Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


.::İzhâr ve İmam-ı Birgivî Hazretleri::.



İzhâr’ın musannıfı İmam-ı Birgivî Hazretleridir. Babası Pîr Ali’dir. İmâm-ı Birgivî Hazretleri 1523 yılında Balıkesir’de doğmuş olup, 1572 senesinde de İzmir’in Ödemiş ilçesinin Birgiv nâhiyesinde vefat etmiştir. Allah kendisinden râzı olsun…

İzhâr İlm-i Nahv’den bahseder.
İlmi Nahv’in tarifi;

وَهُوَ عِلْمٍ يُعرَفُ بِهِ اَحْوَالُ الْكَلِمَةِ الْعَرَبِيَّةِ مِنْ حَيْثُ ْلاِعْرَابِ وَلْبِنَاءِ

Manâsı: İğrab ve binâ cihetinden, Arabî kelimelerin halleri, kendisi sebebiyle bilinen ilimdir.


İlm-i Nahv’in mevzûu:

اَلْكَلِمَةُ الْعَرَبِيَّةُ الْوَاقِعَةُ فِى الْكَلاَمِ

Manâsı: Kelamda vâkî olan Arapça kelimelerdir.



İlm-i Nahv’in gâyesi:


اَْلاِ خْتِرَازُ عَنِ الْخَطَاءِ فِى ا ْلاِعْرَابِ وَلْبِنَاءِ

Manâsı: İğrab ve binâlardaki hatalardan kaçınmaktır.


İzhâr (اِظْهَارْ) kelimesi, İf’al (اِفْعلْ) bâbından mastardır. Tasrifi;
(اِظْهَارً - يُظْهِرُ - اَظْهَرَ) Şeklindedir.

Musannıf Hazretleri, yazmış olduğu bu risalenin, her muğribin(İğrab vericinin) şiddetle ihtiyaç duyduğu mevzular hakkında olduğunu beyan ettikten sonra, avamilde olduğu gibi,

1.Âmil
2.Mamül
3.İğrab

Şeklinde taksim eder.




1.Âmil:
Musannıf Hazretleri amile direk olarak başlamadan evvel, birkaç hususu izah eder. Bu hususlardan biri kelimedir.
Kelimenin Tarfifi: وَهِى اللَفْظُ المَوضُو عُ لِمَعنًى مُفْرَدٍ
Manası: Müfret mana için konulmuş lafızdır.

Kelime de üçe ayrılır:
1.Fiil
2.İsim
3.Harf


1.Fiil:
Tarifi: مَادَلَّ بِهَيْئَتِهِ وَضْعًا عَلى اَحَدِ الاَزْمِنَةِ الثَّلاَثَةِ
Manası: Üç zamandan biri üzerine (mâzi-hâl-istikbâl), vaz’an hey’eti ile delâlet eden kelimedir.

Fiilin hâssaları(hususiyetleri-mahsus olduğu özellikleri) ( قَدْ سِينْ سَوفَ اِنْ لَم لَمَّا لاِمِالاَمرِ لاَءِالنهْىِ) birinin dahil olmasıdır. Fiillerin hepsi âmildir.


2. İsim:
Tarifi: مَادَلَّ عَلى مَعْنًى مُستَقِلٍّ بِالْفَهْمِ غَيْرَ مُقْتَرِنٍ بَاَحَدِ الاَزْمِنَةِ الثَّلاَثَةِ
Manası: Anlaşılmakta üç zamandan birine yakın olmadığı halde, müstakil bir mana üzerine delalet eden kelimedir. Mesela (نَاصِرٌ) üç zamandan birine delalet etmez. Müstakil bir manası vardır.

İsmin Hususiyetleri (Özellikleri):
İsme tenvin, harf-i cer ve lam-ı tarifinin dahil olması ve ismin müpteda, muzaaf ve fâil olmasıdır. Bunlar ismin özellikleridir.

İsimlerin bazıları amildir yani amel eder, İsm-i fâil gibi.
Bazısı da amil değildir, (انَا - اَنْتَ - اَلَّذِى) gibi.


