Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


ALKOLLÜ AROMA İÇEREN GAZOZLAR HELAL Mİ? HARAM MI?

ALKOLLÜ AROMA İÇEREN GAZOZLAR HELAL Mİ? HARAM MI?




Tüketilen gıdalar deǧişik nedenlerden dolayı alkol içerebilirler bu nedenler şunlardır:

I. Gıdalarda özellikle meyvelerde doǧal olarak olgunlaşmayla beraber oluşan alkol. Muzda olduǧu gibi. Muzda alkol vardır fakat muz yemek haram deǧildir.
II. Ekmek, yoǧurt gibi mayalanmış gıdalarda fermantasyonla oluşan alkol. Yoǧurt ve kefir gibi sütlü gıdalarda amaç bir süt ürünü üretmektedir. Allkollü bir içecek üretmek deǧil. Fakat burada kullanılan mayalar şekeri parçalayarak az da olsa alkol üretirler.

Yoǧurt ve ekmek yemek helaldir. Demek ki gıda üretiminde kullanılan mayalar alkol fermentasyonu için deǧilde üretim aşamasında yan ürün olarak bir miktar alkol ürettiyse bu gıdalar da yenilmektedir.
III. Üzüm, tahıl gibi gıdalardan alkol fermentasyonu ile alkol üretmek. Bira, şarap, likör gibi haram olan alkollü içeceklerdir.
IV. Çözücü olarak alkol içeren aromaların gıdalarda kullanılması.

Aromasında etil alkol içeren içeceklerin helal mi? haram mı? olduǧunu araştırırken aşaǧıda ki görüşleri bulduk. Diyanet İşlerinin internet sayfasında ise bu konu hakkında bir açıklamasını bulamadık. Malesef bizde bir kaç kere gıdalarla ilgili sorular yöneltmemize raǧmen cevap alamadık ve fetva kurulunun Müslümanları gıda konularında aydınlatma açısından yeterli çalışmalarının olmadıǧını gördük.

Aromasında haram olan alkolü içeren gıdalar hakkında farklı görüşleri bulunan veya açıklık getirmek isteyen İslam alimlerinin yazılarını bekliyoruz.

1- İçine çözelti olarak alkol katılan içecekler ilaç ve tedavi maksadı olmaksızın kullanmak dinen sakıncalıdır. Çözücü olarak katılan alkol ise, bu alkol değişikliğe uğramadığı için o içeceği içmek helal olmaz.

2- Görebildiğim kadarıyla gazozlara alkol karışımı konusundaki yorumlar henüz son noktaya ulaşmış değildir. Değişik açılardan yorumlar sürüyor, (içinde alkol oluşup oluşmadığı, dışarıdan katılan alkolün karıştığını haram hale getirip getirmediği...) konularında farklı görüşler ileri sürülüyor. Muhtemelen ileride kimya uzmanları ile Diyanet'in sorumlu heyeti konuyu birlikte inceleyerek görüş birliğine varacaklar, son sözü de ondan sonra birlikte söyleyebileceklerdir.

Şu andaki farklı görüşleri şöyle özetlemek mümkündür:

A- Tedbirli olmayı isteyen görüşe göre, dışarıdan karıştığı ya da içinde oluştuğu söylenen alkolle haram hale geldiği söylenen gazlı içeceklerde haramlık durumu kesinleşmemiş olsa da, şüpheden hali değildir. Şüpheli şeylerden uzak kalmakta ise isabet vardır. Öyle ise bu şüpheli içeceklerden uzak durmalı, zaten pek de sıhhi sayılmayan menşei şaibeli meşrubatı tercihe ihtiyaç duymamalıdır.

B- İkinci görüşe göre ise, bazı gazlı içeceklere dışarıdan alkol karıştırılmakta, karıştırılan bu alkol de karıştığı içeceğin içinde istihaleye uğramayıp alkol özelliğini korumakta, böylece karıştığı içeceği haram hale getirmektedir. Bu sebeple dışarıdan alkol karıştırılmış içecekler helallık vasfını yitirmekte, bunlara helal anlayışıyla bakmak zorlaşmaktadır.
C- Üçüncü bakışa göre, şüpheyle haramlık sabit olmaz. Haramlığın sabit olması için kesin delile ihtiyaç vardır. Bu sebeple, temiz bir içeceğin içine karışan alkol, karıştığı temiz içeceğin tadında, kokusunda, renginde kendini belli ediyorsa, haramlığına ait delil var demektir. Bu meşrubat içilmez.

