Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Huzursuz evlerin sayısı artıyor

Huzursuz evlerin sayısı artıyor



Ne kadar geniş olursa olsun, bazı evlatlar anne-babalarını evlerine niçin sığdıramıyorlar?


Ne oldu da huzur evi denen huzursuzluk evlerinin sürekli sayısı artıyor?



Gereksiz bir eşya gibi, bir kenara atılan anne-babalar, aylarca, hatta bazen yıllarca neden hatırlanmıyor?


Bir huzur evinde, yıllarca önce öğrencilerimle birlikte ziyaret ettiğim bir babayı hiç unutamadım. Heyecan içinde titreyerek dönüp dönüp teşekkür etmesini fazla bulunca, “Olur mu evladım, az bile… Kaç bayram geçti, dört oğlumdan biri bile gelmedi ziyaretime… Artık ziyaretçiden ümit kestiğim bir zamanda sizler geldiniz, dünya alem benim oldu.” demişti ağlayarak…


Eğitim sistemimizin bütün sorumluları, külahlarını önlerine koyup bu dehşetli gidişi sorgulamalı ve durduracak tedbirleri derhal almalıdırlar.


Fakat asıl sorumluluk, anne babalardadır.



Bu dünyada kimsenin kimseye yapamayacağı iyiliği, yardımı, desteği, hem de bütün varlığıyla yapan anne-baba, nasıl sevilmez, nasıl saygısızlık hedefi yapılır?




Bir çok genç, eş sevgisiyle, anne-baba sevgisini ayıramıyor. Biri için diğerini zedeliyor. Tabii ki genellikle de, harcanan, dışlanan, vefasızlığa uğrayan anne-baba oluyor.


Anne-baba asla kırılmamalı



Kayınvalidesini annesi gibi göremeyen gelinler… Gelinini kızı bilemeyen kayınvalideler… Damadını evlat edemeyenler… Kayınpederini ikinci bir baba olarak kabullenemeyenler…

Neden, niçin?


Öz evlatları arasında ayırım yapan anne-babalar…


Evet bütün bu yanlışlıklar toplumumuzda sıkça yapılıyor. Ancak bunların bütünü bile, hiçbir zaman, anne-baba sevgisizliğini haklı kılamaz.

Anne-baba, yüreğimizin bütün sıcaklığıyla kavranıp kucaklanmalı, asla kırılmamalı, hiç bir zaman evlatları onları üzmemeli…

Onlar ki evladını, en zayıf anında yedirip içirdiler, hastalığında ne yapacaklarını şaşırdılar…



Anne karnında taşıdı. Sütünü verdi. Asla yüksünmeden altını temizledi. Sanki misk-ü amberle uğraşırcasına, her türlü pisliğini pakladı.



Bunlar ödeşilecek haklar değildir. Benim annem, her anne gibi, gurbete ilk çıktığımda benim için çok endişelenir, hep haber beklerdi. Mektubum gecikince, uykuları kaçar, dertlenirdi.

Ben, onu teselli etmek için, “Üzülme annem” derdim. “Üzülecek bir şey yok, iyiyim, rahatım.”

O da gözlerini gözlerime diker, içli içli hep şöyle derdi:

“,Kızım ana olasın da, ana halinden bilesin!”

Yıllar geçti, ben ana oldum. Şimdi diyorum ki:

“Anneciğim, ana oldum Artık anne halinden anlıyorum.”



Onların hakkı ödenemez


Bu gerçeği anlayamayan bazı gençler diyorlar ki:



“Annem-babam bana 16 yaşıma kadar bakmışlar. Ben de yaşlılıklarında onlara 16 yıl bakarsam haklarını ödemiş olmaz mıyım?”

Tabii ki anne-baba hakkı ödenemez. Onların sana baktığı 16 yıla karşılık, sen onlara 116 yıl baksan bile, haklarını ödemiş sayılmazsın. Çünkü, sen onlara bakarken düşüncen, “Nasıl olsa çok yaşlılar… Bende de çok hakları var. İyisi mi onlara ölünceye kadar bakayım.”

Evladın bu niyeti yanında, anne-babanın çocuklarına bakarkenki niyeti ne kadar ulvi ve kutsaldır. Anne-baba çocuklarına bakarken, “Evladımız büyüsün, bizden daha iyi yaşasın. Bizim yiyemediğimizi yesin, giyemediğimizi giysin, bizden daha çok mutlu olsun” derler.

Yani evlat ile ebeveyn arasında muazzam bir niyet farkı vardır. Bu niyet farkı sebebiyle, hiçbir evlat anne-baba hakkını ödeyemez.

Rabbim cümlemizi anne ve baba duası alan kullarından eylesin

amin
paylaşım için teşekkürler ALLAH razı olsun..


amin
paylaşım için teşekkürler ALLAH razı olsun..


Çok teşekkürler...

teşekkürler Allah cc Razı olsn inşallah

sizinde okuyan gözlerinize sağlık kardeşlerim

yazının içinde de geçtiği gibi herşey anne babadan bitiyor
hani ne derler "karpuz ekince kavun çıkmadığı" gibi
"ne ekersen onu biçersin" ..
biz ebeveynler vaktı zamanında evlatlarımıza sahip çıkıp onlara güzel terbiye verirsek, vermeklede kalmayıp onlara güzel örnekler teşkil edersek ,birde buna niyazı , duayı eklersek,
evlatlar ALLAHIN izni ve büyüklerin teveccühü sayesinde adam gibi adam oluyorlar..

Amin
Alllah cc razı olsun kardeşim. Bizlerin anne- babamızı evimizin başköşesinde oturtsak bile onların hakkını ödeyemeyiz.

Bir gün bir kişi Resulullah'a (s.a.v) gelerek ya Resulullah dedi, anne babanın evlatları boynundaki hakkı nedir? Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Onlar senin cennet ve cehennemindir."[1]

Yani onlara yapacağın iyilikler ve onlara karşı vazifelerini yerine getirmenle cenneti kazanabilirsin. Ama onlara karşı vazifelerini yerine getirmezsen cehennemi hak etmiş olursun.

ne ekerseniz onu biçersiniz.
sizler kendi evlatlarınıza gereken önemi vermezseniz onlara dinini diyanetini ögretmezseniz ,büyüklere saygı,küçüklere sevgiyi göstermesini asşılamazsanız olacaklar bunlaadan ibarettir.çünkü bir çocuk allah nedir peygamber kimdir dinim nedir bana neyi emrediyor nelerden uzaklaşmamı emrediyor ögrenmezse o çocuk yarın büyüdügü zaman annesinide babasınınıda kapıdışarı bırakır.çocuk ailenin aynas-ıdır derler yani ailesinde ne gördüyse onu alır.
cenbu mevlamız hayırlı evlatlar yetiştirmemizi nasip etsin.cenabu hak arkamızdan bize dualar eden evlatlar yetiştirmemizi nasip etsin.
inşallah bir gün benimde olursa

paylaşımınız için teşekkürler allah razı olsun selam ve dua ile


amin
paylaşım için teşekkürler ALLAH razı olsun..


amin
paylaşım için teşekkürler ALLAH razı olsun..

mesajlarıyla ve değerli paylaşımlarıyla katkıda bulunan kardeşlerim hepinizden Allah razı olsun teşekkürler :D


Makale Köşemiz

MollaCami.Com