Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kuran ve Sünnete Yaklaşımımız Nasıl Olmalıdır ?

ama bunlar peygamber efendimi sav varisleri hatta yapsalarda hatta lari cok ufak olur bence siz peygamber efendimi sav varisi olmadan yaptiginiz buyuk hatanin farkindamisiniz?

ama bunlar peygamber efendimi sav varisleri hatta yapsalarda hatta lari cok ufak olur bence siz peygamber efendimi sav varisi olmadan yaptiginiz buyuk hatanin farkindamisiniz?


Bizde zaten hataları vardır dedik, hiç "hataları büyüktür" lafı çıktı mı ağzımızdan?

Kardeşim açın Kuran'ı ve belam Bin Baura'nın kıssasını okuyun. Allah ona ne ilimler vermişti. İnsanları kim olursa olsun alim de olsalar onları yüceltip aşırıya kaçmayın.

“Hıristiyanların Meryem oğlu İsa’yı aşırı surette methettikleri gibi, sakın sizler de beni methederken aşırı gitmeyiniz. Şüphesiz ki, ben sadece bir kulum. Onun için bana (sadece) Allah’ın kulu ve resûlü deyiniz.”(Buhari)

Enes b. Malik (ra)’in rivayet ettiği bir hadise göre bir adam Peygamberimize “ya seyyidî / ey efendim, efendimin oğlu! Ey bizim en hayırlımız, en hayırlımızın oğlu! Diye seslenmişti. Buna cevaben Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

“Ey insanlar! Allah’a karşı olan sorumluluğunuzun bilincinde olun ki şeytan sizi aldatmasın. Ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’im. Allah’ın kulu ve resulüyüm. Allah’a yemin ederim ki beni, Allah’ın bana verdiği makamın üstüne çıkarmanızı sevmiyorum.”(Ebu Davud, Ahmed B.Hanbel)

Peygamberimiz dahi kendisi için bunu demişken bizler ne oluyor da alimleri masum görüyor ve onları aşırı yüceltiyoruz.

Yapmayın...

tamamda bi yanlis anlasilma olmus olabilir mi...alimleri hasa Allah ve yaratici olarak gordugumuz yok..bunu anlarsan sevinecegm...ama onlarida ilim konusunda kendimizle de kiyaslamamiz gerekir.... mesale sahabeyle gorustun mu ? hadisleri sicak sicak eline aldin mi ? yog....onlarin zekasina sahipmsin... simdi ben bulacagim tum hatalari deyip yola cikacak kisi olarak mi goruryorsun kendini? eger boyle gormuyorsan.. sorun yok...

tamamda bi yanlis anlasilma olmus olabilir mi...alimleri hasa Allah ve yaratici olarak gordugumuz yok..bunu anlarsan sevinecegm...ama onlarida ilim konusunda kendimizle de kiyaslamamiz gerekir.... mesale sahabeyle gorustun mu ? hadisleri sicak sicak eline aldin mi ? yog....onlarin zekasina sahipmsin... simdi ben bulacagim tum hatalari deyip yola cikacak kisi olarak mi goruryorsun kendini? eger boyle gormuyorsan.. sorun yok...


kitapçı kardeşim, Bin Baura kıssasını mutlaka tefsiriyle beraber okumanızı özellikle sizden rica ediyorum.

Bakınız mesele sahabeyle görüşmek veya hadisleri sıcak sıcak alma meselesi hele hele zeka meselesi hiç değil.
Kuran ilk günkü tazeliğini koruyor mu ? "Evet". Sahih Nebevi sünnet elimizde mi? "Evet"
Mezhep imamlarının sözlerine bakın ve istisnasız hepsi "taklidi" yermişlerdir. Müsait olursa imamların sözlerini inş. veririm.

Şimdi bakın, biz diyoruz ki;

Öncelikle Kuranı türkçesini okuyacağız.....İyice belliyecez..
Ondan sonra hadislere bakacağız...
Sonrada alimlerin görüşlerine bakacağız.....

Bu sıralamaya dikkat etmek çok önemli. Sıralamayı değiştirmek ya da ilk iki sırayı yok bilip doğrudan alimlere muracaat etmek insanı saptırabilir, yanıltabilir. Çünkü o zaman o alimin söz ve düşüncelerini tartacak ve doğrulayacak veya yanlışlayacak bir hakikat elimizde olmıyacak!!! O zaman o alimin her şeye ve söze boyun eğen muridi olmaktan başak çaremiz de olmayacak...

Kuran'ın açık ve ilk manasını herkes anlayabilir fakat bundan sonra gelen kapalı manalarını ve hikmetlerini ve gizli sırlarını elbette peygambere sorulacak veya ondan sonra gelen peygamberin mirasçıları olan alimlere sorulacak. Biz demiyoruz ki alimlere hiç sormayalım onların kitaplarını okumayalım. Elbette soralım ama sıralamaya dikkat edelim.

