşamış ama kendisine çok az kişi iman etmişti. Allah Rasulünün hadisinde belirtildiği gibi "Nice nebiler gördüm ki kendisine iman etmiş tek bir kişi dahi yoktu" SubhanAllah! Bir Nebi gelecek bir ömür İslamı anlatacak ve kendisine hiç kimse iman etmeyecek. Onun için kemiyet sizi aldatmasın aslolan keyfiyettir.

Ama inş. tanıştıkça bir takım konularda bana hak vereceksiniz. Bu da elbette biraz zaman istiyor, onu aramızdaki kardeşlik hukukunu muhafaza edelim ve birbirimize karşı ileri gitmeyelim. Burada ne siz ne de ben fitne peşinde değiliz. Hakikate talip birer talebeyiz.

Selam ile...





Aciz kul kırmızı ile işaretlediğim sözün senin imanını tehlikeye sokuyor, imandan sonra küfre girmek işte böyle birşey olsa gerek. Sizin bu tutumunuz ilk değil mekkeli müşrikler de sizin gibi söylüyorlardı;

“Onlara (müşriklere): Allah`ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, “Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız” dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler? “ Bakara suresi 170. ayet

Ne düşündüğüne dikkat et, düşüncelerin eylemlerin olur
Eylemlerine dikkat et, alışkanlıklarına dönüverir
Alışkanlıklarına dikkat et, kişiliğini oluşturur
Kişiliğin ise kaderindir.



Ataların dini üzerinesiniz lafı YALNIZ KURANCI'lar tarafından daha sık olarak dile getirilir. ve ehli sünnet şiddetle bu yolla aşağılanma KAFİRLİKLE itham edilmeye çalışılır.

Evet ben atalarımın dini üzerineyim. Benim atam FATİH SULTAN MEHMET, Benim atam KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN, Benim atam ... uzar gider.. onların dini neyse benim dinim o. Eğer onlar sizin perspektifinizde kafirse ben de kafirim. Sonucta papazlara göre bütün müslümanlar kafir.. sizin perspektifinize göre kafir olmuşuz çok mu!!

Ben size bir örnek verdim daha önce ordan devam edelim: 42 yaşındasınız şu an mesela 25 yaşınızda kuranı abdestsiz dokunabileceğini ayet, hadis tararken anladınız. ve 17 yıldır da abdestsiz büyük bir rahatlıkla kuranı dokunur elinizde tutuyorsunuz. sen şu anda 25 yaşındaki RedVeKabul'ün dini üzerinesin. Senin 24 yaşındayken doğan evladın olsa ve şu an 18 yaşında olsa.. sana deseki baba kuranı abdestsiz tutabilir miyim? sen ona "git kendin önce kuran sonra hadis sonra alimlerin sözünü araştır" mı dersin yoksa direk "evet tutup dokunabilirsin evladım" mı diyebilirsin? Ben rabbimin adına yemin ederim ki o evladına söyleyeceğin söz evet evladım tabiki tutabilirsin olacak.. Bunu 12 yaşında iken söylemiş olsan, senin evladın 6 senedir bu mevzuda ATASININ dİNİ üzerinde.. senin tabirinle mekkeli müşrikler gibi.. ve o da aslında senin mantığına göre KAFİR olmakla karşı karşıya...

Ha senin evlat, kuran okurken ürperse ya baba ben bu güzel eseri kutsal kitabımızın onu ancak temiz olanlar dokunsun ayetini okurken korktum. artık bundan sonra abdestsiz ASLA okumak istemiyorum. kendimi saysgızmış gibi görüyorum dese tamamen kendisi bunu yüreğinde hissedip yaşasa, kulağından tutup asılıp "sen ne yapıyorsun öyle bir şey yok. öyle yaparsan ATALARIN DİNİ ÜZERİNDE mi olacaksın" diyeceksin?



* * *

Mevzu bahis olan ayet senin de söylediğin gibi mekkeli müşrikler içindir. Yanii Allah ve rasülüne iman etmeyenler içindir. Eğer sen kurandaki müşriklere ait ayeti alıp Allah ve rasülüne iman etmiş. ve ona iman edenlere gönül bağlamışlara uyarlıyorsan sittiiin sene de uğraşssan düştüğün girdaptan asla çıkamazsın. Bizleri mekkeli müşriklere benzetirken, pentegonlu müşriklerin tuzağından da çıkamazsın.


