Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


SİGARA İÇMEK HARAM MI? MEKRUH MU?

sigaranin haram oldugunu diyemezsiniz cünkü fetva alimleri var mubah diyor bazi leri var mekruh bazilari var haram cocugunlu mubah diyor niyemi.
niyete bagli
1. mubah nezaman : sigara icen evini gecindiriyor saglik sorunu yoksa ve sigara ictigende ibadetini yapabiliyorsa nasilmi? ... sigara bazi veya herkezin uykusunu gidiyor boylece geceleri ayakta kalkiyor insan misali ben birisini cok iyi taniyorum yapti. ve cok taninmis ve mübarek birisi.
2.mekruh nezaman evine gecindiriyor ama ibadettine ali koyu gec kilmalar felan
3. haram adam evini gecindiremiyor sigara iciyor.

misali seyyid saki hz (K.S.A) sigara iciyor. yani simdi hasa zülmhasa mübarek bilmiyormu harama mekruhu.

Iste Biz insanlar alim allah dostlarinda daha iyi biliyoruz ya. fetva uzerizya . onlar mürsidi kamil . allah dostlar. Takva üzeridir.

ama söylede bişey var sen Allahın sana vermiş olduğu sağlığı sigara ve içki içerek bozuyorsun yani bile bile kendine zarar veriyorsun zaten sigara ve alkolun zararları ortada ...
sana zarar veren bişey haram değildir de nedir?

bunuda bir düşünün bence ..

sizin düşüncenize de saygı duyuyoruz buda benim acizane fikrimmm..

haklisiniz ama dedigim gibi alimler allah dostu iciyor haram olsa icmez.

demek ki o zaman Allah dostu falan degil... dedesinden ninesinden seyhlik miras kaldigi icin. kendini seyh sananlardandir belki...

malum kan yolu ile kendini seyh sananlar var birde ilim yolu ile seyh olanlar var...

sigara haramdir..

selam sevgi ve dua ile

senin simdi varya
sen ne demek istiyon onlar mutabbat olsun diye
iciyordu bi iki kere
sen kimsin böyle konusuyorsun
abulhakim el hüseyni gavsul azama (ksa) ne diyorsun sen onun sayesinde biz insallah dinimizdeyiz belki
muhammed rasit erol hz ksa ne diyorsun sen
seyyid saki ksa ne diyorsun sen
seyh ahmet el haznevi ksa ne diyorsun sen
senin itikadin mi bozuk

siz de konuştuklarınıza dikkat ediniz reyhaniasigi

sizin sigaraya mübah demenizdeki, hükmünüzün dayanağı nedir?

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) hazretleri buyuruyorlar ki:

“Kitap ve Sünnet’in îcabına göre inanmak (Müslüman olabilmek için) nasıl zarûri ise, müctehid imamların onlardan istinbat ve istihraç ettiği (Kur’an ve hadislerden çıkartıp ortaya koyduğu) hükümlerin gereğince amel etmek de zarûridir. Hâl böyle olunca; helâl-haram, farz-vâcib, sünnet-müstehab gibi hükümleri bilmek de aynı şekilde zarûri olmaktadır.

“Müctehidlere uymak durumunda olan (mukallid) bir kimsenin, Kur’an ve hadisten, müctehidin görüşüne aykırı olarak hükümler çıkartıp alması ve onunla amel etmesi câiz değildir. (Mukallid bir Müslüman için) gereken; kendisinin, tâbi olarak taklid ettiği mezhebinin müctehidi tarafından ihtiyar edilen kavil (seçilip alınan hüküm) ile amel etmeyi tercih etmektir.”

benim bisi dedigim yok...

demek ki onlar veli degillermis.. sizi kandiriyorlar.

Üstelik ehli tarikte avama mübah olan bir cok seyden bile uzak durulmasi tavsiye edilir ki mekruhlara haram gibi uzak durular...

bunun yani sira süpheli seyler diyelim. onlardan zaten uzak dururlar.

Sen diyorsun ki BENIM SEYHIM!!!

o halde o zaati muhterem, sakalli amcamiz da ehli tarik olmali. tarikat lideri malum.. uzattigi sakali kadar aklini kullansa, sende o zaati savundugun kadar aklini kullansan düsünürsün ibraz..

SÜPHELI SEYLERDEN uzak durulacaksa, bir kesim bu kesinlikle haram derken kalanlarida mekruhtur derken senin seyhim dedigin adamcagiz, zavalli nasil olurda o pisligi agzina alir...

UNUTMA KI HALK INDINDE ALIM GÖZÜKENLERE DEGER VERILENLERE MEKRUHLAR HARAM OLUR..

o zavalli adamcagiz hem rant pesinde hem seyhlik derdinde hemde sigaradan vaz gecemiyor.. Bu ne perhizi bu neyin tursusu demezler mi insana?

Benim itikadim diyorki, insanlar büyüdükce hatalari kücülür.. günahlardan pisliklerden cirkinlerden o kadar uzaklasirlar. Insanlar kücüldükce süflilestikcede cirkin olanlar onlara güzel gelmeye baslar.. Onin icindir ki peygamberlerin ISMET sifati vardir.. Onun icindir ki Ashaba dil uzatanlar tek kalemde silinir..

Molla Cami ye hos geldiniz.. bu gercekleri kabullenmeniz evet biraz zor ve güc olacaktir ama eminim ki zaman ile siiz de kesf edeceksinizdir..

Sanmayin ki biz tarikata ehli süluka karsiyiz. tasavvuf karsitiyiz.. Balik yasadigi suya niye karsi olsun ki.. biz sadece icinde yasadigimiz suyun fabrika atiklari ile yahut cehalet tohumlari ile kirletilmesine karsiyiz..

kisaca, sigara haramdir.. biri mekruh diyorsa mesafeni koru.. mübah diyorsa derhal kac.. bunlar ince mihenk taslaridir..

tekrar hosgeldiniz aramiza
selam sevgi ve dua ile

bizim köyde olsun bulundugum almanyada olsun bazi görüyorum cumaya cemaat geliyor dogru abdesthaneye agzini calkaliyor yanlis anlamayin abdest almiyor sadece agzini su alip calkiliyor niye diye sordugunuzda kokuya meleke gelmiyor diyor ben baska bir sey demiyeceyim

SİGARA RİSALESİ
İSLAM FIKHI AÇISINDAN SİGARA
SİGARA: Patlıcangillerden bir bitki olan tütünün yapraklarından elde edilen bir keyif verici olduğu herkesin malumudur. Tütünün ilk kez Amerika yerlilerince bilindiği ve kullanıldığı ve Amerika’nın Avrupalılarca öğrenilmesinden sonra Avrupa ya da götürüldüğü ilk götürenin ise Christopher Columbus (1506) olduğu kaydedilir. (Mahmut Nazım en-Nesîmî, et-Tibbu'n-Nebev'î ve'l-ilmu'l-hadis I/33; Muhammed Şefik Girbal ve arkadaşları, el-Mevsû'atü'l-Arabiyyetü'l-Muyessera,"Tebg" (Tütün) md. Tütünü Avrupa'ya ilk kez Jean Nicot isimli birisinin götürdüğü de söylenmiştir. en-Nesîmî, adı geçen eser.) Bazı fıkıh kitaplarında da ilk kez 1015 Hicri yılında ortaya çıktığı söylenir. (Tütünün tarihiyle ilgili geniş bilgi için bk. Abdulhay el-Lüknevî,Tervîcu'l-cinan bi-tesrîh-i hükm-i surbi'd-duhân 2 vd.) Bu da M.1506'lara rastlar ve İslam âleminin tütünü Avrupa'dan takriben yüzyıl sonra tanıdığını gösterir. Gerçi Avrupa’da da iyiden iyiye tanınma tarihi 1586'dir. (M. Şefik Girbal -adı geçen eser- ) Bu durumda aradaki fark yirmi yıldan aza düşmüş olur. Tütünün süs bitkisi ve tıbbi gayeler için de kullanılmış olması, (-adı geçen eser-) konumuz açısından önem arzedecektir.
Tartışmasız büyük müctehidlerin tanımadığı tütün diyebiliriz ki biraz da bu yüzden İslam âleminde de hızla yayılmış ve H.11. asrın başından itibaren kullanılır olmuştur. Buna paralel olarak dini hükmü konusunda da pek çok görüş beyan edilmiş, risaleler ve kitaplar kaleme alınmıştır. Hatta denebilir ki, sonradan ortaya çıkan bu tür konularda hakkında tütün kadar söz söylenen, yazılı beyan ortaya çıkan bir başka konu yoktur. Sadece "Kesfu'z-Zunûn"un zeyline kitap adlarına göre bir göz gezdiren buna şahit olur. Bu yazılanlara bütün mezhepler ortaktır ve sigara hakkında her mezhepten, zikredeceğimiz her üç görüşe sahip âlimler bulunduğu için, meselenin mezheplere göre hükmü diye ayırım yapmak da hem mümkün hem de isabetli görülmemektedir. Diğer yönden bizce tartışılabilir bir görüşe göre de zaten sigaranın ortaya çıktığı tarihten beri müctehit bulunmadığı için söylenenlerin hüküm açısından bir değeri yoktur. Biz şimdilik bu görüşü tartışma dışı bırakacağız ve hesaba katmayacağız. Değişik görüşleri üç kategoriye ayırarak delilleriyle ve bu delillerin tartışmasıyla birlikte serdedecek ve bir sonuca varmaya çalışacağız.

