Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Peygamber Efendimizin Hanımlara 100 Vasiyeti

(14.Vasiyet) Tebareke Suresini Okursanız, Kabir Azabı Görmesiniz.

İbni Abbas (r.a) anlatıyor:
Resulllah aleyhisselamn sahabilerinde birisi, bilemyerek çadırını bir mezarın üzerine kurdu.Bir de baktı ki; mezarın içinde bulunan kişi “Tebarekellezi biyedihil mülk” suresini okuyor.Mezarda ki insan sureyi bitirdikten sonra, bu sahabi kalkıp Peygamberimiz aleyhisselamın huzuruna geldi ve :
-Ey Allah`ın Resulü! Farkına varmadan bir kabir üzerine çadır kurdum.Bir de mezar içindeki insanın “Tebarekeyi sonuna kadar okuduğunu duydum diye anlattı.
Bunun üzerine Peygamberimiz aleyhisselam şöyle buyurdu:
-O süre koruyucudur, o süre kurtarıcıdır; kabir azabından kurtarır.(Tirmizi)

(15.Vasiyet) Amel Niyete Göre Değerlendirilir.

Ümmü Kays (r.anha) Mekke`nin hem güzel hem de varlıklı kadınlarından biri idi.Bir adam kendisi ile evlenmek teklifinde bulundu.Ümmü Kays (r.anha) bu teklifi, adam kendisi ile Medine`ye hicret etmek şartı ile kabul etti.Ümmü Kays (r.anha) Muhacirlerle beraber, Allah ve Resulünün rızası ile Medineye hicret edince, bu adam da onunla evlenmek isteği ile Ümmü Kays`a uyarak hicret etti.Ancak adam bu hicretini Allah ve Resulünün rızası için yapmış gibi gösteriyordu.Hazreti Ömer`in bildiğine göre, bu sebepten dolayı Peygamberimiz aleyhisselam şöyle buyurdu:
-Ameller niyete göredir.Kişiye ancak niyetinin karşılığı verilir.Kimin hicreti Allah Ve Resulü için ise, hicreti Alla`a ve Resulünedir.Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalık, veya evleneceği bir kadın ise, o kimsenin de hicreti o kadınadır.(Buhari, Müslüm, Ebu Davud, Tirmizi, Nesef)

(16.Vasiyet) Yaptığınız İyiliği Gizli Yapın.

Enes (r.z) Peygamberimiz aleyhisselamın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
Allahü Teala yeri yarattığı zaman yer hareket edip duruyordu.Bunun üzerine dağları yarattı.Dağları yer yüzüne oturtunca, yer karar buldu.Melekler dağların şiddetine hayret ettiler:
-Ey Rabbimiz, yarattıkların arasında dağlardan daha kuvvetli olanı var mı? Diye sordular.Allahü Teala da:
-Evet, demir diye cevap verdi.Melekler de bu defa :
-Ey Rabbimiz, yarattıkların içinde demirden daha kuvvetli olanı var mı? Dediler.Allahü Teala:
-Evet, ateş buyurdu.Bunun üzerine melekler:
-Ey Rabbimiz, yarattıkların arasında ateşten daha kuvvetlisi var mı? Dediler.Allahü Teala:
-Evet, rüzgar var buyurdu.Melekler de bu defa da:
-Ey Rabbimiz, yarattıkların arasında rüzgardan daha kuvvetli olanı var mı? Diye sordular.
-Allahü Teala da buna cevap olarak şöyle buyurdu:
-Evet var, sağ eli ile sadaka verirken bunu sol elinden gizleyerek veren Ademoğlu daha kuvvetlidir.(Tirmizi)

Gizli Rabbim gibi, En kuvvetli Rabbim gibi
Ya Rab kendinde olani bize de tavsiye ediyorsun
Yüregimde derman kalmadi biliyorsun.

O Güzel insan kulaklarimla duymak isterdim sözlerini,

Ellerinize saglik.Rabbim razi olsun.

Ellerinize saglik.Rabbim razi olsun.hocam

Teşekkür Ederim Kardeşim.Mevlam Cümlemizden Razı Olsun İnşaAllah.Selam Ve Dua İle Kardeşim.

(17.Vasiyet) Anaya İyilik En Öndedir.

Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor:
Adamın biri:
-Ey Allah`ın Resulü, insanlardan kendisine iyi muamele yapmama en layık olan kimdir? Diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam da:
-Anan, sonra anan, sonra yine anan; bundan sonra da babandır.
Bunlardan sonra sırasıyla akraba ve taalukatından sonra en yakın olan kimsedir, buyurdu.

(18.Vasiyet) Çocuklara Şefkatli Davranın.

