Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Aileler Erkek Çocuğun Egosunu Yükseltiyor.

Gazi Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Tomris Yalçınkaya, kadına şiddetin çözümünde kadınlara düşen göreve dikkat çekti.

Erkekleri yetiştirenin de kadınlar olduğuna dikkat çeken Yalçınkaya, “Sonuçta anne baba bir şekilde, erkek çocuğun egosunu yükseltiyor. Kız - erkek çocuk ayrımı yapmadan, aile ortamında eşit sevgi - saygı dağılımına bakarak çocuklarımızı yetiştirmeye özen gösterelim.” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Tomris Yalçınkaya, “Demek ki Türk kadınlarının da değişmesi gerekiyor. Bir hata varsa bunu tamamen erkeklere yüklemek hata olur. Kadınlarımız kendi yapısını da sorgulamalı. Aile bazında, 3 -4 nesil aynı hatalar yapıldığı için bu noktadayız.” şeklinde konuştu.

Yalçınkaya, şöyle devam etti: “Genelde gördüğümüz ve incelediğimiz ortamlarda erkek hep ön planda. Ataerkil yapımızdan da kaynaklanıyor ama erkek çocuk özellikle eğitim düzeyinin az olduğu bölgelerde daha da önemli. O aileyi taşıyıcı pozisyonda. Sürekli erkek çocuğa, ‘sen yapma evladım’ denirken, ablasına, ‘kalk sen getir, sen götür.’ Erkek çocuğun önüne koy, önünden kaldır; eline ver elinden al… Yani öyle alıştırıyoruz. Kız çocuğuna bir şey yaptırılıyorsa erkek çocuğundan da istenmeyecek diye bir şey yok. Mesela kız çocuklarından yataklarını toplaması istenir ama erkek çocuklarından bu çok talep edilmez. Bunlar değişmek zorunda. Erkeklerimiz paylaşımı öğrenmek zorunda. Kimse kimsenin sahibi değil. Kadın ve erkek birbirine saygıyı aile ortamında öğrenmeli.”

BAZI PROGRAMLAR ÇOCUKLARIN KADINA BAKIŞ AÇISINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Pek çok yapımda kadınlara yönelik olumsuz bir imaj oluşturulduğunu ve aile yapısına zarar verildiğini belirten Tomris Yalçınkaya, “İzdivaç programlarında kadın açısından da erkek açısından da aile yapısını rencide edici şeyler yaşanıyor. ‘Araban var mı?’, ‘Evin var mı?’, ‘Paran var mı?’ Böyle kadınlar çıkarsa, istenen şeyler de o tip şeylermiş gibi gözüküyor. Çok çirkin konuşmalar geçebiliyor. Birçok insan oturup seyrediyor, sanki tiyatroymuş gibi. Ancak orada yaşanan bir de gerçeklik var. Kadınlarla ilgili yanlış bir imaj oluşturuluyor. İzdivaç programlarının aile yapısına zararı olduğunu düşünüyorum.“ dedi.

Yalçınkaya, bu tür programların yetişen çocukların kadına bakış açısını değiştirdiğini vurguladı.

Sanırım asırlardır yaşanagelen bir yara evlat ayrımcılığı.

Anne erkek evladını kendine bir güvence olarak görüyor, oğlum bana bakar zihniyeti. Zaten erkek evlat evlendiğinde sorunlarda bu zihniyetten çıkıyor, çok sahiplendiği güvendiği oğlu artık başka birinin eşi, artık onun hayatında başka bir kadın yani hanımı var bunu annenin kabullenmesi kolay olmuyor.

Bir hanım yakınım annesinin ablasını ve kendisini abisi ile aynı sevmediğinden şikayet ediyor tatlı tatlı, anne hemen savunma yapıyor " beş parmağımın herbirini kessen aynı acır, değişirmi hiç? Evlat ayrılmaz" diyor. O hanım yakınım 5 parmağını kaldırarak "bak ama hepsi aynı boyda değil" diyor.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) çarşıyu pazardan geldiğinde evvela kız çocuklarına ikram eder, turfanda sebze meyve gelse ilk onlara tattırırmış. Rasülümüzün izinden gidebilmek ümidiyle...