2. MUBAH DİYENLERİN DELİLLERİ VE BUNLARA GELEBİLECEK İTİRAZLAR
Sigarayı mübah gören İslam âlimleri mevcut olmuştur. Onlara göre :
1. "Eşyada aslolan ibahadır". Zira (c.c) yeryüzündeki herşeyi insanlar için yarattığını haber vermiştir. (Bakara (2) 29.) Binaenaleyh ibadetler dışında herhangi bir şey sâri' tarafından menedilmemişse insanların onu haram sayması mümkün değildir. Kur'an açıkça şöyle söylemektedir. "De ki, bana vahyolunanlar arasında kan, domuz eti -ki o pisliktir- ya da bir günah olarak 'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir şey bulamıyorum..." (En'âm (6) 145.) Binaenaleyh, sigaranın haram olduğunu söylemenin bir dayanağı yoktur.
2. Kur'an-ı Kerim'de : "De ki, 'ın kulları için çıkardığı zineti ve rızıkları kim haram kılabilir?... " (A'râf (7) 31.) buyurmuştur ki, bunu bir önceki ayetle birlikte düşündüğümüzde sigaraya haram denemeyeceği anlaşılır, bunu destekler mahiyette Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: "Allah birtakım farzları mecbur tutmuştur, onları zayi etmeyin. Bir takım sınırlar koymuştur, onları aşmayın. Bazı şeylerden de, unuttuğu için değil ama sırf size merhametinden ötürü söz etmemiştir, onları da araştırmayın..." (Taberânî, Kebîr XXN/222 (No: 589); (İbn Kayyim, A'lam I/71-72; el-Hindî Kenz I/194)) Buna göre şeriat koyucunun sigaradan söz etmemesi onun haram olmadığını gösterir.
3. Sarhoş edici ve zararlı şeyler haram olsa dahi sigaranın sarhoş ediciliği ve zararı sabit değildir.
4. Bazı insanlar için zararı sabit olsa dahi bu sadece onları ilgilendirir. Yani mahzuru onlar içindir. Bu, sigaranın herkes için haram olmasını gerektirmez.
Ancak meseleye bu açıdan bakanlar dahi "Eşyada aslolan ibahadır zararlılarda aslolan ise hürmettir" kaidesini kabul ederler ve zararı kesinkes sabit ve mutarrif olan birşeyin haram olacağını söylerler. Meseleye yumuşak bakan İbn Abidin de bu esası vurgular. (Bk. İbn Abidin, Fetâvâ N/303, 304). Sigaraya yumuşak bakıp onun mubah, ya da ona yakın bir yerde olduğunu söyleyenler arasında şu âlimleri sayabiliriz: Abdulganî en-Nablusî (es-Sulhu beyne'l-İhvân fî-ibâhat-i surbi'd Duhân adlı bir kitapçığını bu konuya tahsis etmiştir.), İbn Abidîn, Muhammed el-Abbasî el-Mehdî, Ahmed b. Muhammed el-Hamevî; Malikilerden Ali el-Echûrî (Bu konuda Gâyetü'l-beyân li-hill-i surb-i mâ-la yugayyibü'l-akle mine'd-duhân adlı bir kitapçığı vardır) Dussukî, es-Sâvî, el-Emîr gibi Malikiler de bu görüştedirler; Şafiilerden el-Hafnî, el-Halebî, er-Rasidî, es-Sebramellisi, el-Bâbilli, AbdülKadir b. Muhammed b.Yahya el-Hüseynî et-Taberî (Raf'ul-istibâk an-tenâvuli't-tenbâk adlı risalesi bu konudadır); Hanbelilerden de el-Keremî (Konu ile ilgili el-Burhân fi se'n-i surbi'd-duhân adlı bir risalesi vardır). Keza, Sevânî de sigaranın mubah olduğunu söyleyenler arasında yer alır (bk. el-Mevsû'atü'l fıkhiyye, Kuveyt. X/104,105.)
5. Sigaraya haramdır demek şer'i bir hüküm koymaktır. Bu ise ya bedihi delillerle ya da nazar ve istidlal ile mümkün olabilir. Birincisi söz konusu değildir. Çünkü böyle bir delil yoktur. İkincisi de yoktur. Çünkü nazar ve istidlal ya müctehidden ya da müctehit olmayandan sadır olur. Bunların da birincisi söz konusu değildir. Çünkü müctehidlerden böyle bir şey sadır olmamıştır. İkincinin ise değeri yoktur. Zira şeriat adına söz hakkına sahip olanlar müctehitlerdir. (Ebu Saîd Muhammed el-Hâdimî, Resâil 234.)
Ebu Said el-Hadımî'nin bu tesbiti, Birinci Hicri Yıldan sonra müctehit çıkmadığı esasına bina edilmiştir ki, tartışılabilirliğine daha önce işaret etmiştir.
Bu delillere itiraz sadedinde şöyle söylenebilir :
"Eşyada aslolan ibaha" olmakla beraber bu hakkında nas bulunmayan herşeyin mübah olduğunu göstermez. Nitekim rakının, uyuşturucuların, pek çok habis hayvanın tenavülleri hususunda nas bulunmadığı halde kıyas yoluyla haramlıklarında da şüphe yoktur. 'ın yarattıkları içerisinde kulların haram kılamayacakları, ayetinde işaretinden anlaşılacağı üzere, "zinet" ve "güzel rızıklardır". Sigarayı güzel rızık ve zinet olarak görmek mümkün müdür? 'ın sükût ettiği ve hükmünü araştırmamızın güzel olmayacağı şeyler zararlı olmayan ve kıyaslanacak bir aslı bulunmayan şeylerdir. "Allah temiz rızıkları helal kılar, habis olanları ise haram kılar" derken sigara için de elbette ilk akla gelen şey onun bu iki kategoriden hangisine dâhil olacağıdır. Eğer habis kategorisinde olduğu selim akıllarca kabul edilirse artık onun araştırmamamız istenenlerden olmayacağı ortaya çıkmış olur: Ayrıca bu gün sigaranın herkes için zararlı olduğu kesin olarak ortaya konmuştur. Binaenaleyh, sigarayı mutlak mubah görmenin imkanı gözükmemektedir.
Bunlar sigaraya mubah diyen görüşün delillerine varid olabilecek itirazlardır. Haram diyenlerin delillerine varid olacak itirazlar ise yerinde gelecektir.