Ebu Hureyre (r.a) şöyle anlatıyor:
Peygamberimiz aleyhisselam, torunu Hazreti Hasan`ı öptü.Yanında da sahabilerden Akra bin Habis Teymi oturmaktaydı.
Akra:
-Benim on tane evladım var, bunlardan hiç birini öpmedim, dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam kendisine baktı ve:
-Şefkat ve merhamet göstermeyen kimseye, Allah da kendi rahmetini ihsan etmez, buyurdu.(Buhari, Ebu Davud,Tirmizi)

(19.Vasiyet) Öfkenize Hakim Olun.

Abdullah (r.a)`ten şöyle anlatılıyor:
Peygamberimiz aleyhisselam:
-İçinizde kimi “rekup” sayarsınız? Diye sordu.Biz:
-Evladı olmayan kimseyi, diye cevap verdik.
Peygamberimiz aleyhisselam:
-Hayır, “rekup” öyle kimse değildir.Asıl “rekup” ahirette evlad göndermemiş, yani hiçbir evladı vefat etmemiş olan kimsedir, buyurdu.
Sonra:
-Güreşte en çok galip kimi sayarsınız) diye sordu.Biz:
-Sırtı yere gelmeyen pehlivanı, dedik.Peygamberimiz aleyhisselam:
-Hayır, öyle değildir.Asıl, öfkelendiği zaman nefsine hakim olan kişi, en çok galip gelen ve sırtı yere düşmeyen pehlivandır, buyurdu.(Müslim, Ebu Davud)

(20.Vasiyet) Zikir Meclislerine, Zikre Devam Edin.

Ebu Hureyre (r.anh), Peygamberimiz aleyhisselamın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
Allahü Teala`nın bir kısım melekleri vardır ki, onlar yollarda gezer, zikir ve ibadet meclislerini ararlar.
Zikir ve ibadetle meşgul olan bir topluluk gördüler mi:
-Gelin, burada aradığınızı bulursunuz diye birbirlerine çağırırlar.Bunun üzerine dünya semasına melekler toplanıp kanatları ile onları kuşatırlar.Sonra kullarının hallerini en iyi bilen Rableri, meleklere sorar:
-Kullarım ne diyor? Melekler:
-Seni tespih ediyorlar, tekbir ediyorlar, hamd ve tazimde bulunuyorlar.Allahü Teala:
Onlar beni gördüler mi? Diye sorarlar.Melekler:
-Hayır, seni görmediler, derler.Allahü Teala:
-Beni görmüş olsalardı nasıl olurdu? Diye sorar.Melekler:
-Seni görmüş olsalardı, daha çok ibadet eder, daha çok tazim ve tespihte bulunurlardı, diye cevap verirler.Allahü Teala:
-Benden ne diliyorlar? Diye sorar.Melekler:
-Cenneti diliyorlar derler.Allahü Teala:
-Onlar cenneti gördüler mi? Diye sorar.Melekler:
-Hayır, vAllahi ey Rbbimiz, görmediler, derler.Allahü Teala:
-Görmüş olsalardı, iştiyakları daha çok olur, arzuları daha şiddetli olur, rağbetleri daha büyük olurdu, derler.Allahü Teala:
-Onlar neden bana sığınıyorlar? Diye sorar.Melekler:
-Cehennemden sığınıyorlar, derler.Allahü Teala:
-Onlar cehennemi gördüler mi? Diye sorar.Melekler:
-Hayır, vAllahi görmediler, derler.Allahü Teala:
-Görmüş olsalardı nasıl olurdu? Diye sorar.Melekler:
-Görmüş olsalardı, ondan daha çok kaçarlar, daha çok korkarlardı, diye cevap verirler.Allahü Teala:
-Siz şahid olun ki, onları mağfiret ettim, buyurur.
Meleklerden birisi:
-Mecliste bulunan filan kişi onlardan değildir.Kendisinin bir işi sebebiyle oraya gelmiştir, diye söyler.Allahü Teala:
-Oralar zikir ve ibadet meclisidir; yanlarına gelip oturan kimse de oradakilerin sebebi de ile saadete ere buyur.(Buhari,Müslim,Tirmizi)

(21.Vasiyet) İki Cihanda İyilik İsteyin.

Enes (r.a) şöyle anlatıyor:
Peygamberimiz aleyhisselam Müslümanlardan hasta olan bir kimsenin ziyaretine gitmiş idi.Hasta o kadar zayıflayıp küçülmüştü ki, adeta bir civciv gibi olmuştu.Peygamberimiz aleyhisselam kendisine:
-Bir şey için dua eder veya Allah`tan dilermiydin? Diye sordu.Adam:
-Evet, “Ey Allah`ın bana ahirette vereceğin cezayı dünyada ver!” derdim, diye cevap verdi.
Bunun üzerine Peygamberimiz aleyhisselam:
-Sübhanellah, yapamazmıydın, yahut beceremezmiydin. “Ey Allah`ım bize dünyada ve ahirette iyilik ver, bizi cehennemden koru!” deseydin ya buyurdu.Sonra Allah`ın Resulü bu kimseye dua etti; Allahü Teala da sıhhatini bağışladı.(Müslim,Tirmizi)

(22.Vasiyet) Dertlerin Devası Vardır, Ona Sarılın.

