Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Tasavvuf hakikati ve zikir

TASAVVUF HAKİKATİ
-İslâm tasavvufu,Peygamber Efendimiz’in(s.a.v)hayatını yaşama çabası,şeraitin hayata uygulanma özlemidir.Dini vecibelerin samimiyetle edası,iman esaslarının sineye sindirilmesidir;İslâm’ın aslı ruhu ve özüdür;ibadette ihsan makamıdır;laf değil iş,kal değil hâldir;gaflet,cehalet ve hurafe değil ilim-irfan ve agâhlıktır;çünkü büyük din alimlerimizin ekseriyatı aynı zamanda bir veli ve tasavvuf lideri idiler.Tasavvuf da tefsir,hadis,kelam,akaid ve fıkıh gibi “şer’i”bir ilimdir.Kur’andan ve hadisten alınmıştır,fıkh-ı zahire mukabil fıkh-ı batn ve ilm-i ahval-i kalb ve tezkiye-i nefstir.
-Tasavvuf nefs-i terbiyedir,sağlam iradedir,güzel ahlaktır,salih ameldir;tembellik,miskinlik ve atıllık değildir.
-Ayet:Allah,göklerin yerin(her şeyin)nuru(nu,aydınlığını veren)dir.O’nun nurunun misali bir hücre içindeki(kuvvetli)bir lamba gibidir.O lamba bir cam içindedir.O cam sanki inciden bir yıldızdır ki,güneşin doğduğu yere de,battığı yere de nisbeti olmayan mübarek bir ağaçtan,zeytinden yakılır.Onun(zeytinin parlak)yağı,kendisine bir ateş değmese bile neredeyse ışık verir.(Bu da)nur üzerine nurdur(ışığı pırıl pırıl aydınlıktır).Allah dilediği(layık gördüğü)kimseyi nuruna kavuşturur.Allah insanlar için misaller verir.Allah her şeyi bilendir.Nur süre:35

-Tasavvuf nedir?Tasavvuf islami ilimlerin en şereflisidir.Bir ilmin şerefi,muhtevasının ve konusunun şerefiyle mütenasiptir.Madem ki,tasavvufun hedefi konusu marifetullahtır,Allah'ı bilmektir,o halde tasavvuf eşref-i ulüm-i islamiyedir,en şerefli ilimdir.Tasavvuf nefsi ve iradeyi terbiye etmektir,güzel ahlaka sahip olmaktır,ameli salihayı usulünce zahiri ve batını şartlarına uygun eda etmektir.Tasavvuf islam'ın özüdür,imanın icabıdır,sonucudur,tezahürüdür.İslam'ın görünen halidir.Tasavvuf tam kur'an ehli olmaktır;sünneti seniyyeye tam uyan müslüman olmaktır,eksiksiz müslüman olmaktır.Tabii eksiksiz olması bahis konusu olunca tam müslüman olmak,Kur'an-ı Kerim'e tam uymak,Resulüllah'a tam uymak bahis konusu olunca mutlaka ve mutlaka,şeksiz şüphesiz Kur'an-ı Kerim'e ve sünneti seniyye bilgisi ile iç içe olmak gerekir.
Ayet:Kim de cimrilik eder,kendisini(yeterli görüp Allah'a)muhtaç görmez ve o en güzeli(Kelime-i tevhidi)yalanlarsa,biz de onu,en güç olana hazırlar sevkederiz. Leyl süre;8-9-10

