Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


türban

SELAMÜN ALEYKÜM
türbanla ilgili hadisler uyulması gerekenler nelerdir birde bağlama şekilleri ile ilgili yorum yapabilirmisiniz.HZ.MUHAMMED (S.A.V) deve örgüçlü giyinik fakat yarı çıplak kadınlar ellerinde hayvan kuyruklarına benzeyen şeyler görüyorum diye bir yazı okumuştum gelecekle ilgili bir haberi olarak.birde KURAN-I KERİMDE geçen kapalılık çarşafmıdır.sanırım anlatabilmişimdir bu konuda bana yardımcı olabilirseniz çok sevinirim ALLAH SİZLERDEN RAZI OLSUN

çok teşekkür ederim Allah sizden razı olsun.

bende okumaya araştırmaya başladıktan sonra kadının türbanı çarşaftır diye düşünüyorum fakat çalışması gereken bir kadın sizce ne yapmalı ki çalışmanın kadınlara yasak olduğunu duydum fakat zamanın getirisi çalışmak zorunluluğu var bu durum içerisinde içim huzursuz rahat değilim ne yapmalım

tekrar tekrar teşekkür ederim içim rahatladı inşallah Allahın yardımıyla iyi şartlarda ibadetimi yapabileceğim zamanlarda gelir yinede çok şükürki elimden geldiğince şimdide yapmaya devam ediyorum bu konuda çok aç kalmışım kendimden geçmiş zamanı boş bir şekilde geçirdiğim için çok üzülüyorum ve kendimi ayıplıyorum Rabbme sığınmak çok güzel içim rahat manevi huzurum var arayı kapatmak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum Allah kabul ettin inşallah hepimizin ibadetleri

ben okudum türban çarşaftır demek,pardüsü giyenleri,rendice eder acizane.önemli olan vücut hatlarının belli olmaması.bu pardüsüylede olur çarşaflada olur.örtünmenin en güzeli vucut hatlarını kapamak.kapatmıyorsa ne giyerse giysin ne fark eder. evlerimizde yabancı bir misafirle beraber oturmak HARAM.beraber çalışmak ne olur az aklı olan bilir.

İhvan kardeşimize katılıyorum.

bende okumaya araştırmaya başladıktan sonra kadının türbanı çarşaftır diye düşünüyorum demişyim bu benim kendi düşüncem diye yazmıştım ve ve hatta bi önceki sorumdada sizce nedir demiştim

bizde kendi düşüncemizden ziyade,değerli hoca efendilerden dinlediğimizi dedik.örtü sadece ÇARŞAF değildir.kendi düşüncemle hiç değildir.çarşafı bilmeyen görmeyen bir çok müslüman ülke var.FARZ olan vücüt hatlarını örtmektir ve kapanmaktır .bu şudur demek onu illaki meşrulaştırmaktır.


bizde kendi düşüncemizden ziyade,değerli hoca efendilerden dinlediğimizi dedik.örtü sadece ÇARŞAF değildir.kendi düşüncemle hiç değildir.çarşafı bilmeyen görmeyen bir çok müslüman ülke var.FARZ olan vücüt hatlarını örtmektir ve kapanmaktır .bu şudur demek onu illaki meşrulaştırmaktır.


Kardeşim,
Bir önceki yazımda kayıtlı linkteki incelediğim bilgilerin yanında,kendi araştırmalarım neticesinde;makbul olan tesettür şeklinin çarşaf olduğu hususunda en ufak bir şüphem yoktur.
Giyebilene;'' helal olsun derim....
Ölçü;güvenilir kaynaklardır...Şahıslar;allame-i cihan da olsalar;ölçü olamaz.

İlave Bilgiler:

Ey Peygamber! Kendi eşlerine, kızlarına ve Müslüman kadınları­na de ki: Dış elbiselerini* (sokak kıyafetlerini) üzerlerine alıp örtünsünler. Bu onların (iffetli) tanınmalarına, eziyet edilmemelerine daha uygun olanı­dır. Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.(Ahzab,59)

*:Celabib:Çoğulu;cilbab

İniş Sebebi


Asr-ı Saadet'in ilk yıllarında Arap kadınları pek örtünmezlerdi. Kimi gerdanını açık tutar, kimi yandan yırtmaçlı entari giyerek bacak ve baldı­rını teşhir ederdi. Kadının annelik vakarını koruyan ciddi tesettür yok gi­biydi.

