Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


soru

musluman kadinin musluman olmayan birisiyle nikahlanabilir mi velev ki o erkek muslumanligi kendi iradesiyle kabul etmis olsun,boyle bir nikah dinimizde soz konusu olabilir mi?aydinlatirsaniz tesekkur ederim.yanlis birsey yapmak istemiyorum.

Müslümanlığı Kabul ederse bir problem olmaz ama kabul etmezse caiz değildir.


musluman kadinin musluman olmayan birisiyle nikahlanabilir mi velev ki o erkek muslumanligi kendi iradesiyle kabul etmis olsun,boyle bir nikah dinimizde soz konusu olabilir mi?aydinlatirsaniz tesekkur ederim.yanlis birsey yapmak istemiyorum.


s.a.

Evvela bu süali yazan kardes soruyu karistirmis olup iki soru haline getirmistir amma ben hepsine cevap olabilecek bir yaziyi burada ifade etmek isterim .lütfen dikkatlice okuyunuz.


Ehli kitapla evlenme meselesi.

Öncelikle şunu ifade edelim ki, İslam’da Müslüman erkeğin, ehl–i kitap kadınla evlenmesi caiz olmakla beraber, ister ehl–i kitap olsun isterse başka inancın mensubu olsun, Müslüman olmayan erkeğin, Müslüman bayanla evlenmesi asla caiz değildir. Bunun aksini söyleyen hiçbir alim yoktur. Müslüman kadın ancak kendisi gibi Müslüman erkekle evlenebilir.

Müslüman erkeğin, ehl–i kitap kadınla evlenmesi de aslında ihtilaflıdır. Bir kısım İslam alimi bunun cevazının aksine fetva vermiştir, caizdir diyenler de buna mekruh demişlerdir.

Hz. Ömer, Medayin valisi Huzeyfe (ra)’e evli bulunduğu Yahudi kadını boşamasını yazmıştı. Sebep olarak da, Ehl–i kitap kadınlarla evlenmenin Müslüman kadınlara rağbeti azaltacağını göstermişti.

“İman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile müşrik bir kadından imanlı bir cariye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe müşrik erkeleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, müşrik bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. ise, izin ve (yardım) ile cennete ve mağfirete çağırır. , düşünüp anlasınlar diye ayetlerini insanlara açıklar.” (Bakara, 2/221)

Ayette geçen “müşrik” ifadesine kimlerin girdiğini izah etmeden “şirk”in ne anlama geldiğini ifade edelim.

İmanın zıddı demek olan “şirk” ’a eş, ortak koşmak demektir. Bir çok ayetten de ehl–i kitabın bu “şirk”i işlediğini yani ’a ortak koşarak “müşrik” olduğunu öğreniyoruz.

Ehl–i kitabın şirk işlediğine dair bir çok ayetten bir kaçı:

“Yahudiler ‘Uzeyr ’ın oğludur’, Hıristiyanlar da ‘İsa ’ın oğludur’ dediler. Bu, onların ağızlarından geveledikleri cahilce sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. onları kahretsin! Nasıl da (Haktan batıla) döndürüyorlar.” (Tevbe, 9/30)

“(Yahudiler) ’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (Hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i (İsa’yı) Rabler edindiler... O bunların ortak (şirk) koştukları şeylerden uzaktır.” (Tevbe, 9/31)

“Geçekten, Meryem’in oğlu İsa’dır” diyenler kâfir olmuşlardır.” (Maide, 5/72)

Yukarıdaki ayetlere daha başkalarını da eklemek mümkün olmakla beraber bu kadarla iktifa ederek şunu rahatlıkla söylemek mümkündür ki, Lat,ı, Menat,ı, Hubel’i ve Uzza’yı (Arapların tapındığı meşhur putlar) ’a ortak koşmak şirk olduğu gibi, yine ’a ruhbanları, Uzeyr’i, Meryem’i ve oğlu İsa’yı ortak koşmak da şirktir. Hayır şirk değildir derseniz putlara tapan Arapları da şirk kapsamından çıkarmak, onlara ve diğerlerine “müşrik” demememiz gerekir ki, o zaman da “şirk” diye bir kavrama gerek kalmaz.

Bütün bu izahlardan sonra konuya geçersek.

Bakara suresindeki evlilikle ilgili yasaktan sonra inen Maide suresinin 5. ayeti ile de ehl–i kitap bir kadının Müslüman bir erkekle evlenmesine izin verilmiştir.

Yani Bakara suresindeki: “(Ey iman edenler) ’a eş tanıyan kadınlarla onlar iman edinceye kadar evlenmeyin.” (Bakara, 2/221) ayeti, Maide suresindeki: “...Kendilerine sizden önce kitap verilenlerden yine hür ve iffetli kadınlar dahi, siz onların mehirlerini verip nikah edince (size helaldir.)” (Maide, 5/5) ayetiyle hususileşmiş oldu.

