Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Sağlıkla ilgili merak ettiğiniz konular var mı?

hekim kardeşim ben şeker ve aynı zamanda hiper tansiyon hastasıyım
ve sabah 18 akşam 12 insülin vuruyorum aynı zamandada glikopaj diyede bir hap alıyorum oda sabah akşam...
ilaçları almama rağmen arada diyetimin ucunu kaçırınca malum şekerim yükseliyor ben bu arada kendi bildiğime farzu muhal iğnemin dozunu çoğaltabilirmiyim... yoksa doktoramı çıkmam lazım yada nasıl bir önlem almam lazım şimdiden teşekkür ederim ..
mesela dün aşurenin dozunu fazla kaçırdım heralde bugün açlık şekerim 223 tü..


rky kardeşim,

Allerjik rinit çok sık karşılaşılan hastalıklardan birisi... Bu konuda klasik kitaplar 3 kısımdan oluşan bir tedaviyi öngörüyorlar:

-(Eğer tespit edilebilirse) Allerjenden korunma
-İlaç tedavisi
-İmmünoterapi ("iğne" derken kastedilen bu!)

İmmünoterapi, ilaç tedavisine cevap alınamayan durumlarda akla gelen bir yol... Ancak her hastada başarılı olunamayabileceğinin ve "anafilaksi" riskinin olduğunun bilinmesi gerekiyor.

Şikayetlerinin azalması için yapabileceğin en basit şey, eğer tespit edilen veya şüphelenilen bir allerjen varsa, bundan mümkün olduğunca uzak durmandır. Şikayetlerin dışarıda artıyorsa, özellikle rüzgarlı havalarda dışarı çıkmaman faydalı olabilir. Evdeki potansiyel allerjenlere karşı da, -varsa- beslediğiniz evcil hayvanı uzun bir tatile çıkarmanızı ve kalın halı ve battaniyeleri "eeskiiciiiii" diye bağıran ilk kişiye vermenizi önerebilirim ;D

Geçmiş olsun...
;D
Allah razı olsun.çok tşkler :)

Geçmiş olsun hak yolcusu kardeşim,

ilaçları almama rağmen arada diyetimin ucunu kaçırınca malum şekerim yükseliyor ben bu arada kendi bildiğime farzu muhal iğnemin dozunu çoğaltabilirmiyim... yoksa doktoramı çıkmam lazım yada nasıl bir önlem almam lazım şimdiden teşekkür ederim ..


demişsiniz.

Hekim tarafından hastanın insülin dozu ayarlandıktan ve toplam doz öğünlere bölündükten sonra, bu düzenlemenin geçerliliğini bozabilecek başlıca iki faktör vardır: Diyet ve egzersiz (bunlara stres ve hastalık durumlarını da ekleyebiliriz). İnsülin ihtiyacını değiştirebilen bu gibi durumlarda, hastanın kendi kendine ince doz ayarlamaları yapabilmesi için, belirlenmiş temel kurallar vardır. Öncelikle doğru, güvenilir glukoz ölçümlerinin hasta tarafından yapılabilmesi sağlanmalıdır. Bunun için "glukometre" adı verilen ve striplerle kan şekeri ölçümü yapılabilen cihazlar mevcuttur... Cihaz hakkında hastanelerdeki bir biyokimya uzmanından da yardım alabilirsiniz. Ölçülen glukoz değerlerine göre, insülin dozunda ne gibi değişiklikler yapılabileceğiyle ilgili hazırlanmış kılavuzlar vardır. Bu konuları doktorunuzla birlikte değerlendirerek, değişen günlük ihtiyaca göre uygun doz ayarlamaları yapmanızda bir sakınca yoktur.


Geçmiş olsun hak yolcusu kardeşim,

demişsiniz.

Hekim tarafından hastanın insülin dozu ayarlandıktan ve toplam doz öğünlere bölündükten sonra, bu düzenlemenin geçerliliğini bozabilecek başlıca iki faktör vardır: Diyet ve egzersiz (bunlara stres ve hastalık durumlarını da ekleyebiliriz). İnsülin ihtiyacını değiştirebilen bu gibi durumlarda, hastanın kendi kendine ince doz ayarlamaları yapabilmesi için, belirlenmiş temel kurallar vardır. Öncelikle doğru, güvenilir glukoz ölçümlerinin hasta tarafından yapılabilmesi sağlanmalıdır. Bunun için "glukometre" adı verilen ve striplerle kan şekeri ölçümü yapılabilen cihazlar mevcuttur... Cihaz hakkında hastanelerdeki bir biyokimya uzmanından da yardım alabilirsiniz. Ölçülen glukoz değerlerine göre, insülin dozunda ne gibi değişiklikler yapılabileceğiyle ilgili hazırlanmış kılavuzlar vardır. Bu konuları doktorunuzla birlikte değerlendirerek, değişen günlük ihtiyaca göre uygun doz ayarlamaları yapmanızda bir sakınca yoktur.


