Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


soruma cevap verebilirmisiniz

benim çocuğum hiperaktif ve doktor kontrolü altındayız.Şu an çocuğa ilaç kullanıyorum fakat eşimin haberi yok.Eşim bir kaç gün önce bana çocuğa ilaç kullanırsan sana hakkımı helal etmem dedi.bu yüzden ilacı veremiyorum.versemmi vermesemmi?arada kaldım ne yapacağımı şaşırdım.Lütfen cevap verirmisiniz.Allah razı olsun.

Eşiniz neden ilaç tedavisini istemiyor?

Doktor ilaç tedavisi uygulanması gerektiğini söylüyorsa kullanın. Sonuçta çocuğunuzun sağlığı sözkonusu. Eşinizin böyle bir tutum sergilemesi gerçekten şaşırtıcı ??? Nedeni nedir peki? Niye hakkını helal etmezmiş?

Çocuğun hiperaktif olmasını neden ilaçla yatıştırma yoluna gidiyorsunuz ki? Bence doğru sayılabilecek bir şey olmasa gerek. Şahsen ben çocuk olsam, buna "ilaçla" müdahale edilmesine hoş bakmazdım. Bazı ikaz ve nasihatlerle, olması gereken doğal yollarla çaresine bakılması lazım değil midir? Tabi doktor ne demiştir bilemeyeceğim, neticede bu dalın uzmanı değiliz. Ama Peygamberimizin "Küçükken yaramaz olan çocukların, bu hallerinin ileride aklının ziyâde olacağına delâlet ettiği" şeklinde hadis-i şerîfi mevcut.

Bir de işe erkek penceresinden bakmak gerekirse; o çocuk size münhasır değil. Onu seven bir diğer sahibi daha var. Eğer benim çocuğuma benden habersiz böyle bir şey yapılmış olsa, gerçekten hiç hoş olmayan şeylere kapı aralayabilir idi diye düşünüyorum. Netice de o bir baba. Doğru olmadığını düşündüğü bir şey, çocuğuna tatbik ediliyorsa; verdiği tepki normalden daha farklı olabilir. Allah muhafaza...

Bunun "hak-hukuk" tarafı araştırılmak yerine, eşinizle bu konuda nasıl bir uzlaşma yoluna nasıl gidebileceğiz araştırılmalı. Yoksa hak-hukuk kısmı sizin aleyhinize olabilir.

İlaç kullanımıyla çocuğunuzu sakinleştirebilirsiniz ama bu sadece o anlık bir çözümdür ilacı bıraktığınızda eski davranışlarını tekrar yenileyecektir. Bu konuda ilacın çocuğunuzun biyolojisini ne yönde değiştirdiğini de araştırmanız gerekir diye düşünüyorum.Bu konuda benim yeğenim de aynı sorunları yaşıyordu ve doktor Ritalin isimli bir ilaç vermişti. Annesi bu ilacı vermek istemediğini ama zor durumda kalınca vermek zorunda olduğunu söylemişti ve başka bir çözüm yolu bulmak istediğini söyleyince biz de bir araştırma yapmıştık bu konuda. Yardımcı olacağı ümidiyle sizinle de paylaşmak isterim biz de bayağı işe yaramıştı. İlaç kullandığınızı eşinize söylememek de doğru bir davranış değil bence. Bu konuda da ankebut-57 kardeşimle aynı görüşteyim. Allah yardımcınız olsun.

