Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


KÜÇÜK ŞEYLER

KÜÇÜK ŞEYLER


Yüksek bir tepenin üzerinde bulunan lokantadan şehrin o koskoca evleri minyatür gibi görünüyordu.Azra evlere Yaşar da Azra'ya bakıyordu.Azra evlerin içindeki yaşamları okumaya çalışıyordu.Sevinç,üzüntü,acı,hastalık,doğum,ölüm;kim bilir şu anda neler yaşanıyordur bu evlerde diye düşündü.Kendi evi de o evlerden bir evdi.Yaşar gözlerini Azraya dikmiş,Azra isebir kere olsun ona dönüp bakmıyordu.Bu gün burada,ya evliliklerini bitirecekler yada birlikte eve döneceklerdi.Yaşar ümitliydi ama Azra bitirmek için kesin kararını vermişti,konuşmak istemiyordu.
''Kendimize bir şans daha vermeliyiz bence.''dedi Yaşar.''Kendimiz ve çocuklarımız için...Çünkü aramızda önemli bir problem yok.Ben hala neden ayrılmak istediğini anlayabilmiş değilim.Bütün maddi imkanlara sahibiz.İki çocuğumuz var,iyi bir işim var,güzel bir evimiz var,maddi sıkıntımız yok.Sana kötü davranmıyorum,seni dövmüyorum,aldatmıyorum.Bir kaç önemsiz davranışı bahane ederek yuvamızı yıkmayalım.
Azra da bir şeyler söylemek istedi;fakat aklına gelen bütün sözcükler ona gereksiz geldi.Sözcükler defalarca söylenmekten eskimişti.Zaten geçmişte söylediği sözlerin faydası olsaydı,kocası onu önemsiz sebeplerle ayrılmayı istemekle suçlamazdı.Mutsuzdu,sebeplerinide kocasıyla daha önce defalarca konuşmuştu,fakat işte yine basit sebepler deyip çıkmıştı.Bir kadının evlilikten beklentisi ne olabilirdi,maddi ihtiyaçlarının karşılanması mı?Onlar bekarken zaten karşılanıyordu.Evliliğinde duygusal ihtiyaçları karşılanmıyordu,bu da onu mutsuz ediyordu.
"Lütfen bizi düşünmüyorsan,çocuklarımızı düşün."dedi Yaşar.Azra,gözlerini bir an olsun ondan ayırmayan Yaşar'a bakmadan;"Konuşurken bana bakma,etrafına bak."dedi.
Yaşar hiç duymamış gibi Azra'ya bakmaya devam etti.
"Gözlerinle beni etkilemek için geç kaldın."diye devam etti."Kaç kere bu lokantada seninle yemek yedik,ilk defa etrafa değilde bana bakıyorsun.Ne zaman seninle yemeğe çıktıysak,istediğim asla lezzetli yemekler değildi.Tek istediğim seninle göz göze, romantik bir akşam geçirmekti ama bu hiç mümkün olmadı,çünkü beni bir sevgili olarak görmüyordun.Karın olduğum için,artık beni tavlamak zorundada değildin.Yani senin gözünde ben çantada keklikdim.O yüzden etraftan gözünü alıp benim gözlerime bakmana gerek yoktu.
"Bir saattir gözlerine bakmaya çalışıyorum ama sen bir kere benim gözlerime bakmadın."
"Geç kaldın çünkü.Şimdi de ben bakamanı istemiyorum.Gözlerini beni kazanmak isterken ya da kaybederken değil,seninle birlikteyken kullansaydın daha iyi olurdu.Ben evlenmeden senin bana bakışını sevmiştim.Maalesef evlilik cüzdanıyla o bakışları kaybettim.Şimdi ise çevremdeki masalarda göz göze bakışıp gülüşen mutlu çiftleri kıskanmak benim için sıradan bir olay oldu."
Yaşar,ne diyeceğini bilemiyordu çünkü o kasıtlı olarak öyle davranmamıştı.Hem bu o kadar önemlimiydi sanki.Kadınlar her şeyi abartırlar diye düşündü.O sırada yanlarına gelen garsona siparişlerini verdiler,yemekler gelene kadar da hiç konuşmadılar.Yemekler geldiğinde ise ilk lokmayı zor yuttular,yemeklerin hiç tadı yoktu.Garsona bakındılar fakat garsonlar servisle ilgileniyorlardı.Onları uzaktan izleyen lokantanın sahibi Eşref Bey yanlarına geldi.Eşref Bey Yaşar'ın babasının askerlik arkadaşıydı.Merhabalaştıktan sonra;
"Bir sorun mu var?"diye sordu.
"Yemeklerin hiç tadı yok."dedi Yaşar.
Eşref Bey yemeğe baktı.
"Bütün malzemesi tamam gibi görünüyor."dedi.
"Biz sizin lokantanızın yemeklerini biliyoruz.Daha önce de bu yemekten yedik,tadı çok nefisti ama bunun tadı çok kötü;tuzu yok,salçası yok sanki hiç yağı yok,başka eksikleri de var gibi."diyerek Yaşar itiraz etti."
"Yemekte tuz,yağ,salça gibi ufak tefek tatlar önemlimi sizce?"diye sordu Eşref Bey.
"Bunu nasıl sorarsınız,elbette önemli."dedi Yaşar.
"Bu yemekleri getirmesini ben istedim garsondan."dedi Eşref Bey.
İkisi de şaşırmıştı.
"Ama neden?"diye sordu Yaşar.
"Bu gün baban buraya geldi.Üzüntülüydü.Sebebini sordum,sizden bahsetti.Önemli bir probleminiz olmadığı halde boşanmayı düşündüğünüzü söyledi.Ben de çok üzüldüm.Sizi burada görünce,içinde bulunduğunuz durumu somut bir örnekle size göstermek istedim."

