Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Bid’atler

Sual: Günümüzde işlenen bid’atler nelerdir?
CEVAP
İbadetlere bir şey ilave etmek bid'attir, büyük günahtır. Dinimiz noksan değildir. Hâşâ Allahü teâlâ veya Peygamber efendimiz dinde bir şeyi eksik bırakmış da, daha iyisini biz mi yapacağız? İbadete bid'at karıştırmak, Allahü teâlânın dininde noksanlık bulmak, koyduğu hükümleri beğenmemek, dini değiştirmek olur.

Mesela akşam namazının farzını 3 rekat yerine, daha fazla ibadet etmek için, 4 rekat kılmak bid'attir. 3 yerine de geçmez, namaz hiç kabul olmaz. Tesbihleri 33 yerine, çok sevap olsun diye 40 defa veya daha fazla çekmek bid'at olur. Halbuki hiç tesbih çekilmeden gidilse günah olmaz.

Namazlardan sonra âyet-el-kürsi okunur, tesbihler çekilir ve dua edilir. Dua ederken salâten tüncina okunur. Âyet-el kürsinin okunduğu yerde salâten tüncinayı okumak sünneti değiştirmek olur, yani bid'attir. Peygamber efendimiz nasıl ibadet etmişse, mezhebimiz bunu nasıl bildirmişse, o şekilde ibadet edilir. “Şunu da yapalım, ötekini de ilave edelim” demek, dinde değişiklik olur. Hadis-i şerifte, (İbadetleri bizim gibi yapmayan bizden değildir) buyuruluyor.


Diğer bid’atlerden bazıları şunlardır:

İnce çoraba veya çıplak ayağa mesh etmek. (Dürer)

Kur'an-ı kerimi teganni ile okumak. (Bezzâziyye)

Namazı hoparlör ile kıldırmak. (Mezahibi erbea, Elmalılı tefsiri)

Sünnet ile farz namaz arasında dua etmek, tesbih çekmek, üç İhlas okumak. (İbni Âbidin)

Müezzinin tesbihlere komuta etmesi. Hutbeyi Türkçe olarak okumak. (El edille)

Namaz kılıp, duadan sonra şükür secdesi yapmak. (Dürr-ül-muhtar)

Namazlardan sonra imam ile, eli göğse koyarak selamlaşmak. (S.Ebediyye)

Camide her namazdan sonra müsafeha etmek. [Tokalaşmak] (Redd-ül-muhtar)

Estağfirullahel'azim ellezi... diye başlayan istiğfarı müezzinin yüksek sesle okuması. (El İbda)

Vaazdan sonra, cenazede yüksek sesle dua etmek. (Mekâtib-i şerife)

Mezar taşı üzerine âyet-i kerime, şiir, methiye v.s. yazmak. (S. Ebediyye)

Aşure günü aşure pişirmeyi ibadet sanmak. (S. Ebediyye)

Bir kabirden başka bir yere nakledilirken tekrar cenaze namazı kılmak. (Hindiyye)

Eshab-ı kiramdan herhangi birini kötülemek. (Şerh-i Akâid)

Kadını bir defada üç talakla boşamak. (Mecmua-i Zühdiyye)

Cenazede yüksek sesle tekbir getirmek, ilâhi okumak. (Halebi)

Cenaze namazından sonra konuşma yapmak. (Zübdet-ül-makamât)

Ölü evinden helva vs. dağıtmak. Ölünün 3, 7, 40, 52 veya 53 üncü günlerini yapmak. (Tahtavi)

Kabir azabına inanmamak. (Akâid-i Şeybâniyye)

Yatırlara mum yakmak. Mezhepsiz olmak. (Tahtavi)

Zekeriya sofrası diye adak yapmak. (S. Ebediyye)

Bir kişinin bildirdiği hadislere inanmamak. (Tâtârhâniyye)

Mirac mucizesinin Kudüs’ten sonrasına inanmamak. (Bahr)

Kısa sakala sünnet demek. (Hadika)

Sünnete uygun olan bıyığı mazeretsiz kazımak. (S. Ebediyye)

Hazret-i Mehdi geldiği zaman, (Bir zaman gelir ki, Sünnet, bid'at gibi çirkin görülür, bid'at ise sünnet gibi rağbet görür) hadis-i şerifinde bildirildiği gibi, bid'at işlemeye alışmış olan Medine’deki âlim, bid'ati güzel sanıp ibadet olarak yaptığı için Hazret-i Mehdi’nin bid’at aleyhindeki sözlerine şaşıp "Bu adam bizim dinimizi yok ediyor" diyecektir. Hazret-i Mehdi, bu mezhepsizi öldürecektir. (Mekt. Rabbani)

Bazı bid’atler:
Cennette, Allahü teâlânın görüleceğine inanmamak,

Gökte Allah var demek,

Allah dede demek,

Hazret-i Ali’yi diğer üç halifeden üstün sanmak,

Eshab-ı kirama veya fasık Müslümanlara bile lanet etmek bid’attir.