3. Harf:
Tarifi: مَادَلَّ عَلى مَعْنًى غَيْرِ مُستَقِلٍّ بِِالْفَهْمِ بَلْ آلَةُ لِفَهْمِ غَيْرِهِ
Manası: Anlaşılmakta müstakil bir mana üzerine delalet etmediği halde, başkasının anlaşılması için alet olan kelimedir. Misalen ( فِى ) gibi. Kendisinin bir manası yoktur ve başkasının anlaşılmasına alet olur. Harflerin bazıları amildir bazıları da değildir. “Hel” ve “Kad” gibi…







Şimdi geldik âmile;

Âmil:

Tarifi: هُوََ مَا اَوجَبَ بِوَاسِطَةٍ كَوْنَ آخِرِ الكَلِمَة علَى وَجهٍ مَخْصُوصٍ مِنَ الاعْرَابِ

Manası: İğraba mahsus bir vecih üzerine, kelimenin âhirinin bir vâsıta ile olmasını icâp ettiren şeydir.

İğraba mahsus vecihlerden kasıt; feta-zamme-kesre-cezm.
Misal: ضَرَبَ زَيْد غُلامَ عَمْرٍ


Burada (زَيْد ) ahirinin mezmum, (غُلامَ) nin ahirinin meftuh olmasını sağlayan (ضَرَبَ) fiilidir. Zeyd kelimesi faildir ve failin iğrabı rafî’dir. (غُلامَ) ise mefu’ldür ve mef’ulün iğrabıda nasptır. (عَمْرٍ) ise İzâfet ile mecrurdur.


Fiil-i Muzârinin İsm-i Faile müşabeheti (benzemesi) üç şekildedir;

1. Lafzan
2. Mânen
3. İstiğmâlen


1-Lafzan Müşabeheti: Harekât ve sekenâtta denk olduklarında, Fiil-i Muzari, İsm-i Faile lafzan benzer. (يَضْرِبُ) ve (ضَارِبٌ) kelimelerinde olduğu gibi.

2-Mânen Müşabeheti: Fiil-i Muzârinin ve İsm-i Fail umumilik ve hususiliği kabul ettiği için Fiil-i Muzari, İsm-i Faile benzer.

• İsmi-i Fail, lâm-ı tariften soyulursa umumilik ifade eder.
• İsm-i Faile lâm-ı tarif dahil olursa hususilik ifade eder.
• Muzari ise İstikbal ve Hâl harflerinden soyulduğu zaman, hal de istikbal de manası içerebilir. Misal: (يَضْرِبُ) kelimesinden şimdiki veya gelecek zaman anlaşılabilir.
• Muzariye İstikbal harfleri olan (لن - لا - سَوفَ -س ) veya Hâl harfi olan (مَا) dahil olduğunda manası hususileşir. Misal: (سَيَضْرِبُ = Dövecek) ve (مَا يَضرِبُ) (Şimdiki hal) gibi.

3-İstiğmâlen Müşabeheti:
Fiil-i Muzâri ve İsm-i Failden her bireri nekre için sıfat vâkî olduğunda Fiil-i Muzari, İsm-i Faile istiğmelen benzer. Fiil-i Muzâri ve İsm-i Fail üzerine ibtida lamı dahil olduğunda Fiil-i Muzari, İsm-i Faile benzer.

Dip Not: Nekre bilinmeyen, İstiğmal ise kullanışta demektir.


Amil 2’ye ayrılır;
1. Amil-i Lafzî

• Semâî.
• Kıyâsî.

2. Amil-i Manevi



1- Amil-i Lafzî:

Tarifi: مَا يَكُونُ لِلِسَانِ فِيهِ حَظٌّ
Manası: Lisan için kendisinde haz (pay) olan âmildir. Bu da iki kısımdır;

1. Semâî.

Tarifi: هُوَ الَّذِى يَتَوَقَّفُ اِعْمَالُهُ عَلى السَّمَاعِ
Manası: Amel ettirilmesi, Araplardan işitilmesine muhtaç olandır.


