Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kurşun döktürmek caiz mi?

Bunun doğru bir davranış olmadığını düşünüyorum,
Bazı inananlar ,Nazardan kurtulmak için ,yada büyü varsa öğrenmek için kurşun döktürüyorlar,ben bunu KURAN DA yeri olmadığını biliyorum,
Bu davranışla Allah"a şirk koşmaya mı geliyor,
Bilenler varsa..!yardımcı olsunlar,
Ayrıca insanları bu davranıştan nasıl caydırabilirim?
Şimdi den teşekkürler..

ben de bekliyorum cevabı...sitede çok kıymetli hocalarımız var...

Evet hocalarımızdan daha iyi bilemeyiz ...

Ben bir hadis_i şerifte şekil verilmedikçe kurşun döktürmenin bir sakıncası olmadığını okumuştum.Büyü için değil ama nazara iyi geldiğini biliyorum.

Birde kurşun döken kişi gelecekten bahsediyor,
Ve ayrıca geçmişten bahsediyor,
Ben geleceğin bilinemeyeceğini onu ancak Allah"In bileceğini biliyorum,
Kurşun döken kişi bu şekilde günah işlemiş oluyor,
Ayrıca fal bakmakda günah olduğuna göre bir nevi falcılıva da giriyor..

ben sanki yapılabilir diye okumuştum ama cevabı bekliyorum bir bilenden

Değerli Kardeşimiz;

Nazar veya diğer rahatsızlıklar için kurşun dökülmesi veya döktürülmesi doğru değildir.

İnsanı tesir altına alan, hasta eden bazı vak’alar vardır ki, tıp ilmi bunlar için kesin teşhise varamamıştır. Gerçek sebebi hakkında da açık bir bilgi verememektedir. İşte bunlardan birisi de “nazar etme,” “göz değme”dir. Nazarın gerçek olduğu, nazar edilen kimsenin hastalanmasına, hattâ ölümüne sebep olduğu da bilinen ve kabul edilen bir hakikattir.

Nazarın gerçek olduğunu ve insanın kaderiyle yakından alâkasının bulunduğunu ifade eden Peygamber Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

“Nazar haktır, kader ile yarışan birşey olsaydı, nazar değme işi yarışıp onu geçerdi (kaderi değiştirirdi).”1

Nazarın kaderle her ne kadar alâkası varsa da onun tesirini yaratan yine Cenab-ı Haktır. Yoksa bizzat nazar eden kişi o hadiseyi meydana getirmiş değildir. Nazarı keskin olan kimse birşeye baktığı anda Cenab-ı Hak o şeyde zararı yaratmaktadır. Çünkü iyiliği de kötülüğü de yaratan Allah’tır. Allah’ın iradesi dışında hiçbir şey meydana gelmez.

Nazar etmenin, ölümü, kişinin helâk olmasını netice veren cihetini Peygamberimizden öğreniyoruz. Câbir bin Abdullah’ın rivayet ettiği hadiste şöyle buyurulmaktadır:
“Göz değmesi haktır. Deveyi kazana, insanı da kabre girdirir.”2

Böylece, nazara uğrayan deve nasıl ki ölüp, eti tencereye konuyorsa, aynı şekilde nazar edilen kişi dehayatından olup mezara girebilmektedir. Hadis-i şeriften nazarın tesirinin yalnız insana bağlı kalmadığı, bütün canlılara, hattâ insanı dikkatini çeken hertürlü şeye de zarar verebildiği anlaşılmaktadır.

Asr-ı Saadette geçen, nazarla ilgili bir hadiseden, mü’minin beğendiği birşey karşısında nasıl davranması, neler söylemesi gerektiği, nazar etmenin din kardeşini öldürme sayılacağı, nazara uğrayan ve nazar eden kimsenin neler yapması gerektiği hususunda geniş bilgiler çıkarmak mümkündür.

Sahabîlerden Amr bin Rebia, Sehl bin Huneyf’i yıkanırken görür,nazar eder. Sehl çarpılmış gibi yere yıkılır. Alıp Peygamberimizin bulunduğu yere götürürler. Durumu öğrenen Peygamberimiz “Kimden şüphe ediyorsunuz?” diye sorar. Sahabîler, Amr bin Rebia’nın ismini verirler. Bunun üzerine Peygamberimiz Amr’ı azarlayarak, “Sizden biriniz neden din kardeşini öldürüyor? Biriniz kardeşinde beğendiği, hoşuna gittiği birşey gördüğü zaman ona mübarek olması için dua etsin (Mâşallah, Bârekallah gibi sözler söylesin)” buyurur.

