Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Evrensel Tesbihat

Evrensel Tesbihat

“Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Saff-1)
Tesbihin genel olarak anlamını ifade edecek olursak,Alemlerin Rabbi olan Allah’ı anmak, zikretmektir.Genel olartak anlaşılan manasıyla birlikte bir bütün olarak Dini Allah’a has kılarak yaşamaktır. (Araf Suresi, 29 , Zümer Suresi, 2)Yaratılan bütün varlıkların Rabbini tesbih etmesi, , koşulsuz itaati devam ederken,insanın bu yönü bazen zaafa uğramaktadır.
(Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü (aziz) olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. Hadid Suresi, 1),

Tesbih sadece “Suphanallah” demekten ibaret değildir.Allah (cc)’ın bize verdiği aklı,bedeni,ruhu,kalbi,evladı,malı ve mülkü,kainattaki tesbihin ahengiyle birlikte, kulluk bilinciyle yaşamaktır.Bu bilinç bizleri öyle kuşatmalı ki,bin yıllardır kainatta sapmadan devam eden tesbihatın yansımasını kendi benliğimizde görmeliyiz.

Dilimizle, kalbimizle, düşüncelerimizle,bütün fiiliyatımızla Allah(cc)’da hiçbir eksiklik olmadığını ortaya koymamız,bunu ifade ederek hayatımıza yansıtmamız tesbihatımızın kulluk boyutudur. Kainattataki canlı cansız tüm varlıkların düzenli bir sistem içinde ve her yönüyle tesbihatına şaşmadan devam etmesi,bu görevi kendilerine veren alemlerin Rabbi olan Allah’a teslimiyetlerinin kesin göstergesidir.

“…..Rabbinin Katında olanlar, O'na ibadet etmekten büyüklenmezler; O'nu tesbih ederler ve yalnız O'na secde ederler. (Araf Suresi, 206)Sadece kendi ömrümüzle değerlendirecek bile olsak,yıllar yılı gördüğümüz kainaattaki düzen hiç şaşmadan Rablerinin kendilerine verdiği görev gereği kendilerine has kulluk yöntemleriyle Alemlerin Rabbini tesbihatta kusur etmemektedir.

Gökte ve yerde ne varsa Allah ı tesbih ediyor.O’nun izni ile yaşıyor,doğuruyor,hareket ediyor.Canlı ve cansız her varlık Allah ın emrettiği gibi O’nun izni ile yaradanı tesbih ediyor. “Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Diriltir ve öldürür. O, herşeye güç yetirendir. “(Hadid Suresi, 2)

Gökyüzüne baktığımızda,güneş ay,yıldızlar kısacası galaksi Allah’ı tesbih ediyor,O’nun emri doğrultusunda hareket ediyorlar.Bin yıllardır işleyişlerinde hiçbir aksama yoktur.Eksenlerinde en küçük bir aksama olsa,şu anda mevcut olarak işleyen sistemin insan hayatı için bir çok olumsuzluklar meydana getireceğini hepimiz bilmekteyiz. Nitekim Rabbimiz bir ayaetinde şöyle demektedir

“(Allah) Geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar; güneşi ve ayı emre amade kılmıştır, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedir. İşte bunları (yaratıp düzene koyan) Allah sizin Rabbinizdir; mülk O'nundur. O'ndan başka taptıklarınız ise, 'bir çekirdeğin incecik zarına' bile malik olamazlar. (Fatır Suresi, 13)

Hiçbir şeyin rast gele yaratılmadığını ve her yartılmışın mutlaka bir görev gereği ve bunların tamamınında Kainatı bizim için sistemleyen Rabbimize bizde gereği gibi tesbihatta bulunmak zorundayız.Bunun içinde emrolunduğu gibi emredilenleri yerine getirmek,tesbihatımızda zaafiyet göstermememiz gerekiyor.Çünkü Rabbimiz, “Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol. (Hicr Suresi, 98) buyurmakta,insanın isyankar olan yanını muttaki yöne çevirme konusunda ilahi bir tavsiyede bulunmaktadır.

