Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Övmek-Lütfen Okuyun!

Övmek,övülmek hepimizin hayatında bir yerlerde.. Zamanımızda bunlara pek dikkat edilmiyor. kimimiz dikkat etmek gerektiğini bile bilmiyor ve dolayısıyla bazen abartılı övgülere bazen çıkar yüzünden yapılan övgülere maruz kalabiliyoruz. İnsanın yüzünü karşı övüldüğünde şeytanla başbaşa kaldığını unutuyoruz.. Yüzün karşı övmenin onun boynunu kesmek gibi olduğunu unutuyoruz. Tabi buna hiç birimizin sebebiyet vermeye hakkı yok. Umuyorum ki zamanımızda çok zor ama, bir övgüyle karşılaştığımızda kibire gurura kapılmadan nefsimizi kerih görebilmeyi başarabiliriz.



Övmede altı âfet vardır. Dördü övende, ikisi övülendedir.

[color=red]Öven Taraftaki Âfetler


Birincisi: Bazen ifrata kaçar ve ifrat onu yalana sürükler! Nitekim Hâlid b. Mikdad şöyle demiştir:275 'Kim bir sultanı veya herhangi bir kimseyi, kendisinde bulunmayan sıfatlarla şahidler huzurunda medhederse, Allah Teâlâ kıyamet gününde bu kimseyi dehşetten sarkmış diline basıp düştüğü halde haşreder!'

İkincisi: Bazen medhediciye riya galip gelir. Çünkü meddah, medihle sevgi gösterisinde bulunur. Oysa kalbinde sevgi yoktur ve söylediklerine inanmamaktadır. Bu bakımdan söyledikleriyle hem riyakâr, hem münafık olur.

Üçüncüsü: Meddah, bazen olmayan şeyleri söyler. Hem de o şeylerden haberdar olma imkânı olmadığı halde söyler. Rivayet ediliyor ki, bir kişi Hz. Peygamber'in yanında başka bir kişiyi medh u senâ etti. Hz. Peygamber kendisine şöyle dedi:
Sana yazıklar olsun! Sen arkadaşının boynunu kopardın. Eğer arkadaşın bu dediklerini işitseydi hiçbir zaman felaha kavuşamazdı!

Eğer biriniz, arkadaşını medhetmek mecburiyetinde ise, bari 'ben filan adamı şöyle sanıyorum ve Allah nezdinde hiç kimseyi temize çıkarmıyorum, çünkü o kimsenin kontrol edeni Allah'tır. Eğer onun öyle olduğunu görüyorsa öyledir' desin.276

Bu âfet, mutlak vasıflarla medhetmekten meydana gelir. O vasıflar ancak delillerle bilinir. Adamın 'O muttakîdir!', 'Verâ sahibidir', 'Zâhiddir', 'Hayırlıdır' ve benzeri vasıfları söylemesi gibi... Ama kişi 'Ben onu geceleyin namaz kılarken, sadaka verirken, haccederken gördüm' dediği zaman, bunlar kesin şeyler olduğu için sakınca yoktur.

Kişinin 'o âdildir, rızâ (râzı)dır' demesi de o kabildendir; zira adil ve rızâ gizlidirler. Bu bakımdan burada kesin konuşmak uygun değildir. Ancak gizli bir denemeden sonra konuşabilir.

Hz. Ömer, bir kişiyi öven birini dinledi ve 'Sen onunla yolculuğa çıktın mı?' diye sordu. Öven 'Hayır!' dedi. Ömer 'Sen onunla alışveriş ettin mi?' dedi. Öven 'Hayır!' dedi. Ömer 'Sen onun komşusu musun? Sabah ve akşamını biliyor musun?' dedi. Öven 'Hayır!' dedi. Ömer 'Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki sen o adamı tanımıyorsun' dedi.

Dördüncüsü: Övülen adam zâlim veya fâsık olduğu halde bazen övülmekten ötürü sevilir. Oysa böyle bir sevgiye meydan vermek caiz değildir. Nitekim Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Fâsık bir kimse övüldüğü zaman Allah Teâlâ öfkelenir.277

Hasan Basrî şöyle demiştir: 'Kim uzun yaşaması için zâlime dua ederse, o kimse Allah'a, yaratmış olduğu arzda isyan etmeyi sevmiş olur!'

Fâsık bir zâlimin üzülmesi için aleyhinde bulunmak, sevinmesin diye kendisini övmemek en uygun harekettir.

