Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim

Sultan Vahdettİn Haİn Değİl(!)...

Ömer Fethi Sâmi(Baltalimanlı)Bey...bir gün Arnavut asıllı dindar bir alim zat'a bir dostu ziyareti esnasında rastlar...bu Müslüman zat Fethi Sami Bey'in yaşça büyüğü olduğu halde elini öpmek ister ve der ki;...

'Siz Osmanlılar biz Arnavutları İslam ile Şereflendirmeden önce bizler Katolik idik...sizlere şükran borçluyuz...Allah (c.c) sizlerden razı olsun' der...(Amin)...

SÜRGÜNDE 74 YIL

Metin HASIRCI

Hânedan-ı Osmanî'yanın en yaşlı erkek üyesi ve riyaseti hânedan olan;

Sultan Abdülmecid Hân kerimesi Mediha Sultanın ve Sâmipaşazâde Ahmed Necib Paşanın mahdumu Abdurrahman Sâmi Bey'in oğlu Ömer Fethi Sâmi(Baltalimanlı)Bey, 97 yaşında olduğu hâlde Londra'ya kârib olan Oxford'da ahirete intikal eyledi. Bilindiği gibi, merhumun büyük annesi olan Mediha Sultanhanım, 2. izdivacını Mehmed Ferid Paşa ile yapmış idi.

Hâin damgasıyla anılmakta olan Damat Ferid Paşa ile ve de Sultan Vahideddin Hân ile alâkalı bir anekdotunu nakille yazımızı süsleyelim; merhuma rahmet ve kederdide yakınlarına başsağlığı diliyorum.

"..Osmanlı hanedânı ve özellikle de, Sultan Vahideddin ile ilgili resmî ve gayri resmî yalanların kendilerini de çok derinden yaraladığını ifade eden Ömer Fethi Sâmi Bey;

