Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Şeytan,insana ibadet ettirir mi?

Şeytan; kibir ve gururu sebebiyle ALLAHü teâlânın “Âdem’e secde ediniz” emrine isyan edip, karşı geldiği için, Onun rahmetinden uzaklaştırılan varlıktır.

Şeytan, insanlara hep kötülük ve düşmanlık yapmalarını vesvese eder. Nisa suresinin yüz yirminci âyetinde mealen;(Şeytan insana çok şeyi söz verir ve birçok şeyi hatırlatır. Şeytanın söz verdiği şeylerin hepsi yalandır) buyurulmuştur.

Şeytan, kötülükleri, iyilik şeklinde gösterip, insanları aldatır ve “ALLAHü teâlâ rahimdir, affeder” diyerek onları günaha sürükler. Şeytan, nefs ve kötü arkadaşlar, insana hep günah işletmek isterler.

Şeytan, Müslümanları aldatmak için de, farzları ehemmiyetsiz gösterip, sünnet ve nafileleri yapmaya sevk eder. Ata-i Horasani hazretleri, şeytanın hileleri hakkında şunları anlatmıştır:
“Nisa suresinin (Kim bir fenalık yapar veya nefsine zulmeder de ALLAH’tan mağfiret dilerse, ALLAH’ı çok bağışlayıcı, çok merhametli bulur) mealindeki yüz onuncu âyet-i kerimesi nazil olunca, şeytan çok feryat eder. Avanesi onun bu feryadını işitip sebebini sorduklarında;
-Benim hilelerim ile bu ümmete işlettiğim günahların af ve mağfireti hakkında bir âyet nazil oldu. Bu âyette ALLAHü teâlâ, istigfar edenlere af ve mağfiretini vaad etti ve O, vaadinden asla dönmez. Şimdi düşünün. Acaba buna bir hile yolu bulabilir misiniz? der Onlar da;

-Hayır, biz böyle bir hile yolu bilmiyoruz derler. Bir müddet sonra kendisi; ben bir hile yolu buldum diyerek şöyle anlatır:

-O büyük Peygamber ahirete intikal ettikten sonra, ümmetine güzel amel suretinde çeşitli bid’atler işletelim. Bunları ne Peygamberleri, ne halifeleri ne de eshabı yapmış olsun. Böyle amelleri onlara güzel göstermek suretiyle, onlar o bid’atleri sünnet sanıp ısrarla üzerine düşüp yaparlar. O yaptıkları amelden de tevbe ve istigfar etmezler. Bu işledikleri bid’atlerle onların Cehenneme girmelerini sağlar, muradımıza ereriz.”

Peygamber efendimiz de, bir hadis-i şeriflerinde; (Bid’at ortaya çıkaran ve bunu yapan kimseye şeytan çok ibadet yaptırır. Onu çok ağlatır) buyurmuşlardır.

Abdülkerim Cili hazretleri buyuruyor ki: “Şeytan, ilmi olmayan Müslümanlara önce şehvete dair işlerin sevgisini aşılamaya çalışır. Böylece kalb duygularını öldürür. Sonra dünya sevgisini vererek, dünyalık kazanmaya sevk eder. Böylece bu insanların bütün gayeleri, dünyayı elde etmek olur.

Salih kimseler iyi ameller işlediklerinde şeytan harekete geçer. Onlara işledikleri ameli güzel gösterir. Böylece onları ucba ve kendini beğenmişliğe sürükler. Sonunda hiçbir âlimin öğüt ve nasihatini dinlemezler. İblis onları bu hâle getirdikten sonra şöyle der: “Başkaları sizin ibadetinizin binde birisini yapsa kurtulur.” Bu telkinlere kananlar, amellerini, ibadetlerini azaltırlar. İstirahat yolunu tutarlar. Kendilerini yüceltirler, başkalarını hafife alırlar. Artık bu halleri onları peş peşe günaha sürükler. Şeytan, âlimi aldatmak için ise, onun ilmi ile devreye girer. Söylediği her sözün hak olduğunu anlatır. Senin gibisi yok diye telkin eder. Şeytan bu yoldan gitmekle çok muvaffak olur. Büyük İslam âlimlerine tâbi olmayıp ilimlerine güvenenlerden pek azı bu hileden kurtulabilir...”

