Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Namazdan sonraki tesbihler sünnet mi? bidat mı?

Klima ve kapıları açtırmayan yerlerde sadece farz camide kılınabilir. Zaten ülkemizde camiilerde en uzun kılınan farz namaz en fazla 5 dk maalesef. Nafileleri evde kılmak daha efdal. Namazdan sonra emir komuta ile çekilen "tepih merasimi" bidatine düşmekten de muhafaza olunur.

Klima ve kapıları açtırmayan yerlerde sadece farz camide kılınabilir. Zaten ülkemizde camiilerde en uzun kılınan farz namaz en fazla 5 dk maalesef. Nafileleri evde kılmak daha efdal. Namazdan sonra emir komuta ile çekilen "tepih merasimi" bidatine düşmekten de muhafaza olunur.


Bidat dediginiz 'tesbih merasimi' ile tam olarak neyi kasdettiniz?

Camilerde halen uygulanmakta olan toplu tespih çekme Osmanlı zamanında millet alışsın diye yapılan bir uygulamadır. Peygammberimiz (s.a.v) zamanında böyle bir uygulama yoktu. Dolayısı ile bidattir. Bazıları buna "bidatı hasene" desede bubun anlamı "güzel bidat" olmalı. Herkes kendi tespihini kendi çekebilmeli.

Camilerde halen uygulanmakta olan toplu tespih çekme Osmanlı zamanında millet alışsın diye yapılan bir uygulamadır. Peygammberimiz (s.a.v) zamanında böyle bir uygulama yoktu. Dolayısı ile bidattir. Bazıları buna "bidatı hasene" desede bubun anlamı "güzel bidat" olmalı. Herkes kendi tespihini kendi çekebilmeli.


Imamin 'Subhanallah' 'Elhamdülillah' 'Allahü Ekber' diye telkin etmesini, cemaatinde kendi içinden bu tesbihleri 33 defa tekrarlamalarinimi kasdediyorsunuz?

Imamin 'Subhanallah' 'Elhamdülillah' 'Allahü Ekber' diye telkin etmesini, cemaatinde kendi içinden bu tesbihleri 33 defa tekrarlamalarinimi kasdediyorsunuz?


Evet. Ama İmam değil Müezzin. Müezzinlik sadece ezan ve kamettir. Çok fazileti vardır. İmam Selam verince müezzinlik biter. Fakat günümüzde sözüm ona "bidat-ı hasene" (iyi bidat) adına bayağı bişeyler ekleniyor namaza. Bu eklemelerin tümü bidattir. Bu tespihatlar içtimai olarak değil infiradi yapılmalı. Okunan mihrabiyeler de dahil ( Amenerresulü-haşır süresinin sonu vs.) Asıl bu faziletli süreleri herkesin kendi okuması lazım. İmam veya müezzin okuyor cemaat dinliyor oysa cemaat bu faziletlerden mahrum kalıyor, hatta bazıları ezberlemiyor bile (sofra duası gibi) . Herkesin bu süreleri kendisi bizzat okuması gerek.

Evet. Ama İmam değil Müezzin. Müezzinlik sadece ezan ve kamettir. Çok fazileti vardır. İmam Selam verince müezzinlik biter. Fakat günümüzde sözüm ona "bidat-ı hasene" (iyi bidat) adına bayağı bişeyler ekleniyor namaza. Bu eklemelerin tümü bidattir. Bu tespihatlar içtimai olarak değil infiradi yapılmalı. Okunan mihrabiyeler de dahil ( Amenerresulü-haşır süresinin sonu vs.) Asıl bu faziletli süreleri herkesin kendi okuması lazım. İmam veya müezzin okuyor cemaat dinliyor oysa cemaat bu faziletlerden mahrum kalıyor, hatta bazıları ezberlemiyor bile (sofra duası gibi) . Herkesin bu süreleri kendisi bizzat okuması gerek.