Kuran'dan sonra bütün İslam mezheplerinin alimlerinin "ittifak" ettiği hadislerle amel etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Sahihligi noktasinda mutabakata varilmis ve Kuran'a uygun düşen hadisler, bizim icin kaynak mesabesindedir. Kuran'ı nebevi sünnetten koparamayız. Rasul'e itaat, Rasul'un (sahih) sözlerine itaat farzdır. Hadisler inkar edilemez. Siyer kitapları, kaynaklar, yüzyillardır önümüzdedir. Tıpkı Kuran gibi.. Bunlara vahy muamelesi yapmadan, vahy ile karşılaştırarak dikkate almak durumundayız.

Vallahi niyetimiz fitne çıkarmak değildir. Allah şahidimdir ki böyle bir niyetimiz yok. Neden korkuyoruz böyle şeyleri aramızda münazara etmeye?


islamin garip olduğu bir dönemdeyiz. devri decacile diyor hadisler bu dönem için. her taraftan inanılmaz saldırılar var. bu dönemde eskisini yıkıp yenisini inşaa etmeye çalışmak sadece düşmanların eline silah vermek olacaktır.

Bugün imam azamların imam şafiilerin söylerine reylerine karşı çıkıp kendine uygun geleni alacağını söylüyorsunuz. yarın ise sizin sözlerinizi de inkar edip bu bölünmüşlük fitne fesat çok daha da büyüyecek.. Sizin aslında yukarıdaki söyleminiz mustafa islamoğlu ve onun gibi düşünenlerle tamamen paralel bir görüş.. Madem ki vaktiniz zamanınız var. Allah için çok daha güzel bir şey yapınız. Zamınızı fitneye odun taşımak yerine fitnecilerin odunlarını ellerinden almaya harcayınız. Bu benim size acizane tavsiyem olacaktır.

Önce amelde hak mezhep olan hanefi, hambeli, maliki ve şafii mezheplerini kabul edin. kendinize bunlardan birine yol seçiniz.

Sonra da oturunuz bu mezheplerin hükümlerini kuran ve sünnet ışığında inceleyiniz. eksik yanlış hata aramak yerine o büyük alimlerin ictihadların hangi hadise hangi ayete dayandığını bir bir aktarınız. her ince noktayı ortaya koyunuz. Zaten bunların geçmiş yüzyıllarda çalışmaları var. tozlu kütüphane raflarından çıkartıp internet ortamında paylaşınız. İnsanlar imam azam neden böyle bir fetva vermiş delillerini sizin aracılığınız ile görsünler. ya da imam şafii neden farklı söylemiş görsünler..

RedVeKabul sen bir gün unutulup gideceksin. Mustafa islamoğlu da kendisinden öncekiler gibi unutulup gidecek.. ama 1000 yıl sonrada hala imam azam bilinecek, onun ictihadları hala uyulacak. onun takipçileri olacak. Yapılabilecek en güzel hizmet o insanlara uyduklarının neden hangi kaynağa göre öyle olduğunu gösterebilmektir.

Yapacağınız bu hizmet milyarlarca müslümanın hayır duası ile size geriye dönecektir. Lakin eğer siz tam tersi imam azam imam şafii gibi büyük zaatları sevip onları takip edenleri ataların dini üzerine olmakla itham etmeye devam ederseniz de diğerleri gibi Allahın laneti hep üzerinizde olacaktır...!

Bu benim acizane tavsiyemdir..

"Allah pisliği akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır" demiyor mu?


Size aklınızı kullanabilmeniz için bir yol gösterdik yukarıda.. umarım aklınızı kullanır doğru olanı seçersiniz..


"Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?"


Eğer ki imam azamdan sonra yeni bir hadis söylendi ise, eğer ki imam şafiden sonra yeni bir ayet indi ise ortaya koyun biz de görelim.. Bir müslümana müşriklere, ateistlere, dinsizlere inen ayetle karşılık vermek yukarıdaki ayette olduğu gibi Allahın pisliğinin üzerinize yağmaya başladığının en açık delilidir..