Daha sonra Peygamberimiz bir miktar su ister ve nazar eden Amr’ın abdest almasını emreder.3

Bir nevi abdest olan bu tatbikatı fıkıh âlimlerimiz şöyle tarif ederler. Bir kabın içine su konur. Nazar eden kimse bir avuç alır, ağzını çalkar, suyu kabın içine püskürtür. Sonra aynı sudan alarak yüzünü yıkar, sonra sol eliyle su alarak sağ elini yıkar, sağ eliyle de alarak sol elini bileklere kadar yıkar. Daha sonra sağ ve sol dirseklerini yıkar. Sonra dirseğini ve omuzu arasını yıkar. Sonra ayaklarını, sağ ve sol dizini yıkar. Elini ve ayaklarını yıkarken, kolunu ve dizinden aşağısını yıkamaz. Daha sonra sağ böğrünü aşağı doğru yıkar. Bütün bu organlarını yıkadıktan sonra su aynı kapta biriktirilir. Nazar eden kişi bu işi tamamladıktan sonra su kabını alarak nazar ettiği şahsın arkasında durup başına döker.4 Kullanılan bu su pis sayılmamaktadır. Bunu Peygamberimizin bizzat kendi tatbikatından anlamaktayız.

Peygamberimizin kısaca tarif ettiği ve âlimler tarafından da genişçe izah edilen bu yıkamanın bilinmeyen pek çok hikmeti, şüphesiz, vardır. En azından nazar şüphesini gidermek için bu sünneti yapmak gerekir. Bu yıkama ve dökme işi Sahabîler tarafından da zaman zaman tatbik edilmiştir.

Bu iş yapıldıktan sonra nazar eden kimse bereket duasında bulunarak, “Mâşallah, Lâ kuvvete illâ billah” derse, meydana gelebilecek zararı Allah’ın gidereceği bildirilmektedir. Zaten bu yıkama işinin yapılması bir nevi fiilî duadır. Tesir ve şifa ise Allah’tan beklenmelidir.

Nazardan ve ondan gelebilecek şerden Allah’a sığınmalıdır. Hz. Âişe’den öğrendiğimize göre, Peygamberimiz ona göz değmesine karşı rukye yapmasını (dua okumasını) emretmiştir.5

Başka bir hadiste “Nazardan Allah’a sığınınız”6 buyurularak, şifayı Allah’tan istememiz tavsiye edilmektedir.

Peygamberimizin göz değmesi karşısında ondan korunmak için hangi duaları okuduğunu ve neler yaptığını Ebû Said el-Hudrî (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
“Resulullah (a.s.m.) (Cinlerin ve insanların nazarından Allah’a sığınırım, gibi dualarla) cinlerin nazarından, sonra da insanların nazarından Allah’a iltica ederdi. Sonra Muavvizetân (Felâk ve Nâs Sûreleri) inince bu sûrelere devam etti. Diğer duaları terk etti.”7

Şu halde, nazar eden ve zarar verenleryalnız insanlar değildir. Aynı zamanda cinler de nazar edip, insana zarar vermektedir. “Cinlerin nazarı oktan daha sür’atli geçer” diyen bazı âlimler göz değmesini, cinlerin çarpması ve nazar etmesi mânâsında da anlamaktadırlar.

Peygamberimizin tatbik ve tavsiye ettiği mânevî ilaçlardan başka yollara başvurup şifa aramak mü’mine yakışmaz. Cahiliye devrinde Araplar bazı hastalıklardan dolayı boyunlarına ve kollarına çeşitli âlet ve boncuklar takarlardı. Deva ve şifayı da o taktıkları şeylerden beklerlerdi. Şirk kokan, inancına uymayan bu nevi işleri şiddetle yasaklayan Peygamberimiz, “Kim birşey takarsa bütün işleri o taktığı şeye teslim edilir”8
buyurmuştur.

Böylece takılan o şeyin bir fayda vermeyeceği, ayrıca kişinin bütün ümidini bizzat ona bağlamasıyla da inancına zarar geleceği anlaşılmış oluyor.

