Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


hep beraber düşünelim istedim... ya gelirse....... ???

Geçen yıl ramazan ayı ikinci günü ,bir camiye vaaz vermek için gittim çok heyecanlı bir o kadarda mutluydum,bugünü bir hafta önceden bilmenin verdiği dezavantaj ile çok hazırlanmıştım,ramazan ayının ilk günlerinde sizlerinde bildiği gibi camilerimiz hıncahınç dolu olur sonradan büyük eksilmeler olsa da bu günü iyi değerlendirmeliyim diye gerçekten çok iyi bir konu hazırlamış ve gerçekten çok hazırlanmıştım,sonun da o gün geldi iftarımızı yaptık ve bana verilen caminin yolunu tuttum,tanımadığım,hiç gitmediğim bir köy camisi ,camiyi bulmak hiç de zor olmadı çünkü köyün sadece bir camisi var,abdestimi tazeleyip içeri girdim,cami imam hatibi benim geldiğimi fark edince nezaket davranışları sergiledi ama ona hiç kırılmadım ! Tahiyyetü'l-mescit namazı mı kıldım,ama bir gariplik vardı cemaat yoktu,belli etmemeye çalışıyorum ama bu biraz imkansızdı hoca efendi başlayın diyecek ama oda çekiniyor,bende şaşkınlığımı atamadım tabi ,biraz sohbet ettik nerelisin,nerede okudun,ne iş yapıyorsun falan.. ben mezarlıklar müdürlüğünde görevliydim sadece müftü bey müsaadesi ile ramazan aylarında ara sırada cuma günlerinde belirtilen camilerde sohbet programı hazırlarım neyse yatsı namazına on beş dakika kaldı camide cemaat yok,biraz daha bekledim şaşkınlığı atamadan giriş kapısından bir kaç ihtiyar amca yavaş adımlarla içeri girmeye başladı bu arada hoca arkadaş bundan cesaretle buyurun başlayın dedi istem dışı olarak neye başlayayım vaaz vereceğim insanlar bu iki ihtiyar mı ? dedim hoca efendi biz kişilere bakmamalıyız görevimizi yapmalıyız bunu size öğretme diler mi? diye bana üstü kapalı hakaret etti yaşının benden büyük olması beni bu durumda konuşmaktan haya ettirdi sarığımı cübbemi giydim mihrabın önüne oturdum bu sırada cemaatin sayısı dokuz olmuştu sayıları net veriyorum çünkü saydım,ilk önce ismimi ,nereden geldiğimi ve ne maksatla geldiğimi kısaca anlattım sonra sustum cemaatin sayısı on dört olmuştu onlarında oturmasını bekledim herkes şaşırıyor suskunluğuma,ezanı Muhammed'inin okunmasına beş dakika var.
ve başladım.....
Şuan size caminin kapısının önünde sevgili peygamberimiz (sav) içeri giriyor desem bana inanmazsınız değil mi ? (şaşkınlıklar bakışlardan hissedilir derecesinde arttı ) ama bir düşünelim isterseniz bırakalım,vaaz vermeyi sadece bunu düşünelim içeri girer ise ne yapacağız? hepimiz ayağa kalkarız değil mi ? O mübarek ellerinden öpmeye çalışırız, bazılarımız belki hasretinden ağlar, bazılarımız ise güzel yüzünü görmeye dayanamaz belki bayılır, bazılarımız hasretine dayanamaz boynuna sarılır seni seviyorum ya rasulallah seni seviyorum ya rasulallah diye çığlık atar belki.....
Peki,
Peki ya bize sorar ise bu köyün hane sayısı kaç diye......
Kaç yıldır bu köyde yaşıyorsunuz diye …......
Peki ya bana sorarsa benim yerimde sen ne yüzle,oturuyorsun diye.....
Lütfen sizi sadece üç dakika bunları düşünmeye davet ediyorum.....
Şimdi cevap verebilirim diyen arkasına baksın ….....
.....................
Sakın arkanıza bakmayın,sakın boynuna sarılıp ağlamayın,sakın merak edipte yüzünü göreyim diye başınızı arkaya çevirmeyin,hatta isterseniz tanımamış gibi davranın,ama bir düşünün sadece üç dakika düşünün …..............
Birazda yardımcı olayım düşünmenize Rasulullah (s.a.v.), bir hadislerinde şöyle buyururlar:"Allahu Teala bütün halka bir kısım insanların yaptıkları (kötülük) yüzünden azap etmez. Ancak aralarında kötülüğü görüp ve onu ayıplamayıp, nehyetmeye güçleri yettiği halde bunu yapmazlar ise, böyle yaptıkları zaman Allah, hepsini mahveder."ilgili bir başka hadis de şöyledir:"Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki, elbette iyiliği emreder,kötülükten vazgeçirmeye çalışır, kötülük yapana engel olur, onu tam olarak hakka çevirirsiniz. Yok eğer bunu yapmazsanız, Allah, kalplerinizi birbirine çarpar veya onlara linet ettiği gibi size de linet eder."Bütün bunlardan anlaşılacağı gibi;
"İçinizden, hayra çağıran, iyiliği emredip, kötülükten meneden bir topluluk olsun..." (Al-i İmran: 3/104) ayeti kerimesi size düşünmeniz için yardımcı olacaktır .
Bunu niçin atlattın diyeceksiniz ben de dahil hep beraber düşünelim istedim ya gelirse.......???