"Yüzleri ateşte gah bu yana, gah öbür yana çevrileceği gün: "Ah!" derler, "ah ne olurdu! Keşke Allah’a itaat etseydik, keşke Peygambere itaat etseydik!"
Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular."


PEygambere itiaat etmediğin için böyl cayır cayır ateşte yanacaksın. çünkü peygamber:

http://www.ihyaforum.com/hadis-ve-sunnet/34261-el-ulema-u-veresetu-l-enbiya.html

EL-ULEMA’Ü VERESETÜ’L-ENBİYA

Peygamberimiz s.a.v. buyurur ki,
"Alimler peygamberlerin varisleridir." (A.bin Hanbel, Müsned)

Peygamber efendimiz benim varislerim alimlerdir diyor. Yani imam azamlar, imam şafiler, imam gazaliler, imam rabbaniler bunların hepsi peygamberin varisleridir. Bunu peygamberin kendisi söylemekte. Sen ki kuran ve sünnete itaattan bahsedip bu hadisi görmüyorsan yanlış yoldasındır. O varislere uyanlara mekkeli müşriklerle kıyaslıyorsan sen cehennemde yananlarla olacaksındır.. Çünkü kendinin de yazdığın gibi "ah ne olurdu! Keşke Allah’a itaat etseydik, keşke Peygambere itaat etseydik!" diyeceksin.. Peygambere itaat etmeyip varislerine dil uzatmakla meşgulsün..



Bakıyorum da muhataplarım gaybe muttali olmuşlar. "Kopyala, yapıştır, senin sözlerin değil" vs.


Gaybe bilmesekte GOOGLE yi bilen biliyor. sorunca içinde ne var ne yok döküveriyor :)

Benim burada vermek istediğim açık ve net:

Sizin söylemleriniz şu ana kadar gördüklerim kadarı ile tamamen mustafa islamoğlu ve avanesine ait. Onların düşünceleri ile paralel bir seyir halinde. Cümleler size ait olabilir fakat beslendiği kaynak orası. Abdestsiz kuran, mezheplerin sünnete uyanları al gerisini salla, kuran sünnet yeter.. ataların dini gibi bunları sıraladıkca sıralayabiliriz.

Diyoruz ki, sen yazdıklarını kendin düşünmedin. Çocuğuna bilgini aktarma örneğinde oldugu gibi aslında sen de mevcut bilgileri ATALARIN'dan öğrendin. Bizim atamız imam azam, imam gazali, fatih sultan mehmet, ibni suud, ikinci abdulhamid vs. iken senin atan mustafa islamoğlu, seyyid kutup, cemaleddin afgani, mason abduh, ibni teymiyyyeler..

senin bizlere söylediklerin harfi harfine zaten onlar ve onlardan öncekiler söylemekteydiler. Aslında sana cevap vermiyoruz, mustafa islamoğlunun zehirlerine cevap yetiştiriyor gibiyiz. bir taraftan da sana senin fonksiyonunu bulundugun konumu aktarmaya çalışıyoruz.. Bizi atalarımızın dini üzerinde olmakla eleştirmeye çalışırken sana kendi atalarını ya da senin düşüncelerini savunanları aktarıyoruz.. Zaten onların amaçları ehli sünneti yıkmak. kullandıkları silahlar da saldırı metotları da bunlar. sen kurana sünnete bakarak yeni birşey çıkarmıyorsun. sadece, sana enjekte edileni bize aktarıyorsun.

Görünen köy klavuz istemez.

sevgi ile



Mevzu bahis olan ayet senin de söylediğin gibi mekkeli müşrikler içindir. Yanii Allah ve rasülüne iman etmeyenler içindir. Eğer sen kurandaki müşriklere ait ayeti alıp Allah ve rasülüne iman etmiş. ve ona iman edenlere gönül bağlamışlara uyarlıyorsan sittiiin sene de uğraşssan düştüğün girdaptan asla çıkamazsın. Bizleri mekkeli müşriklere benzetirken, pentegonlu müşriklerin tuzağından da çıkamazsın.



bana yönelik asılsız ve ilimden yoksun sözlerinize zaten cevap verme gereği duymuyorum ama yukarıdaki sözlerinize inanın üzüldüm ve şayet gerçekten böyle düşünüyorsanız size acizane bildiklerinizi tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ederim. İnanın çok şaşırdım.