Ancak tadında, kokusunda, renginde kendini belli edemiyorsa, karıştığı helal içeceğin içinde istihaleye uğrayıp haram özelliğini kaybetmiş, helal çoğunluğun cinsine dönüşmüş demektir. İçeni de sarhoş etmeyen böyle işaretsiz meşrubata haramlık hükmü verilemez.

Sıhhatli fıkıh kitaplarına dayandırılan bu görüşün şöyle özetlendiğini de görmekteyiz: "... Kefir, boza, gazoz ve kolalarda, çoğunun içilmesi durumunda sarhoş etme özelliği/etkisi yoktur!. Bunlarda temiz olan su çok, içinde oluşan veya aromasını eritmek için kullanılan etil alkol azdır, bunların içinde alkolün rengi, tadı ve kokusu yoktur. Bunlara haram diyenler helal olan bir şeye haram demiş olurlar ki, bunun da büyük sorumluluğu vardır!."

Fıkıh kitaplarına dayandırılarak ifade edilen bu bakışa göre, bir içecek, içenleri sarhoş etmiyorsa, ayrıca dille tadında, burunla kokusunda, gözle renginde alkol belirtisinden bir tanesi de tespit edilemiyorsa haram demek için delil mevcut değildir. Bunları içmek haramdır, denmemelidir.

Sonuç olarak şöyle denebilir: Durumu şüpheli sayıp da uzak kalmayı tercih edenler için bir sorun yoktur. Ancak şüpheyle haramlık sabit olmaz diyenler ise kuvvetli gördükleri görüşü tercih edecekler, belki de fıkıh kitaplarına dayandırılan hükme ilgi duyarak, tercihlerini öne çıkaracaklardır. Demek ki mesele, kimya uzmanları ile Diyanet sorumlularının yapacakları ortak çalışma sonunda verecekleri kararla netleşecektir. Diyanet'teki sorumlu heyetin vereceği böyle ortak bir kararın ihtilafları ortadan kaldıracağını düşünmek doğru olsa gerektir.

3- Konuyla ilgili yapılan kıyaslara açıklamalar

Birinci Kıyâs:

Gazoz, enerji içeceği ve alkol karıştırılan diğer meşrubatların, içine pis bir madde düşen “büyük su ”ya kıyas edilmesi doğru değildir. Zira, “Suların pis olmak husûsu”ndaki hükmü “kolaylık” esası üzerine kurulmuştur. Çünki kıyas, su “küçük” de olsa “büyük” de olsa içine necaset düşmekle pis olacağını îcâb ettirir . Şu kadar var ki, ‘necaset hükmü’ bir takım sulardan düşürülmüştür”. Hasılı, suların temizlikte kullanılması “zarûret” veya onun yerine geçecek “hacet” ten dolayıdır.

Tâtârhâniyye Müellifi şöyle diyor: “Bunda (büyük suların necâsetle pıs hâle gelmeyeceğinde) belvâ’nın (belâ ve zahmetin) herkesi içine aldığından dolayı genişlik getirdiler.” Bu “suların temizliği hususunun kıyasa ters olarak vâkı’ olduğu”nu, Ebû Alî eş-Şâşî, “Usûlü’ş-Şâşî” ismiyle anılan kitabında açıkça ifade etmiş ve şöyle demiştir:

“ ‘Kulleteyn hadîsi’ sâbit ise, başka bir şey ona kıyâs edilmez. Zîrâ o, kıyasa terstir.” İlim erbâbı da bilir ki, “Kıyasa ters olarak vaki olan şeye başka bir şey kıyas edilmez” İbn-i Abidin’de bir çok yerde bu ruhsatların “zarûret” esasına dayandığı zikredilmiştir.