"Bu tatsız yemekle bizim durumumuz arasındaki ilişkiyi anlayamadım." dedi Yaşar.

"Açıklayayım. Yemeği tatlı yapmak da elimizde,tatsız yapmak da...Tıpkı evlilik hayatı gibi...Bizim basit gördüğümüz bazı detaylar evlilik hayatımızı derinden etkileyebilir.Bu detaylar bir dokunuş,güzel bir söz,sevgi dolu bir bakış,bir özür,bir teşekkür gibi pek çok kolay davranıştır.Onlardır bizi mutlu ya da mutsuz kılan.Yemeğin içindeki tuz veya yağ gibidir onlar.Ya bütün yemeğe tat verir ya bütün yemeği bozar.Hayatınıza küçük tatlar katmadığınız için mutsuz olduğunuza inanıyorum.Bence mutlu evliliklerin sırrı küçük tatlarda gizli.Sizlere karışma cür'etinde bulunduğum için beni bağışlayın.Şimdi garsona söylerim,yemeğinizi getirir,iyi akşamlar."deyip yanlarından ayrıldı.
İkisi de getirilen lezzetli yemeği sessizce yediler.Yaşar Azra'nın ne istediğini nihayet anlamıştı.O gece ikiside hayatlarına küçük tatlar katmak şartıyla, kendilerine yeni bir şans tanıdılar.




ALINTIDIR

müthiş bi yazı.çok begendim...
bunu bizimle paylaştıgın için sanada çok tşkkr ederiz sevgili çuhadar....

MutLu son :) Ders aLmak isteyene artar ßiLe.Çok güzeLdi.İdrak edeßiLmek ne ßüyük erdem vesseLam.

TeşekkürLer.

Aile yuvalarini,ufacik seyler ile yikilmanin esigine goturenler icin guzel bir misal!tesekkurler

Ufacık gördüğümüz ayrıntıLar tat kaçırıyor.Gözardı etmemekte yarar var.


Ufacık gördüğümüz ayrıntıLar tat kaçırıyor.Gözardı etmemekte yarar var.

gulu seven dikenin acisina katlanmali bence :)

Değerli yorumlarınız için teşekkürler kardeşlerim okuyan gözlerinize sağlık :) :) :)

evet kardeşim gerçekten çok güzel biyazı.. örnek alabilene.. ::)

payşlaşım için teşekkürler..

okuyan gözlerinize sağlık değerli yorumlarınız için ben teşekkür ederim :)


Aile ve Çocuk

MollaCami.Com