Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Sustuklarım-2

FİRAK
Zemheri soğuğu düştü ölümün hayallerimin üstüne...Yazındayken ben daha ömrümün,kışım karaya vurdu zamansız,sahillerimde.Katre katre tüketirken toprak kokusu sinmiş hayallerimi,yele karşı hoyrayça savurdum matemin zifirine bulaşmış âtilerimi...Emek emek savurmuştum halbuki hezeyanlarıma inat,dünümden çalınmış ümitlerle,tebessümlerle âtiyi.Gece sıyrılmıştı gögümden varlığında.Gögüm ebede dek mahkum artık karanlığa.Tükendim dünlerimin senli demlerinde,tükendim firaklarda,tükendim ömür faslını tükettiğim nisanlarda,gözyaşıyla karılmış avuç avuç semaya yükselen nidalarda...Azrail gerek sanırdım oysa bu dünyadan terfi için,daha azrail uğramadan yamacıma yüzlerce kez can verdim kara haberinle yokluğunda!Gündüzü kefenim saydım gayrı,geceyi kara toprağım...Dünya tenimi değil,yüreğimi çürüten mezarım!
Sensizliğin ayazında titrerken bedenim,kor parçasıdır yanağımdan süzülen hasretin.Firak kıldan ince kılıçtan keskin sıratım olmuş,alın yazıma gözyaşı ve kanla harf harf işlenmiş.Hayat en çetin sınavım...Ölümdür bu tende ıstırapla alınan her nefesle yaşamak.Yaşamak ecelim,azabım,yaşım...Mahşere saklanmış baharım,vuslatım;zulümdür ölü ruhla,diri tenler arasında her neyse, neden ve ne kadarsa yaşadığım!Günler yıkıldıkça takvimlerde yaprak yaprak,zaman akıttığı kumunu tükettikçe kum saatlerinde,yüzümdeki sükuta yeminli çizgiler çoğaldıkça ve ak düştükçe saçlarıma...Hiçliğe değil ebededir yolculuğum,sanadır hicretim!Vuslatı muştular ufukta yıkılan günüm,ve yar kokar ölüm!
Sır oldum sende...Gözlerinde ben gözlerimde sen aşikarken...Gözler susmak bilmezken sükutun dehlizlerinde bir lahza,kan ağladı yürek susuşlarımızda!Yok oldum sensizliğimde ..Yokluğunda leyle gark oldum.Ram oldum hasretini bir kış kışlatamadığım yüreğimde,vuslata erene kadar hasretine...!Nelere mecbur oldum bir bilsen gidişinle ve nelere mecbur oldum boyun bükünce vuslatın bedeli olan sensizliğe.Var denen her neyse senle varmış,yokum şimdi varolabildiğince...Güneş yok,gülmek yok,hayaller yok ve yok mutluluk senin olmadığın yerde...Sen, itina ile taşınan kaderin avucundan düşüp kırılınca toprağa;zorba ellerce ellerim kanayarak koparılınca avuçlarımdan...çalındın yarınlarımdan...Gayrı yeşili soldu dallarımın,daha bahardan...Döküldüm,rüzgar elinde diyar-ı yardan sürüldüm!Sensizlik kokan dünyanın her bucağında ben garip,ben mekanıma uğramayan ecelden muzdarip...Serabın peşinde bir avare...Ve aldanıp peşinden gittiğim her yer gurbettir gönlüme...Sen divane olup elaleme anlattığım efsane...Misafirim gayrı bu dünyada
ölene dek,yokluğuna düçar olalı.Vadem yetene,vazifem bitene dek mecnun mecnun arşınlayacağım yolları...Yalancı baharlarda yine yeşile bezenecek dallarım,tebessüm edecek güneşe tomurcuklarım.Ancak bu kez siyah değil yeşil olacak yaslı bir gönülle büründüğüm mateme.Tebessümlerimin ardında çaresizliklerim,hayatın en yeşil tonunda yaşamaya ya da yaşıyor gibi yapmaya mecbur edilişlerim okunacak;görebilene!Lakin hayatı değil ölümü,tebessümler ardında saklanan yaşanamamış yarım yanımı muştulayacak bende bahar...Ve her baharın kışa dönüşünü...Gecenin en karanlık anında güneş değil sensizlik doğacak her gün bıkmadan,usanmadan...Ben yılmadan bekleyeceğim yavaş yavaş gelen vuslatı,firakın inadına,yaşayamadıklarımın,yaşamadan eskiyen,sensiz eksik kalan yarınlarımın infazını vereceğim!!!Yokluğun düşerken her gece gözlerime sicim sicim,sensizliğe boğuldukça;firakını damla damla boğacağım!
Sen ey ölüm kokan yar!
Sen uğrunda ömrümü tükettiğim...Yokluğunda var dediğim her şeye yok dediğim.
Sen söyleyemediğim son sözüm.
Firarim...


Deneme Yazılarınız

MollaCami.Com