”….Hamd ile tesbih et…”İyi ve kötüyü ayırma yetisi verilen insana,iyiye yönelebileceği gibi kötüyede yöneleceğinden,Rabbimiz, “Rabbini, hamd ile tesbih et” diyerek kuluna,yapması gerekeni bildirmektedir.Yeryüzünde varedilen her şeyin,kendisine hizmet için yaratıldığı insanoğlu,zaman zaman kulluktan yani tesbihatten uzaklaşmaktadır.
Nefsi olarak Rabbini tesbih etmekten uzaklaşan insanın aslında bedenini göz önünde bulunduracak olursak,kendisine verilen tesbihat görevini hiç aksatmadan yerine getirdiğini görüyoruz.İnsanı en güzel şekilde yaratan(Tin Suresi, 4)Rabbimiz,kendisinede kulluk yapılmasını emrederek kendisine tesbihatten uzak durulmamasını emrediyor.İnsan nefsi olarak Rabbine isyanda etse,Rabbinin bedenine verdiği görev hiçbir zaman isyan etmeden tesbihatına devam etmektedir.

İnsan isyanında ısrarda etse,bedeni de tesbihatında ısrar eder,zamanla saçları uzar sakalı uzar,tırnakları uzar,yemek yer.Çocukluktan ergenliğe,ergenlikten yetişkinliğe,yetişkinlikten yaşlılığa doğru rabbinin kendisine vaaz ettiği tesbihat emrine tereddütsüz itaatine devam eder.İnsan ne kadar isyanda etse, bedenine olan hakimiyeti asla mümkün değildir.Çünkü bedeni kendi insiyatifinin dışında Rabbe olan tesbihatından asla taviz vermez,ölüm gelesiye bu tesbihatını idame ettirir.

Bunun gibi evrende yaratılan herşey istisnasız,insan dışında tesbihatına devam etmektedir.Güneş hergün doğar,zamanı gelince batar,gece gelir,” Gece ve gündüz, hiç durmaksızın tesbih ederler. (Enbiya Suresi, 20)”,Bu zaman zarfında da Rabbimiz yine kullarına kendilerinin yapması gerektiğini bildirmiş, “Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edip (yüceltin). (Rum Suresi, 17)”buyurmuştur.

Eğer insan büyüklenip tesbihatten uzaklaşacak olursada, “Şayet onlar büyüklenecek olurlarsa, Rabbinin Katında bulunanlar, O'nu gece ve gündüz tesbih ederler ve (bundan) bıkkınlık duymazlar. (Fussilet Suresi, 38) diyerek insan dışında var edilen her şeyin tesbihatten asla geri durmadığını bildirmektedir.Yaratılan herşey,ne varsa, “Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Haşr Suresi, 1).

Bu tesbihat manzumesi aslında insana bir örneklik olarak sunulmakta ve bu uyum içerisinde süren tesbihat ahneginin insan tarafından da bozulmaması istenmektedir.Yeryüzünü belli bir düzene koyan Rabbimiz, “Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır. (Araf Suresi, 56) buyurmaktadır.

Dikkat edecek olursak,insan dışındaki yaratılanlardan hiç birisi kendilerine verilen göreve itiraz etmeden tam bir teslimiyetle tesbihatına devam etmektedir.Kulluğun diğer adıda diyebileceğimiz tesbihat,emaneti yüklenen insanın ebede dair kurtuluşuna vesile olacak bir ameldir.

Yasemin ATAMAN



“Yedi gök ve yer ile bunlarda olan kim varsa Onu tesbih eder. Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin. Lâkin siz onların tesbihini anlamıyorsunuz. O ise hilim sahibidir ve çok bağışlayıcıdır.” (İsra suresi; 17/44)


Seherde uyanırlar cümle kuşlar
Dill-u dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar taşlar ağaçlar

Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Sultan III. Murat

Kardeşim,Cenab-ı Allah celle celaluhu güzel paylaşımların için razı olsun.


Makale Köşemiz

MollaCami.Com