Övülen Taraftaki Âfetler

Övgü kişiye iki yönden zarar verir:

Birincisi: Övgü onda kibir ve gurur meydana getirir, kibir ve gurur ise helâk edicidirler.

Hasan Basrî (r.a) şöyle anlatır: Hz. Ömer, etrafında ashâb-ı kirâm ve elinde kamçısı olduğu halde oturuyordu. O arada Cârut b. Münzir çıkageldi. Oturanlardan biri Hz. Ömer'e 'Bu Rabia kabilesinin başıdır' dedi. Hz. Ömer de, etrafında oturanlar da, gelen Cârut da bu sözü işitti. Cârut, Hz. Ömer'e yaklaştığı zaman, Hz. Ömer onu kamçılamaya başladı. Bu manzara karşısında kalan Cârut, Hz. Ömer'e 'Ey mü'minlerin emîri! Benimle ne alıp veremediğin var?' diye sordu. Hz. Ömer 'Seninle aramızda geçen birşey yok! Fakat sen söylenilen sözü işitmedin mi?' dedi. Cârut 'Evet, işittim!' dedi. Hz. Ömer 'İşte o söylenilen sözden senin kalbine kibir ve gurur gelmesinden korktum. Bundan dolayı seni alçaltacak bir harekette bulunmayı istedim' dedi.

İkincisi: Övüleni hayırla övdüğü zaman, bu övmeden sevinir, hayır yönünden gevşer ve nefsinden razı olur. Oysa nefsinden razı olan bir kimsenin çalışması azalır; zira nefsini kusurlu gören bir kimse ciddiyetle çalışmaya koyulur. Ama diller, adamın lehinde övgüler düzdükleri zaman, adam da hedefe vardığını zanneder (dolayısıyla gevşer!) Bu sırra binaen Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Eğer arkadaşın senin yapmış olduğun övgüyü işitmiş olsaydı, sen onun boynunu kesmiş olurdun.
Arkadaşını yüzüne karşı övdüğün zaman sanki sen onun gırtlağının üzerinde pırıl pırıl parlayan keskin bir usturayı gezdirmiş olursun.
278

Başka bir kişiyi öven bir zata da şöyle buyurmuştur: 'Allah seni kessin. Sen adamı kestin!'279

Mutarref280 diyor ki: 'Ben lehimde yapılan bir övgüyü işittiğim zaman, mutlaka nefsim bana zelil görünmüştür'.

Ziyad b. Ebî Müslim281 şöyle demiştir: 'Herhangi bir kimse lehinde bir övgü işitirse, muhakkak şeytan ona görünür. Fakat müslüman bir kimse derhal hatırlar, kendine gelir'.

İbn Mübarek şöyle demiştir: 'Bahsi geçen bu iki zat da doğru söylemişlerdir. Ziyad'ın sözüne gelince, onun bahsettiği kalp, halk tabakasının kalbidir. Mutarref in bahsettiğine gelince, onun söylediği kalp, havassın kalbidir'.

Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Bir kişinin başka bir kişiye bilenmiş bir bıçakla saldırması, onu yüzüne karşı övmesinden daha hayırlıdır.282

Hz. Ömer şöyle demiştir: 'Medhetmek, kesmek demektir'. Bunun hikmeti şudur. Çünkü kesilen bir kimse çalışmaktan gevşer ve çalışamaz hale gelir. Bir insan övüldüğü zaman da gevşer veya ucûb ve gurura meyleder.

Ucûb ve gurur da, kesmek gibi helâk edici sıfatlardır. İşte bunun için de Hz. Ömer, medhetmeyi kesmeye benzetmiştir. Eğer medh, medheden ile medhi yapılanın hakkında bu âfetlerden uzak olursa, o vakit medihte herhangi bir sakınca yoktur. Hatta böyle olduğundan övmek çoğu zaman iyi olur ve bunun için de Hz. Peygamber (s.a), ashâb-ı kirâmı överek şöyle buyurmuştur:

Eğer Ebubekir Sıddîk'ın imanı -peygamberler hariç- bütün insanların imanıyla tartılsa muhakkak Ebubekir'in imanı ağır basar.283

Hz. Ömer hakkında da şöyle demiştir:

Eğer ben peygamber olarak gönderilmeseydim, Ömer peygamber olarak gönderilirdi.284

Acaba bundan daha büyük bir övgü var mıdır? Fakat Hz. Peygamber, bu övgüyü sadakat ve basiret sebebiyle söylemiştir. Ashâb-ı kirâm da övgünün onlarda gurur, ucûb ve gevşeklik meydana getirmesinden uzak ve yücedirler. Hatta kişinin kendi nefsini medhetmesi, içinde kibir ve gurur olduğu için çirkindir; zira Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Ben âdemoğullarının efendisiyim ve bu sözde övünme yoktur!285

Yani 'Ben bu sözü söylemekle, halkın kendi nefsini övdüğü gibi bir övgüyü kasdetmiyorum' demek istemiştir.