çok teşekkür ederim ALLAH celle celaluhu razı olsun
dediğiniz şeker ölçüm cihazım var 2 güne bir ölçüyorum
genelde dediğim gibi şekerim fena deyil yani iyi gidiyor ama arada
bazı istisnai durumlarda diyetimin dışına çıkınca yada bir şeyi kafama takınca şekerim hemen yükseliyor ozaman acaba insülinimin ölçüsünü artırabilirmiyim demiştim..

sizin dediğinizde önce doktorunuza baş vurup Ölçülen glukoz değerlerine göre, insülin dozunda ne gibi değişiklikler yapılabileceğiyle ilgili hazırlanmış kılavuzlar vardır. doktorunuzla birlikte değerlendirerek, değişen günlük ihtiyaca göre uygun doz ayarlamaları
yapabileceğimi söylemişsiniz ...

sağolun kardeşim
inşallah en kısa zamanda bu durumu doktorumada danışacağım...

hekim kardeş merhaba benim bir sorum olacak sağlıklı zayıflama hakkında bir çok diyetler yazıldı,çizildi benim annem için soruyorum nasıl bir zayıflama yöntemi izlemeliyiz,belki uzaktan söylenecek bir şey değil ama belkı faydası olur diye düşündüm şimdiden teşekkür ederim değerli bilgileriniz için..

Değerli mevra kardeşim,

Geç cevap verdiğim için öncelikle özür dilerim.

Şubat ayının ilk haftası bir seminere hazırlanmam gerekiyordu ve şu sıralar da bir yayın yazmakla meşgulüm. Bu süre içinde maalesef forumlarla ilgilenemedim.

***

Obeziteyi, başlı başına bir hastalık olarak değil, pek çok hastalık durumunda ortaya çıkabilen bir belirti olarak ele almak gerekir. Dolayısıyla obezitenin tedavisi, ancak altta yatan sebeplerin anlaşılması ve düzeltilmesiyle mümkün olabilir.

Bugüne kadar yapılan çalışmalar, obeziteyle ilişkilendirilebilecek -genetik ve çevresel- birçok faktör bulunduğunu göstermiştir. Bu nedenle obezite, multifaktöriyel bir durum olarak kabul edilir.

Günümüz dünyasında, insanların günlük fiziksel aktivitelerini giderek azalttıkları sedanter yaşam şekline yönelmeleri ve yüksek kalorili hazır gıdalar tükettikleri bir beslenme şeklini benimsemeleri nedeniyle, obezite sıklığı giderek artmaktadır.

Obeziteye eğilimi artıran faktörler, kişinin doğuştan sahip olduğu genetik yapıdan başlayarak, bebeklik döneminde anne sütüyle beslenip beslenmemesinden, çocukluk çağında edindiği beslenme alışkanlığına ve zamanla biçimlenen yaşam stiline kadar geniş bir alanı kaplar.

Yakın zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalar, özellikle kişinin nöro-endokrin yapısının önemine dikkati çekmektedir: Mesela 1994 yılında keşfedilen "leptin", 1999 yılında keşfedilen "ghrelin" gibi...

Obezitenin tüm yönleriyle anlaşılabilmesi ve etkili tedavi yollarının geliştirilebilmesi için çok daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu ortadadır.

***

Mevcut tedaviler arasında, uygun diyet, egzersiz (ve genel olarak yaşam biçiminin değiştirilmesi) ve ilaç tedavisi (medikal tedavi) ile cerrahi metotlar yer almaktadır.

Uygun diyet, kişinin ağırlık, boy, yaş ve cinsiyetine göre günlük alması gereken maksimum kalorinin, ihtiyaç duyduğu organik ve inorganik besin maddelerini alacak şekilde, genel olarak tüketmekte olduğu gıdalara dağıtılması yoluyla belirlenmektedir.

Bu konuda bir dahiliye uzmanından ve (beslenme ve diyetetik bölümü mezunu) bir diyetisyenden yardım alabilirsiniz. Bunun dışında, gazetelerde, kitaplarda, dergilerde ve internet sitelerinde önerilen diyetlere itibar etmemenizi tavsiye ederim.

bilgi için teşekkürler sevgili hekim...
şu zayıflama mevzusu birçok kişi için sorun olmuş durumda sanırım ::)


bilgi için teşekkürler sevgili hekim...


