Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Gizli Kıyılan İmam Nikahı Makbul müdür?
Bu konu gerçekten çok hassas bir konu.Bu mevzu daha çok üniversitenin muhafazakar kadın ve erkeklerinin yaptığı bir uygulamadır.İçlerinde durduramadıkları kabarık nefisleri bir nebze olsun rahatlatma yolu olarak görülüyor.
Benimde anne-baba rızası almadan gizlice imam nikahı kıyıp, büyük bir hataya düşmek üzere olan bir arkadaşım var, ne yapsam anlatamıyorum bunun yanlışlığını ,bilgim yetmiyor.
Bana etkileyi cümlelerle onun anlayabileceği bir cevap yazabilir misiniz?
Üniversite öğrencileri arasında zaman zaman böyle uygulamaların yapıldığını duyuyoruz. İşte efendim “Biz arkadaşız, ileride evlenmeyi düşünüyoruz; gezip tozarken ellerimizi tutuyoruz vs. Haram olmasın diye nikah yapalım..” Üçüncü ya da dördüncü sınıf değil; ikinci sınıfta yapıyorlar bu nikahı… Birinci sınıfta tanışılıyor, ikinci sınıfta nikah, üçüncü-dördüncü sınıflar hüsran…
Hanefi mezhebinde bu tür nikah yapılmasının nikahın sıhhatine engeli yok. Yani kız velisinden habersiz, kendi iradesi ile kendi dengi bir erkekle şahitler huzurunda evlenebilir. Durum Şafi mezhebinde farklı, evlenmesi için kızın velisinden izinli olması gerekir. Hanefi mezhebinde, kızın evleneceği dengi değil ise veli o zaman müdahale edebilir, buna hakkı vardır.
Rasülullah Efendimiz (s.a.v.) “Cinsel duyguları ayaklanan insan, aklının ya tümünü ya da üçte ikisini yitirmiş insan gibidir.” Buyuruyor. Her iki taraftan birinin ya da ikisinin cinsi duyguları ayaklanmış ki bu kadar aceleciler. Bu durumda doğruyu düşünmelerini bekleyemezsiniz. Sonuç itibariyle mağdur olan kız olacaktır. Oldu ki herhangi bir nedenle birinin okuldan ayrılması gerekti. Erkek de boşamadı, resmi bir muamele yok ki… Erkeğin herhangi bir derdi yok maddi olarak. Ailesi yarın bir gün kızını evlendirmeye kalktığında ne olacak? Elini tutuyoruz, nikahlı olsak daha iyi olur, diyebilecek kadar düşünceye sahip bu kız şimdi kiminle evlenmeye kalksa nikahı olmayacak. Nikahlı çünkü. Ailesine de söyleyemiyor, ki çözüm getirseler…
Fıkhi açıdan bu tür nikahın caizdir; ancak geleceği de düşünmek icabeder. Bu yaşa kadar yedirip büyüten anne-baba bir kenara bırakılmamalı, anne-babanın da evladının evliliğini görmek isteyeceği düşünülmelidir. Hangi ebeveyn evladının mürüvvetini görmeyi istemez? Anne hakkı vardır, duyduklarında üzülecekleri/yıkılacakları bir gerçektir.
Hem bu şekilde kurulacak bir yuva ne kadar sağlıklı olabilir ki… Aile müessesesi bu kadar basit midir? Bu kadar basit kurulan ailelerden basit insanlar yetişir.
Kıssa da yerinde olacak; eskiden erkekler hanımını evde bırakıp savaşa gider uzun bir süre dönmezlermiş. Hanımına da giderken tembih etmiş: Uzun süre gelemezsem, senin de cinsi duyguların ayaklanır da meşru olmayan bir davranışa kalkışırsan, yiğit bir kimseyle beraber ol. Unutma sakın, yiğit olsun…
Aradan zaman geçmiş ve kadın çeşmenin başında atın üstünde, yiğit denebilecek birini görmüş. Bir-iki gün aynı yerde görünce o kişiyi, kocasının dedikleri hatırına gelmiş. Atlıdan da böyle bir istekte bulununca üç gün sonra burada beklemesini haber vermiş; fakat bu üç sabah soğuk su ile gusletmesini söylemiş. Kadın da uygulamış. Üç gün sonra bakmış ki yiğit orada bekliyor. Yiğit durumdan sual edince kadının böyle bir isteği kalmadığını söylemiş. Kocasının da “yiğit” diye üstüne basarak söylemesinin nedenini anlamış.
Böyle bir intihara kalkışmadan önce aklı selim bir şekilde düşünmek gereklidir…
Duyguyla değil akılla hareket etmek lazım denir evlilik için.
Malesef ama malesef o yaş grubuna bunu anlatmak imkansız. Onlara bunun izahını yapacak tek şey var. O da zaman. Şöyle bir kaç yıl sonra kafalarda jeton yeni düşmeye başlıyor. Ama bu da geç bir bilgi olabiliyor.