Semaide kendi arasında ikiye ayrılır;
• Bir isimde âmil. (Harf-i Cerler)
• İki isimde âmil. (Merfûu mensubundan önce olanlar ve mensubu merfuundan önce olanlar)


• Bir isimde âmil. (Harf-i Cerler):

بَاء;(Birleştirme)
مِنْ ;(İbtidâ)
ِالَى ;(İntiha)
عَنْ;(Buğd ve mücavezed yani uzaklaştırma)
عَلَى; (Yükseklik)
لامْ ; (Tağlil ve tahsis için)
فِى ; (Zarf için)
كَافْ ; (Teşbih)
حَتَّى ; (Gaye)
رُبَّ ; (Azlık)
وَاوُالْقَسَمِ ; (Yemin)
تَاءُالْقَسَمِ ; (Yemin)
حَاشَا ; (İstisna)
مُذْ ,منْذُ; (Geçmiş zamanda başlangıç)
خَلا , عَدَا ; (İstisna)
لَعَلَّ ; (Teraccî=Ümit)
كَيْمَ ; (Ta’lil)
لَوْلا ; (İmtina= bir şeyin yokluğu)


Her harf-i Cerrin bir müteallagı vardır. Mutaallak ise;
1. Fiilden (Emesiledeki 13 fiil),
2. Şibih fiilden(İsm-i Fail, ism-i mef’ul sıfatı müşebbehe) veya
3. Mana fiilden (Kendisinden fiil manası anlaşılan her lafız.) olur.

Zaid olan harfi cerlerin mutaallakı olmaz.

رُبَّ; حَاشَا, لَعَلَّ ; لَوْلا ; خَلا ; عَدَا ; Bunlara müteallak lazım değildir.
• (لَوْلا) ile (لَعَلَّ) nin mecruru mübtedadır. Haberleri ise mabâdleridir.

Geriye kalanların mecruru ise,
• Eğer harfi cer, veya fî manasına olursa, harfi cerrin müteallagı mahallen mensuptur.
• Eğer harfi cer “lam” veya “lam manasına” olursa, harf-i cerrin müteallakı olan mefûlü leh mahallen mensuptur. Misalen ضَرَبْتُ زَيْدًا لِلتَّأدِيبِ de olduğu gibi. (لِلتَّأدِيبِ) mefulü lehtir.(Lamlı geldiği için) ve Mahallen mensuptur.
• Eğer harf-i cer “lam” ve “”nin gayrisinde bir manada olursa, Mecrur; Mefûlü bih gayr-i sarih olur ve mahallen mensuptur. Misal: (مَرَرْتُ بِزَيْدٍ) gibi.
• Cer ve mecrurun mâ adasının müteallakı üzerine takdimi câizdir.

Bazen müteallak hazfolunur. Eğer hazfedilen fiil umum ifade eden ve cer ve mecrurda da taşınan bir fiil ise, cer ve mecrura “Zarf-ı Müstegar(dolu) ismi verilir.

Misal: (زَيدٌ فِى الدّارِ) gibi. Aslında (زَيدٌ حَصَلَ فِى الدّارِ) idi. “Hasale” kelimesi hazf edildi.

• Eğer hazfedilmezse “Zarf-ı Lağv(boş) diye isimlendirilir.

Umum ifade eden fiiller: Kane, hasale, istegarra, vecede, sebete’dir. (Bu kelimeler hakkında yanlışım varsa düzeltilsin.)

ALLAH celle celaluhu ebeden ve daimen razi olsun
yeniden hatırlattığınız için..

ALLAH RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL OLMUŞ
GÖRÜŞLERİMİZİ DİKKATE ALDIĞINIZ İÇİN AYRICA TEŞEKKÜR VE DUA EDERİM.
DEVAMI HENÜZ YOKMU BENMİ BULAMADIM
SELAM VE DUALARIMLA

Değerli İDEAL GENÇLİK kardeşim,

Devamı henüz yok mu? Elbette var olması lazım. 80 Sayfalık İzharı bir kalemde bitirmek zor ama yardım ederseniz sonunu getirebiliriz. Galiba herkes "Ankebut işe başlayıp yarım bırakıp kaçıyor" diye düşünmeye başladı. Elimize bir alamıyoruz ki. ;)

allah razı olsun tamda hocama ders verdiğim kısımlar çok yararlı oldu:) :)

Allah (CC) razı olsun
avamil derslerine yeni başladım -cuma günü- benimiçin çok faydalı olacak
sanırım siz bina ve maksud kitaplarınıda word olarak yazmışsınız
daha önce nette bulup indirmiştim özellikle bina dan çok faydalandım
Allah (CC) razı olsun

ben buraları henüz inceleme fırsatı bulabildim. üzüldüm şahsım adına geç kalmışım yahu :-\
neyse zararın neresinden dönülürse kârdırya benimkide o hesap olsun :D

emeğinize sağlık, talebelik yıllarıma döndürdü de birçok anım canlandı :)
RABBim yar ve yardımcınız olsun, devamını heyecanla bekleyecem :)

Allah razı olsun değerli bilgilendirici bir yazı olmuş tekrar canlandı o günlerimiz..