-Gönlünü temizlemeye alet dört şeydir.Velilerin Hak’ka süluku bu dört şeyledir;
1-Daima Allah-u Teala’yı zikir etmek,
2-İster hayır,ister şer Hak’tan gayrı bilcümleyi gönülden çıkarmak,
3-Halktan herkese muhabbet ve şefkat edip kendine ne arzu edersen,halka dahi onu arzu etmek,
4-Murakabeye devam,yani Allah-u Teala’ya daima teveccühde bulunmak.Yani can gözün açıp eşyayı ve halkı Hak’ka perde etmiyerek daima müşahede olmaktır.
Allah-u Teala’yı kendinde müşahede etmek demek,kendi varlığından geçip ruh gibi görmek demektir.Yani ölmeden evvel ölüp senin vücudunda duran gören işiden konuşan Hak’tır diye Hak’ka böylece müteveccih olmak gerektir.Şimdi bir aşık bu dört şeyi elde edebilirse taklidden kurtulup tahkika erer.ve bu tevhid-i Bari’de kuvvet bulup gün geçtikçe Allah-u Teala’yı anlaması ve bilmesi ziyadeşeşerek Allah-u Teala’ya yakınlığı artan kimse için halka yakın olmaktan Hak’ka yakın olmak efdaldir.
-Cezbe bu dört şeyi getirir.Cezbe-i ilahiyeye eren aşık marifet menzilinde kalır.Hakikate vasıl olamaz.Zira gafletle menzil alınmaz.Daima bir makamda durur.Belki gafleti ziyade olduğundan menzilinden düşer.
-Evliyaullahı kendi nefsimize kıyas etmeyelim.Onlar nefis kulu değildir,nefsine tapmazlar,Allah-u Teala’ya taparlar.Ama bizler daima nefsin hevasına taparız.Cenab-ı Allah nefsine esir olan kullarından etmesin.nefsimizin şerrinden Allah’a sığınırız.Amin.
-Ayet:Siz şükreder ve iman ederseniz Allah sizi ne diye azaba uğratsın!Allah şükredenlerin mükafatını veren,her şeyi bilendir. Nisa süre:147

TEŞEKKÜRLER HOCAM...zikirsiz kalp olmasın inşaallah..

tşkkrlr...

-İslâm tasavvufu,Peygamber Efendimizin(s.a.v)hayatını yaşama çabası,şeriatın hayata uygulanma özlemidir,dini vecibelerin samimiyetle edası,iman esaslarının sineye sindirilmesidir;İslâm’ın aslı ruhu ve özüdür;ibadette ihsan makamıdır;laf değil iş değil,kal değil hâldir;gaflet,cehalet ve hurafe değil ilim-irfan ve ağahlıktır;çünkü büyük din alimlerimizin ekseriyatı aynı zamanda bir veli ve tasavvuf lideri idiler.Tasavvuf da tefsir,hadis kelam,akaid ve fıkıh gibi “şer’i”bilimdir.Kur’an’dan ve hadisten alınmıştır,fıkh-ı zahire mukabil,fıkh-ı batn ve ilm-i ahvâl-i kalb ve tezkiye-i nefstir.
-Tasavvuf nefs-i terbiyedir,sağlam iradedir,güzel ahlaktır,Salih ameldir;tembellik,miskinlik ve atıllık değildir.
-Tasavvuf erbabı nefsini kötülüklerden arındırıp,manevi hastalıklardan ibaret olan;hased,buhl,kibir,kin,ucub ve riya gibi ahlâk-ı zemiyeyi def-i edip yerine ilmi hilmi,sehâ,tevazû,zillet-i nefs,rıza ve teslim gibi evsâf-ı hamide ile az yemek,az içmek,az uyumak,az konuşmak gibi hakir ve kemter olmak halleri insanda hasıl olur.Hakk’ın rızasını kazanmada uzun mesafe yol almış olur.Bir de kamil mürşide teslim olmak lüzumludur,bu sayede nefs-i emarenin terbiyesi elde etmiş olur.
-Hak yoluna giren salik’e Cenab-ı Allah Kur’an’ı Kerim’in nur süresi:35 ayetinde şöyle buyurmuştur.
-Ayet:Allah,göklerin yerin(her şeyin)nuru(nu aydınlığını veren)dir.O’nun nurunun misali bir hücre içindeki(kuvvetli)bir lamba gibidir.O lamba bir cam içindedir.O cam sanki inciden bir yıldızdır ki,güneşin doğduğu yere de battığı yere de nisbeti olmayan mübarek bir ağaçtan zeytinden yakılır.Onun(zeytinin parlak)yağı,kendisine bir ateş değmese bile nerdeyse ışık verir.(Bu da)nur üzerine nurdur(ışığı pırıl,pırıl aydınlıktır)Allah dilediği(layık gördüğü)kimseye nuruna kavuşturur.Allah insanlar için misaller verir.Allah her şeyi bilendir.NUR SÜRE:35