Hipraktivite Nedir?
Hiperaktivite bir ögrenme bozuklugu degil, bir davranis sorunudur. Bir baska deyisle, hiperaktivite davranis sorunlarina sebep olabilen bir kisilik özelligidir. Hiperaktif çocuklar gereginden fazla hareketlidirler, düsünmeden davranir ve dikkatlerini (ilgilerini çekmeyen konularda) birkaç dakikadan fazla yogunlastiramazlar. Hiperaktivite okul çagindaki çocuklarin %3-5’inde bulunan ve erkek çocuklarda daha fazla rastlanan bir problemdir. Hiperaktivite aile için oldugu kadar çocugun kendisi için de büyük bir stres kaynagidir. Hiperaktif çocuklar genellikle davranislarinin dikkat dagitici ve rahatsiz edici oldugunu bilirler, fakat bu konuda ellerinden bir sey gelmez. Anne-babalarin bunu anlamalari ve çocuklarina sevgi ve destek vermeleri gerekir. Anne-babalar hiperaktivitenin getirdigi zorluklari asabilmek için çocuklarinin doktoru, ögretmenleri ve danismanlariyla isbirligi yapmalidirlar.
Hiperaktivitenin Bulgulari:
Hiperaktivite baska pek çok sorunla ortak belirtilere sahip oldugu için kesin tani koymak çok zor olabilir. Tani konmadan önce ayni belirtilerle kendini gösterebilecek olan diger tibbi ve duygusal sorunlarin saf disi edilmesi gerekir. Bu problemin belirtilerine, pek çok çocukta stres anlarinda kisa sürelerle rastlanabilir. Dolayisiyla her belirti gösteren çocuk otomatik olarak hiperaktif sayilmamali, problemin geçmisi ve ayrintilari anlasilmalidir. Hiperaktivitenin belirtileri genellikle çocuk yedi yasina basmadan ortaya çikar. Hiperaktif çocuklar dikkatlerini toplamakta zorlanirlar, davranislarini düsünmeden gerçeklestirirler ve genellikle fazla hareketlidirler. Bazilarinda ise, dikkat eksikligi ve düsüncesiz davranislar olmakla birlikte asiri hareketlilik yoktur. Aslinda her çocuk zaman zaman bu sekilde davranabilir, fakat hiperaktif çocuklar hemen her zaman böyle hareket ederler. Diger yandan hiperaktif çocugun kisa süreli islerde ya da TV, bilgisayar oyunu gibi eglenceli isler sirasinda çok dikkatli oldugunu gözleyebilirsiniz. Bu sizi sasirtmasin. Asagidaki liste çocugunuzda hiperaktivite belirtilerinin bulunup bulunmadigini anlamanizda size yardimci olacaktir. Eger çocugunuzda bu belirtileri kayda deger bir kismina rastladiysaniz ve bu belirtiler 6 ay ve daha fazla sürdüyse gözlemlerinizi doktorunuzla konusun.
Çocuklarda Dikkat Eksikligi Asiri Hareketlilik bozuklugunun belirtileri:
Hiperaktivite ön plandaysa,
* Yerinde duramaz,
* Oturmasi gerektigi halde oturamaz,
* Yerli yersiz kosup tirmanir,
* Asiri konusur,
* Sessiz sakin oyun oynamakta güçlük çeker,
* Her zaman bir seylerle ugrasir,
* Cevaplari agzindan kaçirir,
* Sirasini beklemekte zorlanir,
* Olaylara veya konusmalara müdahale yarida keser.
Dikkat Eksikligi ön plandaysa,
* Yönergeleri basindan sonuna kadar takip edemez,
* Dikkatini yaptigi ise veya oyununa vermekte zorlanir,
* Evde veya okulda yapacagi isler ve aktiviteler için gerekli malzemeleri kaybeder,
* Dinlemez,
* Detaylari gözden kaçirir,
* Düzensiz görünür,
* Uzun süre zihinsel çaba gerektiren isleri yapmakta zorlanir,
* Unutkandir,
* Ilgisi kolayca baska yönlere kayar.
Hiperaktiviteye Neler Sebep Olur?
Hiperaktivitenin sebepleri tam olarak anlasilmamistir. Bazi arastirmalar asagidaki sebepler üzerinde durmaktadir:
- Hiperaktif çocuklarin beyinlerinde mesaj alis verisini gerçeklestiren kimyasal maddelerde bir sorun vardir.
- Anne – babadan birinde veya her ikisinde de hiperaktivite varsa, bunlarin çocuklarinda da hiperaktivite belirtilerine rastlanabilir.
- Hiperaktivite çocukluk çagi hastaliklarindan sonra görülebilir.
- Gelisimsel sorunlar hiperaktivite ile baglantili olabilir.
- Beyin dokusundaki dogumsal ya da sonradan olma zedelenmeler hiperaktiviteye sebep olabilir.
Hiperaktivitenin Tanisi:
Bir çok çocuk zaman zaman, “hiperaktif” tanimina uygun davranislar sergileyebilir; fakat “hakiki” hiperaktiflik 12 yasin altindaki 20 çocuktan yaklasik 1 tanesinde görülür. Yine de çocugunuzun hiperaktif oldugunu düsünüyorsaniz bunu düsünmenize yol açan sebepleri doktorunuzla konusun. Hiperaktivitenin ilk isaretlerine çok erken yaslarda rastlanabilirse de tani genelde çocuk okula basladiktan sonra konur. Bunun sebebi okul ortaminin hiperaktif çocuklar için gerçek bir rahatsizlik kaynagi olmasi ve bu sorunun belirtilerinin sinif ortaminda daha fazla göze batmasidir.
Hiperaktivite tanisi için özel bir test yoktur. Taniya yönelik degerlendirmeler doktorun bir fiziksel problemleri ayirt etmek için ayrintili bir saglik öyküsü almasiyla baslar. Doktorunuz size ayrica ev ve okuldaki davranislariyla ilgili sorular soracak, çocugunuzun okuldaki davranislariyla ilgili ögretmeninden yazili formlarla bilgi isteyecektir. Doktorunuz ayrica benzer belirtilere yol açabilecek baska sorunlarin olup olmadigini anlamak izin çocugunuzu muayene edebilir. Örnegin, bazi çocuklarda hiperaktivite ile beraber ögrenme güçlügü veya davranis bozuklugu gibi baska bir sorun da bulunabilir. Bu gibi durumlarda doktorunuz her iki rahatsizligin da tedavisini amaçlayacak ve buna göre tavsiyelerde bulunacaktir.