İZHAR

İzhar if’al babından mastardır. Açıklamak manasına gelir.İlm-i nahivden bahseden bir kitaptır.İlm-i Nahiv: Mureblik ve mebnilik cihetinden arabi kelimelerin halleri kendisiyle bilinen ilimdir.İlm-i Nahvin Mevzuu: Kelamda vaki olan (geçen) arabi kelimelerdir. İlm-i Nahvin Gayesi: Mureblik ve mebnilikte hata yapmaktan kaçınmaktır. İğrab; bir kelimenin fail, mef’ul vs. olduğunu anlamaya yarayan alametlerdir. Bu alametler kendisinde bulunan kelimeye Mureb denilir. Bazı kelimeler de vardır ki, onlar bu alametleri almaya müsait değildirler. Böyle olan kelimelere de Mebni denir. İzhar; her muribin (arabi ibareleri yanlışsız okumayı ve telaffuzda hata yapmamayı isteyen herkesin) mutlaka bilmesi gereken şeyler hakkında bir risaledir. İzhar üç babtır; amil, mağmul ve amel (iğrab). Birinci bab amil hakkındadır.
Kelime: müfret bir manaya vazolunan lafızdır. Ve üç kısımdır; fiil, isim, harf.
 Fiil, üç zamandan birisine (mazi, hal, istikbal) vaz’an hey’etiyle delalet eden kelimedir. Fiilin hassaları (hususiyetleri): Gad, sin, sevfe, in, lem, lemma, emir lamı, nehi lası’nın dahil olmasıdır. (Hassa: bir şeyde bulunup, onun dışında hiçbir şeyde bulunmayan özellikler demektir.) Bütün fiiller amildir. (Amil-i Kıyasidendir. Sh. 129)
 İsim: Üç zamandan birine yakın olmaksızın anlaşılmakta müstakil (başlı başına) bir manaya delalet eden kelimelerdir. İsmin hassaları, tenvin, lam-ı tarif ve harf-i cerin dahil olmasıdır. Ayrıca müpteda, fail ve muzaf olmak ta ismin hassalarındandır. İsimlerden amil olanlar vardır (ism-i fail gibi), amil olmayanlar vardır (ene, ente, ellezi) gibi.
 Harf: Kendi nefsinde müstakil bir mana üzerine delalet etmeyip belki başkasının anlaşılmasına alet olandır. Bazı harfler amildir (harf-i cerler gibi), bazıları da amil değildir (hel ve gad gibi).
Amil: Kelimenin ahirinin, iğrabın hususi vecihlerinden olan bir vecih üzerine olmasını bir vasıta ile icabettiren şeye denir. Vasıta ile murad, muktezi iğrabtır (iğrabı icabettiren sebep). Muktezi iğrab isimler üzerine bir takım manaların gelmesidir ki bu manalar da; failiyyet, mef’uliyyet ve izafettir. Kısaca isimlerdeki muktezi iğrab, failiyyet, mef’uliyyet ve izafettir.
Fiillerdeki muktezi iğrab, fiil-i müzariin ism-i faile tam müşabehetidir (benzemesidir). Bu benzerlik üç türlüdür. Lafzan, manen ve istiğmalen.
 Lafzan benzemesi: Harekelerde ve sükunlarda fiil-i müzariin ism-i faile vezin itibarıyla benzemesinden dolayıdır.
 Manen benzemesi: İki türlüdür: 1) Fiil-i müzari ve ism-i failden her birerlerinin umumilik ve hususiliği kabul etmelerinde fiil-i müzari ism-i faile benzer. Çünki ism-i fail lam-ı tariften soyulduğu zaman umumilik, lam-ı tarif dahil olduğunda da hususilik ifade eder. Fiil-i müzari de hal ve istikbal harflerinden soyulduğunda umumilik, bu harfler dahil olduğunda ise hususilik ifade eder. 2) İsm-i fail lam-ı tariften, fiil-i müzari de hal ve istikbal harflerinden soyulduğu zaman akla ilk gelen zaman-ı haldir.
 İstimalen (kullanılışı itibarıyla) benzemesi: 1) Fiil-i müzari ve ism-i failden her birerlerinin nekre kelimelere sıfat olmaları ve de 2) bunlar üzerine iptida (te’kit) lamının dahil olması hususunda fiil-i müzari ism-i faile benzer.
Amil iki kısımdır; Lafzi ve manevi. Lafzi de iki kısımdır; Semai ve kıyasi. Semai de iki kısımdır; İsimde amil ve fiil-i müzaride amil. İsimde amil de iki kısımdır; Bir isimde amil ve iki isimde amil. Bir isimde amil olanlar harf-i cerlerdir. Bu harflere harf-i cer denilmiştir. Çünki bunlar önüne aldıkları ismi cer ederler. Ayrıca huruf-u izafet denilir. Çünki müteallaklarının manasını mecruruna bitiştirirler. Her harf-i cere bir müteallak lazımdır. Müteallak fiil, şibih ve manayı fiilden olur. Ancak zaid olanlar (be, min, lam, kaf) zaid olarak kullanıldıkları takdirde müteallak almazlar.(Rubbe, haşa, hala, ada, levla, lealle) ise hiçbir şeyi müteallak olarak almazlar.

