Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Hüzünlü Bir Doğum Günü Hikayesi...

Fırına geldigimde, ortalikta ekmek görünmüyordu.Eski bir dostum olan
fırıncı:
- Biraz bekleyeceksin hocam, dedi.iki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum.
Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken,içeriye yaşlıca bir adamın
girdigini gördüm. Eskimis ceketinin sol yakası altında bir madalya
parıldıyor ve yürürken hafifçe topallıyordu. Selâm verdikten sonra:
- Ekmeklerimi alayım, dedi. Benim ikizler acıkmıstır.
Fırıncı,adamın kendisine uzattıgı torbayı alarak tezgâhın altına egildi ve
bir gün öncesine ait oldugu anlasılan ekmeklerden dört bes tane
koydu.Ekmeklerden bazılarının altı yanmış, bazıları da her nedense seklini
kaybetmisti.Fırıncıya dogru sokularak:
- Neden taze ekmek vermiyorsun? dedim. Biraz sonra çıkacak ya!..
Fırıncı:
- Bozuk ekmekleri kendisi istiyor,dedi.Çok fakir oldugundan, ona yari
fiyatına veriyorum.
- Kim bu adam? diye sordum.
- Kore gâzilerinden,dedi.Ogluyla gelini bir trafik kazasında vefat
edince,ikiz torunlarını yanına almıstı.Yıllardır onlara bakıyor,hem de çok
az bir maasla.
Fırıncının anlattıkları karşısında içimin yandıgını hissediyor ve ufak da
olsa bir seyler yapmak istiyordum.
- Aradaki farkı ben vereyim, dedim. Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler.
Fırıncı, teklifimi kabul etti ve biraz sonra çıkan sıcak ekmekleri büyük
bir umursamazlıkla adamin torbasina doldururken:
- Çok şanslısın hacı amca, dedi. Çocuklar için bugün sana pasta gibi ekmek
vereceğim.
Yaslı adam, bir evlât sevgisiyle kucakladıgı torbayı gögsüne bastırırken:
- Allah senden razı olsun evlâdım,dedi. Bugün onların dogum günleri oldugunu nereden anladın?

BU DURUMDA VE BUNDAN DAHA KÖYÜ DURUMDA OLAN OKADAR İNSANIMIZ MÜSLÜMAN KARDEŞİMİZ VARKİ.BUNLARDAN KİM SORUM LU ACABA ONLARI BU HALLERDE BIRAKARAK GÖRMEMEZLİKTEN GELEN BİZLER Mİ YOKSA BU ZAMANIN İDARECİLERİMİ.
TABİKİ BUNLARDAN İLK ÖNCE BİZLER SORUMLUYUZ.ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERİLEN Hz PEYGAMBER EFENDİMİZ HADİŞİ ŞERİFLERİNDE BUYRUDULARKİ:[i]KENDİSİ TOK İKEN KOMŞUSU AÇ YATAN BİZDEN DEGİLDİR.[/i]
PEKİ BUNU KAÇIMIZ UYGULUYORUZ YADA KAÇIMIZ ETRAFIMIZDAKİ KOMŞULARIMIZDA FAKİR FUKARADAN HABERDARIZ.YADA KAÇIMIZ KAPIKOMŞUMUZU TANIYORUZ HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
HZ ALLAH BUNLARI SORACAK ,GEL BAKALIM EY KULUM SEN ENVAİ ÇEŞİT YEMEKLER YİYORDUN ÇEŞİT ÇEŞİT ELBİSELER GİYİNİYORDUN HİÇ Mİ ŞU KOMŞUNUN HALİNİ GÖRMEDİN ZEKATI ÖŞRÜNÜ SADAKANI NEDEN VERMEDİN DİYE SORDUGU ZAMAN ACBA NE CEVAP VERCEGİZ.KONU BİRAZ DAGILIR GİBİ OLUYOR AMA HEPSİ İÇİÇE İSLAMDAKİ SOSYAL DÜZEN ZEKAT MÜESSESİ ,ALLAHIN BİR LUTFU İŞTE BUNLAR İÇİN HERKES ÜZERİNE DÜŞEN DİNİ SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRİRSE EMİNİK Kİ BU TÜĞR MANZALAR YAŞANMAYACIKTIR NACİZANE FİKİRLERİMİ BİRAZ BELİRTMEK İSTEDİM,SÜRÇÜLİSAN ETTİ İSEK AF OLA
SELAM VE DUA İLE

evet kardeş maalesef durum öyle
katkın için teşekkür ederim..

bu arada yazılarını küçük harf kullanırsan iyi olur.
Geçenlerde büyük harfle yazmanın internet ortamında "bağırmak" anlamına geldiğini okumuştum.


evet kardeş maalesef durum öyle
katkın için teşekkür ederim..

bu arada yazılarını küçük harf kullanırsan iyi olur.
Geçenlerde büyük harfle yazmanın internet ortamında "bağırmak" anlamına geldiğini okumuştum.


bunu bilmiyordum bizim kimseye bagıurmak gibi bir niyyetimiz yok kardeş kusura bakmayınız hakkı nızı helal ediniz

öyle bir durum olduğunu bildiğim için haber vermek istedim.
ne hakkım olacak ki varsa helal olsun..

