Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


İslam dini fertlere mülkiyet hakkı vermiştir

Mülkiyet hakkı mülk edinebilme hakkıdır İslam dini de fertlere mülkiyet hakkı vermiştir bunun için her birey mülkiyet haklarına sahiptir çünkü İslam adalet dinidir
Mülkiyet hakkı miras ,hibe,ticaret ve satın alma sureti ile olabilir hatta av hayvanı olabilir ,bir kimse tarafından İslami şartlara uygun olarak avlanıldığı takdirde kişi o avın sahibi olmuş olur dahada inceltir isek umuma ait bir çeşmeden kendi kabına su alan kişi o suyun sahibi olmuş olur yani mülkiyet hakkı çeşitli ve farklı olabilir ancak dinen alım satımı haram olan (domuz,içki,vb.)mülkü olmaz hatta ulvi maksatlarla vakfedilmiş mallarda şahsın mülkü olamaz
İslama göre mülk edinmesi mümkün olan herhangi bir mal bir kimse tarafından usulüne uygun mülk edinilmiş ise o mala dokunulmaması mülkiyet hakkına da riayet edinilmesi gerekir
İslamda her bireyin mülkiyet hakkı kedine ait tir günümüzde çok yaygın olan çekirdek aile tabir edilen sistemde kadın ve erkek hatta çocuklar beraber çalışır ama bütün kazançlar aile reisinde toplanır ilk bakışta güzel görünen bu sistemin iyice araştırıldığında bireyin mülkiyet hakkına riayet etmediği anlaşılır zira İslamda Ailenin mülkiyet hakkı yoktur bireyin mülkiyet hakkı vardır İslam dini esas itibari ile serbest ticareti ve fert mülkiyetini tesis etmiştir aynı zamanda mülkiyete dayalı bir takım şahsi vazife ve ibadetlerine beraberinde getirmiştir zekat vermek kurban kesmek hac yapmak gibi çekirdek aile sisteminde veya kalabalık aile sisteminde ailede emeği geçen pek çok insan olamasına rağmen mülk bir kişide toplanır misal ailede sadece bir kişilik hacca gitmeyi mümkün kılacak para veya mal temin edilse akla ilk gelen aile reisinin hacca gitmesi olur veya kurban kesilecek ise aile reisi keser meseleye dikkatle bakılır ise bu ibadetlerin ferdi olmasıyla İslamın fert mülkiyetini nasıl benimsediği açıkça anlaşılmış olacaktır çünkü mükellef olan mal değil insandır hiç bir fıkıh kitabında aileye kurban kesmek vacip veya aileye zekat farz dır ibaresini göremezsiniz eğer İslama uygun olan fert mülkiyetine riayet edilir ise her birey kendi kurbanını kurban vacip ise kendisi keser veya eğer nisap miktarı hasıl olmuş ise kendi zekatını kendisi vermiş olur . Kul hakkı denilince çalınarak gasp edilerek alınan mallar akla gelir Ömer Nasuhi Bilmen hukuk-i İslamiye kitabında “bir zatın ziyafetinde bulunup müteaddit sofralara ayrılmış olan davetlilerin kendi yedikleri şeylerden diğer sofrada bulunanlara vermesi caiz görülmemektedir hatta hane sahibinin köpeğine bile bir şey vermeleri mubah görülmemektedir çünkü başkasının malında izni olmadıkça tasarruf edilmesi caiz olamaz. Bu insanların mülkiyet hakkına riayetin bir neticesidir.”diye izah ederek pek çok insanı mühimsemediği küçük gördüğü şeylerden bile bu hakların geçebileceğini gayet güzel ifade etmiştir.
Hz. Allah kuranı kerimin Nisa suresinde kadın ve erkeği kendisinin yarattığını bunların nikah ile nesillerini devam ettirmeleri gerektiğini nikahında karşılıklı birtakım mülkiyetler getirdiğini doğacak çocuklar ve babaları vefat eden yetimler için bir takım vazifeler bulunduğunu onların yetiştirme ve mallarının muhafazası husunda nasıl hareket edileceğini ayrıca kadın ve erkeğin malları hususunda nasıl hareket edileceğini hatta ölümler halinde malların nasıl taksim edileceğini bütün tafsilatı ile açıklamıştır her şeyin devlete ait olduğunu savunan komünizm bir çok milleti perişan ederek dağıtmış ve bir çok baskıya rağmen yürümemiştir bizlerinde ailemizde fert mülkiyetini tesis ederek aslen dinimize uygun olanı yaşatmamız gerekmektedir her şey bana ait diyen bir aile reisi her şey bana ait diyenlere benzemiş olacaktır zira Nisa süresi 32. ayetinde kadının ve erkeğin kazançlarının ayrı oldu ve herkesin kazancının kendine ait olduğu açıkça beyan edilmiştir yine Nisa süresi 29. ayetinde ise mallarınızı aranızda gerek umum en ve gerekse karı koca ve akraba arasında haksız yere yemeyiniz buydurularak aile arasında bile fertlerin mallarını ancak meşru suretlerle yenilip tasarruf edilebileceği ihtar ediliyor
Günümüzde aile yapısı ile ilgili bir çok çarpıklıklar göze çarpmaktadır pek çok köyde baba ve çocuklar yıllarca beraber çalışırlar fakat elde edilen gelir sadece aile reisinin malı olmuş olur nasıl olsa ben ölünce onların olacak düşüncesi hasıl olur fakat reisten önce çocuk ölür ise torunlar dedenin insafına bırakılır bir başkası da eşler beraber çalışıp ev alırlar çoğu zaman bu aile reisinin üzerine yaptırılır fakat bir boşanma veya ölüm halinde malın kime ait olduğu tespiti zorlaşır bu konuda yaşanmış bir hikaye okumuştum 1967 yıllarında beraber okuyan iki arkadaş yıllar sonra karşılaştıklarında beraberce konuşurlar iken büyük olan memleketinde bir ev yaptırdığını söylemiş küçük olan
