Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Hop..Hop..Hop..Hoptinihop

[right]18.01.2009[/right]
Hop..Hop..Hop..Hoptinihop

Bekri Mustafa ile Borazan Tevfik, şayet 2 rakip partinin lideri olsalardı da ara seçimlerine girselerdi; birbirlerine nasıl laf oturtacaklarının gösterisiyle eğleniyorlardı.
* * *
Borazan Tevfik:
- Halkı enayi yerine koyan siyaset dolandırıcılarına gereken dersi seçim sandıklarından önce biz vereceğiz, diyordu.
Bekri Mustafa da:
- Cart kaba kağıt, diyordu.
* * *
Ve lafına laf oturtma sürüp gidiyordu:
- Bir siyaset ibişinin bizim karşımıza çıkması için, pergelli büzük ister.
- Kürsülerden, ezilip sürünen insanlara; onları kimlerin kazıkladığını anlatmaya petkası sıkmayan bir hamervaha, önce tarihsel bir kaç şamar, sonra da insan olmayı öğretecek özel bir tüzük ister.
* * *
Bekri Mustafa ile Borazan Tevfik kahkahalarla gülüşüyorlardı.
Borazan Tevfik:
- İplikçi karının düpürü gibi dırdır edip duran bir siyaset üç kağıtçısına, kimse kulak asmayacaktır, diyordu.
Bekri Mustafa da:
- İçine edilecek ağız, biliyorsunuz nereye yakın durur, diyordu.
* * *
Biri:
- Bana laf oturtacağın alnını karışlarım, diyordu.
Öteki:
- Haddini bilmeyen bir siyaset havhavının, önce anasından emdiği sütü burnundan getirir; sonra karşıma çıktığı yerde de elimin tersiyle kendisini kışkışlarım, diyordu.
* * *
Bekri Mustafa da , Borazan Tevfik de doğrusu güzel bir pazar eğlencesi bulmuşlardı kendilerine.
* * *
Nasreddin Hoca’ya:
- Hoca, dediler; küresel ekonomik krizle, günden güne artan işsizlik hakkında ne düşünüyorsun?
* * *
Hoca:
- Bu konuda ara seçimlerine katılacak siyasetçiler ne düşünüyorsa onu, dedi.
- Nasıl yani?
- Sakalı tutuşmuşların yanına gidip:
“- Önce sigaralarımızı bir yakalım, sonra hepsini söndürürüz, diye vaatlerde bulunanların nasıl arttığını...
* * *
Yargıç, sanığa:
- Sokakta “sinek ilacı”, diye sattığınız kutulardaki hapların hepsi kireçten yapılmış uydurma şeyler çıkmış; ne diyorsunuz, diye soruyordu.
* * *
Sanık da:
- Sayın yargıç, diyordu; kireçten yapılmış haplar sinekleri öldürmekte birebirdir. Sadece sinekleri yakalayıp ağızlarını açmak ve suda eritilmiş kireç haplarını içine dökmek gerekir.
* * *
Hani bazı sanıkların da, savunmalarına yardımcı olacak bir fıkra işte.
* * *
Bir hukuk profesörü, hukuksuz bir devletle, devletsiz bir hukuk arasındaki farkı şöyle anlatıyormuş:
- Devletsiz hukuk, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Mahkemesi’dir. Hukuksuz devlet ise, o mahkemede 3 bin kez mahkûm olan.
* * *
Av. Taner Aktop’dan da bir kara mizah örneği:
Bir doktor, telefon ettiği hastasına:
- Maalesef efendim, der; size bir kötü, bir de çok daha kötü 2 haberim var; hangisinden başlayayım önce?
Hasta:
- Kötü olandan başlayın, der.
* * *
Doktor:
- Tahlillerinizi kontrol ettik, der; maalesef 24 saatlik ömrünüz kalmış.
* * *
Hasta:
- Bundan da daha kötü haber ne olabilir, diye sorar doktora.
* * *
Doktor:
- Bundan da daha kötü olan haber şu efendim, der; dün sabahtan beri telefonunuzu arıyordum bulamamıştım, şimdi bulabildim ancak.
* * *
Metin Eloğlu’ndan bir şiirle bitirelim yazıyı:

ŞİŞEDEKİ

Şişede durduğu gibi durmaz ki kâfir,
Tutar insana yaşamayı sevdirir.

[right]Çetin ALTAN
Milliyet
[/right]

güzeldi... :D emeğine sağlık kardeşim...

Hep ciddi takılmak insanın psikolojisini bozuyor :P

Gerçi doğruların gizlendiği en güzel yer mizahdır. Eğlenirken öğrenmek bu olsa gerek :)

İlginize ben teşekkür ederim...


Siyasi Haberler

MollaCami.Com