Zaid olanların, rubbenin, istisna harflerinin (haşa, hala, ada), levla ve leallenin dışındakilerin mecruru:
 Eğer harf-i cer fi veya fi manasında olursa mecrur, mef’ul-ü fih olmakla mahallen mensuptur.
 Eğer harf-i cer lam veya lam manasında olursa mecrur, mef’ul-ü leh olmakla mahallen mensuptur.
 Eğer harf-i cer lam veya lam manasına, fi veya fi manasına olmazsa mecrur, mef’ul-ü bih gayr-i sarih olmakla mahallen mensuptur.


Zarf-ı Müstekar: Müteallak bazı kere hazfolunur. Hazfolunan müteallak umumi fiillerden olur, manası da car ve mecrurda mevcut olursa, o harf-i cerle mecruruna denir. Zarf-ı Lağv: Müteallak hiç hazfolunmazsa veya hazfolunur da manası car ve mecrurda mevcut olan umumi fiilerden olmazsa, o harf-i cerle mecruruna denir.
Harf-i Cerrin Hazfi
Harfi cerrin hazfi iki kısımdır; Kıyasi ve semai. Kıyasi üç yerdedir. Mef’ul-ü fih’ten (fi)’ nin hazfi, mef’ul-ü leh’ten lamın hazfi, en ve enneden harfi cerrin hazfi.
 Mef’ul-ü fih’ten fi zarf-ı zamanların tamamında hazfolunur. İster zarfı zamanı müphem olsun (an,vakit,zaman,süre) gibi, isterse zarfı zamanı mahdut olsun (gün,hafta,ay,sene) gibi. Zarf-ı mekanı müphemde cihat-ı sitteden (altı yön), (ınde,leda,vest,beyne,izae,hizae,tilkae)’den, ölçü birimi olarak kullanılan bir takım kelimelerden (fersah, mil, berid) gibi. Eğer ism-i mekan ve amili her ikisi de istikrar manasına olursa o ism-i mekandan da fi hazfolunur. Zarf-ı mekanı mahdutta ise üç kelimeden (dehale,nezele, sekene) sonra hazfolunur.

 Mef’ul-ü leh’ten lamın hazfi için üç şart vardır. 1) Mef’ul-ü leh muallel fiilin (sebebi sorulan fiil) faili için bir iş olacak, 2) Mef’ul-ü leh ile muallel fiilin failleri bir olacak, 3) Mef’ul-ü leh ile muallel fiil meydana gelmekte birbirlerine yakın olacak. Bu şartlar bulunursa (lam) hazfolunur.

 En ve enne de harf-i cerrin kendisinde kıyasen hazfolunduğu yerlerdendir.

Bu üç yerin dışında bir yerde harf-i cer hazfolunursa oralarda semaan hazfolunur.

Hazf-i isal kaidesi: En ve enneden ve semaan harf-i ceri hazfettikten sonra müteallak mecrura bitiştirilir ve mecrurdaki mahalli iğrab açığa çıkar. (Bu mahalli iğrab ya failiyyet üzerine rafi veya mef’uliyyet üzerine nasbtır.) Bu kaideye hazf-i isal kaidesi denir.