Bütün bunlardan anlaşılmaktadır ki, sularda olan temizlikteki esas “zarûret”tir. Bu genişlik olmasaydı abdest, gusül, elbiselerin yıkanması ve yerlerin temizlenmesi, -bilhassa suyun zor bulunduğu sıcak memleketlerde, neredeyse imkânsız hale gelecek, hayat yaşanamaz olacaktı. Hâlbuki bu zaruret, sözü edilen meşrubatlarda yoktur. Sözün kısası, içinde alkol bulunan meşrubatların büyük sulara kıyas edilmesi, yani,

“İçine pis bir şey düşen her büyük su, tadı rengi kokusu değişmedikçe temizdir”, “Meşrubatlardaki alkoller de büyük suya atılmış necasetlerdir”, “Öyleyse içine alkol atılan büyük tankerlerde yapılan meşrûbâtlar da temizdir” şeklin de bir kıyas yapılması batıldır. Çünkü, büyük suların hükmü “alâ hilâfi’l kıyâs” (kıyasa ters olarak) vâkı’ olan bir hükümdür. “Gazoz veya enerji içeceği içmenin meşrû’ olub olmadığı” gibi bir başka şey ona kıyas edilemez. Gazoz ve enerji içeceği içmekte, ne “zarûret”, ne de onun yerine geçebilecek “hâcet” yoktur.

İkinci Kıyas:
“Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır ” yani “Çoğu sarhoş etmeyenin azı ve çoğu haram değildir ”. “Gazozların ya da enerji içeceklerin çoğu sarhoş etmez ”. “Öyleyse gazozların azı da çoğu da haram değil”. Bu kıyas batıldır. Çünkü bu kıyasın birinci mukaddimesi olan kaide ve hüküm “mustakil olduğu” haldedir. Öyle olmasaydı, “Çoğu sarhoş etmeyenin azı da çoğu da haram değildir” dediğimizde, “İçine bir bardak şarap veya rakı katılan bir küp suyu içen sarhoş olmaz”. “Öyleyse, bu küpten içmek de haram değildir, helaldir” dememiz lâzım gelecekti. Bu ise, “Rakının ve şarabın susuz olanı haram ama sulu olanı helal”dir gibi ters ve mantıksız bir sonucu getirecekti

Üçüncü Kıyas:
“Bir şarabın içine tuz atılır ve sirke haline gelirse haramken helal olur”. “Gazoz gibi içeceklerde dahi alkol değişir, sirke olur”. “Öyleyse gazozlar içine atılan alkol haramlıktan çıkar, helal olur”. Bu kıyas da batıldır. Gazozlarda ve enerji içeceklerinde dışarıdan eklenen etil alkol yapısını değiştirmeden etil alkol olarak kalır. Yani sirkeleşmez.

Dördüncü Kıyâs:
“Bütün fıkıhçılara göre az olan haram belli miktarda çok olan helale katıldığında karışım haram olmaz”, “Gazozlara veya enerji içeceklerine katılan haram alkol, katıldığı sudan daha azdır”, “Öyleyse su ile alkol karışımı haram değildir”, Bu kıyas da batıldır ve birinci mukaddimesi icmâî (âlimlerin söz birliği ettiği) bir hüküm değildir. Çünkü, Bu hüküm, haram maddenin diğer helâl maddelere hükmen şâyi/ yaygın olmaması kaydına bağlıdır. Yani, eğer “haram madde helal unsura hükmen sirâyet etmiyorsa, her tarafına yayılmıyorsa” takdîrindedir. Bir adamın helal kazancı çok, haram kazancı az olsa, helal kısmı helal, haram kısmı da haram kalır.

Mânen pis olan haram şeyler, temiz olan helallere, hükmen karışmış olmaz. Siz, helal kısmını niyet ederek onun malından yiyebilirsiniz. Ancak madden pis olan haramlar öyle değildir, bir küp şarabı beş küp temiz suyla karıştırırsanız bu karışım helal olmaz. Aksi halde, bir bardak rakıyı iki bardak temiz suya katsanız bu helal olacaktı. Burada maddî pislik ile manevî pislik karıştırılıyor. Ortada, fârık’a rağmen bâtıl bir kıyas var. Öte yanda, Malın haram olan faizi, çoğunluk fıkıhçılara göre helal kısmını da haram yapar.

yiyeceklerimize ve kullandığımız herşeye öyle şeyler katıyorlarki Allah sonumuzu hayr etsin

isde bu yüzden dikkat etmek zorundayiz biz müslümanlar


Fıkıh - İlmihal

MollaCami.Com