Allah haşa bizim anlayamayacağımız Kitap göndermekle bize zulüm mü etmiş oluyor?
Hayır muhkem olan ayetler bellidir müteşabihler de bellidir. Zaten Müteşabihlerin sayıları fazla değildir ve akideye taaluk eden ayetler de muhkem yani açık ve anlaşılır olanlardır.

Kuran, kendisine "gercekten de anlamak ve yaşamak icin" yaklaşana tüm kapılarını ardına kadar açar yeterki siz isteyin ve gayret gösterin. Ama siz Kuran'a "ona el değmez, abdestsiz dokunulmaz, bilmem kaç çeşit ilim bilmek gerekir, yok herkes anlayamaz" şeklinde bir muze eseri muamelesi yapıp önüne başkalarını geçirirseniz, o size kapılarını kapatır.

İbn Mesud der ki;
"Bize Kuran’ın nazmını ezberlemek zor, manasıyla amel etmek kolay gelirdi. Bizden sonrakiler içinse Kuran’ı ezberlemek kolay O’nunla amel etmek zor olacak." Bu aynen günümüzde vakıadır.

"Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan." Kamer 17

Ayrıca; Hadislerin tasnif edilmeye başlandığı dönemi ve mezhep imamlarının hadisleri nasıl topladığını açıp okursanız meseleyi büyük oranda çözmüş olacaksınız inş.

Dua ile...

peki bu dusunceler sizzi mezhepsizlige goturmez mi? sanki bi takim seyler kullanilmis gibi geliyo benim anladigim kadariyla...... yani tarihi bilenler ve o hadislerin mezhep imamlarina nasil geldigi konusunuda saglam kaynaktan bakiniz sizde bu sitede daha once payasildi .... simdi size bu konuda he desem siz karsima mezhepsizligi illeri sureceksiniz....mezhepsizigede he desem daha fazla illerliyecek. benim giderek imandan eser kalmayacak.....ve benim aklima bu oyun gibi bisey geliyo hissetirmeden bi takim seyleri cimbizla cekersin ya....yada atiyorum bi masa dusun ayaklari var ilk basta masanin ayaklarini gevsetiyorsun sonra bi ayagini sonra diger ayagini cikariyorsun ve masa giderek dengesizlesiyor, saglam kalmiyor ve yere cakiliyor... peki bu masayi saglam tutmak icin uzerinde yemek yemek icin napmaliyiz ? bi takim gevsemelere izin vermemeliyiz.... bu mezhepcilik deil sizin dediginiz gibi ... mezhepler bizi daha sabit SIKI tututugunu dusunuyorum.....

Fıkhî ihtilafın cevazıyla beraber mezhebi ictihadın Kurân'ın ruhuna uygun olması gereklidir. Yani ictihat tevhid, mahlukata şefkat, başkalarının can, namus ve mal haklarına hürmet, iffet, adalet, eşitlik, istikamet, emanet ve vazifelere riayet, iyilik ve bunda yardımlaşma esaslarına aykırı olmamalıdır. Peygamberimiz, müctehidin içtihadında isabet ederse, iki sevap, iyi niyetle Allah rızası için yaptığı içtihadında hata ederse, bir sevap alacağını söylemiştir.[2]



Şimdi bakın, biz diyoruz ki;

Öncelikle Kuranı türkçesini okuyacağız.....İyice belliyecez..
Ondan sonra hadislere bakacağız...
Sonrada alimlerin görüşlerine bakacağız.....



Bana da dediler ki;

- önce kuran alfabesini çöz..
- sonra kuranı kerimi düzgünce okumayı öğren..
- bir taraftan temel ilmihal bilgilerini su gibi öğren

- sonra arapçanı öğren..
- öğrendi mi? şimdi de fıkıh kitaplarını, akaidi vs otur arapça orjinal metinlerinden oku..

- sonrada güzel güzel arapça kuranı kerim tefsir kitapları vs tavsiye ettiler..

Siz tutturmuşsunuz önce meal okuyacaz :) iki kuruş dünyalık için ingilizcenin almancanın altından üstünden getiriyoruz ama söz konusu kuranı kerim olunca meallere muhtaç kalıyoruz.