Pardon, müezzin evet :D

Ne demek istediginizi anladim. Ve su geldi aklima: tesbihler müezzin tarafindan sadece telkin ediliyor. Ve kisiler sonrasinda kendisi okuyor tesbih dualarini. Yani ferdi olmuyormu sonuçta?

Mihrabiyeler içinde ancak sunu söyleyebilirim: ezbere bilmeyenler, örnegin yaslilar var. Yalniz kalsalar okuyamayacaklar. Böyle hiç olmazsa duyuyorlar.

Bu konuda tam tesekküllü bilgim olmamasina ragmen, sanki bilmeyenler için böyle yapilmis gibi geldi bana. Zaten sizde önceki yazilarinizda bunun Osmanli zamaninda, insanlara ögretilme maksadi ile baslatilmis bir sey oldugunu söylemistiniz. Kanaatimce insanlar su devirde Osmanli devrinde oldugundan daha cahiller. Bence yapilmazsa herkesin tesbihati unutabilme/terk edebilme tehlikesi çok büyük.

Yazinizda kalinlastirdigim bölüme tamamen katiliyorum.

Pardon, müezzin evet :D

Ne demek istediginizi anladim. Ve su geldi aklima: tesbihler müezzin tarafindan sadece telkin ediliyor. Ve kisiler sonrasinda kendisi okuyor tesbih dualarini. Yani ferdi olmuyormu sonuçta?

Mihrabiyeler içinde ancak sunu söyleyebilirim: ezbere bilmeyenler, örnegin yaslilar var. Yalniz kalsalar okuyamayacaklar. Böyle hiç olmazsa duyuyorlar.

Bu konuda tam tesekküllü bilgim olmamasina ragmen, sanki bilmeyenler için böyle yapilmis gibi geldi bana. Zaten sizde önceki yazilarinizda bunun Osmanli zamaninda, insanlara ögretilme maksadi ile baslatilmis bir sey oldugunu söylemistiniz. Kanaatimce insanlar su devirde Osmanli devrinde oldugundan daha cahiller. Bence yapilmazsa herkesin tesbihati unutabilme/terk edebilme tehlikesi çok büyük.

Yazinizda kalinlastirdigim bölüme tamamen katiliyorum.


Yinede bidatler bidattir; bidatin iyisi kötüsü olmaz. Namazda tadil-i erkana riayet etmeyip ( tadili erkan-ı namazın farzından sayanlar var) tesbihata çok önem verenler hiç de azınlıkta değil.

Yinede bidatler bidattir; bidatin iyisi kötüsü olmaz. Namazda tadil-i erkana riayet etmeyip ( tadili erkan-ı namazın farzından sayanlar var) tesbihata çok önem verenler hiç de azınlıkta değil.


Tadil-i erkan konusunda haklisiniz. Insanlara çok zor anlatiyoruz bunu. Ve mutlaka tasbihattan önemlidir.
Tesbihat-bidat konusunda daha fazla bilgim yok. Bir seyler buldugum zaman yazabilirim ancak.

Yusufix kardeşim. ne neye göre bidat?

selam sonrası okunan bidat değil sünnettir. iyi araştırmanızı tavsiye ederiz.

Aynı şekilde emenarrasulü bunları okumakta fazilettir. herkes kendi okusun diyorsunuz? Okumak sünnet dinlemek farzdır.


Merak ediyorum. bidat olduğuna dair kaynağınız nedir? 1400 yıldır uygulanan bu sünnetin bidat olduğunu kimler iddia etmiş?

bu gidişle evvabin duha ve teheccüd namazlarını da bidat ilan edeceksiniz :)

