Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Aile fertlerinin müdahalesi ömrü kısaltırken, dostluklar ömrü uzatıyor.

Aile bağları insanların daha uzun yaşamasını sağlar mı?”

Herkesin merak ettiği bir soru var; “Aile bağları insanların daha uzun yaşamasını sağlar mı?”




Hergün gazetelerde, dergilerde veya internet sitelerindeki “Bunları biliyor muydunuz?” başlıklı haber köşelerinde okuyoruz; “Aile bağları kuvvetli olanlar daha uzun yaşıyor.” Peki bu gerçek mi?

Evli insanların; ömrünü bekâr hayatı sürdürerek geçiren insanlardan daha uzun yaşadığına inanıyoruz. Ya da geniş aile mensuplarının, yalnız yaşayanlara göre yaşam beklentilerinin daha olumlu olduğuna yönelik önyargılarımız var. Bu önyargıları besleyen bilgiler hemen her gün karşımıza çıkıyor; Araştırmalar, istatistiki veriler, uzman görüşleri ve haberler...

Aslında bütün bu araştırmaların vermek istediği mesaj şudur; “İyi aile ilişkileri, düzenli bir sosyal yaşam genç kalmamızı sağlar. Ajandamızda büyük bir yer kaplayan aile ilişkileri -kimi zaman bu başarıyı iş hayatı ile birlikte sürdürmek gerçekten zahmet verici olsa da- sağlığımızı olumlu yönde etkiler.”

Bunun dışında toplumda genel kabûl görmüş bir yargı daha var; “Yalnız yaşayanlar, bekarlar ya da aile birliğinden yoksun kişiler daha kötü beslenir, daha az uyur, daha fazla stres yaşar ve daha erken ölürler.” Yalnızca Türk toplumunda değil, Dünyanın hemen her köşesinde geçerli olan bir düşünce bu; hayat boyu varlığını devam ettiren aile bağlarının yaşam kalitesini arttırdığı ve yaşam beklentisini uzattığı... Yalnız burada bir ayrıntıyı atlamamakta yarar var;

Aile derken; yalnızca insanın doğup büyüdüğü ve ergenlik yıllarının sonuna kadar gelişimini içinde tamamladığı topluluktan bahsetmiyoruz. 'Ergenlikten sonra evlenen, eşi ve çocuklarıyla beraber yaşayan aile üyeleri kavramı' da bu yazının odak noktasını oluşturuyor...

Bu yargılarımızın doğru olup olmadığını anlamak için Avustralya’da 70 yaş üzeri 1500 kişinin incelendiği bir araştırma yapıldı. Amaç yaşam boyu süren aile bağlarının insanın yaşam kalitesi ve beklentisi üzerindeki etkisini ölçmekti. Bu kişilerin sosyal davranış biçimleri, sağlık gelişimleri ve rahatsızlık süreçleri düzenli olarak takip edilerek kaydedildi. Avustralya’da ortaya çıkan sonuç şuydu:

Sıkı dostlara sahip olmak; sıkı aile bağlarına sahip olmaktan daha fazla işe yarıyor.


Peki bu sonuç neyi gösteriyor? Uzun yaşamak için ailemizle olan bağlarımızı zayıflatmamız mı gerekir?

Tabii ki hayır. Sadece ilişkilerimizi dengede tutmamız gerekiyor.

Türk aile yapısı, bir çocuğun tüm yaşamı boyunca devam eden koruma ve desteği beklentisiz olarak sağlarken, aynı zamanda ailelerin kişilerin yaşamına uzun yıllar boyunca müdahale edebilmesine olanak sağlıyor. Bu durumun bazı önleyici ve olumlu etkileri olsa da, müdahalelerin sıklığı; çeşitli kişilik bozuklukları, güvensizlikler, bunalımlar ve çatışmalara da neden olabiliyor. Ailelerin ergenlik ve yetişkinlik aşamalarında bile çocuklarına “çocuk” gibi davranmaya devam etmesi, kontrol bağlarını sıkılaştırdığı kadar aile bağlarını zayıflatıyor. Sağlıklı ve mutlu bir hayat için aile ilişkilerinin sınırlarına kesinlikle dikkat etmemiz gerekir.

Bu sınırları nasıl belirleyebiliriz?


1992 yılında Adelaide’de başlayan ve 10 yılı aşkın bir süre boyunca devam ettirilen araştırma, yaşam beklentisi üzerinde etkili olan olumlu / olumsuz birçok faktörü belirlemek üzere tasarlanmıştı. Bildiğiniz üzere yaşam kalitesi ve süresi yalnızca beslenme şekli, fiziksel aktiviteler ve genetik yapınızdan değil; en az bunlar kadar yaşam koşulları, ekonomik / sosyal statü ve günlük alışkanlıklardan da etkileniyor. Bu düşünce önceleri yalnızca “sosyal bir teori” olarak görülse de, yapılan araştırmaların sonucu bu durumu istatistiki olarak ölçülebilir bir veri haline getirdi. Uzmanlar sosyal ve iletişimsel davranışların insan ömrünü uzatabildiği (ya da kısaltabildiğini) saptamış oldular.