* * *

lafı eğirip çevirmeye gerek yok. sana söylenenlerin hiç birini kaale almadan teğet geçmelere devam ediyorsun. Buyur o zaman sana soru soralım teker teker neler cevaplayacaksın merak ettim:

1. Herkes, her mesele için önce kurana mı bakmalı? Sonra hadisleri mi okumalı?

2. her meslek dalından işcisinden, ev hanımına, tuvalet bekcisinden avukatına, doktorundan başbakanına sadece gündelik hayatlarında lazım olanların dışında diğerleri ile hiç ilgilenmeyenler namaz, abdest, oruç, zekat ve hac gibi konuların tamamını oturup önce kurana sonra hadislere mi bakmalı? Yoksa kendinden öncekilerin bu konuda hazırladıkları onlara yeterli midir?

3. (Madem öyle ise; herşey için) önce kuran ve sünnete bakacaksak: Daha ilk bakışta neden Allah kuranı kerimi her olay için konu konu, madde madde yazmak yerine parça parça ve içine serpiştirilmiş şekilde bizlere sunmakta. Madem islam dini kolaylıksa neden böyle bir zorluğu inanlara çok görülüyor? Neden hadisler de aynı şekilde bir bütün değilde dağınık?

4. Kuran meali okuyun diyorsun. mealcilik henüz 70-80 yıllık bir macera ve daha öncesinde ise hiç bir şekilde basılıp çoğaltılmamış. Peki bizden önceki süper güç olan osmanlılar ve diğer türk devletlerin hiç birinin aklına gelmemişte bugün mü jeton düştü?

5. Herşey için kuran ve sünnete bakacağız derken, hangi kuran ve sünnet kaynağında kuranı kendi dilinize çevirip oradan okuyunuz diye bir ibare tavsiye var? Madem kuran ve sünnet diyorsunuz bir ayeti yorumlamaksızın açık bir şekil de deliliniz nerede? bunun örnekleri peygamber döneminde olmuş mu? Örneğin selmanı farisi anlayabilmek için farsçaya mı çevirtmiş?

6. Siz mevcut bu savunduklarınızı kuran ve sünnete bakarak mı savunmaya başladınız? yoksa msutafa islamoğlu, mason abduh gibi din sapkınların eserleri sohbetlerini dinleyerek mi savunmaya başladınız?

7. Müşriklerin ataları da kafirdi. Biz büyük alim olarak gördüğünüzü iddia ettiğiniz imam azam ve imam gazalileri kaynak alıyor onların takipçisiyiz. Peki dosdoğru yolda olan kbüyük insanlara takip etmek ataların dini üzerine oluyor kıstasını doğruyorsa, yarın senin bu fikirlerini okuyup peşine takılacaklar da ve onların cocoukları torunları da atalarının dini üzerine olmayacak mı?

8. Her insanın bütün kuranın hükümleri aklında tutabilmesi, onları birbirleri ile mukayese edebilmesi ve en doğruya ulaşabilmesi mümkün mü?

9. Aynı şekilde bir çok farklı yaradılış ve mizaçta olan bu insanların binlerce hadisi akıllarında tutabilmesi, onları birbirleri ile kıyaslayabilmesi ve onlardan yola çıkarak strateji geliştirebilmesi mümkün mü? Daha türkçesi onlar isabetli kararlar alabilirler mi?

10. Kuran ve hadis eğitimini çok iyi almadan insanların sadece meal okuyarak sizin iddia ettiğiniz gibi her olay için önce kurana ve hadislere bakabilmesi gerçekten mümkün olabilir mi? Siz mevcut hayatta çevrenize bakarak bunların olabileceğine inanıyor musunuz?

11. Kuran ve hadisleri analiz edip hükümler çıkarabilmek için insanların nasıl bir eğitimden geçmesi lazım. Neleri bilmesi gerekir sizce?

12. Her insana kuran ve hadisten istediğini çıkar kullan, hayatını ona göre şekillendir demek KAOUS değil midir?

13. Bir çok islam devletleri osmanlı dahil hanefi fıkhını kabul edip tamamen yapılanmayı buna göre yaparken hepsi HATA mı yapmıştır?

14. Geçmişten günümüze sadece kuran ve sünnet deyip diğerlerini kenara koyan islam alimleri olmuş mudur? isimlerini sayar mısınız?


Biraz soru sayısı fazla belki üzerinde düşünsem daha fazla olur. ya da daha aza indirgenebilir. Madem girdiniz bağa, bu kadar soruya zahmet edip teker teker ayrı ayrı cevaplayabilirseniz çok seviniriz?

Mavi yazılar cevabımızdır.




Sayın Aciz sorularınıza rahatsızlığım nedeniyle cevap veremedim, birkaç gündür evde yatıyordum. Elhamdulillah biraz daha iyim şimdi.

Sorularınıza gelince cevaplamaya çalışayım inş. Bakın ben tartışmak için bu foruma üye olmadım ama doğal olarak fikirler çatıştığında bu oluyor. Bakın kardeşim meselelere tarafgir gözle bakarsanız elbette beni anlamanız mümkün değil.

