Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Süleyman vardır Süleymanâdan içeru
Koca(!) Süleyman, 12 Eylül 1980 darbecisi Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davada neden müdahil olmadığını gazetecilere şöyle açıklamış:
- Ben 12 Eylülâle hesaplaştım. Bu halk siyasi yasağımı kaldırdı ve beni tekrar başbakan yaptı, yetmedi cumhurbaşkanı oldum. Bundan iyi nasıl hesaplaşılır ki?
Böyle bakınca doğru gibi. Ama içi tuzaklarla dolu bir açıklama. Bu üslubu iyi biliriz. Hani bir zamanlar derdi ki hazret â1978 yılına kadar Bulgaristanâdan elektrik alacağız, 1978 yılından sonra da Bulgaristan bize elektrik verecek.â Metni dikkatli okumayanlar ikinci bölümde bizim onlara elektrik satacağımızı zannederdi. Çoban Sülü yıllarca bu milleti kaval çala çala mışıl mışıl uyuttu. âSizi yıllardır destekliyoruz, bir nurcu milletvekilimiz bile yok, bizim de bir kontenjanımız olsunâ diyen nurcu kardeşlerimize, âVar ya, benimâ cevabını verişinizdeki hazırcevaplığınıza, uyanıklığınıza hep tersinden gıpta ile bakmışımdır. Pırıl pırıl tertemiz Süleymancı kardeşlerimizi de aynı ninni ile uyutmuştunuz. Sizi kim ziyarete gelirse masanızın üstünde sayfaları arasına çok okunduğu kanaatini uyandıran ince kâğıtlar yerleştirilmiş Risale-i Nur Külliyatı veya Süleyman Hilmi Tunahanâı hatırlatan eserleri yerleştirirdiniz de şeytanı bile kıskandırırdınız. Ve saf beyinleri kandırarak bu ülkenin yıllarını heba ettiniz.
Büyük Üstad Necdet Egeranâdan mason olduğunuz halde olmadığınız kâğıdını alıp Adalet Partili delegelerine dağıtırken de bu milleti kandırdınız, nurcu olduğunuzu söylerken de... Ve en son 12 Eylülâle yıllar önce hesaplaştığınızı söylerken de. Aslında sizin 12 Eylül 1980 darbesini yapan darbecilerle fikri bir ayrılığınız yoktu. Arada olanlar koltuk kavgasından başka bir şey değildi, belki de bazen kavilli dövüş!
Hani meyhanede bir kabadayı ortaya fırlayıp âVar mı ulan bana yan bakan?â deyince onun karşısına geçen daha zayıf ve iktidarsız birinin yaptığını yaptınız 28 Şubatâta ve gerçek âSüleymanâı deşifre ettiniz.
Ne demişti kabadayının karşısına çıkan çelimsiz âVar mı bize yan bakan?â Zira artık takke düşmüş kel görünmüştü. Artık siyasete dönmeyeceğinize göre halkın oyuna ihtiyacınız yoktu. Dolayısı ile artık kandırıkçılık oyununa bir son verdiniz ve darbecilere sırtınızı dayayıp kükrediniz:
- Var mı ulan bize yan bakan?
Başörtülü Merve Kavakçıâyı sorgusuz-sualsiz linç ederken de darbecilerden güç aldınız, âBaşörtülüler Suudi Arabistanâa gitsinler, gerçek halk 9. Senfoniâyi dinleyenlerâ derken de aynı aküden beslendiniz.
Sayın Hasan Celal Güzel sizin için âTarihin en büyük siyasi münafığıâ derken herhalde hayatının en isabetli tesbitini yapıyor. Yıllarca bir araya gelmekten özenle kaçındığınız CHPâye son seçimlerde gönüllü akıl hocalığı ve kılavuzluk yapmanızı nasıl açıklayacaksınız? Çünkü siz aslında CHPâye genel başkan olacak kumaşta bir insandınız. Ama siz bu milletin o partinin din düşmanlığı ile ilgili kesin kanaatini bildiğiniz için, başka bir kulvarda yürüyerek yumuşak CHPâlilik yaptınız. Sizin ne 12 Eylülcülerle ne de 28 Şubatçılarla bir probleminiz vardı. Onlarla asla bir hesaplaşma içinde olmadınız. Siz aslında bugüne kadar âEvinde besmelesiz sofraya oturulmayan İslamköylü Başbakanâ imajıyla yıllardır kandırdığınız Müslüman halkla son tahlilde hesaplaştınız. Onlara lisan-ı hal ile dediniz ki:
- Yahu siz ne kadar safsınız. Ben sizi yıllarca kandırdım, ben buyum işte!
Doğrusu sonunda samimiyet çizgisine gelebildiniz. Ama ben yıllarca sizi allayıp pullayıp bu millete âİslamköylü Başbakan!â diye yutturanlar ve iki ayağı çukurda olan siz, nasıl Allahâın yüce divanında hesap vereceksiniz, merak ediyorum...
Fatih Uğurlu
Halil İbrahim Sofrası