Dırar bin Mürre hazretleri de buyuruyor ki:
“Şeytan şöyle demiştir: Âdemoğluna üç şeyi yaptırdığımda maksadıma kavuşmuş olurum ve onlara istediğimi yaptırırım. Birincisi, günahlarını unuttuğu zaman, ikincisi amelini çok gördüğü zaman, üçüncüsü kendi görüşünü beğendiği zaman.”

Netice olarak Şeytan, insana ibadet ettirir. Peki, yaptıklarımızın Rahmani mi yoksa Şeytani mi olduğunu nasıl bileceğiz? Şeytan, tam dine uygun şekilde, yani ehl-i sünnet itikadına uygun olarak ibadet ettiremez. Ancak bir eksikle ibadet ettirir. Yani o ibadeti bozan, kabul ettirmeyen bir eksikle ibadet ettirir. Mesela bir kimsenin, beş kuruş zekat borcu varken, bu zekatı, bu kimseye verdirmez ve verme düşüncesine bile yaklaştırmaz. Bunun yerine milyarlarca lira sadaka verdirir, hayır hasenat yaptırır. Yine herhangi bir kimsenin iki rekat kaza namazı borcu varsa, bunu kıldırmaz. Bunun yerine o kimseye sabahlara kadar tesbih çektirir, zikir ettirir, nafile namaz kıldırır, ağlatır sızlatır. Halbuki dinimiz, beş kuruş da olsa, zekatı vermeyi, iki rekat farz namazı vaktinde kılmayı, vaktinde kılınmamış ise kaza etmeyi emrediyor. Bunlar farzdır ve dinin isteğidir. Eğer farzlar vaktinde yapılmaz ve sonra da kaza edilmezse, hesabı, azabı vardır. Nefsine uyarak ibadetleri vaktinde yapmayan ve bunları kaza etmeyip, nafilelerle meşgul olan kimse, şeytanın isteğini yapmış olur. Nefse ve Şeytana aldanmamak için dinimizi, ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenmeliyiz.
osman ünlü hoca, makaleler

Netice olarak Şeytan, insana ibadet ettirir. Peki, yaptıklarımızın Rahmani mi yoksa Şeytani mi olduğunu nasıl bileceğiz? Şeytan, tam dine uygun şekilde, yani ehl-i sünnet itikadına uygun olarak ibadet ettiremez. Ancak bir eksikle ibadet ettirir. Yani o ibadeti bozan, kabul ettirmeyen bir eksikle ibadet ettirir. Mesela bir kimsenin, beş kuruş zekat borcu varken, bu zekatı, bu kimseye verdirmez ve verme düşüncesine bile yaklaştırmaz. Bunun yerine milyarlarca lira sadaka verdirir, hayır hasenat yaptırır. Yine herhangi bir kimsenin iki rekat kaza namazı borcu varsa, bunu kıldırmaz. Bunun yerine o kimseye sabahlara kadar tesbih çektirir, zikir ettirir, nafile namaz kıldırır, ağlatır sızlatır. Halbuki dinimiz, beş kuruş da olsa, zekatı vermeyi, iki rekat farz namazı vaktinde kılmayı, vaktinde kılınmamış ise kaza etmeyi emrediyor. Bunlar farzdır ve dinin isteğidir. Eğer farzlar vaktinde yapılmaz ve sonra da kaza edilmezse, hesabı, azabı vardır. Nefsine uyarak ibadetleri vaktinde yapmayan ve bunları kaza etmeyip, nafilelerle meşgul olan kimse, şeytanın isteğini yapmış olur. Nefse ve Şeytana aldanmamak için dinimizi, ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenmeliyiz.


Fıkıh - İlmihal

MollaCami.Com