Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Camiyi Ahır Yapmak

Camiyi Ahır Yapmak?



Başbakan bir süre önce “neşeli bir grup konuşmasında” kahkahalar eşliğinde “CHP’nin camileri ahır yaptığını” ifade etti. Bu doğrudur, ya da yanlıştır. Lakin, ben bir Kur’an insanı olarak bu sözleri Başbakan’ın ağzından işitmekle çok rahatsız olduğumu belirtmeliyim.


Irak’ta Cami bombalayanlar ile kol kola gezenlerin bu tür tepkiler vermesi gülünçtür. Öte yandan, camileri ahır yapmak sadece şeklen olmaz. Eğer içinde ki cemaati sürü yaparsanız, camiler otomatik olarak ahır olmuş olur.


İktidar kurumunda bulunanların kullandığı dini argümanlar, hep kaçamaklar ile dolu. İslam’ın mabedlerini bu kadar sevdiğini söyleyen birinin İslam’ın temel meselelerinden kaçması büyük bir hezeyanı gösteriyor.


Madem öyle, Başbakan’a ayet okuyalım bizde;


Allah ve Resulü Faize savaş açmıştır. (Bakara 278)

Biriktirdiğiniz altınlar ile dağlanacaksınız (Tevbe 34)


Hani derler ya, neresinden tutsan elinde kalıyor. Başbakan, muhalefeti her yoldan eleştirebilir. Ama işin içine İslam’ı sokarsa, karşısına dikilirim.
Peygamber Efendimiz ilk ezanı “Köle Bilal’e okuttu.” Kendisi peltek idi. Ş harfini söyleyemiyordu. Peki niye O ?


Çok açık, o en sembol köleydi. Demek ki mescidlerin, camilerin temsil ettiği en önemli değer “emektir.” Emek ve İslam iç içe geçmiştir.


İnsan için emeği dışında hiçbir karşılık yoktur. (Necm 39)


Mücahitlikten Müteahhitliğe geçenler, bol bol cami yapıyor. Ama bu camilerde, emek, eşitlik, kardeşlik yerine, huri ve gılman sohbetleri yapılıyor. Sürüleştirilmiş bir halk yığını üretme merkezi olarak kullanılan bu camiler, manen ahıra dönüştürülüyor.


Bir taraf İslam’ı hayattan çekip, camiye sıkıştırmaya; öteki taraf da İslam’ı iktidarın topu tüfeği haline getirmeye çabalıyor. Bir din ancak bu kadar evirilip çevirilebilir!


“Kıyamet günü öyle topluluklar gelecek ki, amelleri Tıhame dağı kadar oldukları halde cehennem ateşine girmeleri emredilir.” Dediler ki ey Allah’ın Resülü onlar namaz kılıyorlar mıydı? “Evet” dedi.“Onlar namaz kılıyorlar ve oruç tutuyorlardı, hatta gece namazına kalkıyorlardı. Ancak dünyalık bir şey gördüklerinde hırsla atlıyorlardı.” (İbn Mace; Zuhd, 2/1418).


“Ne dinar, ne dirhem, ne koyun ve ne de deve bıraktı. Hiçbir vasiyette de bulunmadı.” (Aişe’den; Müslim, Vasiyyet 18, (1635); Ebu Davud, Vasaya 1, (2863); Nesâî, Vesaya 2, (6, 240)…


İktidar önce “kenz ettiklerinin hesabını verecek.” Ondan sonra İslam adına konuşacak. Bu kadar mal mülk içinde İslam adına konuşulamaz. Kesesi dolmuşların, servet ve imkan sahiplerinin İslam’dan bahsetmesi caiz değildir.


“Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal hırsıyla dinine verdiği zarardan daha fazla değildir.” (Ka’b İbn Mâlik’den; Tirmizî, Zühd, 43, (2377)


“Altın ve gümüş (biriktirenler) kahrolsun!” diye haykırdı ve bunu üç kere tekrar etti. (Abdurrezzak’tan; Kutüb-i Sitte; Zekat, 2011, İbn Kesir; Tövbe 34. ayet tefsirinde).


“Altına tapanlara lanet olsun! Gümüşe tapanlara lanet olsun!” (Ebu Hureyre’den; Tirmizî, Zühd 42, (2376).


Sana neyi dağıtacaklarını sorarlar. De ki; ihtiyaçtan artanın tamamını (Bakara suresi 219)


Bunların konuşulmadığı, Kur’an’ın ölü metine dönüştürüldüğü, sosyal yaşamdan çekildiği, emperyalizm ve kapitalizm ile sorunu olmayan bir tütsü kitabına dönüştürüldüğü camilerin cemaatleri “sürüleştirilmiş” demektir. Bu kadar sürünün olduğu yerler “ahırlaştırılmaya kast edilmiştir.” Mabed ve mescide saygısızlık, oraları siyasi çıkarlara kalkan yapmaktır. Bu ne perhiz, ne lahana turşusu?


Eren Erdem


Alternatif Bakışlar

MollaCami.Com