Ebu Said (r.a) şöyle anlatıyor:
Peygamberimiz aleyhisselam bir gün mescide girdi ve orada Ensar`dan Ebu Ümame denilen adama rastladı da, kendisine:
-Ey Ebu Ümame! Ne diye namaz vaktinin dışında seni mescide oturur halde görüyoruö? Diye sordu.
Ebu Ümame:
-Beni saran dertler ve borçlar yüzünden ey Allah`ın Resulü, dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam:
-Sana bir dua öğretiyim mi ki, bunu okuduğun zaman, Allah derdine deva verir, borcunu ödettirir? Buyurdu.
Bunu üzerine ben:
-Öğret, ey Allah`ın Resulü, dedim.
Peygamberimiz aleyhisselam:
-Sabah ve akşam şu duayı oku! Buyurdu.
“Allahümme inni euzü bike minel cübni vel buhli ve minel aczi vel keseli ve min galebetiddeyni ve kahrirrical”. “Ey Allah`ım, kederden,dertden aczden, ve tenbellikten, korkudan ve cimrilikten, borcun üstelenmesinden ve ricalin kahrından sana sığınırım!”
Ebu Ümame diyor ki: Bunu okudum, Allah hem derdimi giderdi, hem de borcumu ödetti.(Ebu Davud)

(23.Vasiyet) Allah`ın Merhameti Çok Büyüktür.

H.z Ömer (r.a)`ten şöyle anlatılır:
Peygamberimiz aleyhisselama bir kısım esirler getirildi.Aralarında bir kadın esir, bir şeyi arar halde telaş içeresinde koşuyordu.Esirlerin arasında bir çocuğu bulur bulmaz onu bağrına bastı ve emzirmeye başladı.
Bunun üzerine Paygamberimiz aleyhisselam:
-Bu kadının evladını ateşe atmasını düşünebilir misiniz? Diye sordu.
Biz de:
-Hayır, vAllahi, atmamaya gücü yettikçe atmaz, dedik.
Peygamberimiz aleyhisselam:
-İşte Allahü Teala, bu kadının çocuğuna karşı olan merhametliliğinden kullarına karşı daha merhametlidir, buyurdu.(Buhari, Müslim)

(24.Vasiyet) Şeytana Sövmeyin.

Ebu Melih (r.a)`den şöyle anlatılıyor:
Bir adam dedi ki, Allah`ın Resulünün terkisinde idim.Hayvanın ayağı surçtü.Bunun üzerine ben de:
-Şeytan helak olsun! Diye söyledim.
Peygamberimiz aleyhisselam da buyurdular ki:
-“Şeytan helak olsun” deme.Zira böyle söylediğin zaman, şeytan o kadar kabarır ki koca bir ev gibi olur ve “Bu işi ben yaptım” der. “Bismillah” de ki, böyle söylediğin zaman, şeytan sinek miktarı oluncaya kadar küçülür.
(Ebu Davud, Nesei)

(25.Vasiyet) Kelime-i Şehadetin Ağırlığı Çok Fazladır.

Abdullah bin Amr (r.a) Peygamberimiz aleyhisselamın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
Muhakkak ki, Allahü Teala, ümmetim içerisinden bir adamı kıyamet gününde bütün halkın huzurunda kurtaracaktır.O kimsenin önüne doksan adet amel sahifesi serecektir ki, onun her sahifesi gözün görebildiği kadar uzun olacaktır.
Allah bu adama:
-Bunlardan inkar ettiğin bir şey var mı? Amelleri kaydeden katiplerim haksızlık etti mi? Diye soracaktır.Adam:
-Hayır, haksızlık etmediler, ey Rabbim, diyecektir.Allahü Teala:
-Bunlar için söyleyeceğin bir özrün var mı? Der.Adam:
-Hayır, bir özrüm yok, ey Rabbim, diyecektir.Allahü Teala:
-Evet, bunlardan hepsi doğru, ancak senin bizim nezdimizde bir iyi amelin vardır.Bugün sana asla haksızlık yapılmayacaktır, buyuracaktır.Bunun üzerine içerisinde “Eşhedü enla ilahe illAllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülühü,” yazılı olan bir tezkere çıkarılacak ve Allahü Teala kendisine:
-Amellerin tartılmasına hazır ol! Diyecektir.Adam:
-Ey Rabbim, bu kadar sahifeler yanında bu tezkere ne kıymet ifade eder ki? Diye soracaktır.Allahü Teala:
-Sana kat`iyetle haksızlık edilmeyecektir, diye cevap verecektir.Sonra o tezkere terazinin bir kefesine, sahifeler de diğer kefesine konulacak ve neticede sahifeler hafif, tezkere ise ağır gelecektir.Zira Allah`ın ismi ile tartılan hiçbir şey, onun isminden daha ağır gelemez!.(Tirmizi)


Sevgili Peygamberimiz

MollaCami.Com