Hiperaktivite tanisini koymak zordur ve zaman alabilir. Sorunlarin kaynagi bulununcaya dek sabirli olun ve çocugunuza duygusal açidan destek olun.
Hiperaktif Çocuga Evde Yaklasim:
Çogu anne-baba çocuklarina hiperaktivite tanisi kondugunda hayrete düser, çünkü bu çocuklarin evde aileleri tarafindan gözlemlenen herhangi bir problemleri yoktur. Gerçekten de bu çocuklar evde hiçbir dikkat bozuklugu bulgusu göstermeden saatlerce televizyon seyredebilir veya video oyunlari oynayabilirler. O halde böyle bir çocukta nasil hiperaktivite olabilir? Cevap basittir. Video oyunlari ve televizyon çocuklarin dikkatlerini odaklamalarina yardim edecek sekilde uyari gönderir, yani bu çocuklar televizyon seyrederken veya video oyunu oynarken pasif konumdadirlar ve dikkatlerini disaridan gelen uyarilar sayesinde toplayabilirler. Baska bir deyisle bu tür isler sirasindaki dikkat süresi hiperaktivite tanisi koymada önemli bir ölçüt degildir. Hiperaktif bir çocuk hem anne-baba, hem de ailenin diger bireyleri için büyük bir sikinti kaynagi olabilir. Tedavi edilmeyen hiperaktif bir çocuk aile için rahatsizlik kaynagi olmaya devam edecektir. Burada çocugunuza davranislarini kontrol etmesinde yardimci olabilmeniz için yapabileceklerinizden kisaca söz edecegiz.
* Çocugunuz için günlük bir program yapin. Çocugunuzun uyandigi, yemek yedigi, yikandigi, okula gitmek için evden çiktigi saatlerin her gün belirli ve ayni olmasini saglayin. Çocugunuzu kalabalik alisveris merkezleri gibi çok fazla uyaranin bulundugu ortamlardan mümkün oldugunca uzak tutmaya çalisin.
Hiperaktif çocuklar büyüklerinin dikkatini genellikle ancak yanlis bir sey yaptiklarinda çekerler. Çocugunuzu güzel sözlerle, kucaklayarak ödüllendirmeniz, olumlu davranislari için küçük armaganlar vermeniz çok önemlidir. Anne-baba, aile bireyleri ve arkadaslardan gelen bu tür olumlu destek ve sevgi çocugunuzun kendini iyi hissetmesini saglayacaktir.
Büyükler hiperaktif çocuklarinin davranislarina çok zaman sinirlenir ve fiziksel cezalara dahi basvurabilirler. Dayaktan kaçinilmalidir. Bunlarin yerine daha etkili disiplin teknikleri uygulayabilirsiniz. Örnegin çocugunuzun hiperaktif davranislari sizi fazlaca rahatsiz ederse, ona o an için sirtinizi dönerek davranisina karsi kayitsiz kalin. Çocugunuzun çok fazla heyecanli veya hareketli oldugu anlarda baska bir aktiviteyle dikkatini dagitmaya çalisin. Çocugunuzun çevresine yönelik tekmeleme, isirma vs. Gibi davranislarina müdahale ederek engel olmaniz gerekebilir. Onu sakinlesene kadar bir süre yalniz basina birakmaniz fiziki cezalandirmadan çok daha iyi etkili bir yöntemdir. Davranislarini çocugunuzla sakin oldugu anlarda tartisin ve onun bu davranislarinin sonuçlarini anlamasini saglayin.
Hiperaktif Çocuk ve Okul:
Sinif yapisi ve kurallari hiperaktif bir çocuk için oldukça zorlayici olabilir. Çocugunuzun ögretmeniyle isbirligi yapin. Ögretmen çocugunuzun içinde bulundugu zor durumu anladiginda çocugunuzun basarili olmasi için daha fazla yardimci olacaktir.
Hiperaktif çocuklarla yeterince ilgilenebilmesi için küçük gruplar içinde dikkatlerini toplamalari oldukça zordur ve böyle gruplarda ilgileri kolayca dagilmaktadir. Bu çocuklarin bir diger özelligi de çabucak sikilmalari ve verilen ödevleri tamamlamak için sürekli motivasyona ihtiyaç duymalaridir. Bu nedenle özel ögretmenler her zaman daha iyi sonuç verir. Hiperaktif çocuklarin pek çoguna özel bir hocayla yarim veya bir saatte okulda bütün bir gün içinde verilebilecek olandan daha fazlasi verilebilmektedir.
Hiperaktif çocuklar da okulda en az diger arkadaslari kadar basarili olabilirler. Bir çocugun hiperaktif olmasi asla onun yeterince akilli olmadigi anlamina gelmez. Bu çocuklar düzensiz ve dikkatsiz olabilirler, fakat bu onlarin ögrenme yeteneklerinin olmayisindan degil, hiperaktiviteden kaynaklanmaktadir. Göz önünde tutulmasi gereken bir nokta, hiperaktif çocuklarin önemli bir bölümünün ögrenme güçlükleri (okuma, aritmetik gibi) çektikleridir. Ögrenme güçlügüne yönelik degerlendirme ve tedavilerin ayrica planlanmasi ve bu konuda uzmanlasmis egitim uzmanlariyla isbirligi yapilmasi gerekli olacaktir.
Sinifta Dikkat Sorunlari Olan Çocuklarla Çalismanin Yollari
* Çocugun o gün neler yapilacagini önceden bilmesi saglayacak ve hep uyulan bir sinif düzeni gelistirin.
* Çocugun ögretmenin gözü önünde, pencereden uzak ve tahtaya yakin bir yerde oturmasini saglayin.
* Kendi basina yapilabilecek ödevleri, diger çocuklardan ayri bir kösede dikkati dagilmadan yapmasina izin verin.
* Çocugun ödevlerini yaparken gerektiginde ara vermesine olanak taniyin. Bu aralara diger çocuklardan daha sik ihtiyaç duyacaktir.
* Oyun saatlerini azaltma ve teneffüs iptalinden kaçinin. Oyun saatleri çocugun fazla enerjisinden kurtulmasi için iyi bir firsattir.