İsmini nasp, haberini raf edenler sekiz tanedir. Bunların ilk altı tanesine huruf-u müşebbehe bil-fiil (fiile benzeyen harfler) denir. Bu harfler fiile üç sebeple benzerler.
 Üç veya daha fazla harfli olduklarından
 Ahirleri fetha olduğundan
 Kendilerinde fiil manası mevcut olduğundan

Elif-Nun maddesinin kesre okunduğu yerler: İbtida (başlangıç) mevkiinde
 Kasemin cevabında
 Sıle mevkiinde
 Muayyen ismin haberinde
 Haberine ibtida lamı dahil olan cümlelerden sonra
 Zandan ari (soyulmuş) kavil maddesinden sonra
 Hatta-i ibtidaiyeden sonra
 Tasdik harflerinden sonra
 İftitah harflerinden sonra
 Vav-ı haliyeden sonra elif-nun maddesi kesre okunur.

Elif-Nun maddesinin fetha okunduğu yerler:
 Fail mevkiinde
 Mef’ul mevkiinde
 Müpteda mevkiinde
 Muzafün ileyh mevkiinde
 Lev’den sonra
 Levla’dan sonra
 Ma-i mastariyye-i tevkıtiyyeden sonra
 Harf-i cerlerden sonra
 Hatta-i atıfadan sonra
 Müz ve münzü’den sonra elif-nun maddesi fetha okunur.



İkisinin de (kesre-fetha) caiz olduğu yerler: Fa-i ceza’dan sonra
 İza-i müfacee’den sonra hem kesre, hem de fetha okumak caizdir.

Cins-i nefi için olan La’nın amel etmesinin şartları: La’nın isminin nekre olması
 Muzaf veya şibih muzaf olması
 La ile ismi arasının faslolunmaması (ayrılmaması)

Ma ve La Leyse’ye iki yönden benzerler: Nefi (olumsuzluk) manasına oldukları için
 Mübteda haber üzerine dahil oldukları için

Leyse’ye müşabih olan Ma ve La’nın amel etmesinin şartları:
 İsimleri ile kendileri arası (in ve haberleri dahil) hiçbir şeyle faslolunmayacak
 Menfilikleri (illa) ile bozulmayacak
 La’nın bir şartı daha vardır, isminin nekre olması

Fiil-i müzarii nasbedenler dört tanedir:
En, Len Key, İzen. (Gizli en ile de fiil-i müzari nasp olabilir.)

Fiil-i müzarii cezmedenler onbeş tanedir:
Lem, lemma, emir lamı, nehi lası, in, mehma, ma, men, eyne, meta, enna, eyyü, haysüma, izma, izama (Gizli in ile de fiil-i müzari cezmolabilir.)

Amil-i Kıyasi
Mevzuu hudutsuz kaide-i külliyyeyi amelinde zikretmek mümkün olan amile denir.
Amil-i kıyasi dokuz tanedir. (Mutlak fiil, İsm-i fail, İsm-i mef’ul, Sıfat-ı müşebbehe, İsm-i tefdıl, Mastar, İsm-i muzaf, İsm-i mübhemüt-tam, Manayı fiil)

Amil-i Kıyasinin Birincisi Mutlak Fiildir
Fiiller iki kısımdır, lazım fiiller ve müteaddi fiiller.
Lazım Fiil: Fiil, kendisi üzerine vaki olan şey (yani mef’ul-ü bih) olmaksızın anlaşılması tamam olan fiillerdir. Medih ve zem fiilleri lazım fiillerdendir.

Ef’al-i medih ve zemmin amel etmesinin şartları: Faillerinin lam-ı tarifli olması
 Veya lam-ı tarifli kelimeye muzaf olması
 Veya nekre ile temyizlenmiş zamir olmasıdır.

Müteaddi Fiil
Fiil, kendisi üzerine vaki olan şey (yani mef’ul-ü bih) olmaksızın anlaşılması tamam olmayan fiillerdir.
Bir, iki ve üç mef’ule müteaddi olmak üzere üç kısımdır.
 Bir mef’ule müteaddi olanlar
 İki mef’ule müteaddi olanlar (bunlar da üç kısımdır)
 Birinci mef’ulü ikinci mef’ulüne zıt olanlar
 Ef’al-i Kulub (kalbi fiiller)
 Ef’al-i Mülhaka (Ef’al-i kuluba mülhak olanlar)
 Üç mef’ule müteaddi olanlar (Ağleme, Era vs.)





