Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


>>misyonerler ve diyalogcular>>

Anadolu coğrafyasında misyonerlik faaliyetleri, ihanet planları, dehşet ve şiddet eylemleri elbette yüzyıllarca geriye doğru uzanmaktadır. Bu yıkıcı ve bölücü hareketler bu günün meseleleri değildir. Devletimizin her bakımdan zayıfladığı zaman dilimlerinde gemi azıya alıp, akıl almaz küstahlıklarını sergiledikleri de bir vakıadır.
Son yıllarda misyonerlik faaliyetleri ile terör eylemleri adeta beraber, yardımlaşarak yürümekte ve yürütülmektedir. Her iki tür faaliyetin ortak hedefi; Müslüman Türk milletidir, yeni nesilleridir ve genç Cumhuriyetimizdir.
Terörist başının Vatikan’a mektup yazarak Papa’dan yardım istediğini, geçen zaman içerisinde direkt ya da dolaylı olarak yardımlar aldığını hatırlarsak misyonerlerle teröristlerin aynı haçlı merkezlerinden yönetilip desteklendiğini daha iyi anlarız.
Gerek ABD’nin dayatmaları ile gerekse AKP iktidarının karşılıksız AB sevdası uğruna önleri açılan misyonerler bu gün sayıları yüz binlerle ifade edilen gençlerimizi ayartmış, baştan çıkarmış ve dinden çıkarmış boyunlarına haç asmıştır. Uygun zeminden istifade ile çalışmalarını hızlandırdıkları da saklanamaz bir gerçektir.
Yaşadığımız gerçek, yeni nesillerimizin karşı karşıya bulunduğu imani tehlike apaçık ortada iken, güya milletin imanını kurtarma adına ortaya çıkan Diyalog grubu, bütün gücüyle ve her fırsatta bu tehlikeyi milletin dikkatinden kaçırmaya çalışmaktadır. Sanki her şeyden önce böyle bir vazifeleri varmış gibi, nerede, ne zaman misyonerlik konuşulsa ve zararlarından bahsedilse hemen bu gurup, sahip oldukları medya aracılığı ile cevap yetiştirme ve olayın üstünü örtme telaşına düşüyor.
Size ne oluyor kardeşim, siz Vatikan’ın, Papalığın Türkiye’deki sözcüleri misiniz? Başta büyük şehirlerimiz olmak üzere, coğrafyamızın dört bir yanında mantar gibi biten nevzuhur kiliselerin avukatı, içimize saldıkları misyonerlerinin fedaileri misiniz?
Geride bıraktığımız yüzyıllar, yaşadığımız günler, yakın tarihimiz, Kurtuluş Savaşı verdiğimiz yıllar, bugün yaşanan Irak vahşeti, Filistin dehşeti, onbeş sene önce, yüzbinlerce Müslüman’ı toprağa gömen Balkanlardaki haçlı sırp dehşeti… Hepsi, hepsi gösteriyor ki bu adamların din diye bir dertleri yok. Toprak peşindeler, yeni coğrafyalar peşindeler. Dolayısıyla yeni kurbanlar, katledebilecekleri yeni yüzbinler, yeni milyonlar peşindeler.
Resmi rakamlar, son beş yılda misyonerlerce kandırılıp şirke düşürülen gençlerimizin sayısını ellibinlerle açıklarken, daha beş gün önce bu diyalogcu medyanın bir aklı evvel elemanı,utanmadan,sıkılmadan; “topu topu, iki yüz kişi Hıristiyan olmuş, onlar da dedeleri o dinden olanlar” diye yazmakta idi.
Öyle anlaşılıyor ki, bu kadro misyonerlerle görev paylaşımı yapmışlar; misyonerler, uygun ortamlarda minare çalacaklar, bu diyalog zebunu güruh da derhal kılıfını hazırlayacak.
En azından son on yıldır şahit olduğumuz uygulama bu.


Siyasi Haberler

MollaCami.Com