Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Araf ehli kimlerdir?

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَبَيْنَهُمَا حِجَابٌ وَعَلَى الأَعْرَافِ رِجَالٌ يَعْرِفُونَ كُلاًّ بِسِيمَاهُمْ وَنَادَوْاْ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَن سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ لَمْ يَدْخُلُوهَا وَهُمْ يَطْمَعُونَ

وَإِذَا صُرِفَتْ أَبْصَارُهُمْ تِلْقَاء أَصْحَابِ النَّارِ قَالُواْ رَبَّنَا لاَ تَجْعَلْنَا مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ

وَنَادَى أَصْحَابُ الأَعْرَافِ رِجَالاً يَعْرِفُونَهُمْ بِسِيمَاهُمْ قَالُواْ مَا أَغْنَى عَنكُمْ جَمْعُكُمْ وَمَا كُنتُمْ تَسْتَكْبِرُونَ

أَهَؤُلاء الَّذِينَ أَقْسَمْتُمْ لاَ يَنَالُهُمُ اللّهُ بِرَحْمَةٍ ادْخُلُواْ الْجَنَّةَ لاَ خَوْفٌ عَلَيْكُمْ وَلاَ أَنتُمْ تَحْزَنُونَ



ARAF EHLİ KİMLERDİR?

Sure-i Araf 46-49

46. Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. Araf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere: «selâm olsun size» diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir.

47. Gözleri cehennemlikler tarafına çevrilince de : «Rabbimiz! Bizi zalim toplulukla beraber eyleme!» derler.

48. Araftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler: «Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiç bir yarar sağlamadı».

49. «Allah onları hiç bir rahmete erdirmiyecek, diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?» (Cennetliklere dönerek): «Girin cennete, artık size ne korku vardır, ne de siz üzüleceksiniz» derler. (Elmalılı tefsiri)


Araf, “arf” kelimesinin çoğuludur. Tefsirlerde Araf hakkında pek çok izahlar bulunmaktadır.
Ancak bunların içinde müfessirlerin çoğunun ittifak ettiği görüş,
Araf'ın cennetle cehennem arasında bir perde, yüksek bir sur ve tepeler manasına geldiğidir.

İbn-i Abbas ise, “Sırat üzerinde bulunan şerefelerdir.” demektedir.

Hasan-ı Basri Hazretleri şöyle demektedir:
“Bu kimseler, Allah’ın cennet ve cehennem ehlini birbirinden ayırmak için tayin ettiği insanlardır. Vallahi, bilmem ama bunlardan bazıları şimdi beraberimizdedir.”
(Tefsiru’l-Kebir)

Araftakilere “Araf” denmesinin sebebi ise onların insanları amellerine göre tanımalarıdır.


Yine tefsirlerde izah edildiğine göre, Cenab-ı Hak mizanda sevap ve günahları tartıp, cennetlik ve cehennemlikleri ayırt ettiği zaman, sevap ve günahı eşit gelenleri bir müddet bekletecektir.
Sırat'ın yanında bulunan bu kimseler, cennetlik ve cehennemlikleri tanıyacaklar, cennet ehlini gördükleri zaman, “Allah’ın selamı sizin üzerinize olsun!” diyecekler, sol taraflarına baktıkları zaman da cehennem ehlini görecekler, bulundukları yerde Allah’a sığınarak, “Ya Rabbi, bizi bu zalim topluluktan kılma!” diye dua edecekler.
Cennetlikler ve cehennemlikler gittikten sonra Cenab-ı Hak onları rahmetiyle bağışlayıp cennete koyacaktır. (Taberi Tefsiri)

Peygamberimiz s.a.v.’e Araf ehlinin kimler olduğu sorulduğunda şöyle buyurmuştur:
“Cenab-ı Hak kullarını ayırıp bitirdikten sonra en son kalan kullarına da, ‘Sevaplarınız sizi cehennemden kurtardı, fakat cenneti hak edemediniz. Sizi ben rahmetimle cehennemden azad ediyorum. İstediğiniz cennete giriniz.’ buyuracak.” (Taberi Tefsiri)



Bazı rivayetlerde Araf ehlinin insan olmayıp meleklerden bir sınıf olduğu da bildirilmektedir.
Bütün bu izahlar ve açıklamalar, ayetlerin mefhum ve mealine uygundur.

Fakat İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname'sinde,
dini mükellefiyetlerden muaf tutulan delilerin ve kafir çocuklarının Araf ehli olduğunu, cennetlikleri gördükleri zaman o nimetlere kavuşamadıkları için mahzun olduklarını, cehennemliklere baktıkları zaman da kendi hallerine şükrettiklerini ve bu halde ebedi olarak orada kalacaklarını bildirmektedir.

Bununla beraber, “Araf” ve Araf ehli hakkında yapılan bütün bu izahlar ayetin bir tefsiri mesabesindedir.
İşin hakikatini ancak Allah-ü Teala bilir.


paylaşım için teşekkürler kardeşim

Rica ederim. Ben teşekkür ederim.


Kur'ân-ı Kerîm ve Tefsir

MollaCami.Com