Ben size burada o çok sevdiğiniz Ebubekir Sifil’in kendi kaleminden hadis ve mezheplerin içerisindeki bir takım çekişmeleri, husumetleri, çelişkileri getirim ki inanın dudağınız uçuklar. Bunu bir başka birisinden getirsem inanmazsınız ama söz konusu sizden birisi olunca inanmak zorunda hissedersiniz. İşte bu da ( hakaret olsun diye söylemiyorum ) sizin en büyük hastalığınız ve gerçekleri görmeye engel teşkil eden taassubunuzdur.

Israrla anlamaya değil kendi fikirlerinizi dayatmaya çalışıyor bunu yaparken de Kuran ve Sünneti atlıyorsunuz. Siz İslam ile kurtulmaya değil İslamı kurtarmaya çalışıyorsunuz.

Şimdi; size göre konuyla alakasız gibi gelebilir ancak bütün meselenin özeti şudur;

Hiç bir eser, içinde bulunduğu çağın siyasi, sosyal, tarihi, dini ve kültürel yapısından soyutlanamaz. Buna İmam Buhari de diğer bütün eserler de dahildir. Hadis toplama faaliyetleri “hadis uydurmacılığının” ayyuka çıktığı bir dönemde ve ilmin kaybolup, ulemanın kaybolup gitmesinden de korkulunca Ömer Bin Abdulaziz , Ebu Bekr el Hazm'a bir mektupla hadisleri araştırıp, yazmasını emretmesiyle ortaya çıktı. Yani o dönem Hariciler, Rafıziler ve Mutezile arasında hararetli tartışmalar vardı. Daha sonra rey ehli le hadis ehli arasında münakaşalar ve akabinde birbirlerine karşı reddiyeler yazılmaya başlandı vs. Ben bunu uzun uzun anlatacak değilim ama bu hakikatleri görmezden gelemezsiniz. Yani alim de olsalar hatadan masum değillerdi tarafgirlik aynı şekilde o zaman da vardı. İmam Buhari’nin İmam Ebu Hanife’den tek bir nakil dahi almaması ve onu “güvenilir” biri olarak görmemesini başka nasıl izah edeceğiz. Neyse bu konu uzun.

Sorulara verilecek cevaplar uzun ama ben kısa keseceğim.




1. Herkes, her mesele için önce kurana mı bakmalı? Sonra hadisleri mi okumalı?

Bakınız her mesele için önce Kuran sonra Sünnete bakılması demek; hadislerden, sahabe kavillerinden, müçtehit alimlerden, insani bilgi ve tecrübeler vs.den yararlanmaya elbette engel değildir. Hatta İslami şahitliğimizi daha kolay ve daha güzel yapabilmek için, bunlardan yararlanmak büyük bir zorunluluktur.
Kuran’ın akideye taaluk eden meseleri zaten açıktır ve açık olmalıdır yani muhkemdir.
Bunun dışında fıkhı ilgilendiren meselelerde Müslümanlar her bir hususu Kuran’da bulamazlar zaten Sünnet bunun için vardır.

Kuran kendisini anlaşılmak için kolaylaştırılmış (54/17), doğru yola iletici bir kitap (17/9) olarak tanıttığı halde Kuran'ın anlaşılamayacağını kim nasıl iddia edebilir? Siz Allah’ı mı yalanlıyorsunuz. Allah swt “kolay, anlaşılır bir kitap” diyecek ama siz çıkacak “hayır biz anlayamayız, onu sadece alimler anlar” mı diyeceksiniz?

İslami hareket Kuran merkezli bir harekettir. Bir hareketin Kurani olması ise inancının, pratiğinin ve niyetlerinin Kurani ilkelere uygunluğunu zorunlu kılar. Kuran ne geldiği kaynak açısından ne de sübutu açısından Kuran’a denk başka kaynak var mı? Varsa söyleyin biz de bilelim. Diğer bütün kaynaklar, bu esas kaynağın anlaşılması, tefsiri ve açılımı bağlamında bir değere sahiptirler.



2. her meslek dalından işcisinden, ev hanımına, tuvalet bekcisinden avukatına, doktorundan başbakanına sadece gündelik hayatlarında lazım olanların dışında diğerleri ile hiç ilgilenmeyenler namaz, abdest, oruç, zekat ve hac gibi konuların tamamını oturup önce kurana sonra hadislere mi bakmalı? Yoksa kendinden öncekilerin bu konuda hazırladıkları onlara yeterli midir?