Namaza başlarken yalnız dil ile niyet etmek bid'attir. Kalb ile niyet şarttır.

Kur'anı, zikirleri, tekbirleri müzikle veya ney çalarak okumak bid’attir, tasavvuf müziği de bid’attir.

Ücretle Kur’an okumak bid'attir.

Hutbenin ikinci kısmında, aşağı basamağa inmek, sonra tekrar yukarı basamağa çıkmak,

Mest üzerine mesh etmemek ve çıplak ayağa mesh etmek bid'attir.

Vaazdan sonra toplanarak yüksek sesle dua yapmak,

Mübarek gecelerde, camilerde fazla ışık yakmak bid'attir.

Hoparlörle ezan okumak,

Cihazla ibadet etmek, (Radyo, TV, teyp, hoparlör vs. ibadete sokmak),

Salevat-ı şerife getirirken, eli göğse koymak,

Müsafeha ettikten sonra eli yüze sürmek bid’attir.

Kısa sakal ile sünneti yerine getirdiğine inanmak,

Büyük zatların ölüm yıldönümlerinde matem tutmak bid’attir.

Cenaze olduğunu bildirmek için, minarelerde salât okumak,

Mezar taşlarına resim koymak, Fatiha ve methiye yazmak,

Türbe veya camilerde tavaf eder gibi dönmek bid’attir.

Kaynak:
Saadeti Ebediyye ilmihali

SeLam ve Dua iLe..

aro paylaşımınız için

amin ecmain ins..

Hoparlörle ezan okumak,

Namazı hoparlör ile kıldırmak..

bunlar günümüzde maalesef hep yapılıyor.. :-\ Allah-u Teala razı olsun kardeşim..

Bunların çoğu günümüzde yapılıyor. :( Allah yardımcımız olsun bizi sırat-ı müstakimden ayırmasın.

Ilmi Akaid kitaplarımız da Mecelle kaidelerinde şöyle bir kaide vardır. "Şek ile yakin zail olmaz" yani şüphe kesin bilgiyi ortadan kaldırmaz. Şimdi düşündüğümüzde Namazı hoparlör ile kıldırmak bidat diyor peki şu an hep Türkiye olaraktan bidat'a gözmü yumuyoruz, cemeat çok kalabalık nasıl olacak o zaman??
veya Kadını bir defada üç talakla boşamak bidat'mıdır yahu!!! veya Kısa sakala sünnet demek. >:(
Sünnet olan o zaten, Kadın niyyetli bir talakla boş olur zaten!!! neyse bu ve buna benzer konuları yanlış bilgilendirileceğinden müsait vakitte adminimizin incelediği bölüme kaldırıyorum. Adminimiz uygun görürse geri yayınlanacaktır.

oncelikle yanitlar icin hepinizden ALLaH c.c. razi olsun ins..

Ilmi Akaid kitaplarımız da Mecelle kaidelerinde şöyle bir kaide vardır. "Şek ile yakin zail olmaz" yani şüphe kesin bilgiyi ortadan kaldırmaz. Şimdi düşündüğümüzde Namazı hoparlör ile kıldırmak bidat diyor peki şu an hep Türkiye olaraktan bidat'a gözmü yumuyoruz, cemeat çok kalabalık nasıl olacak o zaman??
veya Kadını bir defada üç talakla boşamak bidat'mıdır yahu!!! veya Kısa sakala sünnet demek.
Sünnet olan o zaten, Kadın niyyetli bir talakla boş olur zaten!!!