Nazardan korunmak için mânâsı bilinmeyen bazı muskalar yazıp kullanmak veya “nazar boncukları” takmak İslâm inancına uymayan bâtıl âdetlerdir. Bu gibi şeyleri insanın takınması caiz olmadığı gibi, bir hayvana veya bir eşya üzerine takmak da aynı şekilde meşru değildir. Peygamberimizin haram saydığı bazı şeyler arasında nazarlık takınmak da sayılmaktadır.9

Bu işlere benzeyen ve halk arasında mum eritmek, kurşun dökmek veya ot yakıp hastanın başının üzerinde gezdirmek gibi hiçbir mânâsı olmayan tatbikatlara tevessül etmemek lâzımdır. Çünkü Cenab-ı Hak her türlü derdi verirken meşru olarak dermanını da yaratmıştır. Mü’min ölçü olarak sünneti almalı, o çizgiden çıkmamaya çalışmalıdır. İstikamet ancak bu yolla mümkündür.

1. Müslim, Selâm: 42; İbni Mâce, Tıb: 3.
2. Keşfü’l-Hafâ, 2: 76 (Ebû Naim’dennaklen).
3. İbni Mâce, Tıb: 32, Müsned, 3: 447.
4. Neyevi, Şerh-u Sahih-i Müslim, 14 % 172-173.
5. İbni Mâce, Tıb: 34.
6. A.g.e., Tıb: 32.
7. A.g.e., Tıb: 34.
8. Tirmizi, Tıb: 24.
9. Neseî, Zînet: 17.

Teşekkürler Mustafa kardeşim çok iyi aydınlattınız.Emeğinize sağlık..!


Teşekkürler Mustafa kardeşim çok iyi aydınlattınız.Emeğinize sağlık..!


:)

Bir üyemiz cevapları sahih olmayan bir soru cevap sitesinden soru kopyalıyor, soruyu soran üyemiz de cevabın ona ait olduğunu düşünerek "çok güzel anlattınız" diyor... Yazı kopyalayana ait değil, nitekim öyle olsa en azından bahsi geçen sitede editör olduğunu falan yazardı..

Düşünmekten bu kadar mı aciziz ki "kurşun döktürme" meselesini anlatma çabası içerisindeyken Cenab-ı Hakk'ın affetmeyeceği kul hakkına girmiş oluyoruz? Bize ait olmayan bir yazıyı, bize aitmiş gibi göstererek soru soran kardeşimizin yanlış anlamasına neden oluyoruz?

***

Taa başından beri ifade etmeye çalışıyorum; MollaCami Forumu'na ait Dini soru-Cevap bölümüne bir yerlerden bulduğumuz cevabı kopyalamıyoruz!

Diğer İslami(!) forumlardaki bu tarz kategorilerde dikkat ettiyseniz soru ve cevabı birlikte vardır. İnternet üzerinde mevcut olan, her ikisinin de cevapları sahih olmayan sitelerden kopya edilerek oluşturulmuş kategoriler...

Mollacami Forumunda çözüm bulunmasını istediğimiz soruyu yazıyoruz... Şayet kaynağıyla beraber çözüm yazabiliyorsak (kopyalamadan, kul hakkına girmeden) yazıyoruz, yazamıyorsak cevabı bekliyoruz.

Her soruya hemen yanıt verilecek, diye bir kuralımız da yok.

Şayet kaynağıyla beraber çözüm yazabiliyorsak (kopyalamadan, kul hakkına girmeden) yazıyoruz, yazamıyorsak cevabı bekliyoruz.
Kardeşim çok güzel yazmışsın fakat şu üstteki sözlerinlede tutarsız kalmışsın.
Benim buraya aktarmış olduğum,cevapta ehli sünnet görüşlerine ters düşen bir fetva var ise hemen onu değiştirmeniz veya konuyu tüm silmeniz gerekirdi,bu kadar değerli sözlerinizi uzatmanıza gerek yoktu,alıntı yaptım evet ama rast gele balık tutar gibi alıntı yapmadım,aradım,taradım bu görüş ve cevap uygundur diye aktardım.

Sahih olmadığını izah etseniz,doğrusunu yazsanız memnun kalırdım,ama siz görevliler dışında birisinin cevap vermesini,istemiyor gibi bir tavır sergilemişsiniz.

Birde bu site veya başka site,alıntı yapmayan bir yer varmı çok merak ediyorum,kim veya kaç kişi okuyup öğrenip kelime kelime cevap verebilir,kardeşimiz soruyu,10 martta sormuş,kimse cevaplamamış,11 martta ben cevap yazmışım,sizde 31 martta cevap yazıyorsunuz,yazıyorsunuzda soruya cevap değil bana ve benim yaptığım herkesin yaptığı gibi olan paylaşımıma yazıyorsunuz.