Ef’al-i Kulubun Hassaları Her iki mef’ulünü veya ikiden birini karine olmaksızın hazfetmek caiz değildir.
 Karine ile beraber ikisinin beraberhazfi çoktur. İkiden birinin hazfi azdır.
 Ef’al-i kulub her iki mef’ul-ü arasını ortaladığında ve her ikisinden de sonra geldiğinde amel etmesi de, amelden bozulması da caizdir.
 Ef’al-i kulubun fail ve mef’ulünün bir manada muttasıl iki zamir olması caizdir.
 Tağlik vaki olması da caizdir.


Tağlik
Manen değil de (manada bir değişiklik olmaksızın) lafzan vücup bir yol üzere fiilin amelden bozulmasına denir. Tağlik beş şeyden biriyle olur. İstifham, nefi, İbtida lamı, kasem lamı, haberine ibtida lamı dahil olduğu zaman inne-i meksure.

Tam Fiil-Nakıs Fiil
Eğer fiil kelam cihetinden merfuu ile tamam olup haberi mensubesine ihtiyacı olmazsa bu fiillere
tam fiil denir. Eğer merfuu ile tamam olmayıp, haber-i mensubesine muhtaç olursa, bu fiillere de
nakıs fiiller denir. Tam fiillerin merfuuna fail, mensubuna mef’ul, nakıs fiillerin merfuuna isim, mensubuna da haber denir.

Nakıs fiiller iki kısımdır
 Mukarebet (yakınlık) manası üzerine delalet etmeyenler
 Mukarebet manası üzerine delalet edenler

İsm-i Fail ve İsm-i Mef’ulün Amel Etmesinin Şartları
Eğer lam-ı tarifli ise musağğar (ism-i tesğir) ve mevsuf (sıfatı olan bir kelime) olmamalıdır.
Eğer lam-ı tarifsiz olursa bu iki şartla beraber beş şeyden birine itimat etmelidir.
Müpteda, mevsuf, zilhal, istifham ve nefi
Mef’ul-ü bihi nasbedebilmek için hale veya istikbale delalet etmelidir.

Sıfat-ı Müşebbehe’nin Amel Etmesinin Şartları
İsm-i fail ve ism-i mef’uldeki şartlar burada da geçerlidir. Ancak Mef’ulü bihi nasbedebilmek için hale veya istikbale delalet etme mecburiyeti yoktur.

İsm-i Tefdılin Amel Etmesinin Şartları
İsm-i tefdıl mef’ul-ü bihte amel etmez, bu şartlar failde amel etmesinin şartlarıdır.
 İsm-i tefdıl lafzan ma kablinden sıfat olacak
 Manen ma cera aleyhin müteallikı için sıfat olacak
 Kendi nefsine itibarla müfaddal olacak
 Başkasına itibarla müfaddalün aleyh olacak
 Kelam menfi olacak

Mastarın Amel Etmesinin Şartları Musağğar ve mevsuf olmayacak
 Hale yakın olmayacak
 Lam-ı tarifle marife olmayacak
 Fiilli veya fiilsiz adet, nevi, te’kit olmayacak

İsm-i Muzafın (bir kelimenin muzaf olmasının) Şartları Muzafın tenvin veya tenvin naibinden soyulmuş isim olması
 Muzafın, muzafün ileyhe umumilik ve hususilikte müsavi olmaması
 Muzafın, muzafün ileyhten daha hususi olmaması



İzafet-i Maneviye
Eğer muzafün ileyh, mamulüne muzaf olan sıfat-ı sarfiyenin (ism-i fail, ism-i mef’ul, sıfat-ı müşebbehe) gayrısı olursa bu izafete izafet-i maneviyye denir. İzafet-i maneviyenin şartı muzafın lam-ı tariften soyulmasıdır. Eğer muzafün ileyh marife ise izafet marifelik, nekre ise hususilik ifade eder.
 Eğer muzafün ileyh muzafa ve onun dışındaki şeylere de şamil olan ism-i cins olursa izafet bimağna mindir.
 Eğer muzafün ileyh muzafa ve onun dışındaki şeylere de şamil olan ism-i cins olmazsa izafet bimağnel-lam’dır.