“şimdi kendimize soruyorum bize neler oluyor...”

Vahit KOÇ

Yazı çok güzeldi yüreğine sağlık Allah razı olsun. Evet neler oluyor bize ya gelirse.. ??? :(

şimdi kendimize soruyorum bize neler oluyor...”



çok doğru bize neler oluyor yazınız çok güzel di iyibir ders teşekkürler

Uzun zaman önce bana bir mail gelmisti. Sizin anlattiginiz konuya benzeyen bir yazi içeriyordu. Yazi söyle:

Şöyle bir düşün.
Saatlerdir ayna karşısında süslenmekle meşgulsun. Hayal kuruyorsun, bir elinde rimelin, diğer elinde parfümün…
Ve ansızın zil çaliyor!!
Kapıya gidip sesleniyorsun: Kim O?
Kapıdaki cevap veriyor: Benim, Allah ın Rasulü Muhammed (s.a.v.)!

Büyük bir sevinçle elini kapının kulbuna uzatıyorsun, Rasulullah ı misafir etmek, onun rızasına muvafık olabilmek için.
Ama birden aklına içeride açık olan televizyon kanalı geliyor. Şu anda ekranda bulunan video klip ve dans eden yarı çıplak kadınlar! Koşarak içeri gidip televizyonu kapatıyorsun. Kapatacağım diye yanlışlıkla ses açma düğmesine basıyorsun ve bir anda evin içi zangır zangır şarkı sesi ile doluyor! Hemen doğru düğmeyi bulup kapatıyorsun televizyonu, nihayet!

Hemen kapıya geri koşuyorsun açmak için ama birden odanda asılı olan artistlerin posterleri geliyor aklına! Hemen odana gidip duvarlardan o posterleri çekip alıyosun.
Kapının zili 2. defa çalıyor! Telaşlanıyorsun. Rasulullah her an gidebilir. O telaşla bir posteri odanda ki masanın üzerine düşürüyorsun. Ve o anda müzik cd lerini görüyorsun. Yüzlerce kez dinlediğin o cd ler. Hepsini ezbere biliyorsun. Ama hayatında hiç bir Kur’an sûresini o şarkılar kadar çabuk ve yanlışsız ezberlememişsindir! Yada okumamışsındır bile!

Daha fazla düşüncelere dalmadan kaldırıp hepsini çöpe atıyorsun. Rasullullah görmesin diye üzerini örtüyorsun. Zil tekrar çalıyor. Rasulullah her an gidebilir! Kapıya koşuyorsun. Kapıyı açmak üzeresin ve başının hala açık olduğunu fark ediyorsun! Tüh! Halbuki daha dün kuaföre gidip güzel güzel boyatmıştın! Telaşla başını örtebileceğin bir bez parçası buluyorsun bir yerlerden. Evet, şimdi açabilirsin kapıyı...

Kapıya yöneliyorsun ama aynanın yanından geçerken yüzünde ki makyajı fark ediyorsun, OLAMAZ! Banyoya koşup yüzünü yıkıyorsun. Evet şimdi kapıyı açabilirim diye düşünürken elbiselerine gözün takılıyor. Allah ın Rasulünü kot pantolon ve incecik, daracık bir bluzla mı karşilayacaksın? Koşar adımlarla odana gidip üzerine düzgün bir şeyler giyiniyorsun. Tekrar kapıya yöneliyorsun. Herşer yolunda, bu sefer kapıyı açabilirsin.

Nihayet kapıyı açabiliyorsun. Ama kapıda kimseler kalmamış… Rasulullah ı kapıda beklettin… Sokağa çıkıp sağa sola bakınıyorsun. İleride birisi yürüyor, sesleniyorsun: Ya Rasulallah! Buyrun gelin, evimi şereflendirin, kapıyı sizin için açtım. Rasulullah geri geliyor ve evine giriyor...

Birden telefonun çalıyor. Kıvrak bir şarkı sesi etrafı çınlatıyor! Geçenlerde telefonuna yüklediğin, bu yazın en hit parçası! Rasulullah sana bakıyor. Utanıp boynunu büküyorsun. Telefonun ekranında yazan ismi gördüğünde için titriyor. Arayan sevgilin. Aranızda nikah yok. Onunla evlenip evlenmeyeceğin bile belli değil. Gezip tozuyorsunuz işte, el ele, göz göze vs.. vs...
Rasulullah gelen telefonla ilgili sorular sormasın diye hemen kapatı veriyorsun telefonu...