* Farkli aktivite düzeyleri gerektiren dersleri gün içine dagitin. Müzik, beden egitimi, resim gibi yardimci dersleri daha çok dikkat gerektiren Türkçe, matematik gibi derslerin arasina koyun.
* Dikkat sorunlari olan yasça daha büyük ögrencilerin, verimli çalisma ve dinleme aliskanliklari kazanabilmeleri için çalisma yöntemleri ile ilgili ek özel dersler almalari yararlidir.
* Ders çalisirken belli aliskanliklar edinmelerini saglayacak ve istenmeyen davranislarini kontrol edecek etkin bir sistem gelistirin. Ödül puanlari, çocugun basarisini grafikler ile göstermek, çocugu çikartmalar veya yildizlar ile ödüllendirmek, çocugu istenilen davranislari göstermesi için heveslendirecektir.
* Yeni seyler ögretip, yanitlar istemeden önce çocuga sözel ya da görsel bazi ipuçlari verin. Örnegin çocuga yalnizca onun anlayacagi bir isaret vermek onu utandirmadan dikkatini anlatilana vermesini saglar.
* Uzun sürebilecek ödevleri küçük parçalara bölün. Böylece çocuga bir isi tamamlamis olma duygusunu tattirmis olursunuz.
* Çocugun her zaman ayni performansi göstermesini beklemeyin. Çocugun çabalari sonuç mükemmel olmasa bile destekleyin.
* Mümkünse derste islediklerinizi ve ödevleri yazili hale getirin.
Hiperaktif Çocuklar Büyüdüklerinde Ne Olur?
“Çocuk büyüdügünde hiperaktiflik geçer” diye söylendigini duymus olabilirsiniz; bu dogru degildir. Ama asagidaki nedenlerden dolayi çocuk olgunlastikça bazi iyilesmeler olacaktir.
* Çocuklar saldirgan davranislarini birakmayi veya azaltmayi genellikle arkadas baskisi nedeniyle ögrenirler.
* Yas büyüdükçe bazi problemlerin üstesinden daha kolay gelmeyi ögrenir (örnegin ilgilerini çeken bir sey üzerinde yogunlasarak ve ilgilerini çekmeyenlere önem vermeyerek).
* Bazi çocuklar problemlerinin üstesinden gelmeyi ögrenirken, bazilari da özellikle daha küçük yaslardan itibaren siddeti hiperaktif olanlar ergenlik çaginda ciddi davranis bozukluklari gelistirebilirler.
* Hiperaktif çocuklarin çogunlugu büyüdüklerinde iyi olacak, veya en azindan idare edebilecek düzeye geleceklerdir.
* Bazen, özellikle 6 yasin altinda, kisa dikkat süresi genel bir gelisim geriliginin bir bölümüdür. Böyle durumlarda çocuk büyüdügünde bundan kurtulacaktir. Çocuk genel gelisim düzeyini yakaladiginda dikkat edebilme yetisini de kazanacaktir.
Tedavi:
Hiperaktiviteyi ortadan kaldirici bir kesin tedavi yoktur, fakat hiperaktiflere yardimci olabilecegimiz pek çok yol vardir. Doktoru, ögretmeni, danismani ve aile bireylerinin karsilikli fikir alisverisi ve isbirligiyle çocugunuz bu rahatsizliga ragmen normal bir yasam sürebilir.
Ilaç Tedavileri: Hiperaktivitenin tedavisinde uyarici ilaçlar oldukça ise yararlar. Hiperaktivite ve dikkat eksikligi ilk basta garip gelebilir. Bu ilaçlar çocugu daha hareketli kilmak yerine, sasirtici olarak hiperaktiviteyi azaltip dikkat süresini uzatmaktadir. Hiperaktif bir çocuga davranislarini kontrol etmesinde yardimci olan bu ilaçlari kullanan bir çocuk ilaci kullandigi süreler içerisinde daha sakin ve dikkatli olmaktadir.
Okul çagindaki hiperaktif çocuklar için en çok kullanilan ilaç Ritalin (Metilfenidat)’dir.
Bunun disinda Pemolin (Tradon), Tofranil (Imipramin) ve Catapresan (Klonidin) gibi baska bazi ilaçlar da yardimci olabilmektedir. Ilaç tedavisi gerekli oldugunda doktorunuz çocugunuz için en etkili ilaci bulmanizda size yardimci olacaktir.
Kullanilan bu ilaçlar bagimlilik yapmaz, fakat bir takim yan etkilere yol açabilirler (bas agrisi, uykusuzluk, istah kaybi ve depresyon gibi). Çocugunuzun doktoru tarafindan düzenli olarak görülmesini saglayin. Bu sekilde çocugunuzun genel sagligini gözetim altinda tutacaktir.
Psikolojik ve pedagojik tedaviler: Ilaçlar hiperaktif çocuklar için asla tek tedavi yöntemi olarak kullanilmamalidir. Çocugun davranislarini kontrol etmesine yardimci olurken ögretmenler, danismanlar ve ailenin diger bireyleriyle yapilacak isbirligi içerisinde uygulanacak tedaviler çok önemlidir.
Anne-babanin çocuga yaklasim konusunda egitimi, ögretmen ve okul danisman psikologunun bilgili yaklasimi ve çocugun kendisini kontrol etme ve duygularini ifade etme becerilerini kazandigi psikoterapi ve pedagojik terapilerin birlikte uygulanmasi, ilacin sagladigi kazanimlarin uzun vadeli olabilmesi için sarttir.
Son Birkaç Söz
Erken tedaviyle hiperaktif çocugun gelecegi için cesaret verici sonuçlara ulasilmaktadir. Hiperaktivite etkilerinden tam anlamiyla “kurtulamayacak” olsalar bile bugün sorun yaratan davranislari gelecekte onlara yardimci olabilir. Sinif ortamindan kurtulduktan sonra hayatta basariya ulasmak hiperaktif çocuklar için diger çocuklar için oldugundan daha kolaydir. Bu çocuklardan pek çogu eriskin yasa geldiklerinde is adamligi gibi kendi davranis tarzlarina uygun meslekler seçmekte, veya sanat ve eglence dünyasinda basarili olmaktadirlar. Hiperaktif bir çocugun anne-babasindan, ögretmenlerinden ve danismanlarindan bugün görecegi yardim ve destek, onun basarili ve mutlu bir eriskin olmasina yardim edecektir.

