Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


ilahi dinlemek caizmi

Sevgili kardeşler günümüzde insanların fetvasını merak ettiği şeylerden biride ilahi dinlemek caizmi müzik şarkı dinlemek caizmidir diye çok fazla tartışılmakta. Kaynaklarda belirtildiğine göre Alimlerin büyük çoğunluğu ilahi dinlemek serbesttir yani caizdir demişlerdir. Buyrun bazı kaynaklar arif olan anlar.

İbn Hazm bu ayetlerde yeryüzünde var olan bütün varlıkların insanın faydasına yaratıldığı ve hakkında özel bir yasaklayıcı nas bulunmadığı müddetçe de bunların helal olacağını; haklarında özel yasak bulundan şeyler arasında müzik diğer bir maddenin bulunmadığını ifade etmiştir.18 Daha sonra İbn Hazm konuyu doğrudan ya da dolaylı ilgilendiren diğer nasları da dikkate alarak şu yorumu yapmıştır:

“Bununla beraber, ameller niyetlere göredir. Kim müziği Allah’a isyan etmek için dinlerse o fasıktır. Bu kural müzikten başka şeyler için de geçerlidir. ibâdetini daha rahat edâ edebilmek ve hayır işlerinde daha faal olabilmek için dinlenme maksadıyla müziği dinleyen kişi ise, bununla Allah’a ihsan üzere itaat etmiş sayılır. Bu gibi kişilerin müzik dinlemesi ise haktır doğru bir iştir. Kim de ne ibâdet ne de günah maksadı olmaksızın müzik dinlerse o da fayda ya da zararı olmayan bir işle (lağv) meşgul olduğundan Allah tarafından bağışlanır. Bu çeşit müzik dinleme, dinlenmek için bahçeye çıkma veya kapısının önüne oturma, elbiseleri çeşitli renklere boyama gibi bir şeydir.”1

1. Aişe (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: “Birgün Ebu Bekir (r.a.) yanıma geldi. Ensardan iki kız benim yanımda Buas günü ensarın söylediği mersiyelerden söylüyorlardı. Fakat bunlar meslekten şarkıcı değildi. Ebu Bekir (r.a.) ”Peygamber evinde şeytan düdükleri mi?” diye çıkıştı. O gün bayram günüydü. Peygamber (s.a.s.): ”Ey Ebu Bekir! Her milletin bir bayramı vardır. Bu gün de bizim bayramımızdır.” buyurdu.

İmam Gazzâlî ve İbn Kudâme el-Makdisî bu hadise dayanarak müziğin esasen mübah olması gerektiğini ifade etmişlerdir.2

2. Aişe (r.a.)’den gelen diğer bir rivâyet de şöyledir: “O, bir kadını Ensardan birisi ile evlendirdiği zaman Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştu: ”Ey Aişe! Düğününüzde eğlence yoktu. Halbuki Ensar eğlenceden hoşlanır.”3

3.Hakim’den gelen bir rivâyette: “Çünkü Ensar eğlenceği sever.”buyurulmuştur.4

Hâkim hadisin Şeyhayn şartlarına göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu tespiti doğru bulduğunu ifade etmiştir.5

4. Âmir b. Sa’d'den nakledilmiştir: “Bir düğün münâsebetiyle Karaza b. Ka’b ve Ebu Mes’ûd el-Ensârî’nin yanına gittim. Küçük bir kız çocuğu şarkı söylüyordu. Ben: ”Siz Rasulullah (s.a.s.)’ın arkadaşları ve Bedir ashabından olduğunuz halde, sizin yanınızda bunlar (nasıl) yapılıyor?” dedim. Onlar: ”İster bizimle kalırsın, istersen gidersin. Bize, düğünde eğlenmeğe, musibet anında da ağlamaya izin verildi.” dediler. 6

İbn Hacer hadisin râvîlerinin güvenilir kişiler olup isnadının sahih olduğunu ifade etmiştir.7

