Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Dost diye diye...



İnsanın bu “kaypak” dünyada tutunmasını sağlayan, varlığını anlamlı kılan biraz da dostlarıdır.

Lügatinde dosta ve dostluğa dair kelimeler bulunmayan bir dil ne kadar soğuk, o lügatin sahibi topluluk ne kadar bedbaht bir topluluktur. Dostu ve dostluğu yaratan Allah’a hamdolsun, başta peygamberler olmak üzere cümle dostlara, Allah dostlarına selam olsun...


Dost kardeşin kardeşidir, desek yalan söylemeyiz. Yeryüzünde “dost” olarak gördüğümüz kişiler yerine göre kardeşten daha evlâdır. İnsanın bu “kaypak” dünyada tutunmasını sağlayan, varlığını anlamlı kılan biraz da dostlarıdır. Allah cümle insanları iyilerle karşılaştırsın duasında bulunalım ve diyelim ki; kimle beraber olduğunuz kimliğinize de yansımaktadır. Sizin kim olduğunuz kimlerle düşüp kalktığınıza, sırrınızı kimlerle paylaştığınıza bağlıdır. Kimseden dost olmayacağını söylemek ne kadar abes ise, her önüne gelene dost gözüyle bakmak da o kadar abestir.

Dost seçilendir, onun için seçkindir; arkadaşlığınız da, yoldaşlığınız da bu kişilerin “dost” olmasıyla anlam kazanmaktadır. “Önce refik sonra tarik” hikmetindeki “refik”, dostun ta kendisidir. Dost vardır, çıkılmaz yokuşları, geçilmez uçurumları size hissettirmeden “yol” yapar. Dost diye bildiğiniz vardır; düz yolda ayağınızın tökezlemesine yol açmakla kalmaz, onu da sırtınızda taşımak zorunda kalırsınız. Onun için Doğu’nun büyük bilgesi Sadi, “Dost, dostuna yolunun üzerindeki dikenleri gösteren kişidir.” sözünü boşuna söylememiştir.

Dostun sözünün acılığından şikayet etmeyin, duyduğunuz acı/acılık, dostsuz kaldığınızda yüz üstü düşeceğiniz hayatın size sunduğu zehir dolu kadehten daha acı olmayacaktır. Varsın, dost acı söylesin. O acı, yalancı dostun dünyayı toz pembe gösteren aynasından daha bereketlidir.

Dost “bereket” demektir. İnsanoğlunun tekamülünde, ruhunda taşıdığı yeteneklerin inkışafında en büyük tesiri ona dostları yapmıştır. Mevlâna üstadımızın, bugün dünyayı etrafında pervane kılan bilgeliğinin, derinliğinin müsebbibi Tebrizli Şems’ten başkası değildir.

Hazreti Peygamber’in yol arkadaşları, önce akrabalarından ziyade dostlarıdır. İnsanlığı fıtrat dinine çağıran o Yüce Elçi’nin dostları, o gökte bir yıldız olan güzel insanlar, dostun dostu için hangi cefaya katlanabileceğini cümle cihana yaşayarak göstermişlerdir.

Dostun her şeyi paylaşılanı, yeryüzünde, “halk içinde yüzdeki ben” sayısı kadar azdır. Ondan dolayıdır ki insan dostlarıyla da hangi kulvarda dostluk edeceğini iyi bilmelidir. Dosttan dosta fark vardır.

Bundan da dost olur mu diye kimseyi küçümsemeyelim. Herkesin bilgisine, görgüsüne, donanımına, meşrebine göre dostları vardır. Sizin dostluğa değer görmediğiniz birisi başka birinin “has dostu” olabilir. “Nâdânlar eder sohbet-i nâdânla telezzüz / Divânelerin hemdemi divane gerektir.” diyen Ziya Paşa, Allah bilir ya, doğru söylemiştir.

“Bir dost bulamadım gün akşam oldu” diyen Kul Himmet üstadımızın çığlığı, nihayetinde insanın ezeli yalnızlığına, “elif” oluşuna göndermedir ve insan hayatını özetlemektedir. Yoksa, bunu diyen şairin de halince hatırınca ve dahi yeterince dostu olduğundan kimsenin kuşkusu bulunmamalıdır.

