Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Diş Kaplatmak

[center]
Hanefi müctehidlerinin bu husustaki ihtilafı, diş doldurtmanın veya kaplatmanın caiz olup olmadığında değildir. Bu noktada ihtilaf değil, bilakis ittifak etmişlerdir. Aralarında vaki olan ihtilaf, dişi bağlamak veya kaplatmakta kullanılacak maden üzerinde olmuştur, İmam-ı Azam Ebu Hanife, bu işin ancak gümüşle yapılmasına müsaade etmiş ve onun için ictihadına İmam Ebu Yusuf da katılmıştır.

İmam Muhammed ise, dişi bağlatmanın veya kaplatmanın altın veya gümüş ile yapılabileceğini ifade ve ictihad etmiştir. İmam Ebu Yusuf'un İmam Muhammed'in ictihadına katıldığına dair rivayet de bulunmaktadır.

Zahir'ür-rivaye kitaplarından bulunan İmam Muhammed'in "el-Camiu's-Sağir" adlı eserinde şöyle ifade edilmektedir: "Dişler oynayıp sallandığı vakit, düşmesinden korkulursa sahibi onu (yandaki dişlere) bağlatmak dilerse gümüş ile sıkıca bağlatabilir. Fakat altın ile bağlatamaz. Bu, Ebu Hanife'nin içtihadıdır. İmam Muhammed (ra), "Altın ile de gümüş ile de bağlatılabilir" demiştir. Hakim'in "el-Müntekaa" adlı kitabında İmam Ebu Hanife ve İmam Ebu Yusuf'un görüşleri şöyle nakledilmektedir: "Bir kişinin dişi sallandığı zaman, düşmesinden korkarsa, altın veya gümüş (tel) ile bağlatmasında Ebu Hanife ve Ebu Yusuf'a göre bir beis yoktur. "Muhit" adlı eserde de böyle ifade edilmiştir.

Ashab-ı tercihten bulunan Kadihan'ın "Feteva-i Haniye" adlı eserinde, Hakim'in beyanına açıklık getiren şu ibare mevcuttur: "Bir kimsenin ön dişi sallansa ve fakat henüz düşmüş olmasa, düşmesinden endişe edilse, altın veya gümüş ile bağlatmakta bir mahzur yoktur. Bu, bir zinet gibi (hükme bağlanacak mesele) değildir. Bu meselenin gümüş ile olan cevazında Hanefi imamlarının icmaı vardır.

İmam-ı Azam Hazretlerine göre, düşmüş bir dişin yerine gümüş diş taktırmakta bir mahzur yoktur. İmam Muhammed'in diş bahsinde altın ile gümüş arasında bir ayırım yapmadan müsaade verdiği düşünülünce, çıkmış bir dişin yerine altın veya gümüş diş taktırmanın cevazı kendiliğinden ortaya çıkmış olur.

İslam alimlerinin bu husustaki fetvalarının dayanağı, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'nin rivayet ettikleri Hadis-i Şeriftir. Arfece bin Es'ed (ra)'in Külab vak'ası günü, düşmanın kılıç darbesi ile burnu kesilmişti. Gümüşten burun taktırmış ise de koku yapmış (ve kendisini rahatsız bırakmış)tı. Bunun üzerine, Peygamber (sav), altından (takma) burun yaptırmasını ona emretti. İmam Muhammed, bu Hadisi ictihadına mesned olarak almış ve altından diş yaptırmakta ve kaplatmakta bir beis olmadığı ictihadında bulunmuştur.

İmam Muhammed Hazretleri'nin telifatından bulunan "Siyer-i Kebir"in ibaresinde dikkat çekici beyanlar mevcuttur. Şöyle ki: "En yettehize sinnen min zehebin" ibaresi ise, enli bir şey ile dişi her tarafından kaplarcasına diğerine bağlamak manasına gelmektedir.

Mecdüddin Firuzabadi'nin "Kamus" tercemesinde bu tedbib kelimesi şöyle açıklanmaktadır: "Bir nesne (şey) üzerine ayrılıp mecmuunu ihtiva eylemek manasınadır.

Bu cümlede geçen "Ayrılmak" kelimesi, "Bir şeyin üzerine kapanır gibi eğilmek" diye açıklanmıştır.

Tedbib, yukarıdan aşağıya doğru kapatmak, kaplamak, kuşatmak; şedd kelimesi ise aşağıdan yukarı doğru çıkan bir bağlama şeklini ifade etmektedir. Zira Şeddin manaları arasında irtifa (yükselme) de vardır. Güneş doğup yükselince Araplar "Şedden neharu" derler.

Bu hususa mesned olacak nakiller sadece Arfece hadisinden ibaret de değildir, İslami eserler tetkik edildiğinde başkaca beyanlara tesadüf etmek de mümkündür. Şöyle ki:

a) İbni Kaani, "Mücem'üs-Sahabe" adlı eserinde Abdullah bin Abdillah bin Ubey bin Selul'den şöyle dediğini rivayet et-miştir: "Uhud harbi günü, benim ön dişlerim ufalanmıştı. Bunun üzerine, Peygamber (sav) bana altından diş yaptırmamı emretti."

b) Taberani, "Mu'cemü'l Vasat"da Abdullah bin Ömer (ra)'dan Hişam bin Urve'nin rivayet ettiği hadiste, Hazret-i

Ömer'in ön dişinin düştüğünü, Peygamber (sav) Efendimiz'in onu altınla bağlatmasını emrettiğini rivayet etmiştir.

c) Amr bin Heysem Ebu Kutun, "Abdullah bin Amr'ın bazı dişlerinin altınla bağlanmış olduğunu gördüm" demiştir. İbni Sa'd, bu zat hakkında "Sika, vera sahibi ve ibadete düşkün" ifadesini kullanmaktadır.

d) Peygamber (sav) Efendimiz'in damadı Hazret-i Osman (ra)'ın dişlerini altınla kaplattığını Akıd bin Yasin haber vermiştir.

e) Enes bin Malik'i, bilekleri üzerine (oturtan) çocuklarının tavaf ettiklerini ve Hazret-i Enes (ra)'in dişlerinin altınla bağlanmış olduğunu gördüğünü, Taberani "Mücem"inde Muhammed bin Sadan'dan rivayet etmektedir.

( Çağımız ve Günümüz Meselelerine Fetvalar | Mehmed Emre // mollacami.net // ücharfbeşnokta )
[center]


Fıkıh - İlmihal

MollaCami.Com