Ritalin'e Farklı Bir Bakış
Dr. Hasan AYDINLI

Ritalin bir çoğumuz tarafından bir şey ifade etmiyor olabilir. Hattâ birçok kişinin bu ilâcın ne olduğu ve nerede kullanıldığı konusunda bile bilgisi bulunmamaktadır. Kendi çocuğu bu ilâcı kullanan ve fayda gören bir çok anne babanın da ilâç hakkında tam bir bilgisi bulunduğu söylenemez. Bundan dolayı duyulan ve okunan bazı bilgiler kafa karışıklığına yolaçabilmektedir.
Piyasada ticarî ismi Ritalin olan ilâcın müessir maddesi, metilfenidat dediğimiz merkezî sinir sistemi uyarıcısı olan bir maddedir. Amfetamin benzeri tesir yapan bu ilâçların tedavi için kullanımı 1950 yıllarında başlamıştır, yani günümüzdeki bir çok ilâçtan çok daha önce bulunmuştur. Ritalin daha çok dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumlarında kullanılmaktadır. Başka kullanıldığı durumlar ve hastalıklar da olmasına rağmen, en fazla bu maksatla kullanıldığı için hiperaktif çocukların ilâcı olarak tanınmıştır.

Aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve dürtüsellik belirtileriyle kendini gösteren bu bozukluk, ilk bakışta sıradan bir davranış gibi gelse de kişinin hayatını oldukça etkilemektedir. Bilhassa okul dönemi ve okul öncesi dönemde bu olumsuz davranışlara rastlanmaktadır. Bu çocuklar; ders başarısı, arkadaşlarıyla ve anne babalarıyla olan münasebetlerinde problemler yaşamaktadır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumunda çoğunlukla çocuğun ders başarısı giderek düşmekte, arkadaş münasebetleri bozularak okul ve arkadaş çevresinden dışlanmakta ve psikososyal zorluklar oluşmaktadır. Bu problemleri yaşayan çocuklarda davranış bozukluğu, öğrenme güçlüğü, madde bağımlılığı ve depresyon sık olarak birlikte görülmektedir.

Günümüzde bu problemleri önlemede en önemli tedaviler ilâç tedavisi, davranışçı tedavi ve diğer terapi çeşitleridir. Sayılan tedavi çeşitleri içerisinde en tesirli olanı ilâç tedavisidir. İlaç tedavisinde ilk tercih Ritalin'in de aralarında bulunduğu merkezi sinir sistemi uyarıcısı ilaçlardır. Son zamanlarda ABD'de yapılan bir çalışmada bu hastalığın tedavisinde ilâç kullanılmadan başarısız olunduğu belirtilmiştir. Bazı hekimler, bu ilacı kendi çocuklarına da vermektedir.

İlacın uyuşturucu niteliği, ilacın kullanım şekli ile alâkalıdır. Normalde ağızdan alınan Ritalin, tedavi dozundan çok yüksek miktarda damar içine alındığında veya burundan koklandığında uyuşturucu benzeri bir tesir yapabilir. Şunu unutmamak gerekir ki bütün ilaçlar yanlış kullanıldığında ve uygun dozda kullanılmadığında insanlar için zararlı olabilir.

Birçok ilâçta olduğu gibi bu ilâcın da yan tesirleri vardır. Bu yan tesirlerin en sık olanları iştahsızlık, uykusuzluk, sinirlilik, karın ağrısı, baş ağrısı ve mide bulantısıdır. Toksik psikoz ve çok ender görülen başka yan etkiler vardır.

Ayrıca Türkiye'de reklamı en az yapılan ilâç Ritalin olduğu gibi fiatı da 5 dolar olup, ayda 10 dolarlık bir maliyeti vardır. Dolayısıyla menfaat maksatlı bir suiistimal ihtimali düşüktür.

Hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin sadece anne-babaların sevgisizliğinden ve ilgisizliğinden kaynaklandığı söylenemez. Beynin bazı bölgelerinde glikoz kullanımında bozukluklar olmakta, nörotransmitter sistemde bazı aksaklıklar göze çarpmaktadır. Bu çocuklarda enerji fazlalığı olduğu doğru değildir, belki beyindeki davranış kontrolünü sağlayan bölgenin iyi çalışmadığı daha uygun ifade olur. Bu çocuklara uygulanan testlerden elde edilen bilgilere göre, hareketlilikle ilgili dokuz, dikkat eksikliğiyle ilgili altı, ve dürtüsellikle ilgili üç belirtisi vardır. İlâcı kullanmanın gâyesi çocuğun hareketliliğini azaltmak değil, gerekli ve faydalı hareketler yapmasını temin etmektir.

DEĞERLENDİRME

Ritalin'e dair yaptığımız araştırmada, bu konuda hâlâ çeşitli tartışmaların devam ettiğini gördük. İnternette kısa bir dolaşma ile bu hususta elde ettiğimiz bilgilerin bir kısmı aşağıda özetlenmiştir:

Lawrence Wheathers'ın 1998'de yayınlanan "Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Başarı Yolu, İlaçsız Tedavide Yeni Bir Model ve İnkılabçı Bir Teori" isimli kitabında geniş olarak ele alındığına göre, hiperaktivite ve dikkat eksikliği sendromu ne bir bozukluk ne de biyolojik temeli olan bir rahatsızlıktır; bununla ilgili olarak da beyinde nöroanatomik bir bozukluk yoktur (www.caer.com).