Kuran okurken adeta bize nazil oluyormuş gibi okumamız gerekmiyor mu? Kuran'da kafirlere, müşriklere ve münafıklara hitap eden ayetleri de bize hitap ediyor gibi düşünmemiz gerekmiyor mu?
Yoksa ben nasılsa Müslümanım, dolayısıyla ben sadece iman edenlere hitap eden ayetlere bakarım mı diyeceğiz? Allah, kafir, müşrik ve münafıklara bazı şeyleri yasaklarken veya yaptığı şeylerden dolayı onları azarlayıp cehennemle tehdit ederken, bir Müslüman olarak bunlar beni ilgilendirmez mi diyeceğiz? SubhanAllah!
Onlara yasak olan şeyler bize serbest mi?

Bu nasıl bir İslam anlayışı. Kuran belirli bir topluma inmiş ve onlara hitap etmiş bugün ise beni ilgilendirmez mi diyeceğiz.

Yapmayın...

Peygamberimizin o günkü topluma Kuran ı tebliğ ederken, atalarının rivayet, hurafe inançlarından vazgeçmeyenlere, Rabbin seslenişi olan "biz kendimizi atalarımızın yolu üzere bulduk" ayetini günümüzde yaşayan din kardeşlerime örnek vermekle, yanlış mı yapmış oluyorum? Bu ayet bizlere, günümüzde hitap etmiyor da, yalnız o devrin insanlarına mı hitap ediyor?

Ayrıca diğer konulara bağlantılı olarak: Kuranı "biz anlamuzuk" diyenler Allah'a nasıl bir iftira attıklarının farkındalar mı acaba. Allah kullarına gönderdiği rehberini, yemin ederek kolaylaştırdığını bize birçok kez söylüyorsa, iddia edildiği gibi, anlaşılması zor bir rehber gönderip, daha sonrada bu kitaptan asla hesap sormaz. Biz bu kitaptan hesaba çekileceğiz o halde her gelen sözü bu Kitaba vurmak zorundayız.

Bir alıntı vereyim;

SORMAK LAZIM…….

Halk içerisinde bazı zamanlar karşılaşırız “Bu ayet bizimle alakalı değil, bizi ilgilendirmez o ayetin hükmü kaldırıldı” diyen tiplere. Bu söz ayetlere kendi görüş ve düşüncelerine göre şekil veremeyenlerin parolasıdır.

Ayetlerin bir kısmını kendi düzenleri için tehdit olarak gördüklerinden bir türlü kabul etmek istemezler fakat “Biz bu ayetlere inanamayız” deme cesaretini de gösteremediklerinden “Efendim bu ayetler bizimle alakalı değil falan kimselerle ilgili onlara hitap ediyor, onlarla alakalı ayetleri bize okumayın” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışırlar. Böyle düşünenlere şu soruları sormak lazım:

a) Bizimle ilgisi olmayan ayetlerin bizim kitabımızda ne işi var.?

b) Allah bizi ilgilendirmeyen ve bizimle alakası olmayan ayetleri neden indirsin, madem bizi ilgilendirmiyor öyleyse neden inanmamızı istiyor, neden bizi mesul tutuyor.?

c) Allah “Ben bunu gönderdim ama sizinle bir ilgisi yok” dediği bir ayet hangisi..??

d) Peygamber efendimiz kitabın ne tarafı için “Şurası bizi ilgilendirmez bizimle ilgisi yok” demiş mi böyle bir olay yaşanmış mı.?

e) Kur'an'daki ayetler Kur'an'a inananları ilgilendirmeyecekse kimi ilgilendirecek, kendimizle alakalı görmediğimiz ayetlere bir başkasının inanmasını nasıl bekleriz, bir gayri müslim bize “Seni ilgilendirmeyen ayet beni niçin ilgilendirsin, neden inanayım ki” derse ne cevap vereceğiz..?

f) Herkes kendisi ile ilgili görmediği ayeti “Bu bizi bağlamaz” diyerek ayetleri kabul etmezse bu örtülü bir inkar olmaz mı..?

g) Ayetleri bizimle alakasız görürsek bu kuranın evrenselliği ilkesine aykırı değil mi, hani kitap bütün insanlara gönderilmişti.?