- maşallah senin o kadar paran var mıydı
- babam biraz yardım etti kalan kısmını da bilezikleri bozdurdum deyince
- sen bilezik mi takıyordun ya..(hafiften takılmış )
- yok canım hanımın bileziğini sattım demiş
- iyide niye ev yaptırdım diyorsun hanımım la ortak yaptırdım desene
arkadaşı biraz sinirlenir bu söze
-bizde ayrılık gayrılık olmaz evlenirken hanım yattığımız yorgana yanlışlıkla benim dedi ben ona kızdım “hanım hanım bir daha benim yorgan dersen o yorganı yakarım” dedim işte bizim beraberliğimiz böyledir ayrı gayrı olmaz demiş
arkadaşı ise gayet sakin
-iyide o yorgan kimin ?
-bizim
-üzerine giydiğin gömlek senin benim giydiğim benim her malın bir sahibi var dır o yorganın da bir sahibi olmalı eğer ikinizin ise ortak olmalı onu size kim verdi
- "evlenirken verdiler" deyince
- "yani kızımızı alırsan hediye olarak sana birde yorgan mı veririz dediler yoksa kızımız eli boş gitmesin diyemi verdiler" deyince
- arkadaşı durumu anlamış doğru ya kadının bir malı olması bir kusur olmaz demiş sevgili peygamberimizin de hanımlarının malları vardı aynı zamanda kadına da zekat farz değil mi malı olmayan kadın nasıl zekat verecek diye düşünmüş ve anlamış
Bu durumda da anlaşılıyor ki çeyiz kadının kendi mülkü dür .halk arasında zengin olan bir adamın kızları varsa malımı damadıma mı vereyim sağlığımda yerim diye bir söz var bazen duyarız halbuki bu mal damada değil tamamen kızının malı olmuş olur bu arada bunu da belirtmek lazım erkek kadın ile nikahlandığında hanımının tüm ihtiyaçlarını ve ondan doğacak çocuklarının ihtiyaçlarını üzerine almış demektir bu ihtiyaçları kendi malından karşılayacaktır bu mülkiyet hakkı çocuk içinde aynıdır çocuklarını kendi temlik ettiği veya dedesi ,halası,ve teyzesi tarafından verilen malları da çocuğu namına değerlendirecek asla kendi namına kullanmayacaktır,çocuklar için tertip edilen düğün ve sünnet merasimlerinde veya onların doğumunda gelen hediyeler çocuğun mülkü olmuş olur çocuğun mülk edinme yaşı ana rahminde başlar bazı kişiler sevgili peygamberimizin sen ve malın babanın dır hadisi şerifini delil göstererek babanın oğlunun bütün mülküne sahip olabileceğini savunurlar hüküm çıkarmak bizim haddimiz değil ama burada baba ve oğul arasındaki kuvvetli rabıtaya işaret olsa gerek yoksa huysuz bir baba misal oğlunun bir dairesi var ben senin babanım sende benimsin,malında benim diyerek oğlunun dairesini satıp yese veya büyük bir şirket kurmuş bir oğul bir zaman sonra babası gelse bunların hepsi benim sen git kendine başka bir iş bul dese ve bu arsızlığı sevgili peygamberimizin bu hadisi şerifine alet etse olur mu ?ama şunu da söylemek gerekmekte bir baba oğlunun evine gelir yer içer bundan da müsaade almaz birde anne ve babanı çocuklarına hayatta iken mal vermesi konusu var bu konunun ölçüsü de adaletli olmasıdır yani birine mal vermeyi düşünüyor ise diğerine de aynı payda mal vermesi gerekir kız veya erkek zengin fakir veya evli bekar diye ayırmaması gerekir demek ki anne baba her halükarda adaletli olacak hatta çocuklardan biri kendisine itaatkar olsa diğeri olmasa itaatkar olana mal vermeyi düşünüyorsa itaatkar olmayana da aynı miktarda vermesi gerekir bu şekilde davranması hem sünnete uygun olması hemde belki itaatsiz olanının kalbini ısındırmasına sebep olabilir büyük alimlerimizden biri bir arkadaşının hastanede olduğunu duyar ve hemen ziyarete gider durumunun iyi olmadığını görür yanındaki akrabaları bu çok iyi biriydi hizmet ehli idi fakat sağlığında çocuklarının birine mallarını büyük bir kısmını verdi diğerlerini mahrum bıraktı deyince durumu ne kadar ağır olursa olsun hemen söyleyin bu hususu derhal düzeltsin zira düzeltmeden gittiği takdirde kabirde düzeltmek çok daha zor olacak buyurmuş son olarak birde sunu şeyleyelim bir saat adaletle hükmetmek 70 yıl nafile ile iştigal etmekten evladır sözünü biz sadece mahkemede hakimlerin dikkat etmesi için söylenildiğini zannederiz halbuki hayatımızın her safhasında herkese bu adalet lazımdır eğer sadece hakimlere mahsus olup diğer insanlara şamil olmasaydı hem o insanlar bu sevaptan mahrum kalırlar hemde bu kadar adalet duygusundan mahrum kalan bir milletin hakimlerinin işi gerçekten çok zor olurdu

