Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


HARAM İLE MEKRUH ARASINDAKİ FARK

Mekruh, haramın bir derece aşağısıdır. Aslında haram ile mekruh arasında yakınlık vardır. Her ikisi de yasak olan şeyleri ifade etmek için kullanılır. İslâm bir şey hakkında haram veya mekruh hükmü vermişse, mü’minlerin o işleri yapmamaları gerekir.

Haram, kesin ve açık deliller ile yasaklanan, yapılmaması istenen fiillerdir. ‘İçki içmeyin, zinaya yaklaşmayın, rızık korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin’ gibi yasaklar buna örnektir.

Mekruh olan yasaklar ise haramdaki gibi kesin ve açık bir şekilde bağlayıcı değildir.

Bir fiilin mekruh oluşu (kerâhet), âyet veya hadislerde kullanılan ifade ve sözlerden daha açık anlaşılır. Bazı yasaklarda açıkça ‘kerahet’ sözü geçer, bazı âyet ve hadislerde geçen yasaklama pek açık olmayabilir, ya da bir işin yapılmaması özendirilir. Bu gibi durumlarda ‘mekruh’ olma hükmü ortaya çıkar.

Peygamberimizin bazı hadislerinde haram olan şeylerin ve mekruh olan bazı yasakların aynı anda sayıldığını görürüz. Demek ki bu ikisi arasında farklılık vardır. ‘Ana-babaya karşı gelmeyin’ kesin emri ile, ‘çok soru sormayın’ emri arasında açık bir fark vardır. Birisinin hükmü ‘haram’, diğerinin ise ‘mekruh’tur.

Haramı işleyen genellikle cezaya çarptırılır. Mekruhu işleyene herhangi bir ceza verilmez. Yani İslâmda onun için tayin edilmiş bir ceza yoktur. Kesin deliller ile haram kılınan bir şeyi inkâr eden İslâmdan çıkar. Mekruhu inkâr eden ise yalnızca günahkâr sayılır.

Büyük alimler arasında mekruh’un tanımlaması konusunda farklı görüşler olsa bile, genel olarak mekruh, haram gibi açıktan, kesin, tehdit edici ve bağlayıcı olmayan deliller ile yapılmaması istenen işlerdir denilmiştir.

Haram ve mekruh arasında bazı yakınlıklar vardır. Her ikisi de yasaklanan ya da hoş karşılanmayan veya çirkin olan fiilleri ifade eder. Ancak haram, Allah ve Resulunun kesin ve bağlayıcı şekilde yapılmamasını istediği fiilleri kapsar. Buna şu nasslar örnek verilebilir:

"Size analarınız, kızlarınız... (ile evlenmek) haram kılındı" (en-Nisâ, 4/23).

"Müslüman bir kişinin malını onun gönül rızası olmaksızın (almak) helâl olmaz"

"Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin" (el-En'âm, 6/151).

Mekruhtaki yasaklık ise haramdaki kadar kesin ve bağlayıcı değildir. Bir fiilin kerahet derecesinde yasak oluşu ayet ve hadislerde kullanılan bazı ifadelerden ve kastedilen kavramlardan anlaşılır. Kerahet lâfzının veya kesin haramlık bildirmediğine dair bir karine bulunan nehiy sıygasının kullanılması, ya da nassla fiili yapmamayı özendirici ifadelerin yer alması, mekruhu haramdan ayıran belli başlı özelliklerdir.

Şu hadis-i şerifte haram ve mekruh fiilleri birlikte görmek mümkündür:

"Şüphesiz Allahü Teâlâ, analara saygısızlık göstermeyi, kız çocuklarını diri diri gömmeyi, verilmesi gereken hakkı önlemeyi ve hak edilmeyen şeyi istemeyi haram kılmıştır. Yine Allah, dedikoduyu, çok soru sormayı ve malları heder etmeyi sizin için mekruh görmüştür"

Mekruh anlamı taşıyan nehiy sıygasına şu ayet örnek verilebilir:

"Ey iman edenler, Cum'a günü namaza çağrıldığı zaman, hemen Allahı anmaya koşun ve alış-verişi bırakın" (el-Cum'a, 62/9).

Bu ayetteki, "alışverişi bırakınız" sözü, "alış-veriş yapmayınız" anlamında, haramlık bildirecek bir nehiy uslûbudur. Ancak buradaki yasaklama, bizzat alım-satıma yönelik olmayıp, alım-satım fiilinin dışındaki bir durumdan kaynaklanmış olmaktadır. Bu da, cuma namazı sırasında yapılacak alış-verişin namaza gitmeyi engellemesidir. Bu yüzden cuma namazı ile yükümlü bulunmayan kadın, çocuk veya gayri müslimlerin bu saatte alış-veriş yapmaları caiz görülmüştür.

Yasağın dış bir sebebe dayanması yüzünden Hanefîler böyle bir alışverişe "tahrimen mekruh" derler ve akdi geçerli sayarlar. Çoğunluk fakihlere göre ise, bu alış-verişin hükmü haramdır.

Bazen fiilin yapılmamasını özendirici bir ifade kullanılmış olabilir. Meselâ; Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Mehrin en iyisi en kolay olanıdır" Bu hadiste mehirde aşırı gidilmemesi teşvik edilmektedir.

Hanefîlerde, haram ve mekruh kavramları, diğer mezheplere göre ban farklılıklar gösterir. Hanefîlere göre, haram; Kur'ân, mütevâtir veya meşhur sünnet gibi kesin bir delil ile kesin ve bağlayıcı tarzda, yapılmaması istenen fiildir. Zina, ribâ, şarap içmek, kan ve murdar ölmüş hayvan eti yemek gibi... Haramın hükmü ise; fiili işleyenin cezaya çarptırılması, o fiilin haramlığını inkâr edenin kâfir ve mürted sayılmasıdır.

sağolasın

SİZ DE SAĞOLUN KARDEŞİM. OKUYAN GÖZLERİNİZE SAĞLIK

emeğine sağlık.


Fıkıh - İlmihal

MollaCami.Com