Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


TURİSTLER ÜLKEMİZE NİÇİN GELMELİ?

Allah’ın Ümmet-i Muhammed’e bahşettiği bu doğa harikası ülkemiz için Rabbimiz’e ne kadar şükretsek azdır.
Burada (şükrümüzün fiili ispatı olarak) sorulması gereken iki soru var;
1.Bu nimetleri nasıl kullandığımız?
2.Bu nimetleri nasıl tanıttığımız?
Ben konumun içeriği açısından ikinci soruyu ele almak istedim.
Evet ülkemizin güzelliklerini, o kalbinden iman nurları akan ecdadımızın yaptığı eserleri görmek için milyonlarca turist ülkemize akın etmektedir. Ama bu gelen turistler ülkemize hangi amaçla gelmekte, daha doğrusu biz onları hangi zihniyetle karşılamaktayız?
Turist ülkemizi bir tatil beldesi, gezip tozma, eğlenme yeri olarak görmektedir, yani biz öyle göstermekteyiz.
Allah bize bu Cennet vatanı turistlere zevki sefa olsun diye değil insanlığın imanına vesile olalım diye bizlere vermiştir.
Biz sahillerimiz şöyle güzel, dağlarımız şöyle büyük, çiçeklerimiz şöyle hoş demekle insanlığı, bir hiç uğruna buraya çağırmış oluruz ve sadece cebimizi doldururuz. Ayrıca da bu zihniyetle kazanılan rızkın helalliğine de gölge düşürmüş oluruz. Ne olur yani hem para cüzdanımızı hem de sevap cüzdanımızı doldursak.
Allah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağlar yerleştirdi. Yolunuzu bulmanız için de nehirler ve yollar yarattı. (Nahl Suresi 15. Ayet) Ayet-i Kerime’si ve;
Dağlar yeryüzünün dişleridir. Eğer dağlar olmasaydı depremin şiddeti ile bırakın evleri binaları, yeryüzü paramparça olurdu. İlmi vesilesiyle dağları, yalnız büyüklüğüyle ve görsel güzellikleri ile değil de yaradılış hikmetiyle beraber anlatsak. Bunun için insanoğlunu çağırsak.
Mimar Sinan Hz.’lerinin eserlerinin sırları günümüz teknolojisiyle dahi hala bulunamamıştır.
Mesela bir camisinde içeriye girdiğinizde toz yığınları bulamıyorsunuz koca caminin toz derdi yok. Niye çünkü mermer kolonlar tozu üzerine çekiyor ve sadece mermeri silmeniz yeterli oluyor. Böyle bir güzelliğin, ilmin yalnız beşeri yönünü değil de böyle bir ilhamın nasıl kendisine kılındığının hakkaniyetini ve hikmetini anlatsak.
Bu zihniyetle gidilen bir yolda kazanılan sevapların büyüklüğü dünyalara sığmayacaktır.
Allah böyle bir Ahlak ile hareket eden Ümmet-i Muhammed’in üzerine bereket, rahmet ve hidayet nurlarını yağmur misali yağdıracaktır.
Sonuç olarak:
Allah’ın bizlere emanet ettiği Vatanımızda yaşayan, Ümmet-i Muhammed’e tabii olan bu güzel halkımız insanoğlunu;
ÜLKEMİZİ TANITMAK İÇİN DEĞİL, İSLAMİYETİ TANITMAK İÇİN ÇAĞIRMALIDIR.
Saygı ile…


Makale Köşemiz

MollaCami.Com