Aynı zamanda helalar evlerden uzak yerlerde bulundurulurdu; o ba­kımdan kadınlar akşam karanlığı çökünce tabii ihtiyaçlarını gidermek üze­re helaya yönelirlerdi. Dışarı çıkan kadınların hür ve câriye olduğu tefrik edilmediğinden yolda sarkıntılık yapanlar eksik olmaz; o yüzden birtakım çirkin olaylar meydana gelirdi.

Nûr Sûresi 31. âyetle kadınların boyun ve gerdanlarını, kulak ve saç­larını kaplayıp örtecek şekilde başörtüsü kullanmaları emredilirken, konu­muzu oluşturan âyette, «cilbab» denilen ve hür kadını cariyeden ayıran sokak kıyafeti giyinmeleri emredildi. Böylece İslâmî anlamda tesettürün ölçü ve kapsamı belirlenmiş oldu. (Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, Anadolu Yayınları: 9/4895)

Hımar Ve Cilbab


«Ey Peygamber! Kendi eşlerine, kızlarına ve Müslüman kadınlarına de ki: Dış elbiselerini (sokak kıyafetlerini) üzerlerine alıp örtünsünler..»

Kur'ân-ı Kerîm'de kadınların örtünmesiyle ilgili iki ayrı kavram üze­rinde durulmuştur: hımar ve cilbab..

Hımar: Başörtüsü demektir. Cenâb-i Hak bunun örtünme şekil ve kap­samını da belirlemiş bulunuyor. Şöyle ki: «Mü'min kadınlara de ki: (Bakıl­ması haram olan şeylerden) gözlerini sakınsınlar; iffet ve namuslarını ko­rusunlar; süs yerlerini -görünen kısımlar dışında- açmasınlar; başörtüleri­ni yakaları üzerine (gelecek şekilde) örtünüp salıversinler..»

Müfessir Kurtubî'nin de sahih tesbitine göre : Bu âyet inmeden ön­ce Müslüman kadınlar başörtülerini sadece başlarını ve enselerini örte­cek şekilde örtünür; kulaklarını, boğaz ve gerdanlarını açık tutarlardı. 31. âyet inince artık bu saydıklarımız yerlerini de örtecek şekilde başörtüleri­ni örtündüler.

Böylece «hımar» kelimesi, sözlük anlamını aşarak âyette ifadesini bul­duğu şekilde başörtüsü anlamında bir terim hüviyetine girdi.

Cilbab : Baş örtüsünden daha büyük, bedenin önemli kısmını kaplar şekilde dış kıyafettir. İbn Abbas'a ve İbn Mes'ûd'a (Allah ikisinden de razı olsun) göre, Rıda', yani ferace demektir. Ferace, bilindiği gibi kadınların sokakta giydikleri çarşaf veya pelerine benzer bol ve yakasının arka kıs­mı çok defa eteklere kadar uzanan üst giysidir. Kına' ise, daha çok başı ve omuzları örten büyükçe bir örtüdür. Kurtubî bu konuda en sahîh yorum olarak «cilbab» yüz ve eller dışında bedenin tamamını örten bir sokak eibisesidir, diyerek ilim adamlarının görüşünü belirtmiştir.

Hz. Âişe (R.A.) Validemiz ise, bu konuda şu bilgiyi vermiştir: «Sözü edilen cilbab âyeti inince Allah rahmet etsin Ansar kadınları futalarını ya­rıp onunla başlarını örterek Hz. Peygamber'in (A.S.) arkasında öylece na­maz kıldılar. O durumda sanki başlarının üstünde kargalar tünemiş gibiy­di.»

Bu bakımdan diyebiliriz ki, İslâm Dini cihanşümul esas ve prensipleri doğrultusunda ve ahlâkî kuralları çerçevesinde kadınlarla ilgili kendine has örtünme ve kıyafet sistemi getirmek suretiyle cahiliye devrinin bu husus­taki bütün kötü âdet ve geleneklerini kökünden yıkmıştır. (Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, Anadolu Yayınları: 9/4895-4896.)

::) ??? hakkten zor ...eger gercek olcu carsafsa ::) ??? vay halimize :(


::) ??? hakkten zor ...eger gercek olcu carsafsa ::) ??? vay halimize :(


Elbette çok zor...

Uygulamada sıkıntı çeksekte; inancımızı düzeltelim.Günahkar olsakta;aksini iddia edenlere kanıp, dini bozmayalım.
Yalnız tesettüre özgü değil,çok şeyler var ki;yapamıyoruz...Yapamadığımız her şeyde ise, yeni şeyler bulsak,ortada din kalmaz...

Aynı meseleye daha önce de değinilmişti, aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz.

http://www.mollacami.net/forum/index.php/topic,2774.0.html

Halis Hoca'mızın yazdığı yorumu tekrar gündeme getirmekte fayda olacağını düşündüm.