Emeğinize sağlık kardeşim çok güzel bir paylaşım. çağrı27 kardeşimizden de Allah celle celaluhu razı olsun.
Muhakkak ki birincil olarak görev bizlere düşmektedir. Peygamber efendimiz hadis-i şeriflerinde komşunun komşu üzerindeki haklarından bahsetmiştir.

İbni Ömer ve Âişe radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cebrâil bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.”

Buhârî, Edeb 28; Müslim, Birr 140-141. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 28; İbni Mâce, Edeb 4

Açıklamalar

Hadîs-i şerîfteki “Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım” ifadesinin anlamı, Cebrâil bu konuda Allah Teâlâ’dan bir emir getirecek ve miras taksiminde -tıpkı akraba gibi- komşuya da hak tanıyacak sandım demektir.

Komşularımız, ev halkımızdan sonra yüzlerini en çok gördüğümüz kimselerdir. Bu sebeple onların dindar ve iyi ahlâklı kimseler olması arzu edilir. Fakat kendilerini seçmek elimizde olmadığı için komşularımızın gayri müslim ve kötü ahlâklı olmaları da mümkündür.

Kimler komşu sayılır? Bu konuda Hz. Ali’den gelen rivayete göre, birbirlerinin sesini duyacak kadar yakın olan kimseler komşu sayılır.

Hz. Âişe meseleye daha geniş bakmış ve evin her cephesinden kırkar hânenin komşuluk hakkı bulunduğunu söylemiştir. Konumuzun başındaki âyet-i kerîmede zaten komşular “yakın komşu ve uzak komşu” diye iki grupta ele alınmıştır. Üzerimizde en fazla hakkı olan komşu, bu âyet-i kerimede sayılan özelliklerden en fazlasına sahip olan komşudur.

Komşuluk hakkı nedir? Komşular bazan bir akraba gibi birbiriyle içli dışlı oldukları için güzel geçinmeleri, birbiri hakkında iyi şeyler düşünüp mutlu olmalarını istemeleri, mallarının ve canlarının zarar görmemesi için gayret etmeleri, komşusu hatalı bir iş yapmaya kalktığında veya bir konuda komşusunun görüşünü almak istediğinde ona doğru yolu göstermeleri başlıca komşuluk haklarıdır. Buna ilave olarak zaman zaman birbirlerine hediye göndermeleri, karşılaştıkları zaman birbirinin yüzüne gülüp selamlaşmaları, yardıma çağırdıkları zaman hemen gitmeleri gibi iyi komşuluk esaslarını saymak mümkündür.

Komşunun gayri müslim olması, bir müslümana, ona karşı komşuluk hakkını gözetmeme yetkisini vermez. Komşunun yahudi, hıristiyan veya hiçbir dine inanmayan bir müşrik olması bu prensibi değiştirmez. Taberânî’nin rivayet ettiği bir hadîse göre Peygamber Efendimiz, üzerimizdeki haklarına göre komşuları üçe ayırmıştır:

Bir hakkı olan komşular: Müşrikler gibi ki, bunların sadece komşuluk hakkı vardır.

İki hakkı olan komşular: Müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem de din kardeşliği hakkı vardır.

Üç hakkı olan komşular: Akraba olan müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem din kardeşliği, hem de akrabalık hakkı vardır (İbni Hacer, Fethü’l-bârî, X, 456).

Abdullah İbni Amr İbni Âs bir koyun kestirmişti. Hizmetçisine: “Yahudi komşumuza verdin mi? Yahudi komşumuza verdin mi?” diye telaşla sorduktan sonra, konu başlığımız olan hadîs-i şerîfi okuyarak bunu Hz. Peygamber’den bizzat duyduğunu söylemişti (Buhârî, el-Edebü’l-müfred, s. 52, bâb 57).


Bizler de komşularımızın ve yardıma muhtaç olanların üzerimizde bulunan haklarını ödemeliyiz. Aksi takdirde ahirette bunun hesabını Allah-ü Teala'ya vermek çok çetin olacaktır.

:'( :'( :'( cokk duygulandım :'(

teskkurler prof cok gzldı :'( ,cagrı ve gozyası kardsımede katkılarından dolayı tes edıyorum :'( :'(

rica ederim kardeşlerim..


Hikaye & Kıssalar.

MollaCami.Com