Bu görüşlere rağmen aksi görüşte olanlar da vardır.

Abdullah İbn–i Ömer’in bu konudaki şu meşhur sözünü hatırlatmak isterim. Kendisine bir Müslüman erkeğin Yahudi veya Hıristiyan kadınla evlenmesi konusu sorulduğunda söylediği şu söz çok manidardır: “ müşrik kadınları Müslüman erkeklere haram kılmıştır. Ben bir kadının “Rabbim İsa’dır, demesinden daha büyük bir şirk bilmiyorum.” Bu sözü ölçü kabul eden İmamiyye mezhebinin tamamı ve bir kısım Zeydiye mezhebi mensubu, Maide suresinin beşinci ayetinin Bakara 221. ayetiyle mensuh olduğunu kabul edip; özel hüküm genel hükümle geçersiz kılınmıştır. Okunuşu, sonra olsa da, iniş olarak Bakara 221. Ayet daha öncedir, demişlerdir. (Bakınız, Alusî, Ruh’ul Meanî, c.2, s.179)

Hz. Peygamber (as)’ın evlilikle ilgili buyurduğu şu hadis–i şerife göre Müslüman’ın, evlilikte yine Müslüman kadını tercih etmesi sünnet kabul edilmiştir.

“Kadın dört meziyet için nikahlanır; Malı için, soyu için, güzelliği için ve dini için. Ama sen dindar olanı (’ın emirlerine riayet edeni) seç ki, elin bereketli olsun.”

İman Şafii ve İmam Malik’e göre ehl–i kitap kadınla evlenmek mekruh kabul edilmiştir.

Yukarıda zikrettiğimiz İbni Ömer (ra)’ın ifadesi ve yorumu da bir başka delildir.

Bütün bunların yanında Müslüman kadının hem ehl–i kitapla, hem de başka müşrik erkekle evlenmesine asla müsaade edilmemiştir. Yani Müslüman bir kadın ancak kendisi gibi Müslüman bir erkekle evlenebilir.

“İman etmedikçe müşrik erkekleri, de (kızlarınızla) evlendirmeyin.” Bakara, 2/221)

Bu “müşrik erkek” ister kitap ehlinden olsun ister başka inanç mensubu olsun fark etmez.

Hz. peygamber (as) da şöyle buyurur:

“Biz kitap ehli olan kadınlarla evleniriz, onlar bizim kadınlarımızla evlenemezler.”

İslam alimlerinin ehl–i kitap kadınlarla evlenmesine verdikleri cevaz, İslam’ın güçlü ve Müslümanların her türlü tehlikelerden emin oldukları dönemde, İslam’ın yayılmasını hedefleyen bir cevazdır. Bugün ise bu geçerli değildir. Çünkü çeşitli maddi sebeplerden dolayı ehl–i kitap kadınlarla evlenen bir çok Müslüman erkek maalesef eşlerini Müslüman yapmak şöyle dursun zamanla kendi dinlerinden olmuşlardır.

Bundan birkaç ay önce Papa’nın bu yasaktan yola çıkarak yaptığı şu açıklama çok manidardır:

“İslam ırkçı bir dindir. Zira Müslüman bir erkeğin ehli kitap kadınla evlenmesine izin veriyor ama, ehli kitap bir erkeğin Müslüman bir kadınla evlenmesine izin vermiyor.”

Papa’nın basına yansıyan bu açıklamasından birkaç hafta sonra Urfa’da Müslüman bir kadının bir papazla evlendirilmesi çok ilginçt bir tesadüftü.

Yine yukarıda Hz. Ömer’in Hz. Huzeyfe ile ilgili kararı şunu göstermektedir ki, İslam’ın ve Müslümanların durumu, Müslüman erkeğin ehl–i kitap kadınla evlenebilmesi hakkındaki müsaadede bir ölçü olarak kabul edilmiştir.

Özellikle günümüz ortamında bu konu çok daha hassas bir hal almaktadır.

Yani Hz. Ömer (ra)’ın yaptığı uygulama günümüz için çok daha gereklidir.

Müslüman aile yapısını yıkmayı hedefleyenlerin oyununa gelmemek lazım. Avrupa’nın değişik ülkelerinde Müslüman olmayan kadınlarla yapılan evliliklerin hangi vahim sonuçları doğurduğunu çok kere gördük. Başlangıcı çok masum ve haklı sebeplere dayanıyor gibi görülen bu evlilikler daha sonra boşanmayla bile son bulmamakta çok daha vahim sonuçlar doğurmaktadır.

Cevap için teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun.

bence de çok güzel aydınlattınız herkezi teşekkürler ellerinize sağlık

(ankaragüzeli) ;)


Cevap için teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun.


Cevap için teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun.


Dini Sorular ve Cevaplar

MollaCami.Com