Aciz kardeşim..sanırım yazdıklarımı eksik okudunuz, dolayısıyla yanlış anlaşıldım. Namazdan sonraki tesbihatlar tabiiki çok kıymetli ve terkedilsin demiyorum. Fakat camiilerde müezzinlik işi aslında sadece ezan ve kamettir. Namazdan sonraki eklemeler bidattir. Namaz bitince aslında müezzinin işi biter. Herkesin aynı anda aynı tesbihi emir komuta ile çeker gibi çekmesi sonradan dine girmiştir. Camiiye namaza gelen kişi namazdan sonra hangi tesbihatı çekeceğini bilecek yaştadırlar. Namazdan sonra sesli okunan mihrabiyeler de buna dahil. Kuran dinlemek sünnettir fakat Peygamberimizin S.A.V Akşam namazından sonra Haşır süresinin son üç ayeti tavsiyesi hadiste "OKURSA" diye geçer dinleyene sadece Kuran dinleme sevabı vardır. Nasıl olsa müezzin veya imam okudu ben dinledim diye bunu okumayı terkedenler çoğunluktadır. Camiilerimizdeki uygulamaların çoğu aslına uygun değil. Müezzin mahfili diye özerk bir yer yapılarak cemaatten ayrı üç beş kişinin namaz kılması, imamın namaz kıldığı yerin yüksek olması, zaruret olmaksızın kullanılan mikrofonlar mescit ruhundan uzaktır. Evvabin ve teheccüt'ün bidat olduğunu hiç söylemedim teessüf ederim. Lütfen bir konu hakkında yazarken o konu hakkındaki daha önceki yazışmaları göz ucuyla değil dikkatlice okuyarak cevap yazınız.

Yusufix kardeşim. ne neye göre bidat?

selam sonrası okunan bidat değil sünnettir. iyi araştırmanızı tavsiye ederiz.



Selamun aleykum,

Aciz kardeşim şu temel kuralı hatırlatmakta fayda var. İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Madem namazlardan sonraki toplu halde yapılan tesbihatlar Sünnettir o halde Sünnetten delilini de getirmeniz gerekir. Biz ne Kuran'da ne de Sünnette böyle bir delil bilmiyoruz. Yusufix kardeşimin bütün sözlerine mikrofon hariç katılıyorum.

Bugün bir çok uygulama peygamber efendimiz döneminde yapılmadı. sadece tesbihat değil, camilerin mimari, kullandığın cep telefonu, internet, internet üzerinden dini konular böyle sohbet edebilme, kuran eğitimleri, giyim kuşam, yemek adapları, kullandığımız alfabe vs. vs. vs.

Değişim ne yazık ki sadece yaşamımızda değil kelimelerimizin ta kendisinde bile var.. bidat kelimesini kullanmak negatif bir anlam çağrıştırmakta, vermek istediği mesajın ötesine geçmektedir. Sizin bidat diye saydıklarınızın her biri ayrı bir güzelliktir. Yetkili kurumlar zaten bunların doğruluğunu uzun uzun tartışıp karar verip hayatımıza sokmuşlar.

Bize düşen bu güzellikler olmalı mı olmamalı mı diye tartışmak yerine, bu güzelliklerden istifade edecek insan sayısını nasıl artırabiliriz bunların hesabını yapmak olmalı.

Eskiden insanların dua ediş şekillerine bile o kadar çok takılırdık ki.. hala tonla takılan insanlar var. şöyle mi yapmalı? Böyle mi yapmalı vs. vs. Tonla dövüş gürültü kavga.. bunlar basit şeyler. Yahu yeter ki o secdeye varsın. yeterki alnı secdeye değsin.. gerekirse hiiiiiiiççççççççççççç dua bile etmesin.. ama alnı secdeye değsin. işin özü burada..

Bazı yerlerde cemaatin alnı secdeye değsin diye inanılmaz uygulamalar bile yapılıyor. futbol turnavaları, bilgisayar oyunları vs. vs. gaye insanları camiye toplayabilmek. ibadetlerini yapmalarını sağlayabilmek.

Müezzinin işi sadece selam ile bitmemeli. 24 saat insanları o camiye nasıl çağırabilirim bunlara kafa patlatmalı. Onun görevi sadece ezan okumak olmamalı. Ezan okumadaki ruhu yakalayıp bunun için mücadele edebilmektir. Osmanlı 600 yıl boyunca bunu yapmamış mı?

sultan ahmet camisine bir bakın? alınları değmese bile secdeye milyonlarca turisti çekiyor hala. ve içlerinden tonlarcası imana gelip müslüman olabiliyor. ya da kalpleri yumuşuyor, müslümanlara karşı daha pozitif oluyor. oradaki süslemeleri, sanatsal şahaserleri de bidat diye yıkalım mı şimdi?

