Tasavvuf-Mutasavvıf: İsimleri başlangıçta ehli sünnetin iyi derece dindar olanlarına ve onların takip ettikleri eğitim-öğretim yoluna verilmiş bir isimdir.
-“Bu işin temeli ve belkemiği şeriatın sınır ve adabını korumak harama ve şüpheli olana el uzatmak, duyu organlarını yasaklardan korumak bir nefes dahi Allah’tan gafil olmamaya çalışmak, rahat ve serbestlik zamanını bırak, zaruret halinde bile, içinde şüphe bulunan susam tanesini bile helâl saymamak ve şehvetin peşine düşmemek için nefis mücadelesi etmektir. Tasavvuf’un özü ise ihlâstır, ihsandır, rızadır, kurbdur.Tasavvuf tezkiye-i nefs insan-ı kamil olmak Allah ile bilâ alâka birlikte olmaktır.Tasavvuf Kur’an ve sünnete dayanan ilahi ve rabbani hikmetin adıdır.Tasavvuf, ruhun kulluğa(ubudiyet)yönlendirilmesi, kalbin idaresinin de ilahi idareye(rububiyet)teslim edilmesidir.
Akl-ı külli ve rûh-ı külliye vasıl olanlar,
Allah’ın adamlarıdır.(ricâlullah)
-Tasavvuf alimi Ahmed Faruki SERHENDİ(k.s)Tevhid akidesini meyvesini insanlara sunarken şöyle seslenir.”Alimlerin mürekkebi,şehidlerin kanından üstündür meşhur sözünü delil olarak göstermiştir.Ebu Yezid Bestami(k.s)”Sübhani mâ A’zame şani””Feiza ene hüve ve hüve ene”daha genişleterek ise şöyle demiştir.”Sübhane men azhara’l-Eşyâe ve hüve aynüha…inne vücude’l-hadisati’l-mahlukati hüve aynü vücudi’l-Halikı…El-Abdü Rabbün ve’r-Rabbu Abdun Yâ leyte şiiri meni’l-mükellef”demiştir.Bunların Türkçe anlamı şöyledir.
-Kendimi tenzih ederim, şanın ne de yücedir! Eşyanın ta kendisi olduğu halde eşyayı izhar eden Allah’ı tenzih ve tesbih ederim.Vücud-i hakiki Allah’a mahsustur.Eşya bu mutlak vücudun suver ve mezahir-i muhtelife de tecellisinden ibarettir.Hilkat,vücud-ı mutlakın mertebe-i lâ teayyûnunden teayyûn mertebesine geçmesidir.Diğer bir tabirle esma ve sıfatının sâha-i şühudde tecellisidir.Şeyh-i Ekbere göre”Alem-a’razdır”hiçbir şey nefsiyle kaim değildir.Alem her an yok olduğu halde tecelliyat-ı ilahiye ile yine her an mevcuttur.Hakikat,bir şeyin ilm-i ilahide olan AYN-İ SÂBİTE’sidir.Bu hakikat hiçbir zaman ifna edilemez.Haramlardan,günahlardan,yasaklardan,bid’atlardan kurtulup, gafletten uzak durmak için nefislerimizin terbiye edilmesi gerekir.Bu metot ve sistemin adına yeni dönemde”Tasavvuf”ismi verildi.Özellikle de, hicretin ikinci döneminde bu isim ile meşhur oldular.
-Ey iman edenler!(işlerinizde, söz ve hükümlerinizde)Allah’ın önüne geçmeyin.Allah’a saygılı olun,emirlerine uygun yaşayın.Çünkü Allah,(her şeyi)hakkıyla işitendir,bilendir.
Hucurat süre:1

Ellerinize, emeklerinize sağlık,
Mevla sizden razı ve memnun olsun...

Tasavvuf insanı kemale erdirir.En yüksek paye ve makamlara ulaştırır.İşte bunu bildikleri için Avrupalılar,İngilizler,Ruslar,Yunanlılar ve bir çok diğer anlamışlar ki,ülkerinde kaç asırdan beri hala İslâm tasavvuf sayesinde ayakta durmaktadır.Tasavvuf bir kültür ve kavramdır;bunu iyi anlayıp öğrenmek yaşamak gerekir.En büyük alimlerin Kur’an’ı en iyi anlamış insanların,Efendimiz’in sünnet-i seniyyesi içinde derinlemesine ilerlemiş insanların,Resûlüllah’ın mesajını ahkamını,hayatını,nasihatlerini,dinin ahkamını,ahkamının içindeki hikmetleri en iyi anlamış insanların İslâm’ı en yüksek seviyeden yorumlayıp,anlamış ve hayatına örnek almıştır.Bir hadis-i şerifde şöyle buyuruluyor ki,”Zeki insan,akıllı insan mütefekkir bir insan,gerçek akıllı insan nefs-i zabt u rabt altına alıp ahret için hazırlanandır.Aciz hakkı ve hayrı secmeyen menfaatini sağlayamayan,kendisini kurtaramayan,nefsini nefsani arzuların peşine takıp ardında sürüklettiren ve Allah’dan da boş ve vehimler ve hayaller ile güzel sonuçlar uman kimsedir.”diyor.Bismillahirrahmanirrahim.asıl akıl”fe men zühziha ani’n-nari ve udhile’l-cennete fekad fâz”ayet-i kerimesince”Kim cehennemden kendisini kurtabilmişse,o cezaya uğramaktan kurtulmuş ve cennete dahil edilmemişse kabul olunmuşsa,Allah’ın lütfuna,rahmetine,ikramına,mükafatına,iltifatına erebilmişse işte akıllı olan odur.”ebedi hayatını kurtaramayan insan hiç akıllı insan denir mi?Dünya hayatında ki,servet,makam ve kazanılan mülk sizi aldatmasın.Gerçek hayat ahretin hayrını kazanmaktır.