Bu rahatsız edici durum, çocuğun dünyaya geldiği aile ve toplum çevresi ile fıtrat ve mizacının örtüşmesindeki zayıflıktan kaynaklanmaktadır. Çocuğun bulunduğu çevreye karşı uyum zayıflığına tesir eden faktörler değiştirilerek bu durum düzeltilebilmektedir. Dolayısıyla bu durum, aslında çocuğun kendine uygun olmayan ortama karşı çok ustaca kullandığı bir savunma mekanizması olarak da tarif edilebilir. Aynı savunma mekanizmasını zaman zaman büyükler de kullanmaktadır. Bu olumsuz durumlar ortadan kalktığında çocuklar gayet uyumlu ve sağlıklı davranır hale gelmektedirler. Fakat büyükler bu çocuklarla uğraşmaktan kaçındıkları ve yeterli zaman bulamadıkları için, bu çocuklar azınlıkta kalmakta, dolayısıyla hemen ilâçla tedavi yoluna başvurulmaktadır.

Bugün ABD'de dört milyon çocuk bu ilâcı kullanmaktadır. Çünkü ilâçla tedavi çok hızlı cevap üreten, ebeveynlerin ve öğretmenlerin işini kolaylaştıran bir yoldur. 1990'dan bu yana ilâcın üretimi % 700 artmıştır. Okullarda ve kreşlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. İlâcın kokainle aynı tesiri yaptığı ABD'de yayınlanan raporlarda belirtilmektedir (Simon ve Schuster, 1999). 1995 yılında Teksas'da aşırı Ritalin kullanarak acil servise kaldırılan çocuk sayısı ile kokain kullanımından dolayı acil servise kaldırılan çocuk sayısı aynıdır.

Bu çocuklarda, beyinde davranışı kontrol eden bölgeler arasında koordinasyon bozukluğu görülmektedir, fakat bu neticenin oluşması birçok faktöre bağlıdır. Yaratılıştan bir yatkınlık (güç mizaçlı çocuklar) olduğu gibi, bu yatkınlığın hamilelik döneminde annenin beslenmesi, stres yoğunluğu, doğum esnasındaki zorlamalar, çevre ile ilgili faktörler, anne-babanın eğitimine ve hayata bakışına bağlı olarak çocuğa karşı yanlış davranışları ve çocukla olan münasebetleri, sözkonusu durumun ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir.

Ayrıca ritalinin beyinde glikoz kullanımını düzenlediğine dair sadece bir vak'a rapor edilmiştir. Ritalin ile glikoz kullanımı arasında bir alâka bulunsa bile bu durum hastalığın nörobiyolojik olduğunu göstermez, çünkü ilâç normal çocuklarda da aynı tesiri oluşturmaktadır. Belirtiyi yok etmekte, ancak hastalığı tedavi etmemektedir. Hastalığın biyolojik sebebi tam olarak bilinmediğinden, teşhis ancak davranışların gözlenmesi ve analiz edilmesiyle belirlenebilmektedir. Fakat bu testlerle hangi çocuğun hiperaktif ve dikkat eksikliği olduğunu teşhis etmek çok zordur. Zira bu testler çocuğa uygulandığı için güvenilir değildir.

Birçok uzman sebep-sonuç münasebeti konusunda tartışmaktadırlar. Acaba bu bozukluk, beyindeki nörolojik bir yapı arızasının veya biyokimyevî aksaklığın sonucu mudur, yoksa aile çevresindeki geçimsizliklerin, henüz gelişmekte olan 0-3 yaş arasındaki çocuk beyninde arıza meydana getirmesinin veya doğumdaki bir zorlanmanın sebep olduğu bir sonuç mudur?

Hiperaktivite ve dikkat eksikliği sendromu konusunda akılda tutulması ve dikkat edilmesi gereken hususlar şu şekilde özetlenebilir:
1- Öncelikle çocuğunuzu yetişkin penceresinden değil, onun penceresinden anlamaya, çevresine karşı neden "tepki" tarzında tutum ve davranışlarda bulunduğunu tesbit etmeye çalışınız. Çocuğun his dünyasını dopamin sistemi üzerinden düzenleyen ilâçları hekiminizle birlikte kullanmaya karar vermeden önce, çocuğunuzun mizaç motifine uygun hissî ihtiyaçlarını ne ölçüde karşılayıp karşılayamadığınıza bir psikolog ile birlikte karar veriniz. İlaca başlamadan önce, çocuğun mizaç motifi ile ona sunulan ebeveynlik tarzlarının, kreşte ve okulda verilen eğitimin uygunluk derecesini belirlemenin, ona göre tutum ve davranış değişikliğine gitmenin, ilâçla tedavinin dozunu ve süresini kısaltabileceğini unutmamalısınız.
2- Ritalin, Amerika Birleşik Devletleri Federal İlaç Dairesi tarafından, yüksek seviyede bağımlılık yapan ilâçlar kategorisine alınmıştır. Ritalin'in bulunduğu grupta amfetaminler, kokainler, morfin, afyon ve barbituratlar yer almaktadır. Dolayısıyla Ritalin bağımlılığa yol açmayan yumuşak uyarıcılardan değildir.
3- Bu ilâçlar, çocuktaki zihnî ve hissî gelişmeye müsbet katkıda bulunmaktan daha çok, ebeveynlere ve öğretmenlere yardımcı olmaktadır(!). Ritalin bugünkü bilgilerimiz ışığında sadece hiperaktif çocuklarda gözlenen ve belirlenen nörobiyolojik bir bozukluğu düzeltmemekte, bu ilâcı alan herkesin dopamin seviyelerini artırarak, dikkat toplanmasına ve sakinliğe yol açmaktadır. Dolayısıyla ritalinin sistemde ürettiği cevap sadece hiperaktivite ve dikkat eksikliği belirtilerine has değildir.
4- Hiperaktif çocuklara hem bağımsızlıklarını hem de sorumluluklarını geliştirecek vazifeler, işler ve sorumluluklar vererek, ayrıca onlara destek olarak kendilerini daha sağlıklı ifade etmelerine imkân sağlamalıyız. Belki de onlara has sınıflar ayırmalı ve ev ödevleri vermeliyiz. Onlarla hissî ağırlıklı beraberliklerimizi daha da artırmalıyız.
5- Çocukların fıtratlarının temiz, zeki, sevecen ve iyiye yönelik olduğunu ve kendilerini geliştirmek için harekete ve fizikî aktiviteye ihtiyaç duyduklarını unutmayalım. Çoğu zaman çocukları küçük birer yetişkin konumunda görmek ister ve onları istediğimiz şekilde yetiştirmek için gayret ederiz. Ama çocukların ebeveynlerinden ve öğretmenlerinden beklentileri, yaratılıştan kendilerine verilmiş olan özelliklerine uygun, ilgi, destek ve şefkattir. Çocukların fizyolojik ve nörolojik gelişmeleri onların hareket etme isteklerine bağlıdır. Bu hareketler engellenmemeli ve zararsız olacak şekilde kanalize edilmelidir.