Bunun hikmeti şudur: Çünkü Hz. Peygamber Allah'a yakınlığıyla övünüyordu, Âdem'in evladı olmakla ve onların önderi bulunmakla değil! Nitekim padişahın yanında büyük bir sevgi ile kabul edilen bir kimsenin, padişahın birtakım hizmetçilerinden daha önde ve gözde olmasıyla değil, nimetle sevindiği gibi. Bütün bu anlattıklarımızdan, övmenin zenımi ile övmeye teşvik etmenin arasını telif edebilirsin. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) ashâb-ı kirâmın bir kimseyi övdüklerim işittiğinde şöyle demiştir:

Cennet vâcib oldu!286

Mücahid diyor ki: ''Âdemoğulları için meleklerden arkadaşlar vardır. Onların meclislerinde otururlar. Müslüman kişi müslüman kardeşini hayırla andığı zaman, melekler 'sana da bunun benzeri olsun' diye dua ederler. Onu kötülükle andığında, melekler 'Ey ayıbı örtülü olan Âdemoğlu! Nefsine kolaylık yap! Senin ayıbını örten Allah'a hamd ve senâda bulun!' derler. İşte bunlar övmenin âfetleridir''.

275)Kılâbî boyuna mensuptur, Humusludur. Künyesi Ebu Abdullah'tır.
Güvenilir, âbid ve zâhid bir kimse idi. H. 103 senesinde vefat etmiştir.
276)Müslim, Buhârî
277)İbn Ebî Dünya, Beyhakî
278)İbn Mübarek
279)Irâkî aslına rastlamadığını söylemektedir.
280)Adı Abdullah b. Şüheyr el-Âmiri el-Hareşi'dir. Künyesi Ebu Abdullah
olan bu zat, Basralı âbid ve güvenilir bir zattır.
281)Adı Ebu Ömer Ferrâ el-Basrî'dir.
282)Irâkî aslına rastlamadığını söylemektedir.
283)Kitab 'ul-İlim 'de geçmişti.
284)Deylemî
285)Tirmizî, İbn Mâce
286) Enes şöyle anlatır: Ashâbın yanından bir cenaze geçti. Onu övdüler. Hz. Peygamber de Vâcib oldu' dedi. Biraz sonra başka bir cenaze geçti, onun hakkında da kötü konuştular. Hz. Peygamber 'Vâcib oldu' buyurdu. Ashâb "Bu nasıl olur, ikisi için de Vâcib oldu' dediniz'' dediler. Hz. Peygamber 'Övdüğünüze cennet, kötülediğinize de cehennem vâcib oldu. Çünkü sizler yeryüzünde Allah'ın şahidlerisiniz' diyerek, bu sözü üç defa tekrar etti. (Tayalîsî, İmam Ahmed, Buhârî, Müslim ve Nesâî)


İhya-u Ulumiddin
[/color]

Bir kişinin başka bir kişiye bilenmiş bir bıçakla saldırması, onu yüzüne karşı övmesinden daha hayırlıdır.

ne kadar muazzam bir Hadisi Şerif.....

Hz Allah razı ve memnun olsun janwes kardeşim...

Rabbim bu gibi afetlerden muhafaza buyursun...

Allah razı olsun senden sevgili janwes kardeşim çok önemli bir konuya değinmişsin teşekkürler.


Hz Allah razı ve memnun olsun janwes kardeşim...

Rabbim bu gibi afetlerden muhafaza buyursun...





amin

Allah sizlerden de razı olsun, teşekkürler arkadaşlar.


Hz Allah razı ve memnun olsun janwes kardeşim...

Rabbim bu gibi afetlerden muhafaza buyursun...



amiinn.. ecmeiinn..

teşekkürler janwes kardeşim..


Hz Allah razı ve memnun olsun janwes kardeşim...