-Allah Teala’nın rızasını kazanmanın tek çıkar yolu ise en sonuncusu,en doğrusu ve en hakikisi din olan İslâm’dır.
-Ayet:Sonra Allah,bunun ardından da dilediğinin tevbesini kabul eder.Allah çok bağışlayan,çok merhamet edendir. TEVBE SÜRE:27
-Ehl-i sünnet tasavvufu bazı batıl yol ve sapık tarikatlerdeki zındıklık ve safsatalardan arı,beri ve paktır;onlar İslâm aleminin iliminden uzak,geri yörelerine sonralardan girmiş komşu yabancı kültürlerden sokulmuştur.Sofi tasavvuf halatı,zühd ve takva hayatı ta”Asr-ı Saadet”ten beri vardı ve kıyamete kadar da inşallah var kalacaktır.Çünkü tasavvuf,Allah’ın rızasını kazanma yoludur ve mutasavvıf da iyi Müslüman,gerçek mü’min has ve halis kul demektir.Ramazan da ilim ve irfanla basiret gözüyle bakılırsa gerçekte bir tasavvuf’un dolu,dolu yaşandığı bir aydır.
-İbnü’l-Kayyim(k.s)İnsanların en değerlisi beş sınıftır:Zahid alim,sufi fakih,mütevazi zengin,şükredici fakir,yaşlı soylu
-İmam Malik(k.s)Her kim tasavvufa girer de fıkıha önem vermezse zındıklığa bulaşmış demektir,her kim ki fıkıhçı olur da tasavvufla ilgilenmezse bu kez fıska girmiş olur,demektedir.Her ikisini bir arada götürebilen kimse ise hakikat ehlidir.
-Ayet:Şüphesiz Rabbin,evet O kendi yolundan sapanı pek iyi bildiği gibi doğru yolda olanları da çok iyi bilir. EN’AM SÜRE:117

-Bir bilseniz bu tasavvuf denilen çok sevimli ve çok önemli bir şer’i ilim vardır ki,o olmadan imanın tadını duyarak yaşamak zordur.Çünkü tasavvuf Kur’an ahlâkıdır.Resûlüllah’ın deruni ahval ve halatı,şeriatın ince âdabıdır.Tasavvuf bencillik değildir,diğerbinliktir,merhamettir,muhabbettir,hizmettir;laf ebeliği ve söz kalabalığı değil,samimiyet ihlas ve hikmettir;kalptemizliği,irfan yüceliği ve amel-i sâlih üreticiliğidir;kıylû kâl değil,güzel haldir;taşa karşı gül,zehire karşı panzehirdir;gözlere nur,gönüllere sûrurdur.

-Ayet:Tâ,Hâ/(Resûlüm!)Biz Kur’an’ı sana zahmet çekmen için değil,ancak(Allah’dan)korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. Taha süre:1,2,3

-Hadis:Peygamber(s.a.v)buyurdu ki,Sizin en çok bileniniz,Allah’tan en çok korkanınız en çok hayâ edeninizdir.

-Tasavvufla sıkıntılar kaybolur,daracık yerler adeta meydan olur,tasavvufla gaflet ve körlük izale edilir,mü’minin basiret gözü açılır dünya sevgisiyle harabe haline gelen kalpler,Allah aşkıyla mamur olur; manevi zulmetler dağılır,insanın içi dışı pürnur olur;mü’mine su köhne cihan,gerçek bir gülistan haline gelir.

-Tasavvuf,dinimizin özü ve gerçek anlamı;asıl gaye olan insan-ı kamil olmanın yolu ve yöntemidir,sen de nurlu ilahi yola gir,iki cihan saadetini bul!