O sırada burnuna bir koku geliyor… Nedir bu koku? Aman Allah ım olamaz!! Az önce içmekte olduğun ve yarım kalan sigaran!

Ezan okunmaya başlanıyor etraftan. Nasıl karşılık vereceksin? Her gün yaptığını mı yapacaksın? Yoksa Rasulullahın gözünü boyamak için kalkıp namaz mı kılacaksın?
En son ne zaman Kur’an-ı Kerim okudun diye sorduğunda ne cevap vereceksin? Ya en son ne zaman sabah namazını vaktinde kıldın diye sorduğunda? Peki dualardan ezberinde neler var dediğinde cevabın ne olacak? Geçindiğin insanlar, ailene karşı olan ilgi ve alakan, anne babana karşı davranışların için ne söyleyebilirsin?

Rasulullah ne yapar biliyormusun? Sana kızmaz asla. Sadece üzülür ve ağlar. Hem de tüm kalbi ile! Ve der ki: Ben bunun içinmi üzüldüm hayatım boyunca, acılar çektim, bunun içinmi fedakarlıklarda bulundum? Sahabe sizler içinmi savaştı, dünyaya islam ı yaydı? İslamın ışığını senmi taşıyacaksın, insanlara senmi öğreteceksin islamiyeti?

Ben sana nasıl şefaat ederim? Sen benim hiç bir sünnetimi ifa etmemiş iken ben sana kevser ırmağımdan nasıl içiririm....?


Yazı bana geldiğinde yabancı dildeydi. Elimden geldiğince tercüme etmeye çalıştım. Umarım anlaşılır yazdıklarım. Yazıda makyaj falan geçtiği için sadece bayanlara hitap etmiyor tabiki. O kısımları çıkardığımızda baylarında düşünmesi gereken çok şey var....

Ama asıl mesele vahit koç kardeşimizinde dediği gibi: “şimdi kendimize soruyorum bize neler oluyor...”
Yaptıklarımızın hesabını verebilecekmiyiz? Yukarıdaki yazdığım hikaye bizim başımıza gelse, kapıyı hemen açabilecekmiyiz yoksa saklamamız gereken şeyler varmı?

Düşünmemize vesile olduğunuz için Allah razı olsun vahit koç kardeşim

çok güzel kardeşim sag olasın tamamlayıcı olmuş

Hasan-ı Basri Hazretleri İlim ve fazîletlerinden istifâde ettiği Eshâb-ı kirâm ile kendi içinde bulunduğu nesli kıyas ederek:

"Siz onları görseydiniz mecnûn (deli) zannederdiniz. Onlar sizin iyilerinizi görseler; "Bunlar iyilik ve hayırdan nasipsiz kimselerdir.", kötülerinizi görseler; "Bunlar da müslüman mı?" derlerdi." buyurmuş. Dikkat ediniz kendi devrinde!

Şu zamanla kıyas ettiğimizi düşünsenize!

Tesellimiz Peygamber Efendimizin bizden yani ahir zamanda gelecek olan ümmetlerinden bahsederken "kardeşlerim" demesi.

Rabbim kendine hakiki kul, Peygamber Efendimize hakiki ümmet, sevdiklerine hakiki evlat, kardeş olmayı nasip etsin.

Faideli paylaşımlarınız için Hz Allah razı ve memnun olsun.

İnşallah başta o köyümüzün camisi olmak üzere, camilerimizin cemaati dikkatli ve iştiyaklı olsun.

Güzel yorumlamissiniz anise kardesim, Allah razi olsun. Ümidimiz, sigindigimiz o zaten, Rabbimizin ve Rasulumuzun sefkat ve merhameti. Rabbim bizleri onlardan mahrum birakmasin biiznillah.


Rabbim kendine hakiki kul, Peygamber Efendimize hakiki ümmet, sevdiklerine hakiki evlat, kardeş olmayı nasip etsin.


Amin..

Ya gelirse? boşver onu! gelecekmiş gibi hazırla kendini
Ben öyle yapıyorum ve bu yazıyı seneler evvel okuduktan sonra nereye gidersem gideyim evime odama çağıracakmış gibi ortamı hazır ediyorum ;) ve gelecek biliyorum
Ve gelmesede gelmiş sayılacak, çünkü her zahmete karşılık vardır inanıyorum.
Ben inandım ya, o gelmesede gelmiş sayılacak biliyorum.
Ben ondan utanmıyorum, şefaat de istemiyorum sadece ilk inananlardan olmamın şahitligini istiyorum.
Rabbimden herşey istiyebiliyorken, neden istemiyeyim? herkes hazinesinden talep ederken
Su gibi, ırmak gibi, hakiki imanı yudumlamak istiyorum...
Ya Rab nasip et, tüm inananlara...


Sizin Makaleleriniz

MollaCami.Com