Bu sorulara daha da çoğaltmamız mümkün Kur'an'ı Kerim'in bazı ayetlerinin hükmünün bizi ilgilendirmediğini söylemek aslında tamamının bizi ilgilendirmediği sonucunu doğurur zira herkes kendisi ile alakalı görmediği ayeti reddederse ortada ne kitap kalır nede kitaba inanmak

Bu vesileyle bizde bu soruları size sormuş olalım sayın Aciz : ))

carpitmissin konuyu... orda ki ayet musriklere... bu demek olmuyo ki bazi seyler muslumanlara helal onlara haram boyle bisey olabilirmi red ve kabul kardesim bu nasil carpitmadir bu nasil mantik hatasidir...ey kafirler denilen bi yerde ustune alinmak neyin nesidir? yani aciz hocanin dediklerini anlayamayacak durumda inanin sizsiniz...yani adam okadar dikkatli yazmisski. resmen buna carpitma denir yani akilli feraset sahibi herkes bunu anlar... sanki aciz hoca burda bosa kurek cekmis gibi olmus uzuldum dogrusu... kendinizi bi imam azamdan zeki buluyorsunuz milletin sapik goruslerine yer veriyorsunuz ... bir seyleri yakaladiginizi saniyorsunuz aklinizca ama hic bisey yakalamadiniz....seyhi olmayinin seyhi seytanmis ...ve bi bu fitnenin kol gibi gezdigi asirda klavuzsuz cikiyorsunuz...seytanda sizi kandiriyor kandiriyor... ve tespit ettigim konuda kibriniz....kibriniz bunu yapiyor herseyi ben bilirim seklinde... keske aciz hocanin dediklerini anlayacak kapasitede olsaniz... keske Allah sizin itiktadinii da duzgun etse... kusura bakmayin ama resmen korsunuz....

bana yönelik asılsız ve ilimden yoksun sözlerinize zaten cevap verme gereği duymuyorum


Allaha şükür cehaletimin ve acziyetimin farkındayım. Haddimi biliyorum. İmam azamın göremeyip, kendimin görebileceğine zannettiğim hiç bir husus yok!

Yinede okuyuculara yukarıdaki yazımı okumalarını tavsiye ederim. Acaba bazı noktalar işinize mi gelmedi dersiniz!

Kuran okurken adeta bize nazil oluyormuş gibi okumamız gerekmiyor mu? Kuran'da kafirlere, müşriklere ve münafıklara hitap eden ayetleri de bize hitap ediyor gibi düşünmemiz gerekmiyor mu?


Eğer kelimeler içindeki gramatik hatalara odaklanacak olursak hapı yuttuk. Örneğin "Nazil oluyormuş gibi düşünmek" kişiyi küfre götürmez mi? Kendini risalet makamında görmüyor mu? Tartışmanın seyrini bu tarafa çekmek istemiyorum. gerekirse sadece bu konuyla alakalı başlık açılır orada sürdürülür. Tüm ayetler biz müslümanlara indirilmiştir. Onların her biri bizim için rehberdir. Fakat kuran okumanın da bir adabı usulü vardır. Neden inzal oldu? nerede inzal oldu? nasıl inzal oldu? Peygamber efendimiz nasıl tefsir etti? Ashab nasıl aktardı? islam büyükleri o ayetler üzerine ne dedi? bunlar iyi analiz edilmeli.

Müşriklerin hallerini tarif eden ayetleri alıp ömrünü ilim tahsiline harcamız icazet almış bu alanda binlerce kişiye rehber olmuş büyük zaatları alimlere yani peygamber efendimizin varislerine yani varisi rasüllere dil uzatılmaya kalkışılırsa kendi silahını alnına dayamış gibi olursun. bunun adı intihardır.

Sen ise sözümden çıkara çıkara "o ayetler müşriklere inmiş onları ilgilendirir bizi ilgilendirmez" dediğimi çıkarıyorsun. Ve üstüne her ayetten kendimize inmiş gibi anlamamızı istiyorsun..

Peki o zaman:

3:42 - "Hani melekler: "Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı."