SİGARA İÇMEK HARAM MIDIR?
Sigaraya Haram Diyen Âlimler olduğu gibi mekruh diyenler hatta helal diyen Âlimler vardır.
a. Deliller
Şunu hemen belirtelim ki, sigara hakkında yazan ve konuşanların çoğu sigaranın haram olduğu görüşüne varmışlardır ve sigaranın "mutlak haram" olduğunu söyleyenlerin tutundukları deliller, onun mutlak mubah olduğunu iddia edenlerin delillerinden hem daha çok hem de daha tutarlıdır. İleride bunların tartışmasına girecek olmakla beraber bundan hemen şöyle bir sonuç çıkarmamız da mümkündür: Sigaranın hükmü "mutlak haram"la "mutlak mübah"ın orta noktasından "mutlak haram"a daha yakındır. Buna da "tahrimen mekruh" denebilir.
Mutlak haram olduğunu söyleyenler şu delilleri ileri sürüyorlar. (Sigaraya haram diyenler arasında şunları sayabiliriz: Surunbilali, Mesîri, ed-Dürrü'l-müntekâ sahibi; Salim es-Senhûrî, İbrahim el-Lekkânî, Muhammed b. Abdülkerim, Halid b. Ahmed, İbn Hamdûn; Necmeddin el-Gazî, Kalyûbî, İbn Allân; Ahmed el-Behûtî (el-Mevsû'âtü'l fıkhıye, Kuveyt X/101 -102))
1. Hadis-i şerife soğan ve sarımsak için: "şu iki bitkiden yiyenler mescidimize yaklaşmasın, çünkü insanların rahatsız oldukları şeylerden melekler de rahatsız olurlar" buyurulmuştur. (Bu ve benzeri hadisler için bk. Müslim, mesâcid 68-78.)
Sigaranın kokusu soğan ve sarımsaktan daha az rahatsız edici değildir ve üstelik sürekli ve kalıcıdır. İnsanlarla devamlı beraber olmak zorunda olan melekler de vardır. Sigara içen insan kısa zamanda ağız kokusunu gideremez. Ağzı kokarken de camiye gelmesi yasaklanmıştır. Bu da onun sürekli camiye gelmemesini gerektirir. Böyle sonuçlara sebep olan birşeyin haram olmaması düşünülemez.
2. Buna bağlı olarak her türlü canlıya ve öncelikle de insana eziyet vermek haramdır. Ayet-i Kerime'de : "Mü'min erkekler ve Mü'min kadınlara haketmedikleri bir şeyle eziyet edenler şüphesiz açık bir buhtan ve günah yüklenmişlerdir" (Ahzâb (33) 58) buyurulmuştur. "Her eziyet veren ateştedir" denmiştir. Sigara içenler içmeyenler için küçümsenmeyecek bir eziyettir. Özellikle de sigara içen bir es, içmeyen hayat arkadaşı için bitmez tükenmez bir eziyettir.
3. Eza veren şey aynı zaman da pisliktir. Pis olan bir şeyin hakkı ise haram kılınmaktır. Ayette "habis (murdar) şeylerin haram kılındığı bildirilmiştir.” (A'râf (7) l57) Hz. Peygamber de soğan ve sarımsağa kokularının ağır olmasından ötürü "şu iki habis bitki" diye tabir etmiştir. (Bk. Müslim, Mesacid 76) Rahatsız edici koku sigarada da fazlasıyla vardır. Öyleyse o da "habis"tir. Habis olan şeyleri ise haram kılmıştır.
4. Sigaranın teneffüs edilen kısmı dumandır, yani ateştir. Oysa bunların yenilmesi ve içilmesi haramdır. Ayette haksız yere yetim malı yiyenlerin karınlarıyle ateş yiyecekleri söylenirken, (Nisa (4) 10.) ateşin bir ceza aracı olduğu anlatılıyor. Bu ise helâl bir nimet olamaz. Keza "Artık semanın açıkça bir duman getireceği günü gözle" (Duhân (44) l0.) denirken dumanın (duhân) yine bir ceza ve tenkit aracı olduğu anlatılır. Suçlulara ceza aracı olarak yaratılan şeyler insanlar için nimet olamazlar. Hz. Peygamber'de sıcak yemekten hoşlanmazlar ve "Allah bize ateş yedirmemiştir" derlerdi. (Benzer hadis için bk. el-Hindî, Kenz. VN/109)
5. Sigara hiçbir faydası bulunmayan safi bir israftır. 'ın insanların kıyamını (yaşayabilmelerini) sağlaması için bahsettiği "mal'ın (Nisâ (4) 5.) ziyanıdır. Bazen çoluk çocuğunun nafakasını kısmaktır. Oysa pekçok ayet ve hadislerle hem israf hem de malı ziyan etmek yasaklanmıştır. (Bk. En'âm (6) l41; A'râf (7) 31; Hadis için bk. Buhari, zekât 18; Müslim, Akdiye 14.) yani haram kılınmıştır. Dolayısı ile bu durumda olan sigaranın da haram olması iktiza eder.
6. Sigara abesle iştigaldir. ise insanları boş yere (abesle iştigal için) yaratmadığını bildirmiştir. (el-Mü'minûn (23) 115)
7. Sigara "bid'at" tır. Çünkü bid'atın bir göstergesi de, yapıldığında ona karşılık bir sünnetin kaybolmasıdır. Sigara için insanlarda önemli bir sünnet olan ağız temizliği kaybolmaktadır. "Her bid'at ise dalalettir. Her delalet de cehennemdedir". (Müslim, Cum'a 43; Ebu Davud, Sünnet 5.) Cehenneme müncer olan bir şeyin haram olması gerekir.
8. Sigara İslam âlemine Hıristiyan ve Yahudilerden geçmiştir ve onların bir uygulamasıdır. Oysa müslümanlar başkalarına benzemekten menedilmişlerdir. Binaenaleyh, sigara bu açıdan da menedilmiş yani haram kılınmış olur.
9. Hepsinden önemlisi, sigara insan için zararlı bir şeydir. "Bütün zararlılar ise haramdır" Gerçekten de bu gün artık sigaranın kimseye yarar sağlamadığı, aksine pek çok zararlarının olduğu tıp uzmanlarınca ortaya konmuştur. (Sigaranın zararları konusunda ISAV'da tertib edilen (26.10.1991) sempozyuma sunulan tebliğlere ek olarak ayrıca bk. en-Nesîmî, age. I/343 vd.) Zararlılarda aslolan hükmün "haram" olacağında ise İslâm âlimleri arasında adeta ittifak vardır. Çünkü "zarar ve zarara mukabil zarar yoktur. (Mecelle md. 19) "Kendi kendinizi öldürmeyin" (Nisâ (4) 29) "Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın" (Bakara (2) 195) buyurmuştur.
10. Sigara bütün bütün sarhoş etmese dahi bir nevi gevşeme ve uyuşturma tesiri yapmaktadır. Bütün sarhoş ediciler haram olduğu gibi, uyuşturucu ve fütur verici şeyler de haramdır. Ne var ki, sigara içene, sarhoş edicilere verilen ceza verilemez.
11. Hadis-i şerifte "Helâlın da haramın da belli olduğu, aralarında şüpheli şeyler bulunduğu, onlardan sakınanın dinini ve ırzını koruduğu, onlara düşenin ise harama düşecegi..." bildirilmiştir. (Buharî, İman 39; Müslim, müsâkât 107.) Sigara ise en azından böyle bir durumdadır ve netice itibariyle harama götürür.
12. Sigara konusunda İslâm Halifesinin yasaklaması mevcuttur. şeriata muhalif olmayan konularda veliyyu'l-emrin isdar edeceği buyruklara şer'an uyma zorunluluğu vardır, aksine hareket ise naslarla haram kılınmıştır. Binaenaleyh, sigaranın da haram olması gerekir.
13. Sigara insanı, 'ı zikretmekten ve O'na karşı kulluk görevlerini ifa etmekten alıkoyar. Sigara tiryakisi oruca çok zor tahammül eder. Bu yüzden pek çok kişi oruç tutmaz. Itikata hiç cesaret edemez. 'ın zikrinden alıkoyan birşey ise batıldır, haramdır.