İmamı Rabbani Hazretlerinin kalbinde hastalık olan birisinin hiç bir ibadetten tat alamayacağını ifade ettiği gibi o yaş grubunda da hiç bir nasihat bir kıymet ifade etmiyor. Bazı gerçekler malesef yaşayarak öğreniliyor.
çok teşekkür ederim farukaktaş hocam çok güzel açıklamışsınız yazıyı hemen çıkartıp ona ileteceğim inşallah
İnşallah onu yapmak üzere olduğu bu hatadan döndürebilirim dua edin
Allah sizden razı olsun inşallah
Hz.Allah arkadaşınızı doğru yola sevkeder,inşallah firdevs kardeşim :-[
çok teşekkür ederim farukaktaş hocam çok güzel açıklamışsınız yazıyı hemen çıkartıp ona ileteceğim inşallah
İnşallah onu yapmak üzere olduğu bu hatadan döndürebilirim dua edin
Allah sizden razı olsun inşallah
böyle kandirmaca kelimeler ile nikah olmaz nikahlada saka olmaz ya evlenirler kari koca olurlar veya nikahla alay etmezler.
Mütealim Hocam,bu muta nikahmı oluyor ve zina mı oluyor?
Selamün Aleyküm Nikah hakkinda bir sorum olacak dügünden evvel imam nikahi ve resmi nikah yapilmakta bilhassa yurt disi vatandaslarimiz bunu yapiyor oturum alabilmek icin bu arada kari koca birlesmesi yok cünki dügün olmadi diye beraber gezip dolasabilmek icin sonrada anlasamiyorlar ayrilmaya kalkiyorlar erkek bosanmak istemiyor mahkeme karariyla bosaniyorlar kadin bos sayiliyormu cünki rekek bosanmak istemiyor.
Ve Aleyküm Selam.
Düğünden evvel nikah yapılacaksa eğer, yapılan nikahla düğünün arası uzak tutulmamalı aslında. Çünkü bu arada bahsettiğiniz durumlar olabiliyor, nişan atılıyor; erkek de boşamıyor. Fakat mahkeme kararı ile boşanır iseler, erkek mahkemede boşadığını söyleyecek, o zaman boşanmış olurlar.
Malum, talak (boşama) mevzuunda şaka olmaz. Erkek şakadan da olsa hanımını boşasa hanım boştur. Mahkemede istemeyerek de olsa boşadığını söyleyecektir mutlaka. O halde herhangi bir sorun kalmaz.
Nikâh esnasında eğer erkek üç boşama hakkından birini kadına vermemişse, kadın erkeği boşayamaz. Nikâh esnasında bu boşama hakları hiç mevzu bahis olmamışsa, tüm talaklar erkekte sayılır.
benim sorum şu: evli bir kadın ile bir bekar erkek ilişkiye girerse ve erkek pişman olup bunun yanlış olduğunu anlarsa o erkeğin bu durumdan kurtulması için yani ALLAH KATINDA sualden kurtulması için ne yapması gerekir. okuduğum hadislerde erkek 100 sopa ile cezalandıracağı bildiriliyor. bilgi verirseniz sevinirim.
nikahın gizlisi olmaz.nikahın amacı iki kişinin biraraya gelipbir yuva kurması ve bunu herkese ilan etmesidir.böylece onları tanıyanlar bu birlikteliğe şahit olur .toplumdaki saygınlıklarını koruyup yanlış anlamaların önüne geçilmiş olur.gizli yapılan nikahlarda kızlar çok mağdur duruma düşüyor.yaptıkları şey o an için onlara makul gibi gözükse de maalesef çok yanlış.yaşlarının vermiş olduğu tecrübesizlik pahalıya patlıyor.resmi ni,kah olmadığı için olumsuz durumlardaacıyı kız tarafı çekiyor.okul bitince evleneceğiz gibi masum gözüken bu davranışyanlış.bunlar şeytanın aldatmacalarıdır.siz arkadaşınıza onun kızı böyle bir şey yaparsa ne düşünür diye sorun.inşallah doğru yolu bulur.
nikahın gizli olup olmaması önemli değildir. ancak bunun sorumluluğu çok büyüktür.Mazallah kafirden daha zor bir duruma düşülebilir. Zaten nikahta asıl olan erkeğin ben seni aldım.bayanın ise bende kabul ettim demesidir. Şahitler ve dualar ise işin resmiyeti, Allah tarafından bu nikahın kabul edilmesi için lazım olan hususlardır.
ilk baştaki soru muta nikahına giriyor.çünki çogunlugu aynı evde kalmak adına geçici nikah anlamına gelen muta nikahı yapıyorlar....
iranda bunu çok yapıyorlar...
mesela antebe otobüsler dolusu iranlı gelir.3de2si kadın..
ve bunlarla geçici nikah kıyıp....