Öncekilerin hazırladıkları yeterli midir? Taklit, delilini bilmeden başkasının sözü ile amel etmektir. “Bilmiyorsanız, zikir ehline sorunuz” ayetinde avamın kastedildiği konusunda alimler arasında ihtilaf yoktur. Bu tür kimselerin insanların kıble ehlinden olduğuna inandığı alimlerden birinin söylediğini taklit etmesi elbette kaçınılmazdır. Ancak; bu çetrefili ve zor olan meseler içindir. Mesela “kanın abdesti bozup bozmadığı” meselesi mezhepler arasıda ihtilaflıdır ama Sünnette açıktır;

"Rasulullah (s.a.v.) kan aldırdı ve abdest almaksızın namaz kıldırdı. Kan aldırdığı yerleri yıkamanın ötesinde bir şey yapmadı."
(Darekutni ve Beyhaki; Hz. Enes'ten rivayet rivayet etmişlerdir.)

"(Rasulullahın) Kendisine namaz kılarken bir ok isabet ettiği halde namazını kılmaya devam etmiştir."
( Addad b. Bişr'den rivayet edilmiştir. Buhari bunu ta'likan zikretmiştir. Ayrıca Ebu Davud ve İbn Huzey de rivayet etmişlerdir.)

Enes (r. anh); hacamat olmuş (kan aldırmış) ve yeniden abdest almadan namaz kılmıştır.
(Buhari (1/52); Darekutni (1/151))

Aişe (radiyallahu anha)‟dan;
“Kan damlaları hasır üzerine düşse bile namaz kılabilirsin."
(Nesai (171)

Tuvalet bekçisi dediğiniz kimse edindiği herhangi bir hadis kitabını açıp bu hadisleri görse sizce anlayamaz mı? “Efendim bu adam bunları nasıl araştırsın” derseniz bende size Rabbimizin sözü ile cevap veririm;

“De ki: “Benim namazım da, her türlü ibadetlerim de, hayatım da ölümüm de hep Rabbülalemin olan Allah'a aittir. Eşi ortağı yoktur O'nun. Bana verilen emir budur. O'na ilk teslim olan da benim.” En’am 162

Yani tuvalet bekçisi İslamı kendisine dert edinip araştıracak kardeşim. Öyle ben anlamam, ben bilmem yok. Birinci ve en önemli meselemiz dinimizdir.


3. (Madem öyle ise; herşey için) önce kuran ve sünnete bakacaksak: Daha ilk bakışta neden Allah kuranı kerimi her olay için konu konu, madde madde yazmak yerine parça parça ve içine serpiştirilmiş şekilde bizlere sunmakta. Madem islam dini kolaylıksa neden böyle bir zorluğu inanlara çok görülüyor? Neden hadisler de aynı şekilde bir bütün değilde dağınık?

Allah’ın hikmetinden sual olunmaz. Bakara suresi 210 ve 211 size gerekli cevabı verir.

“ Onlar, bulut gölgeleri içinde Allah’ın azabının meleklerle onlara gelmesini ve işin bitirilivermesini mi gözlüyorlar? Oysa bütün işler Allah’a döner”

“Bu insanlar, Allah'ın, Kendisini bulutların gölgeleri arasından meleklerle birlikte onlara göstermesini mi bekliyorlar? Ama [o zaman] her şeye karar verilmiş ve her şey Allah'a döndürülmüş olurdu.”

Allah gerçeği hiçbir zaman herkesin kayıtsız şartsız kabul edeceği bir şekilde çırılçıplak gözler önüne sermez; çünkü o zaman imtihan diye bir şey söz konusu olamaz ve başarı veya başarısızlık kavramları anlamlarını yitirirler. Belki de bundan dolayı sizin ve bizim gibi düşünenlerin gerçek niyetini sınamak istemiştir, kim bilir. Biz anlamak için çaba gösteriyor bütün gayretimizi ortaya koyarken siz ise başkalarının anladıklarıyla yetinip, onların anladıkları şey üzerinden Dininizi inşaa ediyorsunuz. Bu durumda kim Allah’a itaat etmiş oluyor? Siz mi biz mi? : ))

“Yani; Allah’ın melekleri ile birlikte tüm azametiyle önünüze çıkacağı günü beklemeyin. O zaman sizin için azap mühürle onaylanmış olacak ve hiçbir şansınız da olmayacaktır. O zaman iman ve itaat etmenin hiçbir anlamı kalmayacaktır. İman ancak , gerçek sizin duyularınızdan gizli(gayb) iken ve siz aklınız ile muhakeme edip, hiçbir zorlama olmaksızın onu kabul ederek ahlaki seviyenizi gösterdiğinizde değerli olur.” (Burası bir tefsirden alıntıdır)



4. Kuran meali okuyun diyorsun. mealcilik henüz 70-80 yıllık bir macera ve daha öncesinde ise hiç bir şekilde basılıp çoğaltılmamış. Peki bizden önceki süper güç olan osmanlılar ve diğer türk devletlerin hiç birinin aklına gelmemişte bugün mü jeton düştü?