Araştırmada, araştırmaya konu olan kişilerin ne sıklıkta ve uzunlukta eşleri, çocukları, arkadaşları, dostları ve akrabalarıyla görüştükleri, bu görüşmelerin tipi (yüzyüze, telefonda, yazışarak vs) hakkında her yıl detaylı olarak bilgi alındı. Sonuçlara göre en uzun yaşayanlar, arkadaşlarına ve dostlarına en fazla vakit ayıranlardı. (Aynı zamanda bu kişilerin akraba sayısının da çok olduğu gözlemlendi.) Sabit bir arkadaş çevresi olamayan kişiler en kısa ömürlülerdi. İnanması güç olsa da kişilerin kendi çocuklarıyla ya da akrabalarıyla yakın bağları olup olmaması, yaşam beklentilerini neredeyse hiç etkilemiyordu. Özellikle kaybedilen eşler / arkadaşlar karşılaştırıldığında insanların her ikisine de eşit derecede tepki verdiği görüldü.

Bu araştırmanın sonuçlarını yayınlayan uzmanlar kişinin yaşam kalitesi, hayat tarzı ve beklentilerini öncelikle arkadaşların ve dostların belirlediğine inanıyor. Aile fertleri, önemli bir etkide bulunmuyor.

Ayrıca bu araştırmanın sonuçlarına dayanarak yapılan bir gözlemde, yaşlı insanların sigarayı bırakmak, alkol tüketimini kesmek ya da doktora görünmek gibi konularda öncelikle eşlerini ya da çocuklarını değil, arkadaşlarını ve dostlarını dinledikleri ortaya çıktı. Uzmanlar ayrıca, arkadaşlarla kurulan samimiyetin ruh hali ve özgüveni, aile fertlerinden çok daha fazla etkilediğini ortaya koydu. Zor durumlarla baş etme stratejilerinde ailesi tarafından desteklenen ve tam bireysellik kazanamamış bireylerin bile aileden değil, arkadaşlardan yardım istemeye eğillimli olduğu görüldü.

Aile bireylerimizin mutluluğu ve yaşam beklentilerinin yükselmesi için onların özel hayatı ve kararlarına saygı duymamız gerekiyor. Bu sınırı belirlemek için uygulamamız gereken üç temel adım var:

Fikir sunmak ile dikte etmek arasındaki farka dikkat edelim.

Bize doğru gelen birşey, çocuğumuzun, annemizin ya da kardeşimizin hayatı, kurduğu sosyal dengeler ve işi açısından yanlış olabilir.Sabit fikirli olmak yerine konuşarak orta yolu bulmaya çalışmak en iyisidir.

Doğru ve yanlışı tanıması için aile bireylerimize özgürlük sağlayalım.

Bazı insanlar yaşamadan öğrenemez. Bu demek değil ki çocuğumuz, kardeşimiz vs. yanlışa doğru sürüklenirken hiçbirşey yapmadan oturacak ve herşeyi kendi haline bırakacağız... Yapacağımız uyarılar hayati önem taşıyabilir. Fakat tüm uyarılarımıza rağmen hayatını olumsuz yönde etkileyecek kararlar alan aile fertlerimizi, bu kararın sorumluluğu ile yüzleşmek konusunda özgür bırakmalıyız. Eğer onların tüm hatalarını biz telafi edersek, hatalarından ders almazlar.

Son olarak bir açıklama; “Yetişkinler neden çoğunlukla aile fertleri yerine dostlarını tercih ediyorlar?”

Canberra Üniversitesi’nden Anthnoy Jorm’a göre yetişkin insanların çoğu ailenin varlığını doğal ve olması gereken bir faktör olarak algılarken, arkadaşlıkların korunması ve sürdürülmesi için çaba gösterilmesi ve fedakarlık yapılması gerektiğine inanıyor. İşte bu nedenle, olumlu yöndeki ilgi ve çabanın sonucunda dostlarımızın yaşam kalitemizi arttırdığını ve yaşam beklentimizi yükselttiğini düşünüyoruz.

AİLE KURUMU NE OLDU ŞİMDİ:saddd:

Sıkı dostluklara sahıp olmak omru uzatıyor... Bı allahın kuluda omrumu kısaltıyo burda...

