Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


>>münafık haset eder,mümin....>>

Hz. Enes (ra) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Hased (çekememezlik) hayırları yer bitirir, tıpkı ateşin odunu yiyip tükettiği gibi. Sadaka hataları söndürür, tıpkı suyun ateşi söndürmesi gibi. Namaz, müminin nurudur. Oruç ateşe karşı perdedir” (Kütübü sitte / 7253).

Hased kelime manası olarak kıskanmak, çekememek, Allah’ın (cc) bir kimseye ihsan ettiği nimetin, onun elinden çıkmasını istemektir.

Kur’ân–ı Kerîm’de hased hakkında şöyle buyrulmuştur:
”Hased ettiği zaman hasedcinin şerrinden karanlığı yırtan nûrun Rabbine sığınırım” (Felâk sûresi: 5).
“Mümin gıpta; münafık hased eder” hadisi şerifi hasetteki ölçünün sınırlarını gayet güzel tarif eder. Karşıdaki kişilerin elinde var olan ilim gibi, cömertlik gibi güzel hasletlerin kendi elinde de olmasını istemeğe, özenmeye gıpta denilmiş. Ve buna müsaade edilmiştir. Aşağıdaki hadisi şerif buna delil teşkil eder.

“İki kişiye karşı gıpta etmek caizdir: Birincisi o kimsedir ki, Allah kendisine Kur’ân–ı Kerim’i nasip etmiştir, o da onu, gece ve gündüz boyu ikame eder. İkincisi de o kimsedir ki, Allah Teâla ona mal vermiştir de o da gece ve gündüz (hak yolda) infak eder” (Kütübü sitte / 1635).

Hased ile gıptanın birbirinden gayet iyi bir şekilde ayırt edilmesi lazımdır. Hasedin temelinde kötü niyet vardır, Allah’ın (cc) takdirine itiraz vardır. Başkasının elinde olana göz dikmek vardır. Hased aynı zamanda kâfirlerin özellikleri arasında sayılmıştır.

“Size bir iyilik dokunsa, bu onları tasalandırır,” size bir kötülük dokunsa, ondan ötürü sevinirler” (Âl–i İmran /120).

Hz. Zübeyr (ra) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Size ümem–i kadime hastalığı sirayet etti: Bu, hased ve buğzdur. Bu kazıyıcıdır. Bilesiniz; kazıyıcı derken saçı kazır demiyorum. O dini kazıyıcıdır. Nefsimi kudret elinde tutan Zât–ı Zülcelâl’e yemin ederim, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Birbirinizi sevmeye yardımcı olacak şeyi haber vereyim mi: Aranızda selâmı yaygınlaştırın” (Kütübü sitte / 1637).

Ehl–i kitabın içlerindeki hasedlerin kendilerini nasıl bir yola sürüklediği de şöyle zikredilmiştir: “Kitap sahiplerinin çoğu, gerçek kendilerine belli olduktan sonra sırf içlerindeki hasetten ötürü sizi imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler” (el–Bakara, 2/109). Dikkat edilirse ehli kitabın bilgisizlikten değil de hasetlerinden dolayı küfürde oldukları ve bizi kendi dinlerine döndürmek isteklerinin de temelinde hasedin olduğu Ayeti Kerime ile haber verilmiştir.

Elmalılı Hamdi Yazır hazretleri bunu açık bir şekilde tefsirinde ifade etmiştir.

“Kıskançlık, çekememezlik, dünya hırsı ile haksız istekler, aşırı sevdalar yüzündendir. Demek ki sadece ilim insanların düzelmesi için yeterli değildir. Nefs–i emmârenin öyle kötü hisleri vardır ki insanları bildiklerinin tersine açık açık fenalıklara sürükler, onun için insanlığın ahlâkının düzeltilmesi konusunda ilimden başka hislerin süslenmesi, geliştirilmesi için pratik bir terbiye daha lazımdır. Dinî terbiyenin bu özelliği ile de özel bir önemi var”(tefsir)

“İnancınızı paylaşanlar, çeşitli meşrep ve mezheplerden olabilirler. Onlara gönlünüzü açın, onlarla kardeş olun. Bu mukaddes inancınızın gereğidir. Sizin mezhep ve meşrebinizden değildir diye kardeşlerinize karşı tavır almanız, hor bakmanız, onları hiçe saymanız yanlıştır.

İyi bilin ki; taassup ve hased, yaptığınız güzel işleri yakan bir ateştir. Bu ateşe düşmeyin. Eğer hizmet, sizin mezhep ve meşrebinizden olmayan kardeşlerinize mukadderse, sizin onları çekememeniz mutlak kadere isyandır.
Haset, büyük bir hastalıktır. Kabil, bu hastalıktan dolayı kardeşi Habil’i öldürdü. Sonra, nice kavimler de bu hastalıktan helak oldular.”

cenabı hak hasedcilerden etmesin.......sevdiği kullarından eylesin.


cenabı hak hasedcilerden etmesin.......sevdiği kullarından eylesin.


cenabı hak hasedcilerden etmesin.......sevdiği kullarından eylesin.


aminn inşallah..

Mümin gıpta; münafık hased eder.....

Allah razi olsun


Tasavvûf

MollaCami.Com