5. Herşey için kuran ve sünnete bakacağız derken, hangi kuran ve sünnet kaynağında kuranı kendi dilinize çevirip oradan okuyunuz diye bir ibare tavsiye var? Madem kuran ve sünnet diyorsunuz bir ayeti yorumlamaksızın açık bir şekil de deliliniz nerede? bunun örnekleri peygamber döneminde olmuş mu? Örneğin selmanı farisi anlayabilmek için farsçaya mı çevirtmiş?

Yani şu 4. ve 5. sorunuzun neresinden tutup ta cevap verelim Allah’ınızı severseniz. Allah’ın kelamını anlamak için kendi dilimize çevirmeyelim mi? SubhanAllah! Yahu bu kitap anlaşılsın diye kendi kavminin dilinden inmesinin hikmeti nedir?

Siz herkese arapça bilmeyi mi şart koşuyorsunuz? Eğer öyle ise Arap ülkelerin hali ortada.


6. Siz mevcut bu savunduklarınızı kuran ve sünnete bakarak mı savunmaya başladınız? yoksa msutafa islamoğlu, mason abduh gibi din sapkınların eserleri sohbetlerini dinleyerek mi savunmaya başladınız?

7. Müşriklerin ataları da kafirdi. Biz büyük alim olarak gördüğünüzü iddia ettiğiniz imam azam ve imam gazalileri kaynak alıyor onların takipçisiyiz. Peki dosdoğru yolda olan kbüyük insanlara takip etmek ataların dini üzerine oluyor kıstasını doğruyorsa, yarın senin bu fikirlerini okuyup peşine takılacaklar da ve onların cocoukları torunları da atalarının dini üzerine olmayacak mı?

Bakınız buna cevap verdiğim halde hala ısrarla aynı şeyleri dönüp dolaşıp tekrar soruyorsunuz. Biz bir yerlerden veya birilerinden etkilenip bunları söylemiyoruz. Abduh’un tek bir kitabını okumuş değilim. Mustafa İslamoğlunun bütün kitaplarını çöpe atmış birisiyim.

Piyasaya bakarak kafanızda bir şablon oturtmuşsunuz ve her önüne gelene aynı muameleyi yapıyorsunuz.

Bir mesele ile karşıya karşıya geldiğimizde önce Kuran’a bakıyoruz sonra Sünnete bakıyoruz ve en sonunda alimlerin konu hakkındaki görüşlerine bakıyor ve ona göre de Kuran ve Sünnet bütünlüğü çerisinde bir karara varıyoruz. Kuran ve Sünnet bütünlüğünü yakalamak için de İslamı kendinize dert edinmiş ve bunlarla hemhalmaz olmanız gerekiyor. Bunun için alleme olmak gerekmiyor. Siz Kuranı açıp okumuyor ondan dolayı da anlamıyorsanız o sizin sorununuz ve bizi ilgilendirmiyor.

Yemekten anlamak için illa da aşçı olmak gerekmiyor.

“Kuran’ın terkedilmiş bırakılması” (25/30) size ne ifade ediyor merak ediyorum doğrusu.


8. Her insanın bütün kuranın hükümleri aklında tutabilmesi, onları birbirleri ile mukayese edebilmesi ve en doğruya ulaşabilmesi mümkün mü?

Kişi öncelikle kendisini ilgilendiren meselelerein her yönüne vakıf olmak zorundadır.


Diğer soruların cevapları aşağı yukarı aynıdır.



Siz İslam ile kurtulmaya değil İslamı kurtarmaya çalışıyorsunuz.


sanırım kendinizi tarif ediyorsunuz. atalarımızdan kurtulmamız için var gücünüz le çabalamaktasınız.



> Yani tuvalet bekçisi İslamı kendisine dert edinip araştıracak kardeşim. Öyle ben anlamam, ben bilmem yok. Birinci ve en önemli meselemiz dinimizdir.

> Yani şu 4. ve 5. sorunuzun neresinden tutup ta cevap verelim Allah’ınızı severseniz. Allah’ın kelamını anlamak için kendi dilimize çevirmeyelim mi? SubhanAllah! Yahu bu kitap anlaşılsın diye kendi kavminin dilinden inmesinin hikmeti nedir?

> Kişi öncelikle kendisini ilgilendiren meselelerein her yönüne vakıf olmak zorundadır.