değerli zamanınızı ayırdığınız için çok teşekkür ederim sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

selamın aleyküm benim bir sorunum var benim gözlerimde kuruluk var çok özel hastanelere gittim fakat verdikleri ilaçlar bir sonuç vermedi rüzgarlı havalarda sanki gözümü donduran bişey var ve çok rahatsız edici ayrıca bir süre suni göz yaşı kullandım ama yok genetik dediler nasıl olacak görmemde bir problem yok
çok teşekkür ediyorum vereceginiz bilgilere selam ve dua ile

Değerli gülesevdam kardeşim,

"Kuru göz (dry eye)", gözyaşı miktarının azalması ya da niteliğinin bozulması sonucu görülen bir durumdur. "Kuru göz"e yol açan pek çok farklı sebep vardır: Kullanılan bazı ilaçlar göz kuruluğu yapabileceği gibi, birtakım hastalıklarda da bu durum ortaya çıkabilir (ayrıntılara inmiyorum).

***

Suni gözyaşı damlalarından pek fayda görmediğini yazmışsın. Öyleyse, alternatif bir tedaviden bahsedip, birkaç küçük tavsiyede bulunayım:

http://www.aoa.org/media/FlowPlayer.swf?config=%7Bloop%3Afalse%2CautoRewind%3Atrue%2CautoPlay%3Atrue%2CvideoFile%3A%27http%3A%2F%2Fwww%2Eaoa%2Eorg%2Fmedia%2FEM%5FDryEye%5FPunctalOcclusion%28400kbps%29%2Eflv%27%7D

Yukarıdaki animasyonda, gözyaşını burun boşluğuna aktaran kanala yerleştirilen bir tıkaç sayesinde, kişinin kendi gözyaşından daha uzun süre istifade etmesine olanak tanıyan bir tedavi metodu anlatılıyor. Bu, özellikle şiddetli vakalarda kişiyi rahatlatabilmek maksadıyla başvurulabilecek bir yol...

rüzgarlı havalarda sanki gözümü donduran bişey var ve çok rahatsız edici




Bunu engellemek için, eğer çıkacaksan, rüzgarlı havalarda gözlük kullanman faydalı olabilir. Bunun dışında, bulunduğun ortamı nemli tutman şikayetlerini azaltacaktır. Eskiden sobalı evlerde, demliklerde su ısıtılırdı. Sen de ısıtıcıların üzerine su koyabilirsin. Güneşli havalarda güneş gözlüğü kullanmanı tavsiye ederim. Sigara dumanından uzak durmalısın! Bazı hekimler daha sık göz kırpmanın olumlu etkisinin olabileceğini düşünüyor. Özellikle bilgisayar ekranına daldığımızda bu çok önemli...

Geçmiş olsun kardeşim...

hekim kardeşim,

7 ay önce yemeklerden sonra ağızda demir tadı,düşük tansiyon ve siddetli halsizlik şikayetiyle gittiğim doktorum tetkikler sonucu kolesterol dışında bir problem olmadığını söyledi.1 ay verdiği ilacı kullandım,çok bir değişiklik hissetmedim.devamlı kullanmadım.kolesterol ilaçlarını devamlımı kullanmak gerekir,yeme içme düzeni ile kontrol edilemez mi.genelde protein ağırlıklı beslenme düzenimiz vardı,değiştirmeye çalışıyor ve dikkat ediyorum ama mevsim değişikliğiyle yine aynı şikayetler başladı,özellikle düzensiz bir tansiyonum var,tavsiyeleriniz ne olur,

birde menie sendromu var bende düşük şekilde seyrediyor,ne zamandır büyük bir atak geçirmedim ama yine hava değişimi ile sorunlar yaşıyorum.kbb nin verdiği ilacıda tavsiye ettikleri şekilde kullanıyorum.devamlı değil oda ,çok hareketli olacağım günler öncesi kullanmaya başlıyor bitince kesiyorum ve düzenli şekilde tavsiye edilen şeyleri yapıyorum ,bu sendromun kesin tedavisi yokmudur,insanın az bile olsa devamlı arabada gidiyormuş gibi bir mide bulantısı ve baş dönmesi ile yaşaması zor bişey.düzensiz tansiyonda beni bu hastalıkda zorluyor.

cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Değerli kardeşim,

Bahsettiğin şikayetler ve Meniere Hastalığı hakkında bilgi vereceğim. Ancak öncelikle -tıp dünyasında tartışılan bir konu olduğu için soruyorum- dişlerinde amalgam dolgu olup olmadığını, eğer varsa ne zaman yaptırdığını öğrenebilir miyim?

evet amalgam dolgum var ,hiç anne sütü almadığım için 8 yaşımdan beri diş problemleri yaşıyorum,15 inden itibaren amalgam dolgularım oldu,genelde hepsi 2-3- senede bir alttan çürüdükleri için dolgularımı değiştiririm,yaklaşık 5 senedir hiçbirini ellemedim,9 dolgum var...