***

"Görüyorum ki yıllardır uygulanagelen giyim-kuşam üzerinde gereksiz bir tartışma fırtınası kopartılmış. Öyle olunca da amiyane tabirle birilerinin "ayağı gene çarşafa dolanmış". Şekil-şekilcilik ön plana çıkmış.

İlmi izahlara girmeyeceğim, zaten o mevzuda makalemiz de var, dileyen arayıp bulur, bakar.

Kısaca işin özeti;

İslâm dininde gerek kadın gerekse erkeklerin giyimi hususunda şekil değil kıstaslar-ölçüler-kirterler vardır. Aslolan bunlara uymaktır. Buna uyulduktan sonra gerisi füruattır. Hele hele bu bapta ÇARŞAF da ÇARŞAF! diye tempo tutup nakaratı sürdürmenin manası da gereği de yoktur.

İslâm, hem her mevsimin tahakkuk ettiği, hem tek mevsimin cari olduğu, soğuk-sıcak-ılıman bütün iklimlere... bütün coğrafyalara, kısacası dünyanın her köşesinde yaşayan tüm Müslümanlara hitap eder. Dolayısıyla kimse ne eskiomalar gibi giyinmeye, ne de sıcak Afrikadaki zenciler gibi olmaya zorlanamaz, zorlanmaz.

Ağaçlara dalıp ormanı gözden kaçırmanın anlamı yok.

Zaten bazı hanım kardeşlerimiz meseleyi, gerek dini gerekse sosyal hayattaki -dikkati çekmeden- uygulanabilirlik noktasında gayet güzel ele almışlar... Tahlil-tenkit ve kritiğini yapmışlar... "Eski köye yeni âdet" cinsinden bir şeyleri tekrarlamanın zararından başka da bir şeyi olmaz.

Velhasıl; mukteza-yı hale göre davranmasını bilmeyen, zaman tünelinde kalıp İslam'ın fıkhi-hukuki-tarihi uygulamalarını görmezden gelen, şekilde-kabukta-kışırda kalan, ne kendisine ne de başkalarına gereği gibi faydalı olabilir. Unutmayalım."
(Halis Ece)

hocam son noktayi koymustur Allah razi olsun

faruk kardeşe harfi harfine katılıyorum.
bizler büyüklerimiz nasıl giyinip kuşanıyorsa o şekilde giyinmeye özen gösteren insanlarız.her şekilde,her halimizde onları örnek alırız.şu zamnda çarşaf diye bir şey kalmadı.dikkat etmeyen insan bilinçsiz kapanan insan her halukarda dikkatsiz davranabilir.örngn geçenlerde servise bindim eve dönerken,bir bayan bindi durakta,yüzü peçeli,evet bu zamanda,ben şüpheyle yaklaştım,acaba bi teröristmidir,yada bir erkekmidir bu kıyafete sıgınmış diye bu şekilde yaklaştım,sonra teyzenin bayan oldugu ellerinden anladım.ama teyze oturacak yer kalmadıgı için ayakta yolculuk etmek zorunda kaldı.ve yukarda ki askılara tutunmak için elini uzattı bileginin baya bir kısmı ne akdar ayakta kaldıysa göründü.peçe takan bir insan ve bir anda noldu...
bu zamnda çarşaf uygun degil diye düşünüyorum,şu zamnda en uygun kapanma şekli vucut hatlarını belli etmeyecek şekilde bir manto giyip,ayak bileklerine kadar uzun bir etek,saçlarını bagrını göstermeyen bir eşarptır buda kanaatimce.bazan koşullara ve zamanın en uygun şartlarına göre giyinmek ve islamı yaşamak gerek diye düşünüyorum.bu husustaki çerçeveler kaideler belli zaten. :)



Bu konuda fazla sözü;israf biliyorum...



İsraftan kaçınmak gerekir o halde yolcu kardeşim.

Ölçü;güvenilir kaynaklardır...Şahıslar;allame-i cihan da olsalar;ölçü olamaz.
mukallid kardeşim,
burada cahil insan yok,illa çarşaftır diyenleri tanırım bilirim,ve severim. .onlarada saygım var istiyorlarsa öyle kapansınlar.lakin illa çarşaftır diyorsanız,HİÇ KATILMIYORUM size


İsraftan kaçınmak gerekir o halde yolcu kardeşim.


Deşifre etmişsin beni sayın moderatör...Ne büyük marifet! Vatana millete hayırlı olsun...


Dini Sorular ve Cevaplar

MollaCami.Com