Buradan da sen kendini hz. meryem olarak mı düşünüyorsun? ya da bir kadın olarak mı görüyorsun? ya da o kısmı geçelim, kendini seçilmiş ve çevrendekilerden üstün olarak mı görüyorsun?



SORMAK LAZIM…….

Halk içerisinde bazı zamanlar karşılaşırız


sen bana ali rıza demircanın yazısını alıp kopyalıyorsun. peki bugün bu yazısını kopyaladığın vatandaş senin bu başlığını görse cevabı benimkine paralel mi olurdu yoksa aynen senin gibi mi olurdu? kaldi ki daha önceleri yazdığım kuranı kerim ayetleri ile alakalı yazılarım da var. eminim ki beni MAT etmek için başka bir zaman da onları buraya kopyalarsın :)

* * *

Başka forumlarda olduğu gibi yazının altına çok güzel teşekkürler deyip seni destekleyici şeyler yazamadığımız için çok üzgünüz.

Burası ihya forum.. "ihya" senin tabirinle atamız olan, imam gazali hzlerinin ünlü bir eseri.. Ne hikmetse direk gazaliye, imam azama, imam rabbaniye saldıramıyorsunuz.. biliyorsunuz ki bu toplum derhal sizi dışlayacak ve yüzünüze bile bakmayacak. ama öyle bir strateji geliştirmişsiniz ki, saman altından en büyük hakaretleri bu büyük insanlara yapıyorsunuz..

ne denebilir ki, bravo... Atalarının yolunda yürümeye devam et sen :)

: ))

yahu ne gerek var böyle sözlere, yok körmüşüm, akidem bozukmuş, yok bir şeyden anlamıyormuşum vs vs
yani ne gerek var şimdi bunlara, beni de seviye(sizliği)nize çekmeye çalışıyorsunuz ama boşuna uğraşmayın inmem : ))

bazılarına inat biraz edebiyat yapayım

bakın kardeşim lafı uzatmaya gerek yok "Hakk, hakkı bilmeyenler için er veya geç ortaya çıkacaktır" bunda kimsenin şüphesi olmasın. Ama bugün ama mahşerde, siz siz olun bu işi öldükten sonraya bırakmayın.

Yukarıdaki konuyu ES geçiyorum zira belli ki anlamak istemiyorsunuz. Konu yine demogoji kısmına gelecek ki, demogojide haklı olan değil, çenesi kuvvetli ve delilsiz ve işkembeden sallayanın kazanma şansı çok yüksektir. Çünkü bir usulu yoktur, haddini bilmez, sınırları yoktur.
Halbuki bizim amacımız tartışıp birisini yenmek değil, bir hakikati ortaya koyabilmekti. Ama görüyorum ki boşuna uğraşıyoruz çünkü biz delil olarak Kuran ve Sünnet getirsek, muhatabımız zaten "Kuran ve Sünneti biz anlamazuk" diye inanıyor!

Beni bilen kardeşler bilirler ben Allah'tan başka kimseden korkmam ve doğru bildiğim şeyleri söylemekten de asla geri durmam. İmam Gazali, İmam Hanife gibi selef alimlerine laf söylemek onları tahkir ve tekzip etmekten Allah'a sığınırım. Hiç bir alim hatadan masum değildir elbette bunların da hataları vardır. Biz doğrularını alırız yanlışlarını da kendi içithatları der ve susarız.

Ne olacak şimdi beni "İmam Gazali ve İmam Ebu Hanife'ye saldırmak istediğim ama çekindiğim ve dolaylı yollardan onlara saldırdığım" şeklindeki ithamlarınız? Yahu Allah'tan korkun diyeceğim ama bu da ancak sizin cehaletinizi artıracak. Bu kaçıncı haksız ithamınız oldu? Ama yine de söyleyeyim Allah'tan korkun!

Mezhepte taassup ve meşrepte cehalet, acilen izale edilmesi gereken bir hastalıktır tez zamanda bunlardan kurtulun derim.

Son olarak, sizler gibi ilimden Aciz olanlar beni yıldıramazlar, buna emin olun : ))

Pek istediğiniz gibi güzel sözler olmadı ama ne demişler "destursuz bağa giren hesapsız dayak yermiş" : ))

Hadi size iyi akşamlar.


Alternatif Bakışlar

MollaCami.Com