Sıkı dostluklara sahıp olmak omru uzatıyor... Bı allahın kuluda omrumu kısaltıyo burda...


bence siz o kişiyle dostluk kurmaya çalışın

AİLE KURUMU NE OLDU ŞİMDİ:saddd:


Hocam yazida aile kurumu faydasiz denmiyor, sadece sıkı baglara vurgu yapiliyor. Bu sıkı ve güzel olan baglar aileden daha çok (maalesef) dostlarla kuruldugu tespit edilmis.
Yoksa elbette ki aile baglari çok önemli. Ne mutlu çok güzel aile bagi kurabilenlere!

bence eş de arkadaş da dost da aile içinde.

bir insan en mahrem sırrını en önemli anısını
en çok güldüren şeyi en çok hüzünlendiren şeyi .... vs vs
eşinden başka kiminle paylaşabilir ki?

bir insan en mahrem sırrını en önemli anısını
en çok güldüren şeyi en çok hüzünlendiren şeyi .... vs vs
eşinden başka kiminle paylaşabilir ki?


Hocam çok haklisiniz. Ama maalesef artik birbiriyle didismekten güzel seyler paylasmaya vakit bulamayan çok insan var. Gelin kaynana ile, kardes kardes ile kari koca ile o kadar tartisir hale gelinebiliyor ki, artik yazi da söylendigi gibi insanlar aile yerine dostlarini tercih ediyorlar. Rabbim hayirli es ve evlatlar aile versin herkese.

doğru söze ne denir.

Rabbim hayirli es ve evlatlar aile versin herkese.
amiiin

bence siz o kişiyle dostluk kurmaya çalışın


yuz vermiyor napim.... galiba cok kirdim.... ama cok ozledim .... o tatli seker dostu

şimdi Hadislere bakarsak sıla-i Rahim dediğimiz şey yani akraba hukuku İslamda çok ama çok önemlidir...

ve rızkı arttırdığından ve yanlış bilmiyorsam ömrü uzattığından bahsedilir bu hadislerde ....

kaynak olarak ne alacağımız belli.....!

yazıyı çeviren kişi İslam süzgecinden geçirmemiş ve not eklememiş demekki veya önemi yok....!

şimdi Hadislere bakarsak sıla-i Rahim dediğimiz şey yani akraba hukuku İslamda çok ama çok önemlidir...

ve rızkı arttırdığından ve yanlış bilmiyorsam ömrü uzattığından bahsedilir bu hadislerde ....

kaynak olarak ne alacağımız belli.....!

yazıyı çeviren kişi İslam süzgecinden geçirmemiş ve not eklememiş demekki veya önemi yok....!


Ben bu yaziya tamamen katiliyorum. Tek eksik sizinde dediginiz gibi dini açidan bakilmamis olmasi.

Ama bir akraba vardir seni deli eder, bir arkadasin vardir senin ruhunu dinlendirir. Hangisini seçersin o zaman cepni kardesim? Ruhunu dinlendirmek derken, dini kural ve kaideler çerçevesinde tabiki...

bir insan en mahrem sırrını en önemli anısını
en çok güldüren şeyi en çok hüzünlendiren şeyi .... vs vs
eşinden başka kiminle paylaşabilir ki?


Sizde haklisiniz kardesim. Ama ya eslerden birisi digerini istemiyorsa? Bütün güzellikleri disarda baska insanlarla paylasip, esini sadece evinin hizmetçisi gibi görüyorsa? Böyle insanlarda çok var maalesef... Rabbim cümlemize afiyet versin...

Hocam çok haklisiniz. Ama maalesef artik birbiriyle didismekten güzel seyler paylasmaya vakit bulamayan çok insan var. Gelin kaynana ile, kardes kardes ile kari koca ile o kadar tartisir hale gelinebiliyor ki, artik yazi da söylendigi gibi insanlar aile yerine dostlarini tercih ediyorlar. Rabbim hayirli es ve evlatlar aile versin herkese.


Bununda nedeni bence su: bir çok insan esini, kaynanasini, kardesini kendisi seçemiyor. Bu durumda fikirler uyusmuyor. Ama bir arkadasi her zaman seçebilme sansimiz var. O zamanda en çok kafamiza uyan hangisi ise onu seçiyoruz. Ve mutlak bir anlasma olmasada, seninle hiç bir seyini paylasmayan kardes yada kaynanadan 1.000 kat iyi oluyor o arkadas.

Rabbim dogru insanlarla karsilasmayi nasib etsin cümlemize.

karsilastim ne oldu omrumden omur gitti OMUR :)

şimdi Hadislere bakarsak sıla-i Rahim dediğimiz şey yani akraba hukuku İslamda çok ama çok önemlidir...

ve rızkı arttırdığından ve yanlış bilmiyorsam ömrü uzattığından bahsedilir bu hadislerde ....

kaynak olarak ne alacağımız belli.....!

yazıyı çeviren kişi İslam süzgecinden geçirmemiş ve not eklememiş demekki veya önemi yok....!



Sayin cepni kardesim.
Yazar yapilan bir arastirmayi paylasmis ve aile baglarinin neden zayifladigini yapilan hatalari anlatmaya çalismistir.
Bu hatalari yapmayalim daha iyi aile baglarimiz olsun mesaji verilmistir. Dinimize aykiri hiç bir söz yoktur. Eksik buldunuz ilave yaptiniz. Allah razi olsun.


Aile ve Çocuk

MollaCami.Com