Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Sorumlusun! Her kelimenden!
Kelamın bazısıyla sevap kazanılır; tesbih (Subhanallah), tahmid (Elhamdülillah) ve tekbir (Allahu Ekber) gibi. Ve Nebi (Aleyhisselâm)âa salavat-ı şerife, Kurâan tilaveti, hadis-i şerifler ve fıkıh ilmi gibi. Nitekim Hak Subhânehu ve Teâlâ Hazretleriânin:
... وَالذَّاكِرِ ينَ اللّٰهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ مَغْفِرَةً وَاَجْرًا عَظِيمًا
â⦠Allah-u Teâlâ'yı çokça zikreden erkekler ve zikreyleyen kadınlar (var ya), onlar için Allah Teâlâ bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfaat hazırlamıştır.â
Kelamın bazısıyla da günah kazanılır. Bu konuda hadis-i şerifler çoktur. Günah meclisinde bulunan bir kimse, kendisi de o günahı işlediği halde, tesbih ile kelam eylese, bu kelam kendisiyle alay edilmeyi ve muhalefeti gerektirir. Ve vaki olur ki, o tesbih ile günahkâr olunur. Eğer o tesbih, ibret için ve günahkârların fiillerini inkâr için olursa, müstehabtır. Ve buna benzerdir ki, bir kimsenin pazarda tesbih ve tahmid eylemesi (Subhanallah ve Elhamdülillah demesi), pazarın dışında yalnız tesbihinden efdaldir.
Nitekim Nebi (Aleyhisselam):
ذَاكِرُ اللّٰهِ فِى الْغَافِلِينَ كَالْمُجَاهِدِ فِى سَبِيلِ اللّٰهِ
âGafiller içinde Allahâı zikreden, Allah yolunda cihad eden gibidirâ
buyurmuştur. Yani; gafiller içinde Allah (Celle Celâluhu)âyu zikretmek, Allah (Celle Celâluhu) yolunda cihad etmek gibidir.
Tüccar taifesi, ticaret malını açtığında, âLa ilahe illallahâ yahut âSubhanallahâ yahut âAllahumme Salli Ala Muhammedâ dese, günahkâr olur. Zira o, bu kelam ile para kazanır. Ama gazi, savaş anında ve âlim ilim meclisinde tekbir getirse, ecir almışlardır. Zira onların maksatları, taâzim ve dinin alametlerini açığa çıkarmaktır. Nebi (Aleyhisselam)âdan rivayet olundu ki, kıraat mahallinde sesi yükseltmeyi mekruh görmüşlerdir. Ve cenazenin yanında, harpte ve vaaz meclisinde sesi yükseltmeyi mekruh görmüşlerdir. İmam-ı Âzam kabrin yanında Kurâan okumayı kerih görmüştür. İmam-ı Muhammed kabrin yanında Kurâan okumayı caiz görmüştür. Fetva da buna göredir. Zira kabir üzerine Ayete-lâKürsi ve İhlas-ı Şerif ve Fatiha-i Şerife okumakta nice eserler varid olmuştur.
Bazı kelamın da, ne ecir ne de sevabı vardır; kalk-otur, yedim-içtim gibi. Bu kelam, ne ibadettir ve ne de günahtır. Melekler (Kirâmen Kâtibîn) ancak sevap ve günah olan kelimeleri yazarlar. Bazıları da âsöylenen sözü yazarlar, lakin cezası olmayan dünyada yok olur, cezası olan baki kalırâ buyurdular. Bazı kelamlar vardır ki, kişi günahkar olur: yalan, gıybet, söz taşıma, sövme gibi. Bunların tamamı, akıl ve nakil ile haramdır.
Temelluk (yaltaklanma, yağcılık) dahi haramdır. Ve temelluk, âdetten ziyade tevazu ve kendini zelil kılmaktır.
Beyit:
اَلتَّوَاضُعُ مَحْمُودٌ وَالتَّذَلُّلُ مَذْمُومٌ
âTevazu övülmüş, tezellül (kendini zelil kılmak) ise zemmolunmuşturâ
Ve Nebi (Aleyhisselam):
لَيْسَ مِنْ اَخْلَاقِ الْمُؤْمِنِ التَّمَلُّقُ اِلاَّ الْمُتَعَلِّمَ
لِاُسْتَاذِهِ وَالْوَلَدَ لِوَالِدِهِ وَالْعَبْدَ لِمَوْلَاهُ
âYağcılık müâminin ahlakından değildir, ancak talebenin üstadına, çocuğun ana-babasına, kölenin de efendisine (yağcılığı) müstesnaâ
buyurmuşlardır.Yalan, aklen ve naklen haramdır. Ancak savaşta düşmanı aldatmak için yalan söylemek haram değildir. Ve dahi iki insanın arasını düzeltmede ve bir kimsenin karı-koca arasını düzeltmesinde, zalimin zulmünü defâetmekte yalan haram değildir. Zira halis niyeti, ıslah içindir.
Taâriz ile (üstü kapalı) yalan söylemek mekruhtur. Ancak bir hâcet için olursa mekruh olmaz. Taâriz, tasrihin (açık söz söylemenin) zıddıdır. Sözü örtülü söylemektir.
Mesela, bir kimseye âgel bizimle yemek yeâ desen, o âyemek yedimâ diye yalan söylese, bundan muradı bir hâcete binâen, âdün yemek yedimâ demekse, mekruh değildir. İnsanlara söz ve hareketleriyle zulmeden kimse için söylenen söz gıybet değildir. O zalim için hâkime varıp, zulmünü bildirmek günah değildir, belki sevaptır. Nehy-i ani-lâmünker (kötülüğü engelleme) babındandır ve gıybet değildir. Yalnız bilinmesi içindir.
Bu takdirce, köy halkı hakkında konuşmak gıybet değildir. Zira bundan kastedilen meçhuldür. Boşa konuşulan söz gibi olmuş olur. Durerâde bildirilmiştir ki, bir müslüman kardeşinin kötülüğünü, dikkat edilsin diye söylemek gıybet değildir. Gıybet, gazaplı bir şekilde söyleyip, kötülemektir.
[RIGHT][Muhibbu-l'Fıkh-DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ, Ömer IŞIKTEKİN: 7.][/RIGHT]
Ömer Işıktekin kimdir aciklarsaniz memnun olurum
Ömer Işıktekin, siirtte 14 ilimden icazet almış ve 10 seneye aşkın bir süredir de kürsülerde sohbet etmekte olan, ehli sünnet bir alimdir.