Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Tek başına korumak mümkün olmayabilir

Gençlik döneminde, duygular akıl ve mantığın önüne geçebiliyor. Toplumsal dokunun değişmesi, aile içi sorunların artması dış dünyada çocukları bekleyen risk faktörlerinin ortaya çıkması gençleri bu süreçte zor durumda bırakabiliyor. Genç, ailede Allah korkusuyla büyütülmemişse, duygularının güdümünde hareket ederek, uçurumun kıyısında yer alabiliyor.


Özellikle sokak çetelerinin artması ve gençleri tuzağa düşürmek için çeşitli risklerin ortaya çıkması ailelerin işlerini daha zorlaştırıyor. Gençler suça genellikle grup etkisiyle bulaşıyorlar ve çetenin yönlendirmesiyle hareket ediyor. Genç, nasıl olsa grubun kararını yerine getirdim gerekçesiyle vicdanen bir rahatsızlık duymuyor ve yaptığının iyimi kötü olduğunu analiz edemiyor. Çocukları ve gençleri tek başına korumak mümkün olmayabiliyor. Bu nedenle öğretmen, aile ve sivil kuruluşların bu konuda koordineli çalışmaları ve gençleri koruma altına almaları gerekir. Ancak öyle de olsa, en büyük sorumluluk yine anne babaya düşüyor. Onların çocuklarına ulaşabilmeleri için eğitimli, bilgili ve bilinçli olmaya her zamankinden daha çok ihtiyaçları var.

Seçimlerimizden sorumluyuz
Rabbimiz yarattıklarını hayırlı neticeler versin diye yaratmıştır. Bunu yaşadığımız dünyaya baktığımızda pekala anlayabiliriz. Dünya öylesine muazzam bir düzen içinde yaratılmıştır ki, burada başıboş hiçbir şey göremezsiniz. Allah insana varlık alemi içinde özel bir konum biçmiştir. Ve insanın bu konumunu koruyabilmesi için sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir.

Ancak insanlar kainatta yaratılan bu hayırlı işleri kendi iradeleriyle şerre çevirebilmektedirler. Mesela, su hayırlı bir varlıktır, hayattır ve bütün canlıların yaşam kaynağıdır. Ancak insan gidip kendini bir okyonusa attığında boğulabilir ve artık bu kişi için su şer olmuştur. Oysa su doğru kullanıldığında insanların ihtiyaçlarını giderir ve onlara hayat verir. Bu gibi insan, kendi iradesiyle bir okyonusa atlamış ve boğulmuşsa su neden yaratıldı demeye hakkı yoktur. Çünkü Allahınkainata koymuş olduğu kanunlar vardır ve insan bunlara riayet etmelidir.



Kısa bir yolculuk
Sabah evinizden çıktığınızda, kapı komşunuzla karışlaşırsınız ve selam verirsiniz. Bu iletişimin ilk basamağıdır. O da, size sıcak bir tebessümle karşılık verdiği takdirde, önemsendiğinizi gale alındığınızı hissedersiniz. Ancak, yüzünüze dahi bakmıyor, başını çevirip geçiyorsa, artık bu insan için ben yokum, beni önemsemiyor, diye düşünürsünüz. Bütün bunlar sizin varoluşsal kodlarınızda gizilidir. Aynı şeyi bir kere daha yaşadığnıızda, nereye varacağınızı bilirsiniz ve aynı şekilde kayda değer görülmediğinizi düşünür üzülürsünüz. Zihninizin kavşağında kısa bir yolculuk yaptığınızda, sizi rencide, eden adam yerine koymayan, kuyunuza kazan, selamınızı dahi almayan,insanların bıraktığı izleri görürsünüz. O zaman dışlandığınızı başkalarının varlığında yokluğunuzu anlar ve böyle zamanlarda kendimi aradım, varlığımı hissetmek istedim diye düşünürsünüz.

