Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Barzani-İran-Maliki

BARZANİ-İRAN-MALİKİ

Geçtiğimiz günlerde ABD ziyaretinin ardından Irak Kürt yönetimi lideri Mesut Barzani, Ülkemize geldi ve ilgili ilgisiz herkesle görüşüp Irak’a döndü.
ABD ziyaretinin ardından bize ne bilgiler getirdi,hangi konularda anlaşma ve yardım sözü verdi veya aldı?! Türkiye’de verdiği veya verdiği söylenen sözleri Irak’a gidince nasıl unuttu veya vazgeçti?!

Türkiye ile anlaştığı konulardan Irak’a gidince neden vazgeçti anlamak mümkün değil diye düşünüyorsunuz ama Barzaniler bunu her zaman zaten yapıyorlar ve verdikleri sözleri arkalarını döndüklerinde unutup başka şeyler yapmaya, başka sözler söylemeye başlıyorlar.

Barzani Muhtemeldir ki, ABD’ye gittiğinde Türkiye’nin kendileri için tehdit olduğunu ve ikaz edilmesi gerektiğinden bahsederken, Irak Başbakanı Maliki’yi de şikayet etmiş ve tedbir alınmasını istemiştir. Kerkük Petrollerinin üzerinden kendilerine ayrılması gereken payın ayrılmadığını, Maliki’nin İran’a yaklaştığını anlatmıştır.
Tabi olarak Irak’a döndüğünde ise orada bulunan insanlara söyleyeceği çok fazla bir sözü olmadığı için de türbinlere seslenip; “PKK ile askeri ve silahlı her çözüme karşıyım ama barışçı çözümleri her zaman desteklerim.”gibi laflar etmiştir. Doğal olarak bizim mahallede dostluk gösterileri yapan Barzani, Barzaniliğini yapmış kendi kapısının önüne gelince de abesti bozuluvermiştir.

Türkiye’nin son günlerde bölgesinde yalnız kalması ihtimaline karşı Irak’ta meydana gelen olayları ve çözümlerini iyi yapmalı, Irak’ın Şii yönetiminin mantığını iyi anlamalı ve son günlerdeki Türkiye’ye tehdit ve benzeri açıklamaların arkasındaki gücün ne olduğunu iyi tahlil etmelidir.

Dikkat edilirse geçtiğimiz hafta Maliki İran’a gitmiş ve İran’da Hamaney ve bir sürü zevatla görüşmüştür. Bu görüşmenin ardından İran ile Irak arasında işbirliği ve destek mesajları gelmiştir. Türkiye’nin bizi tehdit eden Maliki’nin İran’a gidip destek aramasını incelemesi ve arkasındaki Mezhepsel birlikteliği görmesi gerekir.

İslam’da Sünni mezhepler arasında rejim ihracı ve merkezi bağlılık yoktur ancak Şii mezhebinde merkezi yönetim ve bağlılık söz konusudur. Kaldı ki bu mezhebi bağlılıktan dolayı Osmanlı Safaviler’le uzun yıllar savaşmak zorunda kalmış ve Anadolu birliğini ancak böyle sağlayabilmiştir. Bağlılık devlete bağlılıktan çok Ayetullahlara bağlılıktır ki; ülkelerin birlik ve dirliğini bozar.

Maliki’nin kendiliğinden Türkiye’ye tabir yerinde ise efelenmesi mümkün değilken arkasına aldığı İran ile cürümüne bakmadan ülkemizi tehdit etmeye ve hükümeti suçlamaya başlamıştır. Elbette Türkiye tarihi boyunca etnik mezhepsel bir ayrılığa dayanan bir politika izlemez ve bunu zül sayar.
Elbette Türkiye sınırları içindeki bütün vatandaşlarının mezheplerine bakmadan devlet olarak onları kucaklar ve bağrına basar; kaldı ki, aynı inancı paylaştığına inandığı komşu ve kardeş ülkelerle mezhep savaşına girmez ve girmeyi de düşünmez.

Devlet adamları şunu iyice bilmeliler ki; biz ne kadar ülkemizde ve gerekse komşularımızda mezhep çatışmalarına girmesek de; gerek İran ve gerekse Irak bu konuda bizim kadar hassas olmaları bir tarafa çevre ülkelere rejim ihraç etmek için her türlü çalışmayı yapar ve Şii olmayan Müslümanları da kendilerinden saymazlar. Onlara yabancı gözle bakar ve temkinli yaklaşırlar.

Türkiye, Suriye de benzer sorunlarla karşılaşmakta olduğunu olayları aklın ve ilmin süzgecinden geçirdiğinde çok daha iyi anlayacak ve olayların çözümüne yaklaşacaktır. Politikalarını bu gerçeklere göre belirleyecek ve her seferinde baltayı taşa vurmayacaktır.

Bu gün Irak’ta Sünnilere karşı Şii baskısı vardır ve Irak Cumhurbaşkanı yardımcısının tutuklanmak istenmesinin sebebi de budur. Bu nedenle elan Irakta görünen güçler vardır ve bunlar;Kürt yönetimi,Bağdat Şii yönetimi ve halen mağdur edilen Sünni Araplar ile Türkmenlerdir.

Türkiye Irak konusunda teşhisini iyi koymalı ve sorunların çözümlerini yani politikalarını da buna göre belirlemeli ve meydana gelen mağduriyetin giderilmesi için gerekli politikaları geliştirmelidir. Irak’ta İran’ın sorunun bir parçası olduğu sürece Irak’ın bütünlüğünü temin etmek mümkün olmayacaktır.

Irak’ta sorunlar çözülmediğinde ise olayın baş mağduru kesinlikte Türkiye olacaktır, çünkü Kürtler kuzeyde bağımsızlıklarını ilan edecekleri için bölgemizde bağımsız bir İsrail ve ABD destekli yeni İsrail’imiz(!) Kürt ve Şiiler tarafında ikiye bölünen Türkmenler’imiz olacaktır.

Dış politika hem bilgi hem de beceri isteyen bir sanattır. Devletimizi idare edenlerde ülkemizin ve çevremizin sorunlarını çözmede düşünenlere kulak asmalı ve milli çözüme ulaşan politikalar üretmelidir,
Bizden söylemesi…

Mustafa Göktekin


Yazarlardan

MollaCami.Com