-Böyle aşık daima vuslat nazmı kılar.Bu makamda olan aşıkın alameti odur ki,hiçbir şeyi inkar etmez ve bir şey görmez.Bilir ki Allahu Teala abes hiçbir şey yaratmamıştır.İster hayır,ister şer ister hidayet,ister dalâlet hepsini yerli yerinde yaratmıştır.Hepsi haktır ve hepsi Allah Azze ve Celle’nin dilemesiyle olmuştur.Her şey yerli yerinde iyidir.Bize ancak tevekkül ve tefekkür etmek,O’nun azametinin,gücünün,kudretinin,rahmetinin,hidayetinin,mağfiretinin genişliğini anlamak idrak etmek düşer.
-Bu menzilde aşıkların alameti budur;O kimselerden şeriata,tarikata ve edebe ve ahlâk’a layık olmayan hareket sadır olmaz.Her şeyi Hak’tan bilip Hak’kın kemal ve kudretinin isbat ettiğinden hiçbir şeye bu böyle değildir demez.Bir kimse böyle bir aşıka yalan söylese onun yalan olduğunu bilse dahi yine eyvallah gerçek söyledin der.Zira bilir ki,söyleyen Hak’tır,Hak yalan söylemez.Şimdi yalan söyleyene gerçek söyledin denilir mi?dersen o kimse çok yalan söyledi.Yalan ise dalâlettir.Bilmiş ol ki,o kimse mudil isminin mazharıdır.Aşık o kimseden Bari Teala’nın mudil ismi ile zuhurunu görüp Hak’kı ondan mudil ismi ile zikir eder.O ismin muktezasına göre Allahu Teala onun yalan söylemesindedir.Şimdi ey can!...Gaflete kalmayıp Allah’ın herkesden her türlü zuhurunu görürsün,ilerledikçe Hak ile ülfetin de artar.Allahu Teala’nın gün be gün ilimleri ve kudretleri senden zuhur etmeye başlar.
-Hak talibi olana lâzımdır ki,asla Hak’tan gafil olmayıp kalbine Hak’tan gayrı ne gelirse defeder.Eğer bir aşıkın fikri üç kere nefes alıp verince dursa,o aşıkın feyz yolu bağlanır.Mana aleminde yol alamaz.Zira gönlünden ruhaniyet gider.Meflûc olmuş âzâ gibi hareket etmeden durur.Allah bizleri muhafaza eylesin.Bildiğimiz,bilmediğimiz kötülüklerden,çirkinliklerden bizleri korusun.Bildiğimiz,bilmediğimiz bir çok güzelliklere de,hayırlara da ermeyi Rabbim!nasip ve müesser eylesin.Amin.

-Tasavvufun özü temeli zikirdir.Zikir,insanın kendini bilmesi ve Rabb’ini tanımasıdır,insanca yaşamanın gönül huzuruna kavuşmanın tadı ve tuzudur.İnsanı seyr-i sülükte yakan pişiren ve olgunlaştıran zikirdir.İslâm tasavvufunun ve tarikatların özünü teşkil eden zikir,mevcudatın müşterek şuğlünü oluşturduğu,aslında her canlının ister,istemez Hakk’ın ismini zikretmektedir.
-Ayet:Yedi(kat)gök ,yer ve onların içindekiler O’nu tesbih eder.O’na hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur.Fakat(siz)onların tesbihlerini anlayamazsınız.Doğrusu O,halimdir(cezaya acele etmez ve)çok bağışlayacıdır. İSRA SÜRE:44

-İman ve zikir;vacib Teala’nın emri ile nebi ve râsûllerinin,insanlara kabul ettirmek ve öğretmek için,bir ömür gayret sarfettikleri kutsal bir görevdir.Kur’an kaynaklı,tasvvuf kavramı zikri Allah,Allah,Allah,hû,hû,hû,hay,hay,hayikayyum,kayyum,kayyum gibi Allah isimleri ve kelime-i tevhid ile devam eder.Zikir hatırda ve zihinde tutmak,yâd etmek,anmak anlamına geliyor.”elstü birabbiküm”hitabına işiterek ona cevap vermek,Kelam-ı kadim’in ve namazın da başlı başına zikir olduğunu;fakat mutasavvıflara göre gerçek zikrin,Allah’ı şiddetle sevmek,O’ndan nasıl korkulması gerekiyorsa öyle korkmak ve gaflet meydanından müşahede semasına yükselmek veya Allah’tan başkasını unutmak şeklinde bir izah getirir.