Şimdi düşündüğümüzde Namazı hoparlör ile kıldırmak bidat diyor peki şu an hep Türkiye olaraktan bidat'a gözmü yumuyoruz, cemeat çok kalabalık nasıl olacak o zaman??

evet maalesef oyle buda bilincssizlikten kaynaklaniyor birseyde yanlis var ise bilgilendirerek cozum bulunmaliki duzelsin...
cunki bir bidat a goz yumulursa ardina yenisini getirecegi kesin yakinda kurani kerimde teganni ile okunursa sasmamak gerekir zaten kiyamet alametlerinden bir tanesi olarakta yuce Peygamberimiz s.a.v efendimiz tarafindan bize buda bildirilmistir..

veya Kadını bir defada üç talakla boşamak bidat'mıdır yahu!!!
bunu anlamak icin bosanma hukmune bakiniz...
bu sekilde bir erkek agiz aliskanligi yapip esini bosadigi an geri donusu yoktur oysa gunumuzde millet agzina sakiz yapmis bosanmayida..iddet muddeti vs.. gibi onemli mevzular var bosanmada oyle kafasina gore isteyen bosanip sonra pisman olupr ertesi gun barisamaz yani
cunki talakla bosandigi an geri donusumu yoktur fakat esler ofkelenince bu sekilde deil dusunerek hareket etmeleri emin olmadanda bosanmamalari icindir..

veya Kısa sakala sünnet demek.
Sünnet olan o zaten...
sakal konusundada yine fikiha bakiniz ins.. tipki diger mevzularda oldugu gibi bizler ne yazikki cok az arastirmaktayiz oyuzdende boyle bidatler turemekte buna izin verilmesin ins..

Sakal da âdete ait sünnetlerdendir. Kâfirlerden de sakallı olanlar var idi. Buhari, Müslim, Nesai, Ebu Davud, Tirmizi’nin rivayet ettiği (Sünnet olan on şeyden biri sakal bırakmaktır) hadis-i şerifi sakalın sünnet olduğunu açıkça bildirmektedir. Sakalın bir tutamdan fazlasını kesmek sünnettir. Bir tutamdan kısa bırakmak, sünnete aykırıdır. Sünnet diye bir tutamdan kısa sakal bırakmak bid’attir. Böyle bid’at sakalı, haram işlemekten kurtarmak için, bir tutam uzatmak vaciptir [yani farzdır.] (Redd-ül muhtar)

Umarim yanitlayabilmisimdir..

Saygi ve Dua iLe..


Şimdi düşündüğümüzde Namazı hoparlör ile kıldırmak bidat diyor peki şu an hep Türkiye olaraktan bidat'a gözmü yumuyoruz, cemeat çok kalabalık nasıl olacak o zaman??

evet maalesef oyle buda bilincssizlikten kaynaklaniyor birseyde yanlis var ise bilgilendirerek cozum bulunmaliki duzelsin...


Şöyle bir kaide vardır "Ezmanın tağayyürü ile ahkâm tağayyür eder" Zamanın değişince hükümler de değişir. iİeri gitmemek şartı ile ama Kur'an, edille çerçevesinde.
Bulunmuş ve devam ediyor.


veya Kadını bir defada üç talakla boşamak bidat'mıdır yahu!!!
bunu anlamak icin bosanma hukmune bakiniz...
bu sekilde bir erkek agiz aliskanligi yapip esini bosadigi an geri donusu yoktur oysa gunumuzde millet agzina sakiz yapmis bosanmayida..iddet muddeti vs.. gibi onemli mevzular var bosanmada oyle kafasina gore isteyen bosanip sonra pisman olupr ertesi gun barisamaz yani
cunki talakla bosandigi an geri donusumu yoktur fakat esler ofkelenince bu sekilde deil dusunerek hareket etmeleri emin olmadanda bosanmamalari icindir..


Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde Üç şeyin ciddisi ciddi, şakasıda ciddidir, bunlar nikah, talak ve ric'attır. Neden talak var. Çünkü talak nikah önemli şeylerdir. Onlarla şaka olmaz. Yani öle ağız alışkanlığım oldu, Dil sürçmesi oldu veya buna benzer ifadeler makbul değil.
Nikah ve talak hakkında o kadar yazılacak yazılarımız var ki dilerseniz Çağımız ve Günümüz Meselelerine Fetvalar kitabından alıntı yaparak devam edelim
Üç talak meselesi üzerinde müçtehidler ve fıkıh alimleri, birçok açıklamalarda bulunmuşlar ve bunun neticeleri hakkında mufassal bilgiler sunmuşlardır. Bu hususla ilgili fetvaları din kardeşlerimizin istifadesine arzetmeden önce kısa bir açıklama yapmakta fayda mülahaza etmekteyiz.
a) Ayrı ayrı zamanlarda birer birer boşama yaparak üç boşamada bulunmak
b) Önce bir, daha sonra iki talak ile üç boşama hakkını kullanmak
c) Önce iki, sonra bir boşamada bulunmak suretiyle üç talak vermek
d) Bir defada üç talak vermek suretiyle bütün boşama haklarını bir defada kullanmak.