Bir insana “Dostum!” diye hitap etmek, ona kardeş diye seslenmekten daha sıcaktır. Kardeşlik seçilmeyen bir şeydir, yeryüzünde kimsenin kardeşini seçme gibi bir tasarrufu söz konusu değildir. Ne var ki dost seçilendir, özeldir.




Mehmet Berat IRMAK

İnsanın bu “kaypak” dünyada tutunmasını sağlayan, varlığını anlamlı kılan biraz da dostlarıdır.
emegine saglık

Ben de Allah'ın bana verdiği her dostumu lütuf olarak görüyorum.Dostluk hususunda benden şanslısı var mı bilmiyorum ama Allah'ın bana verdiği bu lütfu her zerresi adedince sahip çıkıp dostluğu kanımda, yüreğimde hissettim.Ne zaman bir sıkıntım olsa her zaman başımı yaslayacağım, içimi dökeceğim bir can mutlaka oldu.Dostlarım canımdan öte can oldu.Yüce Râb'bime bu bağlamda ne kadar şükür etsem azdır.

"Varsın, dost acı söylesin. O acı, yalancı dostun dünyayı toz pembe gösteren aynasından daha bereketlidir."

Dilerim Mevlam cümlemizi asıl dost Efendimiz ve onun Ashab'ına dost eylesin.

Dilerim bu dostluk bereketi ömrüne yayılsın, her daim en özel dostlar seni bulsun Anise, harika bir eserdi, teşekkürler...

emeğine sağlık....dost dediğimiz nedirki.gıyabında DUA sında unutmayan.ahirette cennettede beraber olandır.

Emeğinize yüreğinize sağlık anise kardeşim. Çok güzel bir anlatım. Rabbim kendisine dost eyledikleriyle dost eylesin bizleri.

Beğenmenize çok sevindim arkadaşlar.Hz allah her daim hakiki dostlarla beraber oldursun bizleri.

Bu yazıyı okuyunca şu hadise aklıma geldi;

Kişi yarın hesap gününde , günahı sevabına galip geldiğinde babasına gidecekmiş
-"Babacığım dünyada iken gençliğini beni yetiştirmek için harcadın,saçlarına beyazlar , yüzüne kırışıklar olduğunda dahi beni düşündün,bana kıyamazdın,ne olur azıcık sevabından ver de yanmaktan kurtulayım" Babası ise şöyle cevap verir:

-"Evladım ben kendi derdimle meşgulum,sen başının çaresine bak" Çaresiz evlat ayrılır oradan.Bu sefer anacığına gider

-"Anam dünyada benim parmağıma diken btmasına razı olmazdın,kıyamazdın iki damla yaşıma,ne olur bana sevabından birazını verde feraha çıkayım" Dünyada yavrusuna kıyamayan anne kendi derdine düşmüştür;
-" Evladım ben kendimle meşgulüm,sana yardım edemem " cevabnı alır.Bu kez canı ciğeri kardaşına gider;

-" kardaşım,karındaşım dünyada birbirimizin eksiğini , gediğini kapatırdık,ne olur şimdide bana yardım et azıcık sevabından verde kurtulayım" Kardeş kendi hesbını düşünmektedir;

-" Ey kardeşim anam babam sana yüz çvirmişken ben ne yapabilirim,var git ben kendi derdime düşmüşüm"

Artık çare yoktur,boyun bükülmüş ve cehenneme doğru yol alınmıştır.Tam o esnada arkadan biri seslenir ;

-" Ey kardeşim nereye?

Kişi şaşkındır baksa görse ki seslenen ne ana ,ne baba, nede kardeş , dünyada iken yarenlik yaptığı,Hz Allah'ı beraberce zikir ettiği din kardeşi,dostu...O dost şöyle devam eder;

-" Ey kardeşim,can dostum ikimizde cehennemde yanacağımıza ,sen bana günahlarını ver ben sana sevaplarımı vereyim, senin yerinede ben yanayım"

İşte bu esnada hıtab-ı izzet duyulur

"- Ey kullarım ben sizden daha merhametsiz değilim elbet,ikinizinde günahlarını af ettim , varın elele girin cennetime"

Rabbim hepimize böyle ahiretlik dostlar versin...

Çok güzel bir anlatım. Rabbim kendisine dost eyledikleriyle dost eylesin bizleri.
allah razı olsun anise kardeşim.

Allah razi olsun,
Gönlümüz böylesi ahiret dostlugunda.
Rabbim nasip etsin.


Makale Köşemiz

MollaCami.Com