Aynı şekilde namazdan sonra okunan sureler için de, keşke cemaat okusa teker teker.. amma velakin o insanların çoğunlugunu namaza çağırmakta zorlanırken o kadar bir de açıp kuran okuyabileceklerini mi sanıyoruz? Okumuyorlar bari hiç yoksa dinlesinler. kulaklarının pasları silinsin.. Zaten bilen oturup okur :)

benim düşüncem insanlar zaten yapmıyor, bir de akıllarını bulandırıp tamamen uzaklaştırmak ancak şeytanın işine yarar

Aciz kardeşim bir meseleyi aramızda münazara ederken konuya duygusal yaklaşıp konunun dışında çıkamayız. Yetkili kurumlar uzun uzun tartışmış olabilirler onların tartışıp kendilerince bir karara bağladıklarına bizler tetkik etmeden Kuran ve sahih nebevi sünnetin süzgecinden geçirmeden kabul edemeyiz. Kuran "bizler böyle gördük, atalarımızdan böyle miras aldık" şeklinde eskileri taklit eden bir anlayışı şiddetle reddeder.

Kuran ve Sünnet ayrılmaz ikilidirler bunlardan neşet eden herşeyin başımızın üstünde yeri vardır bunun dışında kim olursa olsun velev ki sahabe kavli dahi olsa İslam'da hüccet değildir. Fıkıh kitaplarına bakınız lütfen.

İslamda tek yetkili kurum ve mercii Kuran ve Sünnettir.

"Eğer bir konuda anlaşmazlığa düşersiniz onu Allah'a ve Rasulüne göhavale edin" Nisa 59

Birileri yapmıyor veya onları büsbütün soğutmayalım diye İslamı eğip bükemeyiz. Allah swt dinini korur kimse merak etmesin. Bizler düşen hakikati olduğu gibi aktarmaktır, dileyen iman eder dileyen inkar.

[QUOTE=Aciz;291551]
Müezzinin işi sadece selam ile bitmemeli. 24 saat insanları o camiye nasıl çağırabilirim bunlara kafa patlatmalı. Onun görevi sadece ezan okumak olmamalı. Ezan okumadaki ruhu yakalayıp bunun için mücadele edebilmektir. Osmanlı 600 yıl boyunca bunu yapmamış mı?

Müezzinin işi selamla beraber biter derken; müezzinlik vazifesi biter fakat din çalışması fedakar insanlar için 24 saat devam eder.
Asıl demek istediğim camilerimize bugün din adına bazı ritüeller (iyi niyetli bile olsa) sokuluyor. Toplu tesbihatı örnek olarak verdim, örnekleri çoğaltabiliriz. Bazı camilerde belli namaz vakitlerin sonunda tesbihattan sonra halka halinde musafaha merasimi de ekleniyor. Alimler bunun camide yapılmamasını cami dışında yapılması konusunda ikaz etmesine rağmen yine müdavimler devam ediyor hatta çembere katılmayanı yadırgıyorlar. Neden Cami dışında yapılmasını eskiden anlamazdım fakat şimdi anlıyorum ki namaza toplu halde yapılan ritüeller eklenmemeli. Dediğiniz gibi secdeye soğuk insanları camiye çekmekse maksat. Peygamberimizin S.A.V tavsiyesine uyarak KOLAYLAŞTIRMALI

..konuya duygusal yaklaşıp..