-Ayet:Rabbinin yüce adını tesbih et(Sübhane Rabbiye’l âlâ de).O (her şeyi)yaratıp düzenine koyan(her şeyi)takdir ed(ip yarat)an ve ona göre de uygun yolu(ilham edip)gösteren,(yemyeşil)otlağı çıkaran,sonra da onu,siyahımsı çer çöp haline çevirendir. A’LÂ SÜRE:1,2,3,4,5

-Tasavvuf,ahlâk ilmidir;nefsi terbiye ilmidir;Allah-u Teala’yı dosdoğru bilip(ki buna marifetullah denir.)O’na rızasına uygun halishane kulluk etme ilmidir.Binâenaleyh ilimlerin en şereflisi ve islâm’ın özü hakikatidir.Bu tasavvuf ilminin öğrencilerine “Sufi”ismi verilmiştir,bundan şeref onur duyuyoruz.Nasrabadi zamanın ilim ve hal yönünden en gözde meşayihindendi güvenilir bir hadis alimi idi.Tasavvufun aslı,esasları hk.sözlerini sunuyoruz.
1-Tasavvufun aslı,Kur’an-ı Kerim’e ve Resûlüllah’ın(s.a.s)sünnetine sımsıkı sarılmaktır.
2-Nefsani arzuları ve bidatleri terk etmek…
3-Mürşid ve mürebbi olan şeyhlere hürmet ve itina etmek…(Bu sevgi ve saygının manevi ilerlemede taşıdığı ehemmiyeti kavramak;edepsizliğe düşüp feyiz ve terakkiden mahrum kalmamaya büyük önem vermek.)
4-Halkın cahilliğini,mazur olduğunu görüp kusurlarına bakmamak…(Hatalarını bağışlamak,onlara acıyıp şefkatli davranmak).
5-Dostlar ve ihvan ile hoşça geçinmek…(Usulünce,edep dairesinde,fedakarlıkla,sabırla,dostluk ve muaşeret eylemek).
6-O dostların hizmetini görmek…(Onlara her hususta malca,bedence yardımda gayretli olmak).
7-Güzel huylulukla,iyi ahlâk ile olmaya çalışmak…(Huylarını düzeltmek,kötüleri bırakmak iyileri tatbik etmek).
8-Tarikatinin günlük evradına müdavim olmak…(Virdlerini,zikir ve tesbihlerini çekmeye devam etmek,ihmal ve tembellik yapmamak).9-Ruhsatlarla amel etmeyi dini ahkâmı tevillerle çığırından çıkarmayı bırakmaktır.Çünkü dindeki ruhsatlar zayıf Müslümanlara gösterilen kolaylık ve hafifletmelerdir;yüksek himmetli olması şart koşulan dervişlere o gibi kolaylıklara temayül yakışmaz,dinin ahkâmını sabır ve tahammülle yerine getirmek,himmetli gayretli kimselerin şiarı olmak gerekir.
-Yüce Rabbimiz!Bizleri de sayılan bu güzel hasletlere sahip özü sözüne uygun,himmetli,gayretli,şuurlu,sevimli,samimi,sabırlı,vefalı Müslümanlardan eylesin.Amin.bi-hürmeti seyyidi’l-mürselin ve alihi ve sahbihi ve men tebiâhû bi-ihsânin ecmain.