Erkekleri yetiştirenin de kadınlar olduğuna dikkat çeken Yalçınkaya, “Sonuçta anne baba bir şekilde, erkek çocuğun egosunu yükseltiyor. Kız - erkek çocuk ayrımı yapmadan, aile ortamında eşit sevgi - saygı dağılımına bakarak çocuklarımızı yetiştirmeye özen gösterelim.” dedi.


Bu çok dogru. Özellikle anneler bu konuda çok hatali davraniyor. Örnegin bir kadin, eşinin ev işlerinde kendisine yardım etmesini isterken, kendi evladının evde iş yapmasına asla müsade etmez. Böylece tarih sürekli tekrar eder!

beni erkek cocugu yetistirdiler manevi ailem... ama suanda sorun yasiyorum... temizlik yapmayi hizmet etmeyi yeni ogrendim....bi kiz cocuguda erkek gibi yetistirlince cok korkunc olabiliyo....

Tesekkürler kardesim. Önemli bir konu. Çocuklarimiza adaletli davranmaliyiz kiz erkek ayirmadan.

ben teşekkür ederim okuyan gözlerinize sağlık.:;-):

acizane şahsen kafamın takıldığı,çalışan eşler (anne,baba).çocuklarını nasıl kontrol edebiliyor,yönlendirebiliyor.yada onları her gün orda burda emanet bırakarak.sonrada onlardan birşeyler beklenebiliyor..kısacası herkesin çalışmaya ,para kazanmaya yöneldiği bir asırda,kariyer düşündüğü bir zamanda ,kız çoçuğuna şöye davran,erkeğe şöyle davran zamanı ve vakti ,nasıl ayarlanabiliyorki.???. yükümüz ağırlaştıkça ağırlaşıyor..ne demek istiyorum:?hanımlar ,eşlerinizin kazancı size yetiyorsa.siz mesainizi çocuklarınıza harcayın.onlara harcanan mesai.HAYIR la mutlak geri döner,inancındayım.

acizane şahsen kafamın takıldığı,çalışan eşler (anne,baba).çocuklarını nasıl kontrol edebiliyor,yönlendirebiliyor.yada onları her gün orda burda emanet bırakarak.sonrada onlardan birşeyler beklenebiliyor..kısacası herkesin çalışmaya ,para kazanmaya yöneldiği bir asırda,kariyer düşündüğü bir zamanda ,kız çoçuğuna şöye davran,erkeğe şöyle davran zamanı ve vakti ,nasıl ayarlanabiliyorki.???. yükümüz ağırlaştıkça ağırlaşıyor..ne demek istiyorum:?hanımlar ,eşlerinizin kazancı size yetiyorsa.siz mesainizi çocuklarınıza harcayın.onlara harcanan mesai.HAYIR la mutlak geri döner,inancındayım.


Bu yazdiginiz dogru. Ama o ailelerin bir bahaneleri var iste, çocuklarinin yaninda degiller.

Birde 24 saat çocugunun yaninda olupta yine bir is basaramayan ailelerde var maalesef...

Rabbim cümlemize hayirli nesiller nasib etsin..

Bu yazdiginiz dogru. Ama o ailelerin bir bahaneleri var iste, çocuklarinin yaninda degiller.

Birde 24 saat çocugunun yaninda olupta yine bir is basaramayan ailelerde var maalesef...

Rabbim cümlemize hayirli nesiller nasib etsin..


Amin. _G_ kardesim bir çok anne de evde cani sıkıldıgı için ve kariyer sevdasi ile basliyor is hayatina. Artik çocuklar ön planda olmuyor, ikinci planda kalabiliyor maalesef.
Ve bu durum gittikce artiyor sanki..


Aile ve Çocuk

MollaCami.Com