Bir tarafta diyorsunuz ki, her müslüman oturup arşatırmalı öğrenmeli. Dert edinmeli Her biri kurana hadislere hakim olmalı.. Kendisini ilgilendiren meselelere her yönü ile vakif olmalı..

Sonra da altında fazla dert etmesinler biz onlara kendi dillerinde çeviririz oradan baksınlar diyorsun.

O zaman her müslüman dert edinmeli önce kutsal kitabının orjinal kitabının dilini de öğrenmeli o halde..

Arapça bilmesini kimseye şart koşan yok. Fakat kuran ve sünnetin dilini dosdoğru bilmeden oradan birşeyler çıkartabileceğini zannedenlerin sadece kendi nefislerini tatmin etmekten öteye geçemeyeceklerini söylüyoruz.



Mustafa İslamoğlunun bütün kitaplarını çöpe atmış birisiyim.


ya da 17-18 yaşlarında namaza başlayıp.. bundan 4-5 sene öncesinde "üç muhammed" kitabı ile hayatınız değişmiş biri de olabilirsiniz..

Bu kısmı o kadar ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren kısmı fikirleriniz arasındaki paralellik.

Sorularıma cevap vermeye çalıştığınız için teşekkür ederiz. Hastalığınız için de geçmiş olsun.

* * *

ATA'ların dini TUZAĞI | empoze.net

Sakın benim peşime takılmayın hastalığı | empoze.net

Yetersiz olan Kuran değil biziz biz! | empoze.net

Her mesele için kuran ve sünnet'e mi bakmalıyız | empoze.net


Sadece mealler bakılarak kuran anlaşılamaz | empoze.net

RedveKabul

dostum sıkma canını bunlar ne ilk nede sondur bunlar gibileri dünde vardı bugünde var yarında olacaklar..Allah cümlemize cümleten hidayet versin.
Allah diyor ya Kuran da Ben KULUMUN ZANINCAYIM.... herkes anladığıyla yürüyor...

dostum ,kardeşim, Mustafa İslamoğlu hakkında bende ayni senin gibi düşünüyorum


Sorularıma cevap vermeye çalıştığınız için teşekkür ederiz. Hastalığınız için de geçmiş olsun.



Rica ederim cevap vermeye çalıştım işte : ))

2 senedir bel fıtığı tedavisi görüyorum şimdi daha iyiyim elhamdulillah. Sağolun kardeşim.

RedveKabul

dostum sıkma canını bunlar ne ilk nede sondur bunlar gibileri dünde vardı bugünde var yarında olacaklar..Allah cümlemize cümleten hidayet versin.
Allah diyor ya Kuran da Ben KULUMUN ZANINCAYIM.... herkes anladığıyla yürüyor...

dostum ,kardeşim, Mustafa İslamoğlu hakkında bende ayni senin gibi düşünüyorum


Amin ecmain inş. Allah razı olsun kardeşim

İslam dininin kaynağı vahiydir/ Kur'an'dır.
Diğer bütün kaynaklar, bu esas kaynağın anlaşılması, tefsiri ve açılımı bağlamında bir değere sahiptirler. Ona aykırı düşen her sünnet ve icma iddiası atılması gereken çer çöp mesabesindedir.

Kardeşler burada herkese şu soruyu sorsam ve desem ki "edille-i şer'iyyeyi" sayın bakalım, istisnasız herkes Kuran'ı en başa koyar değil mi? Fakat gerçekte bu böyle midir? Ortaya çıkan tabloya baktığımızda vallahi kesinlikle Kuran "pratikte" ilk sırada değildir. SubhanAllah!

Hatta Kuran ve Sünnet diye ortaya çıkan ve kendilerini selefe nisbet eden birçok kardeşimizin de bırakın Kuran'ı ilk sıraya koymayı hadislerin bile ön sırada olduğu tartışmalıdır. Evet aynen böyle. Alimlerin görüşleri onlar için birinci sıradadır.
Öyle ya bizler Kuran ve Sünneti onlardan daha iyi anlayamazdık.

Sonra düşündüm, ya dedim madem biz Kuran ve Sünneti alimlerin anladığı gibi anlamak zorundayız "O halde buyurun alimler dinine tabi olmaya!.. "

Burada bazı kardeşler "toptan bir sünnet/hadis inkarcılığına, alim düşmanlığına" kapı açtığımızı düşünerek panik halinde anlamsız itirazlar yükseltebilirler ama rahat olsunlar bizim niyetimiz bu değil. Metin ve sened tenkidi yapılmış, Kur'an'a uygun bir hadisi reddetmemiz söz konusu dahi olamaz.

