Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
İslam Toplumu ve Medeniyet: İlk Roket, İlk Telgraf Hattı ve İlk Denizaltı
İslam Toplumu ve Medeniyet: İlk Roket, İlk Telgraf Hattı ve İlk Denizaltı
Tarihi okuyanın hafızası çoğalır derler ama sadece okumak yetmiyor. Bir de, harfler arasındaki boşluğu bile çözebilecek dikkat gerekiyor. Çünkü bugün olduğu gibi dün de, hain eller oralara kadar uzanmıştır.
Daha yakın tarihte gemiler dolusu arşivimiz, yok bahasına Bulgaristanâa satılmıştır. Buna rağmen yine de elde kalan vesikalar, araştırmalarımız için kâfi gelmektedir.
Nelerin bize ait olduğunu ve nasıl alındığını, tarihin derinliklerine indikçe daha iyi anlıyoruz. Müslümanlar daha 12. asırda barutun formülünü kesin şekilde tespit etmiş, barut fabrikaları kurmuşlardır. Ve bunu 13. asrın yarısında da roketler için itici madde olarak kullanmışlardır.
O devre ait kitaplarda "Alev püskürterek hareket eden, işleyen ve yanan yumurtalar", "Gök gürlemesi gibi gürültü" yapan roketlerden söz edilmekte ve ilk defa "füze ile harekete geçen torpillerin" şekillerine varıncaya kadar detaylı bilgiler verilmektedir.
İşte bunlardan biri, Hasanüâr-Rahman adlı Müslüman bilginin 1275 yılında kaleme aldığı "Harp Tarihi" adlı eserdir. Bu asırda ilim adamlarının destekleyicisi, bizzat Sultanlar olmuş, "Güherçile" denilen kimyevî maddenin, tahrip gücünü araştırmak üzere kimyagerler görevlendirilmiştir. Laboratuarda geceli gündüzlü süren çalışmalar sonunda, birçok kimyevî keşiflerde bulunulmuştur. Bu keşiflerden Avrupa ancak 2 asır sonra haberdar olabilmiştir. O da çok kötü kopyalama usulleri ve İtalyanca tercümeler vasıtasıyla...
Endülüslü Müslümanlar 1325âde İngilizlerle tutuştukları savaşta düşmanlarına toplarla karşı koymuşlardır. Yine 1329âda Fransızlara karşı mermiler ve namlular konuşurken şaşkına dönen Fransa kralının yaptığı tek şey: "Sevgili İsa, beni ve halkımı kurtar!" diye, inlemek olmuştur.
Bunu biz değil onlar söylüyor. Fransız Tarihçisinin savaş meydanındaki hâtıralarından alınmadır.
Yıl 1847. İstanbul Beylerbeyi Sarayıânda o gün her zamankinden farklı bir canlılık vardı. Salonlar, koridorlar ve merdivenlerdeki bir takım kimseler, ellerindeki tel bobinleri sağa sola seriyorlardı. Devrin Padişahı Abdülmecid (1823-1861) ve saray halkı, merak ve heyecan içinde onların bu hareketini seyretmekteydi.
İnsanların çok uzak mesafeden birbirleri ile temas ve haberleşmesini sağlayacağı söylenen bir âletin tecrübesi yapılacaktı o gün. Amerikalı bir araştırmacı olan Samuel Morsâun bulduğu bu âletin değerini, ne anavatanı olan Amerikaâda ve ne de Avrupaâda anlayacak kimse çıkmamıştı. Çaresiz kalan Mors, Müslümanların ilme ve ilim adamlarına verdikleri kıymeti duyarak şansını denemek için İstanbulâa kadar gelmişti.
Eksik olan parçalardan bir kısmını İstanbulâdan temin etti ve saraya telgraf hatları çekti.
Her şeyin hazır olduğu söylendiği zaman Sultan Abdülmecidâe "Emredin yazalım" denilmiş, Padişah da, "Beklenen gemi geldi mi, Avrupa ne hâl içindedir?" sözlerini verici cihaza yazdırmıştı. Alıcı cihaza kaydedilen bu sözler bir kâğıda yazılıp Padişah`a getirilince, Sultan Abdülmecid hayretler içinde "Maşaallah, maşaallah" diyerek, Samuel Morsâu elmaslı bir madalya ve üzerinde kendi imzası olan bir ihtira belgesi (Patent) ile taltif etmiştir. Yine dünyada ilk telgraf hattı 9 Eylül 1855âte İstanbul - Edirne - Varna - Kırım arasında kurulmuştur.
Tarih 3 Aralık 1719. Lâle devri. Padişah III. Ahmed (1673-1736), şehzadelerinin sünnet düğününü yaptırtıyor. Günlerce süren eğlencelerin 13. günü, deniz rengârenk kayıklarla dolu. Sahil sarayında eğlenceleri seyredenler, birdenbire denizden koca bir timsahın çıktığını görerek şaşkınlık ve hayretler içinde kaçışıyorlar.
Sarayın sahiline yaklaşan dev timsah sahile varınca ağzını açıyor ve içinden, ellerinde pilâv ve zerde taşıyan adamlar dışarı çıkarak Padişahâa yemek ikram ediyorlar.
Eğlence olsun diye yapılan bu timsah, denizaltı gemisinin ilk şeklinden başka bir şey değildi. Tersane Baş mimarı İbrahim Efendiânin yaptığı bu denizaltı, Topkapı Sarayı müzesi kitaplığında "Surnâme-i Vehbi" adıyla bilinen (Seyyid Ahmed Vehbi)ânin kitabında kayıtlı olup dünyada denizaltıcılığın başlama noktasına âit ilk vesikadır.
NEZİH ÖZOKUR