5. Tirmizi rivâyeti ise şöyledir: ”Nikahı ilan ediniz. Onu mescidlerde yapınız. Nikahda def çalınız.”8

İbn Hacer Mühelleb’den şunu nakletmektedir: ”Bu hadis düğünlerin, def ve mübah olan şarkılarla ilanının caiz olduğunu göstermektedir. Toplumda önder sayılan bir kişinin mübahlık sınırını aşmadıkça, eğlenceli düğünlere katılması da bu hadise göre caizdir.”9

Aynî, “Bu hadis düğünlerin, def ve mübah olan şarkılarla ilanının caiz olduğunu göstermektedir”28 diyerek kendi görüşünü belirttikten sonra et-Tevdîh adlı eserden şunu nakletmiştir: “Alimler düğün yemeğinde def vb. aletler eşliğinde eğlenmenin (lehv) caiz olduğunda ittifak etmişlerdir. Hadislerde özellikle düğün üzerinde durulması ise, nikahın ilanı ve hukukunun sabit olması içindir.”10

Beğavî (ö. 516/1122)’nin yorumu da şöyledir: “İmam der ki: “Düğünü ilan etmek ve düğünde def çalmak müstehaptır” “Ben de derim ki: Düğün ve sünnet düğünlerinde def çalmak bir ruhsattır.”11

6. Seleme b. Ekva’dan rivâyet edilmiştir: “Peygamber (s.a.s.) ile birlikte Hayber’e yola çıkmıştık. Gece gidiyorduk. Kafileden bir kişi Âmir b. Ekva’a -Âmir şairliğiyle bilinen bir kişi idi- ”Bize bildiğin şeylerden birşeyler söyle, dinleyelim.”dedi. Âmir devesinden inerek şu türküyü söylemeye başladı:

“Ey Allahım! Sen olmasaydın biz hidayet bulamazdık.
Sadaka verip, namaz kılamazdık.
Her şeyimiz sana feda olsun, bizi bağışla.
Düşmanla karşılaşırsak, ayaklarımız sabit kıl.
İçimize huzur ve güven ver.
Biz, çağrılınca gideriz.
Seslendikçe yardıma erişiriz.”
Peygamber (s.a.s.) ”Kim bu sürücü?” dedi. “Âmir b. Ekva’” dediler. Peygamber (s.a.s.) “Allah onu esirgesin.” buyurdu.12.

Nice zillet ve dertlerden kurtarırlar seni.13

Bu hususlarla ilgil olarak alimlerin yorumları kısaca şöyledir: Normal zamanlarda şarkı dinlemenin hükmü:

Hadisler ve fıkıh kaynaklarının genelinde müzik dinlemenin bazı sebepler dolayısıyla ve belirli kurallar çerçevesinde caiz olacağı yönündedir. Ancak bu kaynaklarda belirtilen savaş, düğün, hacı karşılama, yolcu karşılama, bayram vb. sebeplerin dışında normal zamanlarda dinlenme ya da eğlenme amacıyla müzik dinlemenin caiz olup olmayacağı hususuna da yer verilmiştir. Bu hususta Hanefî alimlerinden Haskefî, Kâsânî, Zeylaî, Molla Hüsrev, Dâmâd ve İbn Âbidîn şöyle demişlerdir: ”Kişinin gayri meşru eğlence (levh) maksadı gütmeksizin, yalnızlığını giderme gayesiyle, kendi kendine şarkı söylemesinde bir sakınca yoktur.”14 Yine İbn Âbidîn, düğün, gazi ve yolcu karşılama gibi gayri meşru eğlence (lehv) şeklinde olmadığı takdirde, davul ve def çalmak için davulcu ya da defçi kiralamada bir sakınca olmayacağını ifade
etmektedir.15