b. İtirazlar
Mutlak haramdır diyenlerin delillerine de -her ne kadar diğerlerinden çok güçlü olsalar dahi- pek çok yönden itiraz edilebilir. Mesela :
Sigaranın soğan-sarımsağa kıyas yoluyla haram görülmesi biraz önce açıkladığımız sebeplerden ötürü mümkün değildir.
Sigaranın her halükarda başkasına eziyet olacağı söylenemez. Bu illetten hareket edilirse başkaları ile hiç irtibatı olmayanlar, mescidlere belli bir özürden ötürü girmeyenler ve özellikle de kadınlar için bir hükmün geçerli olmayacağı sonucu ortaya çıkar ki, böyle muttarit olmayan bir hükme itibar edilmez. Sigaranın maddesinin pis olduğunu kimse söylememiştir. Yani üzerinde sigara taşıyan birisi, necaset taşıyor değildir dolayısı ile bu durum onun temizlik isteyen ibadetlerine, meselâ namazına engel teşkil etmez. Gerçi işaret edilen ayette 'ın (c:c) "habis" haramdır, ama soğan ve sarımsağın "habis" olan yönleri maddeleri değil, kokularıdır. Nitekim onlar için Hz. Peygamber'den "habis" nitelenmesini duyan sahabe "Haram kılındı! Haram kılındı" diye ilan edince Hz. Peygamber: "Ey cemaat ! 'ın bana helâl kıldığı bir şeyi haram etmek benim elimde değildir. Şu var ki, ben bu bitkinin kokusundan hoşlanmıyorum" (Bk. Müslim, mesâcid 76 (Davudoğlu N1/445)) buyurmuştu. Sigaranın onlara benzediği yönü kokusudur. Binaenaleyh. "habis" olan yönü de kokusu olmuş olur. Bu da aslını isti'mal etmenin haramlığını gerektirmez. Duman ve ateşle ilgili ayet ve hadisler ise fıkıh usulü ilmi ile bilinen hiçbir delalet yolu ile sigaranın haramlığına delalet etmezler. Öyle olsaydı bu konuda âlimler arasında zaten ihtilaf olmazdı. Sigaranın mutlak bir israf olduğu da tartışılabilir. Zira hayatı ihtiyaç bulunmamakla beraber helal gıdalardan pekçok çeşidi ile telezzüz haram görülmemiştir. Meselâ normal gıdasını alan bir insanın yanında sürekli ananas gibi birşey bulundurup ondan zaman zaman alması haramdır denemez. Sigara çoluk-çocuğun nafakasını keserek içilirse bu durumda da haram olan sigara değil, onların nafakalarını kısmak olur. Bunu kahvede çay içerek de yapsa yine böyledir. Sigara da -eğer bir başka delille haramlığı ya da mahzuru ispatlanmazsa- bu helâl telezzüz araçlarından biri sayılabilir. Kaldı ki tiryakiler için sigara ekmekten ve sudan daha öncelikli bir ihtiyaç halini alabilir. Yine bu durumda abesle iştigal olmaktan da çıkar.
Sigaranın bid'at olduğunu söylemek ise hiç mümkün değildir. Çünkü terim olarak "Bid'at"; sünnet karşıtı olarak, din koyucunun açıkça ya da dolayısı ile sözlü ya da fiili izni olmaksızın sahabeden sonra dinde görülerek ortaya çıkan eksiltme ya da fazlalaştırmalardır. (SBA Risale I/50 "Bid'at" md) Sigaranın hiç kimse tarafından dinden bir hareket olarak uygulanmadığı açıktır. Gayrı müslimlere benzeme konusunda yasak olan, onlara has şeylerde onlara benzemeye çalışmaktır. Mübah olan şeyleri tenavülde benzeme sözkonusu değildir. Sigaranın insanlar için zararlı olması iddiasi eğer ispatlanırsa ki bugün ispatlandığı söyleniyor bunu ciddiye almamak mümkün değildir. Ancak zararlar arasında da bir meratib (hiyerarşi) vardır ve haram olan zararlıların yanında mekruh olan zararlılar da bulunmaktadır. Helalın ve haramın belli olduğunu, aralarında ise şüpheli şeyler bulunduğunu söyleyen hadis zaten haramların belli olduğunu söylemekle sigarayı haramlar cümlesinden bizzat çıkarmıştır. Çünkü naslarla belirlenen haramlar arasında sigara bulunmamaktadır. İslam Halifesinin yasaklamış olduğu birşey, eğer naslarla sabit bir husus değilse tabii olarak "raiyyenin maslahatına menuftur" ve bu yüzden de sırf kendi zamanını ilgilendirir. Bir başkası bir başka hüküm israr edebilir. Bu defa da ona uymak zorunlu olur. Sigara 'a zikri ve kulluğu bazı konularda zorlaştırsa dahi insanların mükellef oldukları ibadetler öncelikle farzlar ve vaciplerdir. Pekçok sigara içen kimseler ibadetlerinde tamıtamına yapmaktadırlar. Binaenaleyh, bu da bir haram sebebi olamaz.

MEKRUH OLDUĞUNU SÖYLEYENLERİN DELİLLERİ
Haram ve mübah diyenlerin yanında. sigaranın mekruh olduğunu söyleyen âlimler de vardır. Onlar da şu delillere tutunurlar :
1. Sigaranın kokusu kerihdir. binaenaleyh, pırasa, soğan ve sarımsağa kıyasla mekruh olması gerekir.
2. Kesin haram olduğunu bildiren deliller bulunmamaktadır. Binaenaleyh, sigaranın hükmü şüpheli bir konudur, şüpheli olan şeyleri yapmak ise en azından mekruha götürür. Öyleyse sigaranın da mekruh olması gerekir.

GÖRÜŞLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUÇ
a. Genel Değerlendirme
Vakıaların hükmünü belirlemede ehli sünnet çizgisindeki mezheplerin ittifakla kabul ettikleri deliller kitap, sünnet, icma ve kıyastır. "Masalih-i mürsele" ve "İstihsan" ise tartışmalı olmakla beraber yine bu mezheplerin öyle ya da böyle başvurdukları delillerdendir. Akıl ise olayların hükmünü belirlemede tek başına bir delil değildir. Ehl-i Sünnet çizgisinin görüşü budur. Aklın şer'i bir delil olması sadece Mutezile ve şia görüşüdür. Buna göre :
Hicri 11. Asrın başlarında ortaya çıkan sigara hakkında kitap; sünnet ve icma delilinin bulunmaması tabiidir. Diğer bir ifade ile filan ayetin veya hadisin herhangi bir dalalet yoluyla delâletine, ya da müctehidlerin icmaına binaen sigara haram veya mübahtır, denemez.
Kıyasa gelince, şüphesiz bu, üç asıl delilden sonra ahkâm belirlemede en önemli delildir ve şartlarına uygun kıyasın işletilmesi de bir ictihattır, dolayısı ile kıyas yapmak ehlinin, yani müctehidlerin işidir. Hükmü nasların delâletlerinin delaleti ile anlaşılacak kadar açık olan konular ise bundan müstesnadır. Bu durumda sigaranın kıyas edilebileceği - edildiği - en yakın asıl pırasa, soğan ve sarımsaktır. Yukarıda da kaydettiğimiz gibi, Hz. Peygamber (s.a.s) bu bitkilerden yiyenlerin, ağız kokularıyla meleklere ve insanlara eziyet edecekleri için mescide gelmemelerini emretmiş, hatta bu durumda gelenler olmuşsa onları mescitten çıkartarak Bakî Mezarlığı istikametine göndermiştir. Çoğu insanlarca sigaranın ihdas edeceği ağız kokusu da bundan daha az rahatsız edici değildir. Öyleyse sigara da aynı hükmü almalıdır. Ama bu hüküm nedir ? Soğan-sarımsak konusunda (asıl) baktığımızda onların yenmelerinin yasak edilmediğini, hatta bir hadisle teşvik edildiğini, dolayısı ile mekruh dahi görülmediğini müşahede ederiz. Yasak edilenin onları yiyenin henüz ağız kokusu çıkmamışken camiye gelmeleridir ve bu hükmün (haram ya da mekruh) illeti de eza vermek"tir. İmdi sigarayı buna uygularsak; önce sözkonusu illetin onda da aynı ölçüde bulunup bulunmadığı tartışma konusu olabilir. Çünkü sigara içen herkesin nefesi rahatsız edici ölçüde kokmamaktadır, bu açıdan kıyasın "aslı" ile "fer'i" arasında küçük de olsa bir fark vardır. İkinci olarak "illetin bulunmayacağı yerde hülanün de bulunmayacağı" esasına göre, ister soğan-sarımsak’ta, ister sigarada herhangi bir yolla ağız kokusunun izalesi mümkün olursa bu, hükmün de kalkmasını gerektirir. Kaldı ki, "asıl" daki hüküm, soğan-sarımsak yemenin haramlığı ya da mekruhluğu değildir. Binaenaleyh, sigaranın onlara kıyaslanmasının uygun olması halinde bile bu, tek başına sigaranın içiminin haram ya da mekruh olmasını gerektirmez. Ne var ki, sigara içenin ağız kokusu, diğerleri kadar çabuk çıkmayacağı dolayısı ile mescidlere sürekli gidemeyeceği ve seairden olan bir sünnetin -cemaate gitmek gibi- sürekli terki de mekruh ya da haram olacağı için, (Bk. Zeydan, el-Vecîz 36.) bu sebeple sigara içmek de aynı hükmü alır. Ancak bu esasa göre de yine kokusunun izale yöntemi bulunursa hüküm de ortadan kalkar.
Sonuç olarak sigaraya hüküm vermede en güçlü delil görülebilecek kıyas da nihâi hükmü belirlemede yeterli olmamaktadır.
Geriye ihtilâflı deliller kalır ki, bunlar da Hanefilerin "istihsan"ı ile Malikilerin "istislahı" (masalih-i mürsele)'dir. Sigara için istihsanın işletilebilecek yönleri zaruret, umumi helva ya da kıyas-i hafidir. Sigara içmekte bir zaruret olmadığı herkesin kabulüdür. Umumi helvanın olup olmadığı tartışılabilir. Çünkü sigaranın bir "fısk" sayılması halinde günümüzde o ölçüdeki fısklardan sakınan dini bütün insanlar çok yüksek oranda sigara da içmemektedirler. Bu kesimde içenler azınlıktadır. Bunun dışındaki müslümanlar ise fısk olduğu sabit olan benzeri konularda dahi tesahül göstermektedirler. Binaenaleyh; onların sigara içmeleri de umumi helvadan değil, tesahül ve laubalilikten kaynaklanıyor denebilir. Böylece zaruret ve umumi helva tarzındaki bir istihsanla da sigaranın hükmüne ulaşmak mümkün görülmemektedir.
Kıyas-ı Hafi tarzındaki bir istihsan istislahla aynı şey olur ki. bu da sigaranın zararının kesinkes sabit olmasına bina edilebilir ve açık naslarla haram kılınan nesnelerdeki ortak özellik, insan için hayati zarar taşımalarıdır. Aynı şey sigarada da mevcuttur, ya da böyle bir "asıl" bulunamazsa dahi sigaradaki mefsedet yönü daha ağırlıklıdır. Binaenaleyh mahzurludur ve ‚memnu' olması gerekir denebilir. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi bu delillerde de ittifak yoktur ve bu yolla sigara kesin haramdır. hükmünü vermek zordur.
b. Sonuç
Buraya kadar serdettiğimiz delillere ve tartışmalarına bakarak diyebiliriz ki
1. Sigaranın mahzurlu olduğuna işaret eden deliller, mübah sayılması gerektiği istinbat edilen delillerden hem çok daha fazla, hem de delalet yönleri daha açıktır. Mübahlığı istinbat edilen deliller çok umumi delillerdir ve pek çok yönden tahsis edilmişlerdir. Binaenaleyh, sigaranın mahzuruna işaret eden delillerle ayrıca tahsis edilebilirler. Buna göre sigaranın mutlak mübah olduğunu söyleme imkanı kalmaz. Zaten mübah olduğunu söyleyenlerde, ondaki zararın mevhum olduğunu, muhakkak olmadığını, muhakkak olması yani zararının ispat edilmesi halinde haram olacağını, çünkü "zararlılarda asıl olanının" haram olmak olduğunu söylerler. Mesela İbn Abidin bunlardan birisidir.
Her hangi birşeyi "mübah kılan bir delille haram kılan bir delil çatışırsa haram kılan diğerine tercih edilir" ve "haram ile helal çatışırsa haram galip gelir" gibi fıkıh kaideleri de sigaranın yerinin mübah yönünde olmadığına işaret eder. Böylece sigaranın şer'an mahzurlu olduğu ortaya çıkmış olur. Ancak bu mahzurun hiyerarşideki yeri neresidir. İşte bunu tayin etmek zor gözükmektedir.
2. Bazılarına göre zarar "kerahati", bazılarına göre de haramlığı gerektirir. Ama herhalde bunu da tafsil etmek ve kerahat ve haramlığını zararına göre tesbit etmek gerekir. Konuyla ilgili olarak Mustafa Zerkâ'nin ölçüsü şudur: "Zararı kesine yakın (zanni galip) olan haram, zararı şüpheli ve hafif olan ise mekruhtur" (Mahmud Nazım, adı geçen eser I/369) Ancak sigara hakkında, makbul delâlet yollarından biriyle onun haram olduğunu gösteren bir nassın bulunmadığını da hesaba katarsak onun için haramdır dememiz de tehlikeli olabilir.
3. Netice itibariyle en az yanılma ihtimali olan hüküm olarak sigaraya "mekruh" denmesi gereği ortaya çıkıyor. Ama bu durumda da tenzihen bir mekruh olabileceği gibi tahrimen bir mekruh da olabilir. Doğrusu; insanın sağlığına pek çok yönden zararı, tiksindirici kokusu, (habisliği) israf oluşu vb. yönleri hesaba katıldığında iki mekruh arasındaki yerinin "tahrimen mekruh" olana daha yakın olduğunu söylemek bize daha isabetli gelmektedir. Konu hakkında yazılan risalelerin en derli-toplu olanın yazarı İmam Lüknevi'de sigaranın mekruh olduğu sonucuna vardıktan sonra bu kerahatin tahrimen mi yoksa tenzihen mi olduğu konusunda mütereddid olduğunu anlatır. (Lüknevi, adı geçen eser 22)
4. Bunlara bağlı olarak sigara ile ilgili başka hükümler de sözkonusu olur. şöyle ki :
a. Sigaranın mübah olduğunu söyleyenlere göre tütün ziraati ve sigara alım satımı yapmak da mübah ve helal olmuş olur. Tabiatiyle sigaranın mekruh ya da haram olduğu söylendiğinde de, ziraati ile ticareti de aynı hükmü olacaktır. Ne var ki tütünün bitkisinden yaş ya da kuru olarak tıp, kozmetik ve hayvan yemi gibi başka maksatlarla da yararlanılıyorsa o takdirde onun ziraatinin mahzurlu olmadığı anlaşılır. Fakat her halükarda tütün ziraati ve sigara alım satımı yapmaktaki mahzur içilmesinden daha azdır. Çünkü sigaranın maddesi bizzat (li-aynıhi) pis değildir.
b. Oruçlu olarak sigara içmek ittifakla orucu bozar ve keffareti gerektirir. Çünkü cefine duman kaçmakla, dumanı bizzat yudumlamak ayrı ayrı şeylerdir.
c. Sigaranın mübah olduğunu söyleyenler, kadının sigara içmesi halinde, kocanın vereceği nafakaya onun sigara harcamalarını de eklemesi gerektiğini kabul etmek zorundadırlar. Mekruh ve haram olduğunu söyleyenlere göre ise böyle bir zorunluluk yoktur.
d. Sigaranın hükmü ne olursa olsun kocanın bundan rahatsız olması durumunda karısını sigara içmekten men etme hakkı vardır. Bu bir insanlık hakkı olduğundan ötürü kadının da aynı hakkı bulunmalıdır.
e. Sigara içmenin haram ya da mekruh olduğu kabul edilmesi halinde bu küçük ya da büyük bir günah olacak ve ısrarı ile daha da büyüyecektir.



SİGARA VEYA TÜTÜN DENİLEN ŞEY İÇİLMEKTEDİR. HELALDİR DİYEN OLDUĞU GİBİ HARAMDIR DİYEN DE VARDIR. BU HUSUSTA SİZ NE DERSİNİZ?

Sigara veya tütün denilen şey asr-ı saadette ve müctehid'ler asrında olmadığı için hakkında ne ayet, ne hadis ve ne de müctehidlerin sözü vardır. Çünkü tütün 1070 milad yılında ilk önce bir Fransız tarafından yetiştirilip ortaya çıkmıştır. Böyle olmakla beraber mutlaka cihanşümul olan İslam dininde hükmü vardır. Onu Kur'an ve sünnetin ışığı altında beyan etmek için çaba göstermek lazımdır. Asr-ı saadette afyon denilen uyuşturucu madde de yoktu ve tanımıyordu. Hakkında ne ayet ve ne de hadis vardır. Ama aklı izale edip sarhoş eden şarabı yasaklayan İslam dini mutlaka aklı izale etmekle beraber vücudu da uyuşturan afyonu da yasaklayacaktır. Bunun için ulema, afyonu yasaklayarak haram olduğunu beyan etmişlerdir. Sigara da çıktığı ve halk arasında yayıldığı zaman fukaha onun hükmünü ortaya çıkarmak için araştırmaya başladılar. Bu hususta birlik sağlanmadı ise de çoğu: Hakkında nass varid olmadığı için mübahtır demişlerdir. Hatta Şafii ulemasının bir kısmı: Zevce sigara tiryakisi ise nafakası kocasına vacib olduğu gibi sigara parası da ona vaciptir, dediler. (Büceyremi ala Fethi'l-Vehhab). Meşhur ve Müceddid olarak bilenen Mevlana Halım zu'l-Cenahey de sigara içiyordu. Haram olsaydı böyle salih bir kimse içmesine devam etmezdi. Ancak bir kimse için kesin olarak zararlı ise veya onu içen kimse fakir olup çocuklarını ve aile efradını fakr ve zaruret içerisinde bırakırsa, onların nafakalarını tütün ve sigaraya verirse haram olmasında şüphe yoktur.
SİGARA