Sonuç olarak, dikkat eksikliği ve hiperaktif olan çocukların tedavisi sadece ilâçla mümkün olmamaktadır. Bunun yanında anne babalar, bakıcılar, okul öncesi ve okul öğretmenleri şefkatle, sabırla, sevgiyle, bıkmadan, ne yaptığını bilerek onlarla ilgilenerek, tatlı-sert bir disiplinle durumlarını iyileştirebilirler. En önemlisi, bu çocukları özel sınıflarda sabırla birebir ilgilenerek ve şefkatle yaklaşarak eğitmenin yolunu aramalıyız. Bu eğitim yolu denendikten sonra, ancak çaresiz kalındığında uzman ve güvenilir bir psikiyatri hekiminin kontrolünde ilâçla tedaviye geçilebilir.

malesef bazi cocuklar öyle oluyor o da Allah vergisi benim bir tanidigim var cocuk büyüdü ünüversiteye gidiyor cok zeki sabir sabir

allah sabırlar versin
sabrın sonu selamettir bencede kullanmayın kardeşim


allah sabırlar versin
sabrın sonu selamettir bencede kullanmayın kardeşim

bence onu daha farklı yerlere yönlendirmelisiniz,ben olsam sanırım böle düşünrdüm,örngn,karete jude,yüzme,futbol,basketbol,jimnastik vs vs..etrafınızda yada ulaşabileceginiz hangi bölüm varsa.böylelikle çocuk orda bütün enerjisinin 3/2sini harcayıp eve yorgun argın gelir.
benm düşüncem bu şekilde canım kardeşim.Allah yardımcınız olsuın.

Konu gündeme gelmiş madem ufak bir yorum da ben yapayım :)

Sabır en güzel şeydir elbette. Fakat böyle bir çocuğa sabretmek gerçekten büyük bir mesele...

Ufak bir anekdot aktarayım size. Hem bu arada anneler, özellikle babalar hatta anne ve baba adayları bir empati yapmış olsunlar...

Bir anaokulunda geçiyor anlatacağım olay. Malum okullarda sınıflar kalabalık oluyor. Bu yüzden her tür çocuk oluyor haliyle. 15-20 öğrencilik bir sınıfta en az 2 öğrenci hiperaktif oluyor. Ufak bilgiden sonra olaya dönelim. Öğle yemeği sonrası öğretmen öğrencilerine ellerini yıkamalarını, dişlerini fırçalamalarını ve boyama yapmak için sınıfa toplanmalarını ister. Öğrenciler lavaboya doğru yol alırlar. Bizim afacan çocuk elini yıkar, dişini fırçalar, sınıfa gider kimse yoktur, boyalarını çıkarır hatta azıcık karalar boyama kitabını, canı sıkılır ve oyun slaonuna çıkar, bir güzel oynar orada, oyuncakları dağıtır, sonra bir başka sınıftaki arkadaşını ziyaret eder. Bu arada tüm sınıf toplamıştır fakat afacan çocuk sınıfta yoktur. Öğretmen telaşla öğrencisini arar okulda. Bir zaman sonra kan ter içinde sınıfa gelir afacan çocuk. Sınıfa geri dönen öğretmen öğrencisini karşısında görünce şaşırır ve de sevinir. Çünkü bu öğrenci bir çok kez okul kapısından geri döndürülmüştür. Bahçe saatlerinde korku ile dışarı çıkartılır vs... Öğretmen sorar neredeydin? Sırayla yaptıklarını anlatır afacan :) Çocukların en çok sevdiğim özelliklerinden biri yalan bilmemeleri. Dosdoğru anlatır yaptıklarını. Bir takım tembihattan sonra boyama yapmak için hazırlığa başlarlar sınıfça ve böylece devam eder. Peki bu olay çocuğun son afacanlığı mıdır? Hayır. Yine aynen devam...

Böyle bir çocuk çikolataya birkaç şekere de kanmıyor bilginiz ola :D

Şimdi düşünün ki bir anne bu gibi bir çocuğu 7\24 zaptetmek zorunda, ilgilenmek zorunda, zarar gelmemesi için korumak-kollamak zorunda, ayrıca normal gündelik işlerini de yetiştirmek zorunda.

Bir daha düşünün evinizde duvarlara tırmanan bir çocuk ve yapılması gereken diğer işler...