-Adam “Müslümanım elhamdülillah”diyor,ama içki içiyor faiz yiyor;”dervişim,ehl-i tasavvufum,tarikattenim”diyor,şeytana uyup nice hatalı işler yapıyor,zikrini,tesbihini çekmiyor,kötü huylarından vazgeçmiyor,nefsini ıslah etmiyor;sevabı,günahı düşünmüyor;hesabı kitabı,azabı mahkeme-i kübrayı hesaba katmıyor.Kur’an’ı Kerim’e şeriat-ı garraya ahkam-ı diniyeye uygun hareket etmiyor;ve’l-hasıl işlediği günahın peşinden sürüklenmiş gidiyor.Sonunun vahim,kötü bir azap beklediğinin haberi yok.Yüce Rabbim!Bizleri Allah’ın bu nurlu yolundan,izinden,istikametinden ve Resûlüllah’ın sünnet-i seniyyesinden ayırmasın.Sevdikleriyle,sevenleriyle her iki cihanda da buluşmayı nasip ve müesser eylesin.Amin.
-Tasavvuf,en önemli islâm’i ilimlerinden biridir;çünkü Allah’ı bilmeyi,O’na ermeyi,rızasını kazanmayı öğretir;evliya olma yoludur,sonuç olarak cehennemden kurtulup cennete girmeyi sağlar.
-Ayet:Göklerde ve yerde olonlar Allah’ındır.(Bütün)işler(hesap için)ancak Allah’a döndürülür. AL-İ İMRAN SÜRE:109
-Bu ulvi gayeye ulaşmak için neler yapılması gerektiği,Kur’an’ı Kerim’inde,sünnet-i seniyye-i nebeviyyede,şeriat-ı gara-yı Ahmediyye’de açıkça bildirilmiştir;tasavvuf bunları bilir ve uygulatır.Peygamber Efendimiz(s.a.v)rehberimiz,serverimiz,nûmûne-i imtisalimiz Hz.Muhammed(s.a.v)Allah’ın en sevgili kulu ve en yüce peygamberi olduğundan bizim de Allah’ın sevgilisi olabilmek için ona,o mübarek Resûl’e en güzel şekilde ittiba ve iktida etmemiz,yeğane salah ve felah yoludur,başka çıkar yol yoktur.
-Nefsi tezkiye ve terbiye,zikr-i kesir ve halvet,güzel ahlâk’a teşvik,ulü’l-emre(ulema’ya)itaat,dini talim ve taallüm,alime hürmet,takva,ihlas,ibadet ve taat,züht ve kanaat gibi nice tasavvufi hususlar çok önemlidir,kıymetlidir bu hasletleri kaybetmemeliyiz.Çare nedir?Çareyi ilim erbabı bilir ve bulur;halkların onlara kulak vermesi,onların etrafında kenetlenmesi lâzımdır.

Allah razi olsun bu guzel bilgiler icin

TASAVVUF’DA ZİKİR(İman hakkında):
-“Yüsebbihü tesbihi”Tabiatta her şey Allah’ı zikrediyor.İnsanın aslında her bir azası da zikreder.Zikir ehl-i olur isen sende bu alametler belirir.Hatta uykunda bile Allah ismin anarsın buna sulnan-ı zikir denilir.Tabii ki bu mertebelere ermek için”Allah”ismini”La ilahe illallah Muhammeden Resulüllah” ifadelerini çokca zikretmemiz lazım!Boş zamanlarınızı zikir ile iştigal ediniz. Özelliklede şevval ayında altı gün oruç tutunuz.Bu ibadet sanki bir yıl oruç tutmuş gibi muamele görecektir.Bunun sevabı on misli,bazen yetmiş,bazende yediyüz katı sevab verecektir.
-“Elhamdülilah”ki müslümanız.Ne mutlu ki,bize yeryüzünün her yeri mescid kılınmıştır.Temiz olmak şartıyla taş,toprak,çimen üstünde de namaz kılabiliriz.Su bulunmadığı yerde ise teyemmüm ederek abdest alıp namaz kılabiliriz.İslam da zorluk yoktur.Kolaylık vardır.Allah’ın emrini her halukarda tutanlar;Yarın Allah(c.c) huzurunda onunla beraber olacaklar.O’nun gül yüzünü doya,doya seyredeceklerdir.Onlar bu dünyada da sayısız nimetlere kavuşacak;dünya da zühd,vera ve takva sahipleri ile beraber olacaklardır.Bu kişiler şüpheli şeylerden bile kaçarlar;haramlardan,günahlardan kaçarlar;Allah’ın emrine de sıkı,sıkıya bağlı yaşarlar.