Mut'a Nikahının yeri??
Mut'a nikahı : Cahiliyet devrinden kalan bir nikah şeklidir. İslam'ın ilk yıllarında, özxellikle harp zamanlarında, uzun zaman kadınlardan uzak kalan askerler için mut'a nikahına izin verilmiş, HGayber savaşına kadar mübah olan bu nikah Peygamberimizin sünnetiyle yasaklanıp haram kılınmıştır.
Mut'a nikahı ücret karşılığında belli bir vakit için kadınla evlenmektir. Muta'nın en az müddeti bir cinsel ilişki geçecek zaman parçasıdır. En çok ise 99 senedir.
Erkek kadına hitaben "Beni beş aylık bir zaman için Mut'alandır. Ya da "Şu kadar para karşılığında seninle mut'alandım" deyip kaadın da kabul ederse mut'a olur. Halk dilinde "acem nikahı" denen bu iş fuhuştan başka bir şey değildir. Allah Resulu kesin olarak bunu yasaklamıştır. Ashab'dan, tabiinden ve müçtehidlerden bu tür nikahı kabul eden kimse yoktur.
Mut'a nikahı ile evlenen kadın erkeğe, erkekte kadına varis olamaz. Mut'a nikahının müddetinin az veya çok olması arasında hiç bir fark yoktur.
Hz.Ali (r.a.)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Allah Rasulu şöyle buyuruyor. Hz.Ali (r.a.) İbn-i Abbas (r.a.) ya şöyle demişti.
"Rasullullah (s.a.v.) muta nikahından ve ehil eşeklerin etlerini yemekten Hayber'in fetih günü bizleri men'etti. (5)
Rasullullah Evtas (Mekke fethi) yılında muta nikahına üç defa ruhsat vermiş, sonra yasaklamıştı
Allah Resulu buyuruyor:
"Ey insanlar, ben mut'a nikahı ile kadınlardan faydalanmanız için izin vermiştim. Şüphe yol ki, Allah, kıyamete kadar bunu muhakkak haram kılmıştır. Kimin yanında bunlardan bir kadın varsa hemen onu serbest bıraksın, onlara verdiği şeylerden hiçbir şeyi geri almasın".
Dört mezhebe göre böyle bir akit yapmak batıldır. Şia'nın önemli kollarından biri olan Zeydiye de Mut'a nikahının batıl olduğuna inanır ve bu konuda Hanefi alimleri ile hareket eder.
Mut’a nikâhı, zinâdan başka bir şey değildir. Dört mezheb imâmına göre haramdır ve bâtıldır. (218)
Hadislerin çoğu Hz.Ali'den rivayet olunduğu halde Hz.bağlılık iddiasında bulunan şia ve rafızilerin bu nikahı yürürlükte tutması ilim ve akılla bağdaştırılacak şey değildir ..
Muta Nikahı haramdır.
Nadir şah zamanında İran’da sünni âlimlerle şii âlimlerin konuşmasından bir parça:
(Molla başıya dedim ki, müta nikahı ile alınan kadın bir erkeğe vâris olur mu? Bu kadının, bu erkekten olan çocuğu da, bu adama vâris olur mu? Molla başı Cevap vererek:
-Yok vâris olmazlar, dedi.
-Öyle ise, bu kadın zevce değildir. Cariyede değildir. Allahü teâlânın, (Müminler, zevcelerinden ve cariyelerinden başka olan kadınlardan sakınırlar) mealindeki âyet-i kerimesine ne buyuruyorsunuz, dedim. Yani, bu âyet-i kerime, yalnız zevce ile cariyeyi helal ediyor. Bu ikisinden başka hiçbir kadınla bir araya gelinemeyeceğini açıkça bildiriyor. Kendisine zevce de, cariyede denilemeyen, müta nikahı yapılmış bir kadınla buluşmanın helal olduğunu iddia etmek, Kur'an-ı kerimin şu açık olan emrine karşı durmak olmaz mı? Bu ise, dalalet, doğru yoldan ayrılmak için inat, boş yere bile bile uğraşmak değil midir?)
Sonunda molla başı hakkı kabul ediyor ve sünni oluyor. Bu tarihi bir gerçektir. Ama bize tarih değil Kur'an lazım, âyet açıkça müta nikahını haram ediyor.
Görülüyor ki yüce dînimiz, kadının hiçbir şekilde şehvet metâı hâline getirilmesine aslâ müsaade etmemektedir.
Kaynak: Kaynaklarıyla Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN, Sayfa 277-278
Büyüklerin tavsiyesi resmi nikah olmadan dini nikahın yapılmamasıdır.
Boşama ve boşanma resmi nikahsız ve bu şekilde sadece dini nikahla daha kolay olup kadının mağdur olmasından korkulur.
Kadın hakları İslamiyetten daha iyi savunan bir ideoloji yoktur.
Allahım doymayan nefisten sana sğınırım. :o