Bu sayılan şekillerin hangisinden gidilecek olursa, neticede "üç" boşama vuku bulmuş olacaktır. İslam fukahasının bu mevzua ışık tutacak bir kısım fetvalarını aşağıya alıyoruz diyor ama biz almayacağız.


sakal konusundada yine fikiha bakiniz ins.. tipki diger mevzularda oldugu gibi bizler ne yazikki cok az arastirmaktayiz oyuzdende boyle bidatler turemekte buna izin verilmesin ins..


Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei ve diğer hadis kitaplarında bıyığı kısaltmanın sünnet olduğu beyan edilmektedir. Dört mezhebe göre bıyığı Tamamen kesmek değil kısaltmak sünnettir.
Şir’at-ül islam isimli kitabda “Bıyıkları kısaltmak sünnet-i râtibe’dendir. Yani müekked sünettir.” denilmiştir.
Sakal, Resûl-i Ekrem Efendimizin hafife alınamaz aziz bir sünnetidir; hakkında ileri geri konuşulamaz. Bu sebeple, sakalı çirkin görünüşten korumak, sevimli hal de muhafaza etmek gerekir Bakanların çirkin göreceği şekilde kaba saba tutmak, güzel olmayan bir görünüşe terketmek, sünnetle hürmet değildir Bu bakımdan, sakalın etrafından alınabilir. görünüş güzelliği sağlanarak bakanların güzel görecekleri duruma getirilebilir. Zira sakal, erkeğin zinetidir; sünnet dahilinde kendisine yakıştığı gibi düzenleyebilir Ayrıca, bir takım meşrû mâzeretleri dolayısıyle sakal bırakmayan Müslümanlar da, neden bu sünneti işlemiyorsun diye itham edilmez.
Selam ve Dua ile

Muhakkak bir faide mülahazası ile bu paylaşımlar yapılıyor ancak bendeniz de Üçharfbeşnokta kardeşimize katılıyorum. Ve dikkatimi çeken sadece bir kaynak gösteriliyor olması...

oncelikle tskler yanit icin..

Şöyle bir kaide vardır "Ezmanın tağayyürü ile ahkâm tağayyür eder" Zamanın değişince hükümler de değişir. iİeri gitmemek şartı ile ama Kur'an, edille çerçevesinde.

ben yazimda herzaman kaynak veriyorum sizde verirseniz sevinirim...
Kurani Kerim ve Sunnet kiyamete kadar gecerli gelmistir bizlere oyle cag degisti zaman degisti diye hadis ve kuran da olanlar degistirilmez...
iste sorunda bu kuran cercevesinde zaman degisince hukumler degisir denilince bu bidatler cikiyor aksi olsa aynen s.a.v efendimizin donemindeki gibi devam ederdi..bu nedenlede zaten en buyuk tehlike ve imtihan burada zamana caga gore diye dinde degisiklik yapmak.. neticede yahudilik ve hiristiyanlikta bundan dolayi bozulmus..bizler bu konuda hassas olmassak iste boyle aporlo ilede namaz kilinir camilerde yakinda kuranda okunur belkide calgi calinir!!!

Nikah ve talak hakkında o kadar yazılacak yazılarımız var ki dilerseniz Çağımız ve Günümüz Meselelerine Fetvalar kitabından alıntı yaparak devam edelim
Üç talak meselesi üzerinde müçtehidler ve fıkıh alimleri, birçok açıklamalarda bulunmuşlar ve bunun neticeleri hakkında mufassal bilgiler sunmuşlardır. Bu hususla ilgili fetvaları din kardeşlerimizin istifadesine arzetmeden önce kısa bir açıklama yapmakta fayda mülahaza etmekteyiz.
a) Ayrı ayrı zamanlarda birer birer boşama yaparak üç boşamada bulunmak
guzel kardesim benim yazimla bu yazinizi karsilastirirsaniz ayni konudan bahsettigimizi anlarsiniz bakin sizin
a) $IKKINIZDA diorki ayri zamanlarda birer bosama buda demek oluorki bir anda 3 talakla bosanma olmamali deilmi?
cunki yukardada yazdigim gibi bir anda 3 talak kullanilinca geri donusu olmadan o cift bosanmakta...ve bunu bilmeyen bazi ciftler sonradan eyvah biz konustuk anlastik pismaniz geri nasil bir araya gelebiliriz diye kara kara dusunmeye basliyorlar bunu onlemek icindir bu hukum dinimizde herseyin cok guzel a-z dusunuldugune bir kanit daha..
d) Bir defada üç talak vermek suretiyle bütün boşama haklarını bir defada kullanmak.
buna gelince fikih herzaman
a) orneginde olabilicek durumlara karsi koruma amaci ile geri donusu olmayan bir karar alinmadan onlem alinmasini onemle vurguladigi icin insanlarin cok iyi dusunmeden ilerde pisman olucagi bir karar almamasi icin onlem almis