Zor iş hakikaten ::)

Anne ve babaların el ele verip bir çözüm yolu bulmaları gerekiyor. Doktorsa, doktor. İlaçsa, ilaç.
Leyya kardeşimizin dediği gibi spor ve benzeri enerjilerini harcayacakları şeylere yönlendirilebilir hareketli çocuklar. Bu nisbeten, günün belirli zamanlarında, en azından sakinleşmelerini sağlar. Ya da uykularını düzenler.

Çocuk yetiştirmek zor, böyle bir çocuğu yetiştirmek daha bir zordur sanırım. RABBim tüm anne ve babaların yardımcısı olsun.

bizim oralarda bir laf vardır,bekara karı boşaması kolay derler,

herkesin bir sabır sınırı da vardır derler,

günde 6-7 saat uyku uyuyup, kalan tüm zamanı zıplayarak ve evi karıştırarak ve zarar vererek ve devamlı konuşup soru sorarak geçiren ve bunun yanında keçi gibi inatçı bir veledle uğraşmak ne kadar zordur ,

durlarınıza,suslarınıza ''yapacak hiçbirşeyim yok,uslu olmak istiyorum ama elim ayağım durmuyor'' deyip sizi bir de laflarla denerler,

bide karşınıza geçip'' ben başka anne-baba istiyorum,siz istediğim hiçbirşeyi yapmayıp birsürüde kural koyuyorsunuz,kural istemiyorum,istediğimi yiyip ,istediğimi içmek ve uyumak istemiyorum,eve girmek de istemiyorum ''derler ve siz eliniz alnınızda, gözünüz size doğru gelen füze ayak veya elde, kulağınız genelde kırılan bir eşyada veya havada uçuşan bir nesnede öylece kalakalırsınız ,

ve tutan ama devamlı karıştıran ve zarar veren elleri ,

gören ama bir taraftan fıldır-fıldır dönen ve ne yapacağını düşünen gözleri,

yürüyen ama yerde değil havada yürüyen ve tekme atan ayakları,

işiten ama hep duyulmaması gerekli şeyleri duyan kulakları,

söyleyen ama söylenmeyecek şeyleri söyleyen ve hiçdurmayan ve saatte bin soru ile genel kültür yarışması yapıp sizi edebiyat,sanat,inşaat,tıp,din,kültür ve ahlak dahil her alanda deneyen ağzı için defalarca şükredersiniz,hamdedersiniz,

ve....... vesini Rabbim ömür verirse göreceğiz.......

sıcak kanlı esprili hazırcevap yaratıcı muzip ve sürprizlerle dolu bir çocuk

ne güzel
bence

valla syn cepni siz böle anlatınca bizim oralarda bi laf vardır.gözm korktu açıkçası valla.hemde baya ürktüm.Allah yardımcınız olsun,Rabbim saglık sıhhat afiyet versin.inşllh hayırlı birer evlat olurlar. ;)Mevlam ahlakı muhammedi ile ahlaklandırsın.

madem konu ilerlemis arkadaslar böyle cocugu olan daha iyi bilir meseleyi olmayan iyi güzel tavsiyelerde bulunmuslar cok güzelde doktor tavsiyelerinide yabana atmamak lazim.
bazi kisilerde ileri yaslar kadar gidebiliyormus bu hastalik bakin hastalik diyoruz diimi hastalik neyle tedavi edilir tabiiki ilacla derim böyle cocuklarla gercekten sorunlar okul döneminde dahada doruk noktasina cikiyor bence ilac kullanmakta fayda var diyorum


benim çocuğum hiperaktif ve doktor kontrolü altındayız.Şu an çocuğa ilaç kullanıyorum fakat eşimin haberi yok.Eşim bir kaç gün önce bana çocuğa ilaç kullanırsan sana hakkımı helal etmem dedi.bu yüzden ilacı veremiyorum.versemmi vermesemmi?arada kaldım ne yapacağımı şaşırdım.Lütfen cevap verirmisiniz.Allah razı olsun.
fatma hanım eğer verdiğiniz ilaç çocuğunuzun vucudunu belli bir şekilde uyuşturma özelliğine sahipse ilacı kullanmayın çocuğunuza aktiviteler üretin bıktırma yolunu deneyi yani bıkıncaya kadar, yoruluncaya kadar oynamasına izin verin ya da sorumluluklar üretin.... ::)

hiperaktivede ilaç kullanımını daha önce duymamıştım.
zaten ilaç diyince insan bir duraksıyor. ben genelde psikolojik, davranış bozukluklarına karşı ilaçla tedaviden hoşlanmam. allah esirgesin tabi böyle rahatsızlıklardan. bide söz konusu çocuk olunca daha bi endişelndiriyor insanı.
babası hiç istemiyormuş size soruyorum o zaman; sizin istemediğiniz birşeyi babası sizden gizli yapsa ne kadar hoşlanırdınız ve nasıl tepki verirdiniz bir düşünün.
babasıyla birlikte doktora gidin ve doktorun tavsiyelerini dinleyin ve ortak karar verin. gizli hiçbirşey yapmayın. allah korusun o ilaçların yan etkisi falan vardır sonra çok zor durumda kalırısınız

beni kardeşimi birisi hen hiperaktivita hem dikkat dağınıklığı bi tanesi sadece dikkat dağınılığı için ilaçlı tedavi olyor inanın ilaçsız onlara dayana bilmek imkansız sabırda sabırmı bırakıyorlar okulları var dersleri var sınavlar bir sayfa kitap okumazlar ödev yapamazlar yaramazlıklarıda öle kolay değil kanepeleri kırarsa,sen birşey istersin duymaz kendi bildiğinden başkasını asla yapmaz en önemlisi onlara namaz kıldırmak bir tür ölüm dini eğitim çıldırma çok zor çokileca devam derim.


Genel Soru ve Cevaplar

MollaCami.Com