Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Açılışının 92. Yılında milletin meclisi başörtülüye kapalı

İhtilâl dönemlerinin ürünü olan başörtüsü yasağı pekçok alanda hâlâ hükmünü sürdürüyor.. Hanımların yüzde 70’inin örtündüğü, örtünmeyenlerin de büyük bir bölümünün başörtüsü yasağına karşı olduğu Türkiye’de, milletin seçtiği Mecliste partiler çeşitli sebeplerle başörtülü milletvekiline mesafeli yaklaşıyor. Duvarında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ibaresi yazılı olan Meclisten bu ayıba bir an önce son vermesi isteniyor.


DARBECİLER İÇERİDE, ZİHNİYETLERİ UYGULAMADA

Yasağın tüm toplum kesiminde yaygınlaştırılması için baskı uygulayan 28 Şubat darbecileri yargı önüne çıkmak için beklerken, Mecliste ve devlet dairelerindeki yasağın sürmesine mânâ verilemiyor. On senedir iktidarda bulunan AKP’nin bu konudaki isteksizliği yasakların kalkmasını isteyen kesimleri üzüyor. STK’lar da mânâsız yasağa kuvvet veren tüzük ve yönetmeliklerin bir an önce değiştirilmesini talep ediyor.

Milletin Meclisi başörtülüye kapalı

23 Nisan 1920’de dualarla açılan Türkiye Büyük Millet Meclisinin kapıları hâlâ başörtülü milletvekiline kapalı. Hanımların yüzde 70’nin örtündüğü, örtünmeyenlerin büyük bir bölümünün de başörtüsü yasağına karşı olduğu Türkiye’de Mecliste partiler çeşitli sebeplerle başörtülü milletvekiline mesafeli yaklaşıyor. Duvarında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ibaresi yazılı olan Meclisten bu ayıba bir an önce son vermesi isteniyor.


Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) tarafından yayımlanan ’Başörtüsü Yasağına İlişkin Değerlendirme ve Öneriler’ başlıklı raporda çarpıcı tespitlere yer veriliyor. Ebru İlhan ve Özge Genç tarafından hazırlanan raporda başörtülü kadınların kamu ve özel sektörde yaşadıkları sıkıntıların azalmadığı ifade ediliyor.


Raporda, başörtülü kadınların Türkiye’deki siyasal kutuplaşmanın simgesi hale geldiği vurgulanırken, başörtüsü yasağı yüzünden kadın nüfusunun büyük bir oranının toplumsal hayattan uzaklaştığı belirtiliyor. Kamusal alanda da başörtülü kadınların varlığının çok fazla hissedilemediği vurgulanılan raporda, “Başörtüsü yasağından kaynaklanan ayrımcılıkları ele alırken, başörtüsünün inanç özgürlüğü meselesini aşan bir yönü olduğunu görmek gerekir.


Başörtüsü gözle görünür olduğu için ve kadınlar tarafından kullanıldığı için, kadına yönelik ayrımcılıklarla başörtüsüne yönelik ayrımcılıklar birleşerek daha da katmerleşmekte, dahası ayrımcılığa uğrayanların, tıpkı engellilik veya siyahî olmak gibi durumlarda da yaşandığı gibi ayrımcılık yapanlar tarafından kolayca hedef alınmalarına yol açmaktadır” ifadelerine yer veriliyor.


HER ALANDA YASAK DEVAM EDİYOR

Raporda, 2010 yılından itibaren bazı üniversitelerde başörtülü kadınların kampüslere girmesi önündeki engellerin ‘hafiflemesi’ veya ortadan kaldırılmasına karşın, halen bazı üniversitelerde özellikle fakülteler ve dersler bazında yasağın devam ettiği vurgulanıyor. Başörtülü kadınların milletvekili olamadığı hatırlatılan raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Seçim dönemlerinde çalıştıkları partilerden milletvekili veya belediye başkanı adayı olarak gösterildiği örnekler yok denecek kadar azdır. Sonuç olarak, bugünün Türkiye’sinde başörtüsü-siyasi parti-Meclis ilişkisi hiçbir kesimin mantıklı bir açıklama getiremediği, adeta bir Bermuda Şeytan Üçgeni’ni andırmaktadır.”


YASAK MECLİS’TE DEVAM EDİYOR

Bugün’e konuşan AKP Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu ise üniversitelerdeki başörtüsüyle ilgili problemin azaldığını ifade ederek şunları kaydetti: “Katı yasağın uygulanmadığını biliyorum. Ancak Meclis’te devam ediyor. İç tüzük değişikliği yapılacaktı ama olmadı. Kadınların insanların inançları üzerinden siyaset yapılmasına karşıyız. Demokratik tam laik ülke olmak istiyorsak kadınların her anlamda diledikleri gibi yaşayışlarına ortam hazırlamamız lazım. Başörtüsüyle ilgili mevcut olan yasakların tamamen kalkması lazım. Laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olmak bunu gerektirir.”


AYRIMCILIK DARBECİ ZİHNİYETİN ÜRÜNÜ

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da bu ülkede birçok açıdan ayrımcılık yapıldığını, bunun en başında da cinsiyet ayrımcılığı geldiğni söyledi. Gündoğdu, “Aynı inancı paylaşan erkekler siyaset, doktorluk, avukatlık yapabilirken kadınlar arasında başörtülü-başörtüsüz ayrımı yapılıyor. Bu ayrım esasen darbeci zihniyetin başörtüsü üzerinden siyaset yapma ahlakından kaynaklanıyor. Cinsiyet ayrımının bir önce son bulması gerekmektedir. Kadınların başörtülü başörtüsüz ayrımı yapılmadan siyaset yapabilmesi, üniversitede okuyabilmesi ve kamu kurumlarında çalışabilmesinin önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir” diye konuştu.


BÜYÜK SIKINTILAR YAŞIYORLAR

Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği Genel Sekreteri Neslihan Akbulut Arıkan ise şunları söyledi: “Başörtülü kadınların ayrımcılığa maruz kalması konusuna katılıyoruz. Gerek kamu kurumlarında gerekse özel sektörde başörtülü kadınların sıkıntı çektiklerini biliyoruz. Kamu kurumlarında başörtülü kadınların çalışması hala yasak ve mağduriyetler giderek artıyor. Başörtülü kadınlar hak ihlaline uğruyor. Kamuda çalışamayan başörtülü kadın özel sektöre yönelmek zorunda kalıyor. Burada da düşük fiyatla çalışma, sigorta yapılmama gibi engellerle karşılaşıyor. Kamuda zaten çalışamadıkları için özel sektörde sıkıntıları iki kat artıyor.”


Yeni Asya Gazetesi


Siyasi Haberler

MollaCami.Com