Sultan Vahideddin'in kesinlikle vatan hâini olmadığını, İstanbul'dan kaçmadığını, kesinlikle canını kurtarma çabasına girmediğini İstanbul'dan ayrılışının, önceden belirlenen vatanı işgalden temizleme operasyonu senaryosunun bir parçası olduğunu, bu son derece mahrem senaryonun, çok az kişi tarafından bilindiğini, özellikle de M.Kemâl'in bildiğini ve zaten bu senaryonun ona tatbik ettirildiğini ve Sultan Vahdeddin'in sonuna kadar, ömrünün sonuna değin, görev verdiği bu kişilerin bu mahrem gerçeğe sadâkate dönebilmelerini beklediğini söyledikten sonra şunları anlattı:
-Sultan Vahideddin, ömrünün sonuna kadar yardım etdi Anadolu'da kendi irâdesiyle başlatdığı harekâta!.. Hâtta öyle ki ölümünden iki ay öncesine kadar bile bütün olup bitenlere rağmen hâlâ ümitvardı. M.Kemâl'in gerçeği yansıtan bir açıklama yapmasını bekliyordu. 1940 yılında babamla birlikde, Londra'da H.Park Otelinin lobisinde çay içiyoruz. Türkiye'nin Londra b.elçisi Tevfik Rüşdü Aras girdi içeriye. O girer girmez, babam ayağa kalkarak, beyefendi!.. Siz!.. M.Kemâl Paşa da, İsmet Paşa da, hepiniz bilirsiniz ki Sultan Vahideddin vatan hâini değildir! İstanbul'dan da kaçmamıştır! Vatanı kurtarmak için iki türlü oyun oynamak mecburiyetinde kaldığını bildiğiniz halde, ne diye adama vatan hâini diyorsunuz? Babam böyle parlayınca, Tevfik Rüşdü Aras: Hâşa efendim, sümme hâşa! Dedi: Ne Sultan Vahideddin, ne Ferid Paşa vatan hâini değillerdir! Biz onu biliyoruz efendim! Ama bunu millete söylersek, biz gidelim siz gelin durumu doğar!.." dedi şeklinde konu-şan Ömer Fethi Sâmi Bey anlatmaya şöyle devam ediyor: "..Bugünkü Baltalimanı Hastanesi, Damad Ferid Paşa'nın sarayıydı. Baltalimanı Sarayının, Boyacıköy tarafında bir selamlık köşkü vardı. Benim büyük annem kırkbeşbin altına yaptırmıştı orayı. Şimdi üniversite almış. Onun yan tarafında tahtadan bir köprü vardı. Oraya Lâz takaları gelir, bizim Baltalimanı Sarayının bahçesinde bahçıvan kulubeleri vardı. Silahlarımız işgal kuvvetleri tarafından toplanmıştı o zamanlar. Maslak'daki İngiliz karargâhında duruyordu bu silahlar. Gözü kara Mücahid Müslümanlar, o silahları oradan ya para pul bir şeyler vererek alırlar ya çalarlar getirirler, Ferid Paşa'nın Baltalimanı Sarayının bahçesindeki o bahçıvan kulubelerine saklarlar, sonra da geceleri Lâz takalarıyla karşıya taşıyarak Anadolu'ya gönderirlerdi. Ferid Paşa'nın sadrıazamlığı sırasında oluyordu bunlar. Adamın adını hâine çıkaranlara gönderiliyordu bu silahlar. Ferid Paşa vatan hâini değildi. Sonuna kadar elinden geleni yaptı. Çift yönlü bir oyun oynamak mecburiyetinde kalıyorlardı o günlerde, zira, işgalciler, sürekli olarak, M.Kemâl'in Anadolu'daki gizli görevini bildiklerini, onun oralarda İstanbul hükümetinden koparak, başına buyruk hareket ediyormuş gibi gözükmesinin İstanbul tarafından organize edildiğini, onun yakalanıp İstanbul'a getirilemeyişinin de yine İstanbul hükümetinin bir taktiği olduğunu ifade ederek baskı yapıyorlardı. O çift yönlü oyunda çoook zorlandılar Sultan Vahideddin de, Ferid Paşa da. M.Kemâl'i Anadoluya gönderdikten sonra, onu geri çağırmaları, yakalanıp getirilmesi için emirferman çıkarmaları gibi şeylerin hepsi bu çift yönlü oyunun bir parçasıydı.(*)
Sportmen bir şahsiyet olarak bilinen merhum, bu hakikatı açıklayarak, târihe bir not düşürmüş oluyor. (*)Büyük Osmanlı Târihi Hasırcızâde Metin Hasırcı 7.c.sh.133 Merve Yayınları Tel: 0212 638 69 96

NOT: ...( MUSTAFA KEMAL...ARDINDA BİNLERCE SIRLI OLAY İLE ÖLDÜ GİTTİ...BANDIRMA VAPURU...SAMSUNA GİDİŞ...SİVAS KONGRESİ...TOPAL OSMAN VE ŞEHİD MEB'US ALİ ŞÜKRÜ BEY OLAYI,MARMARAYI KURDUĞU YİĞİT KAFKAS KAHRAMANLARI ORDUSU İLE YUNANLILARDAN TEMİZLEYEN VE SONRA BİNBİR DALAVERE İLE KOLTUK SEVDASINA HAİN İLAN EDİLEN (ÇERKES) ETHEM BEY ...VS ONLARCA ÇELİŞKİ DOLU AYDINLATILMAYI BEKLEYEN GERÇEKLER...

ELBET TÜM PARÇALAR BİR BİR DÖKÜLÜP BİRBİRİ İLE BİRLEŞTİKÇE...BİR GÜN TARİH GERÇEK KAHRAMANLARINI HAYKIRACAK...KAHRAMAN İLAN EDİLEN ALÇAKLAR İSE İFŞA EDİLİP REZİL OLACAKLAR...ÇÜNKÜ GERÇEKLER KARANLIKTA KALMAYI VE BEKLEMEYİ ASLA SEVMEZ...)


(ANADOLUDA VAKİT)

Osmanlı Tarihi