Her insan kabul edilmek ister
İnsan için çevresi tarafından kabul edilmek, sağlıklı ilişkiler kurmak oldukça önemli bir gereksinimdir. Anne babamızla, yakınlarımızla arkadaşlarımızla ve pek çok insanla farklı türlerde ilişkiler kurarız. Bu insanlarla ilişkilerimizde, karşımızdaki kişiyi kabul ettiğimiz gibi onun da bizi kabul etmeini isteriz. Bu konuda karşımızdaki insanlarla kimi zaman da kendimizle çatışma içine gireriz. Kimi zaman da, kabul edilmek için karşımızdaki kişiye bağımlı hale gelebiliriz.

Şu bir gerçek ki, yaptığımız her işi biraz kendimiz biraz da karşımızdakiler için yaparız. Mesela, güzel şeyler giyiniriz, güzel sözler söyleriz, çevremize uyum sağlamaya çalışırız. İstenmeyen bir davranışımız olduğunda hemen değiştirmeye çalışırız. Çünkü kabul edilmek beğenilmek ve takdir almak isteriz.

İnsanız, elbette, sevilmeye, onaylanmaya ve takdir edilmeye ihtiyaçlıyız. Ancak bütün bunlar, insani sınırlar içinde kalmalı ve bizi bulunduğumuz konumdan aşağı düşürmemelidir. Çünkü bizler her şeyden önce yaptığımız her eylemin Allahın rızasına uygun olup olmadığını dikkate alırız. Eğer, giyim tarzımızla, konuşmalarımızla yaşantımızla Allahın rızasına uygun tarzda yaşıyorsak ve insanlarla ilişkilerimizi de bu minvalde ele alıyorsak " ben değersizim, beni takdir etmediler" diyerek hayatı kendimize zehir etmeyiz.

"Hayat İçin Bir Sigara da Sen Kır" projesi
AibüBesyoSpor Yöneticiliği Yüksek Lisans öğrencileri, şehir merkezinde yerdeki izmaritleri toplayarak, sigara içen kişileri bağımlılıktan kurtulmaları için ikna girişiminde bulundular

Abant İzzet Baysal üniversitesi (AİBÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Yüksek Lisans öğrencileri, ''Hayat İçin Bir Sigara Da Sen Kır'' projesini geliştirdi. Proje kapsamında, Bolu Belediyesi önünden Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürüyen öğrenciler, yerdeki izmaritleri toplayarak, sigara içen kişileri bağımlılıktan kurtulmaları için ikna girişiminde bulundular. Bazı sigara kullanıcıları öğrencilerin ısrarı üzerine sigara paketlerini parçalayarak, sigarayı bırakacaklarını söyledi. BESYO Spor Yöneticiliği Yüksek Lisans öğrencisi Cengiz Çokpartal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projenin topluma sağlıklı yaşamanın önemini vurgulamayı amaçladığını söyledi. Çevreyi de temiz tutmak istediklerini belirten Çokpartal, ''Sağlıklı yaşamın yanında, giydiğimiz tişörtlere yazdığımız sloganlarla insanlara destek olabilmek istiyoruz. En sonunda da birer sigara kırdırarak bu alışkanlıklarından vazgeçebiliyorlar mı, bunu öğrenmek istiyoruz. Çalışmanın sonunda bir anket düzenleyeceğiz'' dedi. Çokpartal, projeyi 35 kişilik grupla sürdürdüklerini söyledi.
alıntı

Rabbimiz yarattıklarını hayırlı neticeler versin diye yaratmıştır. Bunu yaşadığımız dünyaya baktığımızda pekala anlayabiliriz. Dünya öylesine muazzam bir düzen içinde yaratılmıştır ki, burada başıboş hiçbir şey göremezsiniz. Allah insana varlık alemi içinde özel bir konum biçmiştir. Ve insanın bu konumunu koruyabilmesi için sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir.
Allah razı olsun...kardeşim ellerinize sağlık, teşekkürler...


Makale Köşemiz

MollaCami.Com