Bir dönem bir arkadaş camilere asılan ALLAH - MUHAMMED s.a.v lafızlarını kafaya takmıştı. Bu bidattir demekten de öteye geçip siz peygamberi ALLAH ile bir tutuyorsunuz diye israr ediyordu. Biz kuran ve sünnete bakalım diyorsunuz fakat. peygamber efendimiz savaş kararlarını bile mescidinde almış. ashabı ile saatlerce sohbet etmiş. iftarını bile mescidinde açmış. Bunların her biri yaşanmış. Cemaatin özü orada 2 rekat namaz kılıp çıksınlar hiç bir zaman olmamıştır. Toplumsal bütünlüğü doğru merkezde sağlayabilmektir. Mübah olan birşeyi, ya da nafile ya da sünnet olan bir şeyi biz kimseye HARAM kılamayız. O dönemin kamera kayıtları yok ki birebir herşeyi aynı yaşayalım. koskoca 23 sene bu ise 8000 günden fazla demek. o meclislerde her vakit her dakika her saat o kadar farklı şeyler yaşandı ki günde ortalama 2 saat peygamber efendimiz ashabı ile sohbet etse bundan en az 100 tane hadis çıkar.. 800.000 bin hadis demektir. bunların her biri 10 farklı kişi tarafından rivayet edilse 8milyon hadis demektir..

bugün elimizde ulaşabileceğimiz kaç hadis var peki? 5bin 10bin 50bin? kaç adet?

Yazdıklarım duygusal yaklaşım değil.. biraz mantıklı olalım. Kuran ve Sünnet ayrılmaz ikilidir diyorsunuz.. kaç tane hadis biliyorsunuz? kaç bin tanesini analiz edebildiniz? Sadece google amcadan arayıp ulaşabildikleriniz dışında neye ulaşabiliyorsunuz?



Yetkili kurumlar uzun uzun tartışmış olabilirler onların tartışıp kendilerince bir karara bağladıklarına bizler tetkik etmeden Kuran ve sahih nebevi sünnetin süzgecinden geçirmeden kabul edemeyiz.


"yetkili kurum" güncel türkçesi ile kullanılmış bir terimdir. siz onu "islam alimleri" olarakta değerlendirebilirsiniz. "uzun uzun tartışmış olabilirler" kısmınıda ömrünü sadece islama adamış. Bu alanda yıllarca eğitim görmüş, icazet almış.. hayatı sadece islama hizmet olan olarak düşünebilirsiniz :)

Kuran "bizler böyle gördük, atalarımızdan böyle miras aldık"


Bu daha çok HADİS ve SÜNNET inkarcılarının başvurdukları yöntemdir.

yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum. sanırım çok geç oldu.

siz kuran ve sünnet deyip. iddialarınızın hiç birini kuran ve sünnete dayandırmamanız bir çelişkidir. Size Atalarımızdan miras aldığığımız bir mecelle kanunu yazayım:

"müddei iddiasını ispatla mükelleftir"

Hadis açık ve nettir:

Fasil : BÂBU BED`İ`L-EZÂN
Konu : Namazdan sonra tesbih
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : HER NAMAZDAN SONRA OTUZ ÜÇ KERE TESBÎH, TAHMÎD VE TEKBÎR ALMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis : Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e (Muhâcirîn) fukarâ(sı) gelip dediler ki: (Yâ Resûlâllâh,) servet ve sâmân sâhibleri en yüksek dereceleri (kazanıp ve) naîm-i mukîm (devletine ermek fazîlet ve saâdetin)i alıp gittiler: (Hem) bizim kıldığımız gibi (onlar da) namaz kılıyor, bizim oruç tuttuğumuz gibi (onlar da) oruç tutuyorlar. (Hem de) onların artık malları var da onunla haccediyor, umre yapıyor, cihad ediyor, sadaka veriyorlar. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) buyurdu ki: Size bir şey haber vereyim mi ki, siz onu yaptığınız takdirde hem (bu husûslarda) sizi geçmiş olanlara yetişesiniz, hem de sizden sonraya kalanlardan hiçbir kimse size yetişemesin? Ve içlerinde bulunduğunuz cemâat içinde en hayırlı (ümmet) siz olasınız? Meğer ki, (onların içinde size tavsiye ettiğim amelin) mislini yapan biri buluna: Her (farz) namazdan sonra otuz üçer kere tesbîh ve tahmîd eder, tekbîr alırsınız. -Râvî der ki: Aramızda ihtilâf çıktı. İçimizden biri: "Otuz üç kere tesbîh, otuz üç kere tahmîd eder, otuz dört kere tekbîr alırız" deyince (sormak için) yanına döndüm. "Her biri otuz üçer oluncaya kadar tesbîh ve tahmîd eder, tekbîr alırsınız" dedi.
HadisNo : 466

