Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Mimar Sinan ‘Müslüman Osmanlıyım’ derdi





Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alina Payne, Mimar Sinan’ın kâtibine yazdırdığı biyografisinde, Batı mimarları gibi kendisine ait kişisel hiçbir bilgiyi paylaşmadığını söyledi.

Prof. Dr. Payne, Sinan’ın, Osmanlı’ya asker olarak nasıl girdiğine ve mimarî bilgisini nasıl hangi eğitimle aldığına dair anlatımı olmadığını ifade ederek, “Mimar Sinan, eserlerinin mimarî bilgilerini, matematiksel bilgilerini biyografisinde çok anlatmamış. Ancak yapılarının sayısı ve süreçlerini anlatmış. Bu anlatımda Sinan’a göre, gösterişli olan binalar kadar kullanışlı binalar da çok önemli” dedi.

Her yıl doğum yeri olan Kayseri’nin Melikgazi ilçesine bağlı Ağırnas beldesinde anılan Mimar Sinan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından verilen destekle geçen yıl Cumhurbaşkanlığı himayeleri ile anılmıştı. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Kayseri’nin ev sahipliğinde ′Uluslararası Mimarsinan Konferansı’ düzenlendi. Konferansın koordinatörlüğünü ise Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülru Necipoğlu yaptı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Necipoğlu, Mimar Sinan’ın hayatı ve eserleri ile ilgili bilgiler verdi.

Sinan’ın etnik kimliğini hiçbir zaman ön plana çıkarmayarak arka plana ittiğini vurgulayan Prof. Dr. Necipoğlu, Mimar Sinan’ın etnik kimlik tartışmalarında, Müslüman Osmanlı kimliğini ön plana çıkardığını ifade etti. Prof. Dr. Necipoğlu, Sinan’ın Osmanlı’daki adabı ve kültürü gerek hayatında gerekse eserlerinde ortaya koyduğunu ifade etti.

O dönemlerde inşa edilen camilerin minarelerinde 3 şerefenin sadece sultanlara ait bir yapı olduğunu bunun başka bir camide inşasının mümkün olmadığını kaydeden Necipoğlu, Edirne’de buna uymayan bir camiyi yaptıran kişinin de cezalandırıldığını anlattı. Sinan’ın kendi eserlerinde ve sultanlar dışında yaptırılan camilerin ya düz çatısız yapı, ya tek kubbeli, ya da tek minareli ve tek şerefeli olduğunu aktardı. Necipoğlu, Osmanlı’daki bu uygulamanın bir adab olduğunu ve bu adaba dikkat ettiğini anlattı.


“İTALYAN MİMARLAR KENDİNİ ANLATMIŞ, SİNAN ESERLERİNİ”

Prof. Dr. Alina Payne ise konferansta, “Mimar’ın Biyografisi: Mimar Sinan ve Çağdaş İtalyan Meslektaşları” konulu konuşma yaptı. Prof. Dr. Payne, Avrupa’da özellikle İtalya’daki mimarların kendi anlatımlarıyla başkası tarafından kaleme alınan biyografilerinde hem kişisel, hem yapıları, hem de muhatap oldukları o dönemlerin yöneticileri ile ilgili yaşadıklarını dile getirdiklerini ifade etti.

Sinan’ın, kendisi ile ilgili biyografisinde çok bir bilgi vermediğine dikkat çeken Payne, özellikle Yeniçeri’ye yani Osmanlı’da askerlik müessesesine nasıl katıldığı, mimar bilgisini nereden ve nasıl aldığı, mimarî eğitimi ile ilgili hiçbir konudan bahsetmediğine işaret etti.

Payne, Sinan’ın genelde eserlerinin sayısı ve yapım süreçleri ile ilgili yaşadıklarını dile getirdiğini anlatarak, şöyle konuştu: “Sinan ile ilgili kendi anlatımı olan biyografisinde kişisel bilgilerine yer vermediğini görüyoruz. Performansından bahsetmiş, ama sanat ve sanatsal performansından hiç bahsetmiyor.

Genel olarak eserlerinin sayısını vermiş. Sayısal liste ise İtalyan meslektaşlarına göre çok yüksek ve dikkat çekici. Sinan, inşa ettiği binaların matematiksel anlamdaki hesaplamaları ile ilgili bilgilere de yer vermezken, İstanbul’da yapılan beton binalara rağmen eserlerinin kaybolmaması ve görünebiliyor olması bizim dikkatimizi çekiyor.

Burada eserler için seçilen bölgeler, hakim tepeler çok önemli. Gösterişli olması çok önemli. Sinan, kendi anlatımında da gösterişli olan binalar kadar kullanışlı olan binaların da önemine dikkat çekiyor.”



Yeni Asya Gazetesi


Haberler

MollaCami.Com