sevğili arkadaşlar mülkiyet hakkı hakkında yazımız devamı gelecek....

Teşekkürler, öğrenilecek daha doğrusu uygulanması gereken o kadar gerçekler var ki!
Bile bile Allah'tan korkmadan kafalarına göre muamele ederler sonra din diye yutturmaya çalışırlar.
Niye duymazlar? Niye anlamazlar? Peki kimi kandırırlar?
Mezara giderken mal paylaşırlar Allah'tan korkmadan adalet gözetmeden nereye gittiklerine şaşarım .
Sahi gidecekleri yere inanırlar mı dersiniz? Sanmıyorum, inanan korkar gizli haltlar çevirmeye, sana gelince ;) niye sorarsın? bende mi korkmam? Yetmedimi hesap vermek, daha mezara girmeden hergün sorguya çekersin?
Çek çek Allah aşkına! Sonra pişman olmaktansa burda kabirde olmak daha iyi...

allah razı olsun kardeşim
.......................................................................
bir ara kimse yorum yapmayacak diye üzülmüştüm ;D

Devamını bekliyorum aslında yorum yapmadım, fazla bilgim yok. Ama inanan dedigimiz insanların bile mülkiyet
hakkında haksızlık yaptıgını çogumuz biliriz.
Mesela Annem şimdiden oğluna bir kat veriyor ve iki kıza tek daire düşüyor ve bunu bile çok görüyor.
İnce bu konuda, bunu bilmiyordum zengin fakir farketmez, kız erkek farketmez ama zaten herşey oğlana biliriz.
Rabbim Büyük : Bir baba oğluna iyi arazileri saglığında vermiş, kızlara çorak diye sahildeki kumlu arazileri bırakmış.
Ama gel görki bu araziler denize yakın oldugu için değerlenmiş kızlara yine büyük bir pay kalmış.
Oğlan bu havadan gelen parayı kötü yerlerde kullanınca elinde birşey kalmamış.
Rabbim hayırlı kazanç ve hayırla yemeyi nasip etsin.
Rabbim yoldan çıkanlardan eyleme daima şükür etmeyi nasip eyle.

Bununla ilgili bir kitabım var bnmde ,elimden geldiğince tüm tanıdıklarıma veriyorum okusunlar bilgi edinsinler die .. Bnde okuyana kadar bu kadar ince bir husus olduğunu bilmiyordum.bu kadar önemli bir konuda çok cahiliz.Yazınız çok güzel, inş daha çok insanlara ulaşır... bnde devamını bekliyorum Allah razı olsun....


Fıkıh - İlmihal

MollaCami.Com