---

bunlar en ince noktasına kadar islam ulaması tarafından değerlendirilmişir. Bunları tartışmak bile çok tuhaftır. Cumhuriyet döneminde medreseler kapatıldığında müderrisler kahvede oturup firavun imanlı mı gitti, imansız mı gitti bunları tartışıyorlardı. Yahu din elden gidiyor, size ne firavunun imanından.

Eğer sen kuran ve sünnette bunları ASLA camide yapmayın diye bir metin gördün ise işte o zaman haklısın. Ya da peygamberimiz hiç böyle bir şey yapmadı diye birşey gördünse o zaman haklısın..

görülen o ki daha modern ve reformist bir pencereden bakıyorsunuz. islamiyeti reforme etmeyi çabalamak camiye gelen bir avuç insanın da aklını bulandırmaya çalışmak yerine benim düşüncem islama öcü gibi bakan kitleleri nasıl sevdiririz diye kafa patlatmalı..




İslamda tek yetkili kurum ve mercii Kuran ve Sünnettir.

"Eğer bir konuda anlaşmazlığa düşersiniz onu Allah'a ve Rasulüne göhavale edin" Nisa 59


"Görmediniz mi ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş, gizli ve açık olarak nimetlerini üzerinize yaymıştır. Bununla beraber insanlar içinde kimi de var ki, ne bir ilme, ne bir mürşide ve ne aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında mücadele ediyor." lokman 20

bakın başka bir ayette de mürşid'ten bahsediyor.. ilimden bahsediyor.

* * *

"Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Eğer Kur'an indirilirken onları
sorarsanız size açıklanır. (Açıklanmadığına göre) Allah onları affetmiştir. (Siz sorup da başınıza iş çıkarmayın). Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir. " (Maide: 5/101)

Bakın yine başka bir ayette nasıl olacağı açıklanmadı ise sormayınız, yanlışta yapsanız allah bağışlar deniyor..

En başta dedim ki toplasanız en az 8 milyon hadis çıkar ama hepsi rivayet olmamış. ulaşabileceğimiz ise çok sınırlı. belki 5 belki 10 bin.. ya da hadi 100bin olsun..

bize sünnette nakil yolu ile tesbihler gelmiş. Bu bir gerçek. Fakat ne şekilde yapılacağı net ve açık değiil. Herkesin 23 sene boyunca 8000bin gün boyunca kendi köşelerinde mi yaptığı yoksa bazı zamanlar bir müezzzinle mi okundugu ya da her zaman müezzinle mi okunduğu net değil. Varlığı bir gerçek nasıl olduğu açık değil. rivayet üzerinden yorumlarla belki birşeyler ortaya çıkartılabilir. Yorumlarla da ispat olunamaz.

Bütün bunlarda esas, Buhârî’nin rivayet ettiği: “Kim bizim dînimizde, dinden olmayan bir şey (bid’at) ihdas ederse, o şey merduttur!” meâlindeki hadîs-i şerîftir. Merdut olan şey, aynı zamanda bâtıl ve sevapsızdır. Namazdan sonra tesbihatı tek başına yapan kişi sevabını alır fakat toplu tesbihat yapacak olursa (ki toplu yapılmasına dair bir hadis yok, olduğunu idda eden kaynağı ile ispatlaması gerekir.) merdut olduğundan sevabını riske eder. Basiretli bir müslümanın ihtiyatlı hareket ederek şüpheliden uzak durması gerekir.


Alternatif Bakışlar

MollaCami.Com