Tütünün ince kağıda sarılı çubuk şekli. Fransızca ve İngilizce "cigarette" sözcüğü, Türkçeye "sigara" telaffuzu ile geçmiştir. Arapça "duhân" sigara, "tedhîn" ise sigara içmek anlamında kullanılır.
Sigaranın yapıldığı tütün bitkisi; yaprakları yakılarak içilen kokulu, keyif verici ve bağımlılık yapan bir bitkidir. Sigara veya tütün Hz. Peygamber veya müctehid imamlar döneminde bulunmadığı için, hakkında ne âyet, ne hadis ve ne de müctehidlerin sözü yoktur. Çünkü tütün ilk olarak Amerika'daki Antil takım adalarından birinde bulunmuştur. 1496 M. yılında Kristof Kolomb (1451-1506) Antil adalarını gezisi sırasında yerlilerin bu bitkiyi yakarak içtiklerini gördü. Gemicilerden biri; Tobago adalarından bir örnek alıp Avrupa'da Petros Marden adında bir tüccara gönderdi. İspanyol gemicileri 1511 M. yıllarında, bu keyif verici maddeyi İspanya ve Portekiz limanlarında iyice tanıttılar. Fransızların Lizbon elçisi olan Jean Nicot, tütünden elde edilen ve kendi adıyla anılan nikotin zehirini ilaç olarak kullanmak üzere, tütünü Fransa'ya soktu. 1560 M.'den sonra artık tütün Almanya, İtalya, İngiltere ve sırasıyla diğer dünya ülkelerine yayıldı.
Yapılan incelemeler tütünün insan sağlığı için zararlı olduğunu ortaya koymuştur. Sigara içerken içeri çekilen duman, akciğerin çeperindeki hücreleri zedeleyerek kalınlaştırır. Hücrelerin esnekliği kaybolduğundan, kuvvetli bir öksürük, aksırık sonucunda bu cidarlar harap olabilir. Öte yandan içeri çekilen sigara dumanı damar cidarlarının kalınlaşmasına yol açar ve damar sertliği gelişimini hızlandırır. Sigaranın en önemli bir özelliği de alışkanlık yapması ve içenlerin bunu bırakamamasıdır.
Sigaranın akciğer kanserine yakalanma ihtimalini 20 arttırdığı, kalp enfarktüsü riskini iki katına çıkardığı, kronik bronşit ve amfizem'e yol açtığı, tıp tarafından belirlenmiştir. Tütündeki nikotin son derece zehirli bir maddedir. Az alınınca insanda uyarıcı, canlandırıcı etkiler yapar, çeşitli bezlerin salgılarını arttırır, kan basıncını yükseltir. Sigara dumanından zehirlenme olmayışının sebebi, sigaranın yanması sırasında tütünde bulunan nikotinin 1/3 - 1/7'sinin ısı etkisiyle buharlaşarak dumanla gitmesi, geri kalanın da ancak küçük bir bölümünün ciğerlere ve kana ulaşmasıdır.
Tıpta, haşerata karşı nikotinden yapılmış toz veya sıvı ilaçlar vardır.
İnsan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilinen sigarayı kullanmanın hükmü ile ilgili olarak İslam'ın bir çözüm getirmesi gerekir. Asr-ı saadette afyon da bilinmiyordu. Sonraki İslâm fakihleri afyonun uyuşturucu niteliğine bakarak onu şaraba kıyas ettiler ve caiz olmadığım söylediler (bk. "Afyon" maddesi).
Sigara hem içene ve hem de yakınında bulunanlara zarar vermektedir. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Kendinizi elinizle tehlikeye atmayınız" (el-Bakara, 2/195); "Kendinizi öldürmeyiniz..." (en-Nisâ, 4/29). Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: "Ne doğrudan ve ne de karşılık olarak zarar yoktur" (İbn Mâce, Ahkâm,17; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 327; Mâlik, Muvatta, Akdiye, 31).
Bedene bir yararı olmadığı gibi, zararı da açık olan sigara aynı zamanda kişi ve aile bütçesi için bir israftır. Bir âyette "Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz" (el-A'râf, 7/31) buyurulmuştur. Hz. Peygamber de malın boşa harcanmasını yasaklamıştır (bk. Buhârî, Zekât, 18; Husûmât, 3; I'tisâm, 3; Müslim, Akdiye, 14).
Önceki asırlarda yaşayan bazı fakihler, hakkında âyet ve hadis bulunmaması nedeniyle "eşyada asıl olan mübahlıktır" kaidesince sigarayı mübah saydılar. Hatta bazı Şâfiî bilginleri; "Evli kadın sigara tiryakısı ise, sigara masrafı da nafaka kapsamına girer" demişlerdir.
Ancak bu gün sigaranın insan bedenine ve çevreye verdiği zarar dikkate alındığında bunun kerâheti açıkça görülür. Sigara içmesinin sağlığına zararlı olacağı doktor tarafından bildirilen kimselerle, yoksul olup, aile fertlerinin nafakasından keserek sigara içenler hakkında ise haramlık kesinleşir.

Son Asırdan Şahsi Görüşler:
EBUL-FARUK SÜLEYMAN HİLMİ SİLİSTREVİ (K.S.) HAZRETLERİNİN BU MEVZUDAKİ BEYANLARI

Malum olsun ki; şeriatte izaai mal, kesreti sual haramdır. Bu makamda izaai'den murad, emvalin dünya ve ahirete faidesi olmayarak sarf ve istihlakıdır. Bu kabil sarfiyat ve istihlakatı umumiye muharremdir.
Sigara istimalinde hürmeti mezküre tamami ile sabit ve mütehakkaktır. Çünkü sigara istimalinde menfaati dünyeviyye yoktur. Bilakis mazarrat hakimdir. Öyle mazarrat ki ondan bedene cismaniyyete hasıl olan ilel ve emrazının ref' ve izalesi bir zaman sonra daha elde edilmemesini muciptir.
Manevi mazarratı ise bağdat etmekle bitmez. Manii terakkidir. Rayihasından ervahı tayyibe muazzeb olurç Vesaiti rahmet olan ervahı mezkurenin temasını yani alakai ruhaniyyelerini men eder. Bu büyük bir musibettir.
Şu halde sigara içmek manen ve madden muzırdir, haramdır. Haram (C.C.)'ın nehyettiği emirdir. Ona musır olanlar, emrine isyan ve muhalefet edenlerdir. İş bu neticeye müncer olur. Yevmiye 25-30 sigara içenler günde bu sebeble Allahu Tealaya 25-30 defa muhalefet ediyor haram irtigab eyliyor demektir.
EBU'L HASAN EL-MISRİ, EL-HANEFİ :

Sahih nakli hükümler, açık nakli deliller tütünün haramlığını ilan etmektedir. Tütünün ortaya çıkışı 1000 yıllarındadır. İlk çıktığı yer ise yahudi, mecusi ve hrıstiyan cemaatlerin yaşadığı yerlerdir. Tütünü ilk defa kendisinin hekim olduğunu iddia eden bir yahudi batıya getirmiş, insanlara tütünü kullanmalarını söylemiştir. Anadoluya tütünü getiren "Etkelin" adında bir hrıstiyandır. Sudan şehirlerinde ise tütünü ilk defa ortaya çıkaran bir macusidir.
EŞ-ŞEYH ABDULLAH BİN MUHAMMED BİN ABDULVEHHAB :

Hanbeli hukukçularındandır. Nargile üzerine kendisine tevcih edilen bir suale şöyle cevap vermiştir:
"Rasülullah'ın hadislerinden, ilim ehlinin eserlerinden öğrendimize göre, bu zamanda çok kullanılan tütünün haram olduğu açıktır. Bize göre anlatılanlarla ve müşahede ile, tütünün vücut üzerinde diğer uyuşturuculara benzer etkişleri vardır. Özellikle çok içildiğinde meydana gelen baş dönmesi ve baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik gibi durumlar sarhoşluğa yakın şeylerdir. Serhoşluk veren şeylerin haramlığı ise kesindir."
NECMUL'L-GUZZİ EŞ-ŞAFİ'İ:

Tütün sonradan ortaya çıktı. Onun ortaya çıkışı, Hicri 1015 senesidir. Tütün içen onun sarhoşluk vermediğini iddia etse bile o uyuşturucudur.
"Rasülullah (S.A.V.) her serhoşluk vereni ve uyuşturucu olanı kullanmayı yasakladı." Hadisi Şerifine göre tütün haramdır. Tütünü bir defa kullanmak büyük günah olmasa bile devamlı kullanmak büyük günahlardan sayılır.
Bazı alimler, küçük günahlar aşağıda sayacağımız beş şeyden biri ile büyük günah haline gelir, demektedirler.
1 - Küçük günahlar üzerinde ısrar edilirse onu büyük günah haline getirir.
2 - Küçük günahlara lakayd kalmak, ehemmiyet vermemek, hafife almak.
3 - Küçük günahı, büyük günaha kıyas ederek ferahlanmak sevinmek.
4 - İşlemiş olduğu küçük günahla insanlar arasında iftihar etmek.
5 - Küçük günahın bir alimden, kendisine uyulan bir rehber kimse tarafından işlenmesi de büyük günah olması gerektiren bir durumdur.
OSMAN PAZARİ

Pazari, sigara hakında "habis" tabirini kullanarak şu izahati yapmaktadır: Amma zamanımızda talebelerin çoğu tütün habisini içiyorlar. O tütün ki " (O peygamber) onlara pis şeyleri haram kılar." ayet-i celilesine dahildir.

ABDÜLAZİZ AD-DERBAĞ

Abdulaziz Debbağ tütünün zararlarını anlatarak haram olduğuna hükmeder. (C.C.) zikirden insanları alıkoyduğunu, meşgul ettiğini ve kötü kokusuyla meleklere eziyet verdiğini ifade eder.
Kendisine soğan ve sarmısağın kerih görülen kokusundan sorulunca, cevaben: her şeyin insanoğlu için yaratıldığını söyleyerek, faydalı şeylerden istifade edilmesi gerektiğini, zararlı maddelerden de kaçınılması gerektiğini ifade etmiştir. Soğan ve sarmısağın bir çok faydaları olduğu fakat sigaranın vücuda çok zararlı olduğu, dolaysıyla ikisinin aynı kefeye konulmayacağın ifade etmiştir. Çok kimsenin ise "bırakmıyorum" demesi gibi basit mazeretlerle ölüme kucak açtığını teessüfle anlatmaktadır.
Daha sonra velilerin başından geçen şöyle bir hadise nakleder. Velilerden bir grup, çeşitli pisliklerden dolayı kötü kokan bir şehre girerler. Çok az bir zaman sonra ise adeta kaçar gibi o beldeyi terkederler. Zira kötü koku yüzünden melekler onlardan ayrılmış, o şehre girmemişlerdi. Bunu basiretleriyle sezen veliler ise kurtuluşu o meleksiz beldeden ayrılmakta görmüşlerdir.
Meleklerin bir mü'minden ayrılmasının ne kadar büyük bir tehlike olduğunu ancak akl-ı selim ve basiret sahipleri anlar diyen debbağ, böyle bir kimseyi silahsız silahsız olduğu bir anda ansızın düşmanıyla karşılaşan bir acize benzetir. Melaike-i Kiramın bir mü'minden ayrılmasının tehlikesini anlatırken haşyet verici ürpertici şu hakikatı da şöyle dile getirir.
Bir toplulukta herhangi bir günah işlenince melekler oradan uzaklaşır, ayrılır. Melekler gidince gidincede şeytan ordusuyla birlikte oraya gelir, konaklar. Günah işleyenlerin imanları o anda, rüzgarlı bir havada yanan her an sönmeye mahkum bir kandil gibidir. Binaenaleyh, her an iman nurunu söndürme ihtimali bulunan hak katında Mü'mini mes'ul duruma düşüren bütün kötülüklerden uzak durmamız gerekir. Çünkü her günah küfrün adeta bir postacısıdır. Her günahta insanı küfre götürecek bir yol, bir menfez vardır.
Hulasa; bir mes'ele hakkında helal ve haramlık hükümleri toplanacak olursa haramlık hükmünün galip olacağına dair kaide-i külliye dikkate alındığı zaman sigara içmekle alakalı değişik hükümler arasında haramlılığı tercih etmek ihtiyata muvafık bir davranış olacaktır. Muhtelif görüşlerin ortaya durum vardır; şüphe Hadisi Şerifte "Kim şüpheye düşecek olursa harama da düşer." buyrulmuştur. bunun gibi haramlık ve mübahlık hükmü bir mes'elede içtima ederse haramlık yönü tercih edilmelidir.
Sigara maddi ve manevi zararlarını açıkladıktan sonra risalemize zahiri ve batıni günahlardan bizi nehyeden ayeti Kerime ile nihayet veriyoruz. Cenabı Hakk buyuruyor ki: "Günahın zahiri de batınını da terk ediniz. Günah işleyen, işledikleri günahın karşılığını görecektir."


Sigaranın Zararları

Sigaranın sağlığa zararlı olduğu, paketi her elinize aldığınızda gözünüze çarpar. Peki ya güzelliğe zararı? Bunu hiç düşündünüz mü? Cevabınız hayır ise sizi, güzelliğinizin baş düşmanını tanımaya davet ediyoruz. Sigara, cildinize, gözlerinize, dudaklarınıza zarar veriyor, kırışıklıklara, selülite neden oluyor ve çabuk yaşlandırıyor.

Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine göre dünya ülkelerinin bir çoğunda en çok rastlanan ve en çok ölüme yol açan nedenler arasında ilk sırayı akciğer kanseri alıyor. Son 40 yılda % 250 oranıinda artış gösteren akciğer kanserine sadece ABD'de her yıl 160 bin kişi yakalanıyor. Türkiye'de ise her yıl 30-40 bin kişide akciğer kanseri görülüyor.

Bir başka araştırmaya göre akciğer kanserinin yüzde 85'i, kronik bronşit'in yüzde 75'i, kalp hastalıklarının yüzde 25'i sigaradan kaynaklanıyor. Uzmanlar, 100 bin kişilik nüfusta hiç sigara içmeyenlerin kansere yakalanma oranının % 3-4, günde bir paket içenlerde yüzde 61, 1-2 paket içenlerde 143, günde 2 paket ya da daha fazla içenlerde 217 olduğuna dikkat çekiyor.

Sigarada 4000 i aşkın birbirinden farklı zararlı madde bulunmaktadır. Ayrıca sigaranın ana maddesi olarak bilinen tütünde de bir çok zararlı madde bulunmaktadır. Tütün yetiştirilirken haşere ve böcekten korunması için böcek zehiri kullanılır. Sigarayla birlikte, bir çok zehirli maddenin dışında, böcek zehirini bile içimize çekmiş oluyoruz.

Sigaranın Neden Olduğu Hastalıklar


Bağımlılık - Nikotin maddesinin bağımlılık yapıcı özelliği eroine çok benzer.

Sırt ve Bel Ağrısı -Sigara içmek, belle ilgili hastalıkların tedavisini engelleyen faktörlerden biridir. Bunun yanında normal insanlarda da zaman zaman şiddetli sırt ve bel ağrılarına yol açabilir. Bunun nedeni, sigara içen kişilerde vücudun, omurilikteki disklere çok zayıf miktarda oksijen göndermesidir.

İlaca Karşı Bağışıklık- Sigara içenler belli bir ilacın etkili olması için çok daha büyük dozlarda o ilacı kullanmak zorunda kalır.

Kısırlık - Çiftlerden sadece birinin sigara içmesi çocuk olmaması riskini 3 kat artrır.

Menopoz - Sigara içen kadınlarda beklenenden 5-10 yıl daha erken menopoz görülür. Bu da kemiklerin erkenden incelmesine ve de erimesine neden olur.

Erken Yaşlanma - Düzenli bir şekilde sigara içilmesi, deri yapısını bozar, kırışıklıklara yol açar. Bunun yanında dişler sararır ve de kararır, tırnaklar sağlıksızlaşır.

