Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


hangi mezhep vardı....?

arkadaşlar cehaletimi bağışlayın,araştırdım bulamadım,peygamber efendimiz s.a.v.
zamanında hangi mezhep kuralları vardı,onun vefatından sonra hangi mezhep
kuralları geçerli oldu... ???


forumda cevaplanır diyerekten sorayım dedim...

Gerekli bilgilere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz;

>> EHLI SÜNNET VE BOZUK MEZHEPLER

benim soruma cevap vermiyor inceledim ben onu

Tamamı müctehid olan Eshab-ı kiram, Resulullah efendimize bağlı idiler. Tabiinde ise müctehidler ve halk var idi. Halk müctehidlere tâbi oluyordu. Halkın mezhebi tâbi olduğu müctehidin mezhebi idi. Mezhepsiz kimse yok idi.

Eshab-ı kiram, Resulullaha değil, biz yalnız Allah’a tâbiyiz demediler ve demeleri de mümkün değildir. Sıradan bir müslüman da, Müctehide tâbi olmam, ben yalnız Resulullaha tâbi olurum diyemez. Müctehid, Allah’ın ve Resulünün emirlerini bildiriyor. Müctehide uymak ve Resulüne uymak demektir. Bugün ise, bazı mezhepsizler, müctehide değil, Resulullaha bile tâbi olmayı uygun görmüyorlar. Yalnız Kur’ana tâbiyiz diyorlar.

İnsanlar birer er gibidir. Bağlı oldukları bölükler, taburlar alaylar vardır. Ben genel kurmay başkanına bağlıyım bölük komutanını falan takmam diyemez. Müctehidler generaller gibidir. Mutlak müctehidler kuvvet komutanları gibidir. Resulullah efendimiz de genel kurmay başkanı gibidir. Genel kurmay başkanı, hangi bölüğün eri veya hangi kuvvet komutanlığına bağlı denilemeyeceği gibi, Eshab-ı kiramın veya Resulullahın mezhebi ne idi denemez.

Kur’ana, Sünnete ve eshaba uyabilmek için dört mezhepten birisine uymak gerekir. (Mizan-ül-kübra)

Seyyid Ahmed Tahtavi hazretleri buyurdu ki:

Bugün her Müslümanın 4 mezhepten birinde bulunması vaciptir. 4 mezhepten birinde bulunmayan Ehl-i sünnetten ayrılır. (Dürr-ül-muhtar haşiyesi)

Bizim iyi veya kötü dememizin bir kıymeti yok. Yani bir insan biz iyi deyince iyi olmaz, biz kötü deyince kötü olmaz. Şahıs ismi kitap ismi önemli değil. Binlerce âlim ve kitap var. Elimizde ölçü olursa rahat ederiz, kendimiz anlarız. Ölçüyü imam-ı Rabbani hazretleri veriyor:

(Bir hükmün doğru veya yanlış olduğu Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olup olmamakla anlaşılır. Çünkü Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uymayan her mana, her buluş kıymetsizdir, yanlıştır. Çünkü her sapık, Kur'an ve sünnete uyduğunu sanır, sapıklığının doğru olduğunu iddia eder. Yarım aklı, kısa görüşü ile, bu kaynaklardan yanlış manalar çıkarır. Doğru yoldan kayar, felakete gider. Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri manalar doğrudur, bunlara uymayan yanlıştır.) [1/ 286]

Demek ki doğru olmanın ölçüsü, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına uymasıdır.

Ehl-i sünnet vel cemaat, sünnet ve cemaat ehli demektir. Eshab-ı kiram, Peygamber efendimizin cemaatidir. Sünnet de, Peygamber efendimizin yolu demektir.

Demek ki, (Ben, sadece Kur’ana ve sünnete yapışırım) demek yetmiyor. Eshab-ı kiramı sevmek ve onların yolunda olmak da şarttır. Peygamber efendimiz, (Sadece benim yolumdan gidenler cennetliktir) demedi. (Benim ve Eshabımın yolunda gidenler) buyurdu. Bu çok önemli bir inceliktir. Eshab-ı kiramın tamamını sevmek, sadece Ehl-i sünnet fırkasına nasip olmuştur. Şu halde, doğru yolda olmanın ölçüsü, Resulullahın ve Eshabının yolunda olmaktır.