Kardeş cevabımı oku ve sil hem benim paylaşımlarımı hem üyeliğimi,hepsini birden sil,ben kul hakkı yemekten Allah cc. sığınırım kopyalamaya izin veren sitelerden alıyoruz ve ehli sünnet görüşlerine ters düşen bir yazıyı aktarmaktanda Allah cc. sığınırım.

Bizimde sitemiz var gel incele,kopyalamaya nasıl ve nerden aldığınız bir fetva ile kul hakkı diyorsunuz onuda düşünün,tebliğ için irşad için Allah cc. rızası için yapılan bir iş bu iş,yazmakla bitmez nefis dürter şeytan dürter,dürtenlerin şerrinden Allah cc. sığınırım.

Allah cc. emanewt olunuz selam ve dua ile.

Arayıp-taramanıza lüzum yoktu ki kıymetli kardeşim. :) Google bu konuda uzman ;)

"Kardeş cevabımı oku ve sil hem benim paylaşımlarımı hem üyeliğimi,hepsini birden sil,ben kul hakkı yemekten Allah cc. sığınırım kopyalamaya izin veren sitelerden alıyoruz ve ehli sünnet görüşlerine ters düşen bir yazıyı aktarmaktanda Allah cc. sığınırım."


Sizin üyeliğinize söz etmiş eğilim, silmeye hakkım veya yetkim de bulunmuyor. Kopya ettiğiniz site kopyalamanıza elbette ki izin verecektir; aksini söylerseniz durum komik olur. :) Yalnız kopyaladığınız yazıyı bu kategoride paylaşamazsınız. Yazı ne size ait, ne de bize ait... Siz "kul hakkı" olmadığını düşünüyorsunuz ki yanılıyorsunuz; biz bu konuda oldukça hassas davranmaya çalışıyoruz. Bir başkasının yazısını kendi isminizle burada yayınlayamazsınız; şayet kategori sorumlusu olarak ben de yayınlatırsam bu hakka ben de girmiş olurum.

***

Hakikaten oldukça komik duruma düşüyorsunuz "üyeliğimi, yazılarımı silin!" diyerek... Bu durum karşısında ne gibi bir cevap bekliyorsunuz? "Dur, ne olur gitme!" dememi mi?

***

"10 martta sormuş,kimse cevaplamamış,11 martta ben cevap yazmışım,sizde 31 martta cevap yazıyorsunuz,yazıyorsunuzda soruya cevap değil bana ve benim yaptığım herkesin yaptığı gibi olan paylaşımıma yazıyorsunuz."

Tekrar ifade ediniz, cevap YAZMADINIZ! Bir başkasına ait olan cevabı kendi adınızla burada yayınladınız... 10 Martta soru sorulmuş, 11 Mart'a kadar kimse yanıtlamamış... Cümleyi okuyunca tarihlere bkma ihtiyacı hissettim, acaba 10 Mart 2008'de yazılmış da kardeşimiz 11 Mart 2009'da mı yanıtlamış diye... Meğer her ikisi de aynı yıla ait yazılar imiş.

Bu kategoride sorulan bir tek soru için 3 gün geceli gündüzlü çalışan kardeşimi hatırlıyorum; bir yanlışlık yapmayayım da vebal altına girmeyeyim diye... Ki alıntı yapıldığından bahsediyorsunuz..

Sizin yaptığınıza hiçbir yerde "alıntı" denmez. Alıntı kurallarının hiçbiri yok. Bu kategoride alıntı değil, çalıntı bir yazı bulunuz, altında da böyle bir yorumum olmasın, derhal sileceğim...

***

"Bizimde sitemiz var gel incele,kopyalamaya nasıl ve nerden aldığınız bir fetva ile kul hakkı diyorsunuz onuda düşünün,tebliğ için irşad için Allah cc. rızası için yapılan bir iş bu iş,yazmakla bitmez nefis dürter şeytan dürter,dürtenlerin şerrinden Allah cc. sığınırım."


Bahsettiğiniz siteleri baştan aşağı incelememiş olsam site üzerinde niye yorum yazayım?

***

" değiştirmeniz veya konuyu tüm silmeniz gerekirdi,bu kadar değerli sözlerinizi uzatmanıza gerek yoktu"


"Kul hakkı" meselesini ciddiye alıyorum; ki gerekirse her gün bu konu ile alakalı yazı yazmaya varım...


Dini Sorular ve Cevaplar

MollaCami.Com