Değerli cepni kardeşim,

Kan ve 24 saatlik idrar örneklerinde civa düzeyi baktırma imkanın var mı? Hangi şehirde ikamet ettiğini yazarsan, sana yardımcı olmaya çalışırım. Bulunduğun şehirdeki -özellikle üniversite hastanelerindeki- biyokimya laboratuvarlarına başvurarak, civa çalışılıp çalışılmadığını öğrenebiliriz.

Eğer civa düzeylerin yüksek çıkarsa -ki bunun sebebi uzun süredir taşıdığın amalgam dolguları olacaktır- yukarıda ifade ettiğin belirtileri, kronik bir civa zehirlenmesiyle ilişkilendirmenin doğru olacağı inancındayım. Bu durumda, amalgamlarını çıkarttığın takdirde, operasyonun hemen ardından ortaya çıkabilen ilk yükselişin ardından, civa seviyelerinin yavaş yavaş normale döneceğini ve böylece şikayetlerinin inşallah önemli ölçüde hafifleyeceğini düşünüyorum. Amalgam yerine ne tür bir dolgunun yapılabileceğini, elbette ki bir diş hekimi ile görüşmen uygun olacaktır.

Senin için literatürü tarayarak, bu konu hakkında yapılan en son çalışmaları da gözden geçirdim. Faydalı olacağına inandığım aşağıdaki birkaç bilgiyi seninle de paylaşmak istiyorum:

1985 yılında Vimy ve Lorscheider adlı iki araştırmacı, amalgam dolguları olan hastalarda, ağız-içi havasında civa konsantrasyonlarını analiz etmişler. Bu çalışmada, amalgam dolgusu olanların normal kişilere göre civa konsantrasyonlarının önemli ölçüde daha yüksek olduğu bulunmuş (1).

1997 yılında yapılan bir çalışmada, amalgam dolgularının çıkarılmasını izleyen 1 yılın sonunda, hem plazmada hem de idrarda eskiye göre civa seviyelerinin daha düşük olduğu görülmüş. Ayrıca dolguların çıkarılması sırasında, "rubber dams" adı verilen koruyucu lastik bantların kullanılmasının, operasyonun hemen ardından görülebilen geçici yükselmelerin önüne geçebileceği sonucuna varılmış (2).


1998 yılında İsveç'te yapılan bir çalışmada, amalgamları çıkarılan hastalarda vücut sıvılarında civa düzeylerindeki değişim tespit edilmiş. Buna göre, amalgamların çıkarılmasından sonra kan ve idrar civa seviyeleri önemli ölçüde azalarak normal kişilerdeki seviyelere yaklaşmış (3).

2006 yılında yayımlanan ve 5 yıllık bir çalışma süresi boyunca dental amalgam ya da kompozitlerle tedavi edilen çocukların karşılaştırıldığı bir çalışmada, gruplar arasında civa seviyeleri açısından anlamlı bir farklılık bulunmuş (4):



Son olarak şunu da ekleyeyim: Literatürde rapor edilen bir vakada, dental amalgam nedeniyle yüksek civa seviyelerine maruz kalan ve senin de yukarıda tarif ettiğin şikayetlere benzer şikayetlerle başvuran bir hastada, amalgamların çıkarılmasından sonra civa seviyelerine paralel olarak şikayetlerin de azaldığı gözlemlenmiş (5).



Kaynaklar:
(1) M. J. Vimy and F. L. Lorscheider Intra-oral air mercury released from dental amalgam. Journal of Dental Research, Vol 64, 1069-1071.
(2) Berglund A, Molin M. Mercury levels in plasma and urine after removal of all amalgam restorations: the effect of using rubber dams. Dent Mater. 1997 Sep;13(5):297-304.
(3) Sandborgh-Englund G, Elinder CG, Langworth S, Schütz A, Ekstrand J. Mercury in biological fluids after amalgam removal. J Dent Res. 1998 Apr;77(4):615-24.
(4) David C. Bellinger, PhD, MSc; Felicia Trachtenberg, PhD; Lars Barregard, MD, PhD; Mary Tavares, DMD, MPH; Elsa Cernichiari, MS; David Daniel, PhD; Sonja McKinlay, PhD. Neuropsychological and Renal Effects of Dental Amalgam in Children. JAMA. 2006;295:1775-1783.
(5) Sven Langworth, Rolf Strömberg. A case of high mercury exposure from dental amalgam. European Journal of Oral Sciences. Volume 104 Issue 3 Page 320-321, JUNE 1996.

iyi günler,benim sorumda şudur:son zamanlar da dalgınlık,unutkanlık ve konuşma bozukluğu gelişti bende.adeta kekeliyorum.biraz aydınlatabilirseniz sevinirim.teşekkürler :-\


Hastalıklar ve Tedavi yöntemleri

MollaCami.Com