Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Kurâânâda bir mecazî kavram: Sağ ve sol
Yusuf Bey: âKurâânâda geçen sağ ve sol kavramlarını açıklar mısınız?â
Sağ ve sol kavramları temelde birer âyönâ mefhumundan ibarettir. Ancak zamanla her iki ibare de deyimleşmiş, sırtlarına yeni manalar yüklemiştir.
Öyle ki, sağ taraf hayrı ve hayır olan işleri, sol taraf da şerri ve şer olan işleri sembolize etmeye başlamıştır. Sağ el, aktivitesinden olacak, âgücü, kudreti, verimliliği, talihi, bahtı açık olmayı, uğurlu olmayı ve mesut olmayıâ mana şemsiyesi içine almış; sol el de âuğursuzluğu, beceriksizliği, verimsizliği, bahtsızlığı ve talihsizliğiâ ifade etmiştir.
İnsanların konuşma dilleri üzerine nazil olan ve beşerin anlayışına hitap eden Kurâân, âsağâ tabirini, yönden başka, tarihî süreç içerisinde kazandığı güç, kudret, talih, saadet, hayırlı cihet, hak yön, iyi taraf, bahtiyar taraf gibi nezih manalarda da kullanmıştır.
Bu manalar, gerek Kurâânâın nazil olduğu toplumda, gerekse günümüz toplumlarında âsağâ tabiriyle kast edilen manalar olduğundan, Kurâânâın bu tabirleri kullanmakta âanlaşılmamaâ gibi bir problemi yoktur.
Sağ tabiri Kurâânâda:
a) Yön olarak kullanılmıştır: âAllahâın yarattığı şeylerin gölgeleri sağa sola vurarak, Allahâa boyun eğerek secde etmekte olduklarını görmüyorlar mı?â1 âSağında ve solunda onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zapt ederler.â2
b) Doğrudan sağ el manasında kullanılmıştır: âEy Musa! Sağ elindeki nedir?â3 âSen daha önce bir kitaptan okumuş ve sağ elinle de onu yazmış değildin. Öyle olsaydı, bâtıl söze uyanlar şüpheye düşerlerdi.â4
c) Hayırlı yön ve hak taraf olarak kullanılmıştır: âİleri gelenlerine, âdoğrusu siz bize sağdan (sûret-i haktan) görünürdünüzâ derler.â5
d) Güç ve kuvvet mânâsında kullanılmıştır: âSonunda üzerlerine yürüyüp sağ el ile (kuvvetle) vurdu.â6 âKurâân, Âlemlerin Rabbâinden indirilmiştir. Eğer Muhammed (asm), Bize karşı ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu sağ elimizle (kuvvetimizle) yakalardık. Sonra onun şah damarını koparırdık.â7
e) Mesud ve bahtiyar olanlar manasında kullanılmıştır: âDefterleri sağdan verilenler! Ne mutlu o sağ ehline!â8 âKitabı sağından verilenler kolay geçireceği bir hesaba çekilirler ve yakınlarının yanına sevinçle dönerler.â9 âDefteri sağdan verilenlerden ise o, kendisine, âEy sağ ehli olan kişi! Sana selâm olsun!â denir.â10 âDefteri sağdan verilenler cennettedirler.â11
f) Sol tabiri mutsuz, bahtsız ve kaybedenler mânâsında kullanılmıştır: âDefterleri soldan verilenler!... Ne yazık o sol ehline!â12 âFakat kitabı soldan verilen kimse, âKeşke kitabım bana verilmeseydi! Keşke hesabım ne olduğunu bilmeseydim! Bu iş keşke son bulmuş olsaydı! Malım bana fayda vermedi. Gücüm de kalmadı!â der.â13
g) Sağ el tabiri kimi âyetlerde Allahâa ait müteşâbih bir sıfat olarak da zikrolunur ve tam ve kâmil kuvvet ve kudret manasında kullanılır: âOnlar Allahâı gereği gibi takdir edemediler. Bütün yeryüzü kıyamet günü Oânun kabzasındadır (avucundadır.) Gökler de Oânun Yeminâi ile (sağ eli ile=kudreti ile) dürülmüştür.â14 Bu âyetteki âYemînâ sıfatını Bediüzzaman Saîd Nursî Hazretleri, âyetin içinde ayrıca âKabzaâ sıfatı da geçtiği cihetle âKabzaâ kelimesi ile, yani tasarruf eli mânâsında tefsîr etmiştir.15
Sağ el ve sağ taraf tabiatıyla Peygamber Efendimizin de (asm) tercihi olmuştur. Bir hadislerinde âSizden biriniz bir şey yediği zaman sağ eli ile yesin, içtiği zaman da sağ eli ile içsin. Sol el ile ancak şeytan yer ve içer.â 16 buyuran Allah Resûlü (asm), bir diğer hadislerinde de, âElbiselerinizi giydiğiniz zaman ve abdest aldığınız zaman sağdan başlayın.â buyurmuştur.17
Kurâânâın, hak ve hayır olan olguları âsağâ kelimesi ile ifade etmesi, sağ el ve sağ taraf üzerinde bir hayır tercihi olarak yoğunlaşmamızı sağlar. Böylece her hayırlı işte sağdan başlamanın ve her temiz işte sağ eli kullanmanın sünnet oluşunu Kurâân ile bütünleştiririz. Nitekim insanın yaratılışına uygun tercih de budur.
Dipnotlar: 1- Nahl Sûresi, 16/48. 2- Kaf Sûresi, 50/17,18. 3- Tâhâ Sûresi, 20/17. 4- Ankebût Sûresi, 29/48. 5- Sâffât Sûresi, 37/28. 6- Sâffât Sûresi, 37/93. 7- Hâkka Sûresi, 69/43, 44, 45, 46. 8- Vâkıa Sûresi, 56/27. 9- İnşikâk Sûresi, 84/7, 8, 9. 10- Vâkıa Sûresi, 56/90, 91. 11- Müddessir Sûresi, 74/39. 12- Vâkıa Sûresi, 56/41. 13- Hâkka Sûresi, 69/25-29. 14- Zümer Sûresi, 39/67; diğer âyet için bakınız: Hâkka Sûresi, 69/45. 15- Sözler, s. 360. 16- Tâç, 3/361. 17- Tâç, 4/558.
Süleyman KÖSMENE