Kaynaklar
1- İbn Hazm, a.g.e., VII, 567.
2- Gazzâlî, ihyâ, VI, 153; İbn Kudâme, el-Muğnî, XII, 41-42.
3- Hâkim, Müstedrek, II, 200, nr. 2749; Beyhakî, Sünen, VII, 288.
4- Hâkim, Müstedrek, II, 200.
5- Nesâî, Nikah, 80; Tahâvî, Şerhu Meânî’l-Âsâr, IV, 294; Beyhakî, Sünen, VII, 289; İbn Hacer, el-Metâlibü’l-Aliyye, II, 54.
6- İbn Hacer, Metâlib, II, 54; Cüdey’, Ehâdîs-ü Zemmî’l-Gınâ, s., 50.
7- Tirmizî, Nikah, 6.
8- Fethu’l-Bârî, XIX, 244.
9- Umdetü’l-Kârî, XVI, 330.
10- Umdetü’l-Kârî, XVI, 345.
11- Şerhu’s-Sünne, IX, 47, 49.
12- Buhârî, Meğâzî, 38; Edeb, 90; Diyât, 17; Müslim, Cihad ve Siyer, 123; Beyhakî, Sünen, X, 227.
13- Beyhakî, Şuab, 5112.
14- Zeylaî, a.g.e., IV, 222; VI, 14; Molla Hüsrev, a.g.e., II, 380; Dâmâd, a.g.e., II,

İbni Hazm kim ya zahirini teki Davûd el-Isbehânî tarafından kurulduğu kabul edilen Zahiri mezhebi'nin ikinci imamıdır. Diyanet hayızlı kadınların camiye girip kuran okumasını onun fetvasına dayandırdı diyeyim gerisini siz anlayın.

konu aktarımlarında linklerin kaynak gösterilmesi tasvip edilmiyor.

ilahi dinlemek caiz mi demek yeterli değildir..

İlahi dinlemek caiz olabileceği kadar HARAM da olabilir. ilahi maskesi altında yapılan bazı çalışmalar diğer şarkı türkü türü müziklerden farksızdır

Müziksiz ilahi dinlemek caiz, müzikli olan ise caiz değildir.

Yazıda herhangi bir yanlışlık yok emilipınar kardeşim. Hayızlı kadınların Kur'an okuması ve camilere girmesini caiz olarak görmesi fetvası kendi görüşüdür. Ehl-i sünnetçe şaz sayılır. İtibar edilmez. O fetvayla amel edilmez. Ama hadisleri farklı tevil ederek farklı fetva vermesi O'nu Ehl-i sünnet'in dışına çıkarır mı bunu açıklayayım inşaallah:

Dâvûd ez-Zâhirî ve İbn Hazm, itikadî ilkeler konusunda ana gövdeden ayrılmadığı için Ehl-i Sünnettirler. Onların Kıyas konusundaki olumsuz tavrı neyse, bir kısım Ehl-i Hadis'in tavrı da aşağı yukarı odur. Buna karşılık Kıyas'ı bir Şer'î delil olarak benimseyen nice gruplar vardır ki, itikadî sahada Ehl-i Sünnet'e taban tabana zıttır.

Esasen Edille-i Şer'iyye sıralamasında ilk üç delilden sonra aşağıya doğru inildikçe varlığı müşahede edilen görüş ayrılıkları Zahiriyye mezhebine mahsus değildir. İmam Mâlik'in Ehl-i Medine'nin İcma'ı ve İmam eş-Şâfi'î'nin İstihsan konusundaki muhalif tutumu bu söylediğimin bariz örnekleridir.

Kısacası herhangi bir kişi veya grubun Ehl-i Sünnet olup olmadığını anlamanın yolu, Usul-i Fıkh'ına değil, Akaid'ine bakmaktır. Dâvûd ez-Zâhirî ve İbn Hazm, itikadî ilkeler konusunda ana gövdeden ayrılmadığı için Ehl-i Sünnettirler.


Fıkıh - İlmihal

MollaCami.Com