İSLÂM SEVGİ VE TASAVVUF(Bismillahirrahmanirrahim)
Müslümanın Muhabbeti;
-Peygamberimiz(s.a.v)şöyle buyurmuştur,Bir adamın kardeşine şevk üzere bakması,benim şu mescidimde bir sene itikafdan daha hayırlıdır.
-Peki nasıl bir bakış?”Ala şevkin”Şevk duyarak,iştiyak duyarak arzu duyarak,sevgi duyarak bakış olacak.Bu duygu ile bir defa bakması bile yeter.
-İtikaf nedir?
İtikaf ;Kişinin ibadet maksadı ile evini gitmeyip yatıp-kalkıp ibadet etmek niyetiyle,camide ikamet etmesi,demek,Tabii Cuma namazı kılınan bir yerde itikaf etmek daha iyidir.
-Bu toplantıyı niye yaptık?
İstiyoruz ki,muhabbet olsun,sevgi olsun,samimiyet olsun,kardeşlik olsun,nasıl olacak bu?yemek yiyecekler,oturacaklar,kalkacaklar,konuşacaklar paylaşmanın beraber olmanın güç ve kuvvetini hissederek daha mutlu ve huzurlu olacaklardır.Aslında amacımız budur.Kardeşliğin değerini,önemini ve kıymetini anlasınlar diye bu toplantılar yapılıyor.Birimize karşı daima muhabbetli olmalıyız.Birbirimizin kusurlarını araştırmamalı,aksine örtmeliyiz dostlarım.İnsanoğlu öldüğü zamanda geride güvendiği bir kardeş,arkadaş arıyor onun için,ilişkilerimiz daima sağlam olmalıdır.Ne diyoruz;”Esleme-yüslimü-İslâm”yani selamete doğru gitmek,kendisini selamete sevketmek manasına geliyor.Kişinin kendi zatını,kendisini Allah’a doğru götürmesi,Allah’a teslim etmesi demek.”Teslim etmek”de aynı kökten geliyor.
-Batı medeniyetinde insan;kendisi merkezdir,kendi şahsı,egosu.Ego,nefs kelimesinin batı dillerindeki tam karşılığıdır.Demek ki,toplum içinde de tam hürriyet yok.Toplum bir takım kurallar koymuş.İnsan onlara uymak zorunda kalıyor.İslam,zaten tam dinlemeyen bu nefse tabi olmayı reddetmiş.Ben nefsi zaten dinlemiyeceğim.Kimi dinleyeceğim?Allah’ı dinleyeceğim.Allah’ın emrini dinleyeceğim,demiş.O zaman nefsin esaretten kurtuluyor.
-Herkes bir yere esir:Tasavvufta nefsini yenebilmiş insanlara”Ahrar”derler.Yani Allah’ın emirleriyle,haramlarına,yasaklarıyla uyarak nefsini terbiye etmiş o cesur Allah erleri;esiri olmamış ne servetin,ne şehvetin,ne de şöhretin,nefsinin,hevasının istek ve arzularının peşinde koşmamışlardır.Her daim Allah’ın emrini tutmaya gayret etmişlerdir.Ağızlarından zikir eksik olmamıştır.Allah’ı sevmenin lezzet ve tadını doya,doya yaşamışlardır.
-Asıl sevgi Allah’ı sevmektir;Var bir vardır,güzel bir vardır,sevgi bir vardır.Bizde gerçek asıl sevgimizi ancak Allah’a karşı üstün tutmalıyız.Eğer beşer olarak kul tabiatın,çevrenin neresine bakarsa baksın müşade ederek görecek ki,bir yaratıcının kudret elinin olduğunun farkına varacaktır,Allah’ın azametinini gücünü idrak edecek ve O’na teslim olacaktır.

-Tasavvuf sahibi olmak için sabırlı,azimli,kararlı,istikrarlı durmalı(sufi)olan kişi toprak gibi yumuşak cömert olmalı islamın emrine uygun hareket etmelidir.
-Peygamber Efendimiz(s.a.v)sevgisine mahzar olacak iyi güzel hayırlı işlerle meşgul olmalı;Allah’ın emrini tutmalı,takva sahibi olmalıdır.
-Tasavvufun temelinde kalbinizi,nefsini terbiye etmekten geçer;öteki insanlara karşı sorumluluk değerini kavramaktan geçer.
-Edepli,saygılı,ölçülü hareket ediniz!Güzel ahlak sahibi olmaya bakınız!
-İnsanlara yumuşak davranmayı alışkanlık haline getirin.Olaylar hadiseler karşısında sakin ağır başlı vakar davranınız.
-Haksızlık karşısında sessiz durmayın.Hakkınızı her zaman,her yerde arayınız.Ama bunu yaparken kaba söz veye küfüre başvurmadan islam’ı ölçüler içersinde mücadele ediniz.
-Yapmacık hal va davranışlardan uzak durunuz.Bilmediğiniz konuda tartışıp yalan,yanlış sözlere sığınmayınız.
-Mal biriktirme sevdasına,hevasına kapılmayınız.Evinize gereği kadar eşya alınız.


Tasavvûf

MollaCami.Com