diger konuda sakal idi bunada ben kaynakla birlikte aciklamali yazi eklemistim buyrun tekrar ekliyorum:

Sakal da âdete ait sünnetlerdendir. Kâfirlerden de sakallı olanlar var idi. Buhari, Müslim, Nesai, Ebu Davud, Tirmizi’nin rivayet ettiği (Sünnet olan on şeyden biri sakal bırakmaktır) hadis-i şerifi sakalın sünnet olduğunu açıkça bildirmektedir. Sakalın bir tutamdan fazlasını kesmek sünnettir. Bir tutamdan kısa bırakmak, sünnete aykırıdır. Sünnet diye bir tutamdan kısa sakal bırakmak bid’attir. Böyle bid’at sakalı, haram işlemekten kurtarmak için, bir tutam uzatmak vaciptir [yani farzdır.] (Redd-ül muhtar)

kaynak tek denildigi icin sakal konusunu ayri bir baslik altinda daha detayli olarak eklicem insaALLaH..

Muhakkak bir faide mülahazası ile bu paylaşımlar yapılıyor ancak bendeniz de Üçharfbeşnokta kardeşimize katılıyorum. Ve dikkatimi çeken sadece bir kaynak gösteriliyor olması...


suphesiz faydali olmasi icindir paylasimlarimiz..
kaynak nereden olduguna dair aciklama yapmistim tam ilmihal saadeti ebediyye fikih bilgileri bunun kaynagi ise yine ayet ve hadisler ve imam rabbani mektubatlarindan bu hukumler ise 4 hak mezhep imamlarinin icma karari ile yapmis oldugu aciklamalardir...

SeLam ve Dua iLe...


ben yazimda herzaman kaynak veriyorum sizde verirseniz sevinirim...
Kurani Kerim ve Sunnet kiyamete kadar gecerli gelmistir bizlere oyle cag degisti zaman degisti diye hadis ve kuran da olanlar degistirilmez...
iste sorunda bu kuran cercevesinde zaman degisince hukumler degisir denilince bu bidatler cikiyor aksi olsa aynen s.a.v efendimizin donemindeki gibi devam ederdi..bu nedenlede zaten en buyuk tehlike ve imtihan burada zamana caga gore diye dinde degisiklik yapmak.. neticede yahudilik ve hiristiyanlikta bundan dolayi bozulmus..bizler bu konuda hassas olmassak iste boyle aporlo ilede namaz kilinir camilerde yakinda kuranda okunur belkide calgi calinir!!!



Aynısı benim içinde geçerli bütün konularımı inceleyin En altında mercei, kaynağı, mebdeini bulabilirsiniz.
Gayret ediyorum ve edeceğimde.
Buradaki için kaynak istiyorsanız üstte geçtiği için, yani garine gaim olduğu için yazmadım ama yinede yazayım Ilmi Akaid kitaplarımız da Mecelle kaidelerinde geçiyor. Yukarda da izah ettiğim gibi

Şöyle bir kaide vardır "Ezmanın tağayyürü ile ahkâm tağayyür eder" Zamanın değişince hükümler de değişir. İleri gitmemek şartı ile ama Kur'an, edille çerçevesinde.