Bu Kuran;

her şeyi açıklayan, kendisinden önceki bütün kitapları nesheden, ondan önceki milletlerin haberini veren, sonradan meydana gelecek olayları bildiren ve insanları hem dünya da hem de ahirette mutlu edecek yolu gösteren bir kitaptır. Her kim bu kitaba tabi olmazsa şüphesiz ki Allah onu helak eder. Bu kitabın dışında başka şeylerde doğru yolu arayan sapar. Bu kitabın içindeki hükümleri terk edip, kendi heva ve hevesine göre hareket eden tağut olur. Bu kitaba tabi olanlar ise hiçbir zaman sapmaz. Onu delil göstererek, konuşan doğru söyler. Onunla amel eden Allah katında mükafatlanır. Onunla hükmeden adaletle hükmeder.

Kuran’ın hükümleri ve öğütleri ancak iman edip Allah-u Teala’dan korkan kimselere fayda sağlar.

Allah swt şöyle buyuruyor:

“Bu (Kur’an) bütün insanlığa bir açıklamadır. Allah’dan korkanlar içinde bir yol gösterme ve öğüttür.” (Al-i İmran: 138)

Müslüman olan her kişinin görevi, Kuran ve sahih nebevi sünnete tabi olmak, Peygamber a.s’ın ve ashabının izlediği yolu izlemektir.


"Tok karnıyla koltuğuna yaslanıp size, 'Kuran (bize) yeterlidir; Kuran neyi helâl kılmışsa onu helâl bilin, neyi haram kılmışsa onu haram bilin.' diyen adamların çıkması yakındır. Haberiniz olsun, dikkatli olun! Bana Kuran ile birlikte (hüküm bakımından) onun bir benzeri (sünnet) de verilmiştir."

Hadis-i şerif, Ebû Dâvûd



[QUOTE="Tok karnıyla koltuğuna yaslanıp size, 'Kuran (bize) yeterlidir; Kuran neyi helâl kılmışsa onu helâl bilin, neyi haram kılmışsa onu haram bilin.' diyen adamların çıkması yakındır. Haberiniz olsun, dikkatli olun! Bana Kuran ile birlikte (hüküm bakımından) onun bir benzeri (sünnet) de verilmiştir."

Hadis-i şerif, Ebû Dâvûd
[/QUOTE]


Ne olacak şimdi, hadisler tam karşı karşıya geldi ve birbirlerini yalanlıyorlar, çelişiyorlar. Ne yapacağız şimdi? Allah Rasulü çelişkili mi konuşuyor yoksa birileri yine hadis diye yukarıdaki sözleri uydurdu mu?

O halde ne yapacağız? Önce Kuran'a bakacağız ve sonra hangisi sahih hangisi değil karar vereceğiz. Bu vesileyle, kafana göre kabul edip reddediyorsun diyenlere de cevap olsun. Kafamıza göre değil Allah'ın sözlerini esas alıyoruz.

İşte ayetlerimiz;

Yegane hüküm koyucu, helal ve haramı belirleyici olan yalnızca Allah'tır.

O hükmüne kimseyi ortak etmez (Kehf/26). istediği hükmü verir (Nisa/1) ve hüküm vermek yalnız Allah’a aittir (Nisa/57; Hud/40, 67).


İşte bizde ısrarla bunu diyoruz. Hadisler dahi böyleyken alimlerin sözlerini mutlaka incelemeli ve Kuran'ın süzgecinden geçirmeliyiz. Aksi halde ümmetin içinde bulunduğu bu parçalanmışlık ve ihtilaftan kurtulamayız. Kayıtsız şartsız itaat ancak Allah'a dır.

SubhanAllah! Bizi haklı çıkaran Rabbime hamdolsun.

"Doğrusu ben ancak Allah'ın helal kıldığını helal kılar ve ancak O'nun haram kıldığını haram kılarım."
Suyûtî, el-İklîl, s, 12, Taberanî, Evsat

"Helal, Allah'ın kitabında helal kıldığı; haram da Allah'ın kitabında haram kıldığıdır. Sükut ettikleri ise affettiği şeylerdir. Onlar hakkında lüzumsuz soru sormayınız."
Tirmizî, Libas 6; İbn Mace, Etıme 60.

Resulullah bir defasında mescidde hissettiği aşırı sarımsak kokusu üzerine ‘Kim bu pis kokulu bitkiden yiyecek olursa sakın mescidde bize yaklaşmasın’ buyurur. İnsanlar sarımsak haram kılındı, sarımsak haram kılındı derler. Bu Resulullah’ın kulağına gider bunun üzerine şöyle buyurur: Ey insanlar! Allah’ın bana helal kıldığı bir şeyi benim haram kılma yetkim yoktur. Şu var ki ben bu bitkinin kokusundan hoşlanmıyorum. (Müslim, Mesacid, 76.)


Alternatif Bakışlar

MollaCami.Com