Rabbim bu gibi afetlerden muhafaza buyursun...

insanlar tuttukları yol itibariyle üç guruba ayrılır
--------------------------------------------------------------------------------
Bu durumda, insanlar tuttukları yol itibariyle üç grup halinde,değerlendirilmektedir.
a) Yukarıya doğru yol alanlar. Bunlar, ALLAHın ayetlerine inanan,ona kulluk sunmada büyüklenmeyen kimselerdir.
b) Aşağı doğru yol alanlar. Bunlar, ALLAHın gazabına uğramış,kimselerdir.
c) Yoldan sapmış olanlar. Bunlar şaşkındırlar, nereye gideceklerini
bilmezler, sapıktırlar. Kendilerine nimet verdiğin, gazaba,uğramamış ve de sapmamış kimselerin yoluna.ifadesinin bu sınıflandırmaya yönelik bir işaret içerdiğini söylemek mümkündür.Doğru yol, kesinlikle diğer iki yol değildir. Bununla gazaba
uğramışların ve sapmışların yollarını kastediyorum. Şu halde,doğru yol, sözü edilen ilk yoldur. Yani büyüklük taslamayan
müminlerin yoludur. Ancak yüce ALLAH bir ayette şöyle buyuruyor.ALLAH inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle
yükseltir.Mücadele, 11 Bu da gösteriyor ki, müminlerin yolu da,kendi içinde derecelere ayrılmaktadır.Bunun izahı şöyledir, Her sapıklık şirktir, bunun tersi de doğrudur.Yüce ALLAHın şu sözü bu gerçeği dile getirmektedir,Kim,küfrü imanla değişirse, artık dümdüz yoldan sapmış olur.Bakara,108,Yüce ALLAHın şu sözü de bu anlamı pekiştirir niteliktedir,
Şeytana tapmayın, o sizin apaçık düşmanınızdır. Bana tapın,doğru yol budur.Nitekim o, sizden birçok nesilleri saptırdı. Yasin,60-62 Kuranı Kerim şirki zulüm, zulmü de şirk olarak nitelendirir.Kıyamet koptuktan sonra her iş sonuca bağlanınca, şeytanın,itirafını bize aktaran ayet-i kerime de bu anlamı destekler mahiyettedir:Ben, önceden beni ALLAHa ortak koşmanızı da tanımamıştım,zaten. Doğrusu zalimler için acı bir azap vardır.İbrahim,22.

Ah bu insanoğlu bazen en ufak bir övgü bile öyle bir hoşuna gidiyor ki, bilmeden kibirlik denizinde buluyor kendini. :(
Okurken bile insanın tüyleri diken diken oluyor.Rabbim muhafaza buyursun.
Bizlere Rahman ismiyle tecelli edip, merhametiyle muamale eylesin.
Böyle büyük bir yanlışlıktan yüce Mevla'ya sığınırım...

Paylaşım için teşekkürler Janwes...

Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Eğer arkadaşın senin yapmış olduğun övgüyü işitmiş olsaydı, sen onun boynunu kesmiş olurdun.
Arkadaşını yüzüne karşı övdüğün zaman sanki sen onun gırtlağının üzerinde pırıl pırıl parlayan keskin bir usturayı gezdirmiş olursun.278....
dikkate şayan bir ibare
eline emeğine sağlık kardeşim

Böyle muhteşem bir konuya degindiginiz için Cenab-ı Hak ve Feyyazı mutlak ve Rabbül Felak Hazretleri razı ve memnun olsun.
Cidden sonderce önemli toplmsal yaşamımızda bazen karşılaşıyoruz, bunlardan sondeece sakınmak gerektigini bizlere birkre daha hatırlattınız sagolun.Emeginize saglık

Hz Allah razı ve memnun olsun janwes kardeşim......müminleri her ikiside rahatsız eder........hak edilmeyen bir methiye belki münafıklık,olabilir.....her ikisinden mevlaya sığınırım..


Hz Allah razı ve memnun olsun janwes kardeşim...

Rabbim bu gibi afetlerden muhafaza buyursun...



övgü yerine dua edin iki tarafin da yararina olsun.
Karsindakine tanimadan cikar olmadan edilen dua..
Kalbinde sevgi tomurcuklari olustursun
Yaradan seni onunla, olustursun.
Hadi diline dola duayi, Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.

Tesekkürler.


Hz Allah razı ve memnun olsun janwes kardeşim...

Rabbim bu gibi afetlerden muhafaza buyursun...



selamlar herkese ben bu siteye yeni katıldım. arkadaş tavsiyesi ile ve o kişiyi birçok zaman yüzüne karşı övdüm onu zor durumda bıraktığımı bilmiyordum.Allah razı olsun olsun paylaşandan ve bana bu siteyi tavsiye edenden


Fıkıh - İlmihal

MollaCami.Com