Şimdi Yukarda da belirttiğim gibi Elbette Hz Kur'anı'mızdan ayrılmayacağız onda yoksa edille ye bakacağız onunda dışına çıkmayacağız,
bunun aksini kimse iddea edemez
Dilerseniz konumuza şu yönden bakalım. Efendimiz (sav) in zamanı ile bu zaman arasında farklar mevcut (amel ve itikat değil) mesela o zaman müslümanların adedi cüz-i bir miktarda idi, azdı. Hz Ömer zamanında bile müslümanların sayısı yetmiş, seksen kadardı. Ama şu an şükürler olsun Milyonlarla ifade ediyoruz. Aporlerle okurken de yanlış bir şey için değil Allah'ımızın Emr-i ilahisi için okunuyor...Daha çok kimse cemeat sevabına nasıl nail olur duysunlar gelsinler...



a) Ayrı ayrı zamanlarda birer birer boşama yaparak üç boşamada bulunmak
guzel kardesim benim yazimla bu yazinizi karsilastirirsaniz ayni konudan bahsettigimizi anlarsiniz bakin sizin
a) $IKKINIZDA diorki ayri zamanlarda birer bosama buda demek oluorki bir anda 3 talakla bosanma olmamali deilmi?
cunki yukardada yazdigim gibi bir anda 3 talak kullanilinca geri donusu olmadan o cift bosanmakta...ve bunu bilmeyen bazi ciftler sonradan eyvah biz konustuk anlastik pismaniz geri nasil bir araya gelebiliriz diye kara kara dusunmeye basliyorlar bunu onlemek icindir bu hukum dinimizde herseyin cok guzel a-z dusunuldugune bir kanit daha..

Konumuz şu
Kadını bir defada üç talakla boşamak.


Üç talak evet hem fikiriz ama burada dikkat çekilecek bir husus var. Benim dikkat çekmek istediğim yer. Eğer kişi niyyetli olarak derse üçe gerek kalmaz Bir defa demesi kafi zaten Orada o ibareyi koyması lazım.
Bunlarda fıkıh kitaplarında geçer, Kuduri, Nur'ul izah, dürer...

Benim sakala sözüm yok oradada belirttim zaten ileri geri konuşulamaz diye, sözüm
Kısa sakala sünnet demek
ibaresi.

Ve tekrar söylüyorum.

Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinden derlenen bilgilerin yeraldığı “Arşiv vesikalarına göre Nasreddin Hoca” adlı yazıda Evliya Çelebi’nin .“Akşehir ulema ve sulehası, ayan ve sipahisi libası fakire giyerler.
Nasreddin Hoca, Konya’da bir medreseye yerleşmiş ve öğrenimine başlamıştır. O günlerde başından bir olay geçer. Şehirde bıçak taşıma yasağı vardır. Bir gece şehrin Subaşı’sı, Nasreddin Hoca’nın üzerinde koca bir kasatura bulunca, Nasreddin: (Kusura bakmayın!. Ben medrese öğrencisiyim. Bu kasatura ile de kitaplardaki yanlışları kazırım.) diye özür diler. Subaşı’nın: (Bir yanlış için bu kadar uzun kasaturaya ne lüzum var?) demesi üzerine en güzel cevabı verir:
(Kitaplarda bazen öyle yanlışlar var ki, bu kasatura bile az gelir!).


Mübarek ne güzel buyurmuş. Her kitapta yazan doğru anlamına gelmez.
Eğer bizim ehl-i sünnet vel cemeat akıdesinin dışına çıkarsa olmaz. Formumuz genelde hanefi mezhebine mensup olanlar takip ediyor zaten. İstisnalar kaideyi bozmaz. Tekraren sizin tahdınızda herkese söylüyorum konuyu baştan sona okumadan kesinlikle eklemeyelim.


Ben sadece arkadaşlarımızın verdiği örnekleri ele aldım, bizim islam çerçevesinde yaptıklarımıza bidat diyen başka neler var dilerseniz devam edelim.

Sünnet ile farz namaz arasında dua etmek,
Sünnet ile farz namaz arasında dua etmek, tesbih çekmek, üç İhlas okumak
Müezzinin tesbihlere komuta etmesi.
Aşure günü aşure pişirmeyi ibadet sanmak.
Bir kabirden başka bir yere nakledilirken tekrar cenaze namazı kılmak.


Daha da var ama bunlar genelde yaptıklarımız.

teşekkürler

selamünaleyküm.ya birşey soracam namazı hoparlörlerle kıldırmak bidat diyoruz ama mekkede bile hoca mikrofonla kıldırıyo namazı o nasıl olacak onu anlayamadım pek.birde selatü selam getirirken elimizi göğsümüze koyuyoruz saygıdan o bidat mi kafam karıştı o konuda aydınlatırsanız sevinirim hayırlı günler


Fıkıh - İlmihal

MollaCami.Com