...

Dindeki dört delil, yani 1- Kur’an, 2- Hadis, 3- İcma, 4- Kıyas-ı fukaha müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir. Çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş olabilir, nesh edilmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır.

Dört mezhepten birinde olanlar için delil, senet, bulunduğu mezhebin hükmüdür.

Müctehid olmayanın dindeki bu hükümleri hadis-i şeriflerden anlaması mümkün olmaz. Bunun için, müctehid olmayan, hadis kitabı okursa, ya hadislerin uydurma olduğunu zanneder veya kendi aklına göre, yanlış bir hüküm çıkarır. Her ikisi de felaketine sebep olur. O halde bir Müslümana yapılacak en büyük kötülük, (Kütüb-i sitteyi al, hadisleri oku ve buradan dinini öğren) veya (Kur’an meali oku, dinini asıl kaynaktan öğren) demektir. Bu, bir hastaya, (falan hastaneye git, falan kattaki falan odası ameliyathanedir, orada her türlü lüzumlu alet vardır, kendi kendini ameliyat et) veya (falan ilaç fabrikasına veya falan ilaç ecza deposuna git, orada her türlü ilaç var, bulduğunu, beğendiğini iç, tedavi ol) demekten daha beterdir.


benim soruma cevap vermiyor inceledim ben onu


Yukarıda eklediğim bilgiler verdiğim kaynaktan alıntıdır. Sorunuza cevap vermiştir inşaallah...

mezhebimizdeki bir fetva sonradan rasulullahın s.a.v. hadisine
ters gelirse ne yapacağız...mezhebimizinkinimi almaya devam edeceğiz yoksa
rasulullahın s.a.v. hadisinimi tatbik edeceğiz
... ???


Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir. Çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş olabilir, nesh edilmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır.

Dört mezhepten birinde olanlar için delil, senet, bulunduğu mezhebin hükmüdür.

Müctehid olmayanın dindeki bu hükümleri hadis-i şeriflerden anlaması mümkün olmaz.

sahih hadisi şerif varken benim fetvamı duvara atın diyende
İMAMI AZAM EBU HANİFE VE DİĞER MEZHEP İMAMLARI
SİZ BİLGİLERİNİZİ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİN BENCE...
bildiğim kadarıyla dinimizde taassuba yer yok
;)

zaten şu ümmetin başına ne geldiyse bu TEVİL denen herkesin kafasına göre
takılabileceği kelimeden geldi...
:'(


sahih hadisi şerif varken benim fetvamı duvara atın diyende
İMAMI AZAM EBU HANİFE VE DİĞER MEZHEP İMAMLARI
SİZ BİLGİLERİNİZİ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİN BENCE...
bildiğim kadarıyla dinimizde taassuba yer yok
;)


Anlaşılan siz bilgi almak niyetiyle değil de tartışma başlatmak niyetiyle sormuşsunuz sorularınızı...

www.zehirli.org adresinden tüm sorularınıza cevap bulabilirsiniz!

hayır amacım tartışmak değil,bu konudaki taassubu yıkmak...
kesin olarak bu konudaki düşüncelerinizi öğrenip sizleri biraz olsun
objektifliğe çağırmak.tam olarak düşüncenizi öğrenmeden
SUİ ZANda bulunmaktan ALLAHa sığınırım...bence sizlerde
önyargısız bakmaya çalışın belki doğru bildiklerinizde yanlış,yanlış
bildiklerinizde doğru vardır... ;)

şuna cevap verirmisin turkuaz. mezhebe inanıyormusun?

tabiiki...onlar yani mezheb imamlarımız bizim ışıklarımızdır...

o zaman o ışığın hangisine (4 hak mezhep ) tabi olsan kurtulursun .peygamberimizin sağlığında mezhebe ihtiyaç yoktu kafalardaki sorulara cevap verecek bir peygamber (asv)vardı.lakin peygamberimizin göçünden sonra çıkan ihtilafalar mezhep lerin çıkmalarına sbep oldu.int ortamında en dedayları bulunabilir zor değil.


Alternatif Bakışlar

MollaCami.Com