İyileşme Zorluğu - Sigara içenlerin yaraları çok daha zor kapanır. Bunun yanında ameliyat sonrası yaralarının iyileşmeme olasılıkları vardır. Diş Kaybı - Sigara içmek diş kayıplarında önemli bir faktördür.

Prostat Kanseri - Sigara içmek prostat kanserinin %40'ından sorumludur.

Göğüs Kanseri - Sigara içen kadınlar içmeyenlere göre %75 daha fazla göğüs kanserine yakalanma riski taşır.

Rahim Kanseri - Sigara içen kadınlar içmeyenlere göre 4 kat daha fazla rahim kanserine yakalanma riski taşır.

Boğaz Kanseri - Boğaz kanseri vakalarının %80'ine sigara yol açar.

Mide Kanseri - Sigara içenlerin mide veya bağırsak kanserine yakalanma riski içmeyenlere göre 2 kat daha fazladır.

Karaciğer Kanseri - Karaciğer kanseri vakalarının % 80'i sigara yüzünden olur.

Gırtlak Kanseri- Günde 25 tane sigara içiyorsanız 30 kat daha fazla gırtlak kanserine yakalanma riski taşırsınız. Bu da ilk başlarda konuşma zorluğu ilerleyen safhalarda tamamen konuşamamaya sebebiyet verir.

Amfizrem - Bu hastalığın yol açtığı ölümlerin %85'i sigara yüzünden olur. (Akciğerlerdeki alveoller zamanla esnekliğini kaybeder. İlerleyen safhalarda, yoğun bir biçimde solunum zorluğu olur ve hasta solunum makinasına bağlanmak zorunda kalır.)

Ağız Kanseri - Ağız kanseri vakalarının tamamına sigara yol açar.

Yemek Borusu Kanseri - Bu kanserden ölenlerin hemen hemen hepsi sigara içtikleri için ölmüşlerdir.
Çocukluk Solunum Problemleri - Annesi ya da babası sigara içen çocuklar 6 kat daha fazla solunum yolu hastalıklarıyla karşılaşma riski taşır. (Soğuk algınlığı, kulak iltihapları, bronşit, bademcik problemleri, astım ve de zatüre ki bazen ölüme bile yol açar)

Kulak Enfeksiyonları -Sigara içenlerin çocuklarının orta kulak enfeksiyonuna yakalanma riskleri vardır.

Erken Doğum ve Bebeğin Hafif Doğması - Günde sadece 5 tane sigara içen hamile bir kadının erken doğum yapması ya da oldukça küçük ve de sağlıksız bir bebek doğurma riski inanılmaz boyutlardadır.

Şeker Hastalığı - Sigara içmek, vücudun insülün salgılama yeteneğini zamanla yok eder. Bu da şeker hastalığına yol açar.
Kalp Hastalıkları - Sigara içenlerin kalp krizine yakalanma riski içmeyenlere göre 4 kat daha fazladır.

Gangren - Akciğerler verimsizleştiği için, vücuda çok az oksijen yayılır. İnsan vücudu, bu çok az miktardaki oksijeni iç organlara dağıtmak zorunda kalır. Bundan dolayı, kalbe en uzak kısımlar olan parmak uçlarından itibaren hücreler süratle zincirleme olarak ölür. Çoğu zaman kollar ya da bacaklar kesilebilir.


Son Sigaranızdan...
20 Dakika
Sonra
Kan basıncınız düzelir
Kalp atışlarınız normale döner
El ve ayak ısınız normale döner
8 Saat
Sonra
Kanınızdaki nikotin ve karbonmonoksit düzeyi yarıya düşer
Kanınızdaki oksijen seviyesi normale döner
24 Saat
Sonra
Karbonmonoksit vücudunuzdan tamamen atılır
Akciğerleriniz sigaranın neden olduğu mukusu temizlemeye başlar
Kalp krizi riskiniz azalmaya başlar
48 Saat
Sonra
Vücudunuzdaki nikotin tamamen temizlenir
Koku ve tat duyularınızda artış kaydedilir
72 Saat
Sonra
Nefes almanız kolaylaşır
Enerji seviyeniz yükselir
2-12 Hafta
Sonra
Kan dolaşımınız daha sağlıklı gerçekleşmeye başlar
Akciğer fonksiyonunuz %30 oranında artar
Yürüme ve koşmanız kolaylaşır
3-9 Ay
Sonra
Öksürük ve göğüsteki hırıltılarınız azalır.
Nefes alma sorunlarınız iyileşir
Akciğerlerinizin enfeksiyona karşı direnci artar
1 Yıl
Sonra
Kalp hastalığı riski, sigara içmeye devam eden birinin taşıdığı riskin yaklaşık yarısına iner
5 Yıl
Sonra
Ağız ve gırtlak kanserinden ölme riskiniz azalır
10 Yıl
Sonra
Akciğer kanserine yakalanma riskiniz, sigara içmeye devam eden birinin taşıdığı riskin yarısına iner
Kalp hastalığı riskiniz hiç sigara içmemiş birinin taşıdığı riskle aynı seviyeye iner
15 Yıl
Sonra
Felç geçirme ve kalp krizi riskiniz hiç sigara içmemiş birinin taşıdığı riskle aynı seviyeye iner

Osman Yener



Kaynak:
Alim Programı İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Copyright ASTEC GmbH 1998
Sigarayla savaşanlar vakfı www.ssv.org.tr
www.sigarabirakmamerkezi.com
www.sigarayibirak.com
www.sigarasiz.com
İhya kitaplığı sigara risalesi http://kitap.ihya.org/sigara.php

Alıntıdır.


kisaca, sigara haramdir.. biri mekruh diyorsa mesafeni koru.. mübah diyorsa derhal kac.. bunlar ince mihenk taslaridir..

tekrar hosgeldiniz aramiza
selam sevgi ve dua ile


Piri Reis'in dediği gibi ince mihenk taşlarına dikkat etmek lazım reyhaniasigi, bu konuyu şahsi bir mesele olarak algılamak yerine daha dikkatli olmaya çalışmalısınız. Umulur ki yazılanlar düşünmeye sevkeder inşaallah..

bakin bi yandan haklisiniz. ama 3 cesittir sigara icmek. istedigniz kadar internette bakin istedigniz kadar
mucterid imamlar var haram diyor birisi mekruh diyor birisi mubah
benim dedigim allah dostlari onu bi kac mkere niye mutabaat olsun diye onun hocada icti diye.

Sigara hakkında yazılanların yeterli olduğunu düşünüyorum. Haramdır, denmiş ve kaynaklarıyla ifade edilmiştir. Hepimiz şahit olduk ki sigara nelere yol açmadı. Sigarayı savunanları

senin simdi varya
sen ne demek istiyon onlar mutabbat olsun diye
iciyordu bi iki kere
sen kimsin böyle konusuyorsun...


ifadelerini söyleterek nefsin eline teslim ediverdi.

Yorumun başında da belirttiğim gibi, sigara meselesi burada sonlanmıştır.

Esselamu aleykum,
Bu gün birlik olmak günüdür.Neden sigara denen illeti muhabbetinize bulaştırıyorsunuz.Müslümanlar kardeşdir diyoruz ama devamlı bu muhabbeti fesada uğratmaya çalışıyorlar...
Ahkamı şeriyyeyi tam uyguladık da sigara mı kaldı hüküm verecek !
Bütün şeriata mutabaat ettik amel ettikten sonra bile bu mesele konuşulmaz.
Bu TEFRİKA dan başka birşey değil MUHABBETİMİZİ neden bozuyorsunuz.
Ehli küfür almış başını gidiyor bizim uğraştığımız konuya bak...
Ne güzel konular var istifade ediyoruz Allah razı olsun ama ADAB ve USULE riayet edelim.ALLAH için BİR ve BERABER OLALIM !
Alnı secdeye gidenler CEM OLSUN HAKİKİ MUHAMMED ASM AŞIĞI OLSUN KARDEŞİM.
ŞER'İ HÜKÜMLERİN HEPSİNİ YAPALIM TAM SÜNNETİ İHYA EDELİM İNŞAALLAH.
FİEMANİLLAH.

Meselenin kapandığını, mesaj yazılmaması gerektiğini yazmıştım. Yazmanın yeterli olmadığı zamanlar da olabiliyor.


Cemaat ve Düsünceler

MollaCami.Com