İzafet-i Lafziyye
Eğer muzafün ileyh, mamülüne muzaf olan sıfat-ı sarfiye olursa bu izafete izafet-i lafziyye denir. İzafet-i lafziyye sadece lafızda hafiflik ifade eder.

İsm-i Mübhem’üt-Tam
Nekre bir ismi temyiziyet üzerine nasp eden amildir.
İsm-i mübhem’üt-tam beş şeyden biriyle tam kapalı olur.
 Binefsihi (kapalılık kendi nefsindedir.)
 Zamir-i müphemde olur.
 Esma-i işarette olur.
 Tenvin ile tam kapalı olur.
 Tenvin lafzan olur.
 Tenvin takdiren olur.
 Tesniye nunu ile tam kapalı olur.
 Şibih cemi nunuyla tam kapalı olur.
 İzafetle tam kapalı olur.

Manayı Fiil
Kendisinden fiil manası anlaşılan bütün lafızlardır. Manayı fiiller:
 Esma-i Ef’al (kendisinden fiil manası anlaşılan isimler)
 Zarf-ı müstekar
 İsm-i mensüb
 İsm-i müstear
 Kendisinden sıfat manası anlaşılan bütün isimler
 Esma-i işaret
 Leyte ve lealle
 Nida harfleri
 Teşbih harfleri
 Tenbih harfleri ve
 Nefi harfleridir.

Amil-i Manevi
Kendisinde lisan için bir hisse (yer) olmayıp ancak kalp ile bilinen manadır.

Amil-i Manevi İki Tanedir.
 Müpteda ve haberi rafeden amil-i manevi
 Nevasıp ve cevazımdan hali olan Fiil-i müzarii rafeden amil-i manevidir.

Buraya kadar zikredilen amillerin tamamı altmış tanedir.



İzharın üç babından ikincisi mamul hakkındadır.
Elfaz-ı mevzua (bir manası olan lafızlar) terkipte vaki olmadığı zaman amil olmadığı gibi mamul de olmazlar. Terkipte vaki olduğunda ise üç kısımdır.

1.) Asla mağmül olmayanlar.Bunlar iki tanedir.Birincisi harf, ikincisi de Basra ulemasına göre emir biğayrillamdır.
2.) Daima mağmül olanlar. Bunlar da iki tanedir. Birincisi isim, ikincisi de fiil-i müzaridir.
3.) Aslında mağmul olmayıp, ikinci kısım yerinde kullanılmakla mağmul olanlardır. Bunlar iki tanedir. Birincisi fiil-i mazidir. (Fiil-i mazi en-i mastariyeden sonra vaki olursa mahallen mensuptur, Şart-ı cazımdan sonra şart veya ceza olarak vaki olursa da mahallen meczümdür diye hükmolunur.) İkincisi de cümledir. Cümle iki kısımdır. Cümle-i fiiliyye ve cümle-i ismiyye.

Cümle-i Fiiliyye
Lafzan veya mağnen olan fiil ile failinden terekküp eden cümlelere denir.

Cümle-i İsmiyye
Müpteda ile haberden veya amil olan harfin ismiyle haberinden terekküp eden cümledir.

İğraptan mahalli olan ve olmayan cümleler:
Cümleler iki kısımdır,Te’vil-i müfred hükmünde olanlar ve olmayanlar. Te’vil-i müfred hükmünde olanlar için her yerde iğrabdan mahal vardır ( ve bunlar da iki kısımdır; Lafzı murad olunan cümle ile mastar manası murad olunan cümledir.) Te’vil-i müfret hükmünde olmayanlar ise beş yerin dışında mağmül olmazlar. (Bu beş yer; haber mevkiinde, mef’ul mevkiinde, fa-i ceza veya iza-i müfacee’den sonra şart-ı cazıma cevap vaki olan yerde, hal vaki olan yerde ve tabi vaki olan yerde)

Mağmul iki kısımdır;
Mağmul-ü bil’asale ve mağmul-ü bit-tebeıyye;

Mağmul-ü bil’asale dörttür;
Merfu, mensup, mecrur, meczüm; Mağmul-ü merfu dokuzdur: Fail, naib-i fail, müpteda, haber, kane babının ismi, inne babının haberi, cins-i nefi için olan la’nın haberi, leyse’ye müşabih olan ma ve la’nın ismi, nevasıp ve cevazımdan hali olan fiil-i müzari

Zamir-i bariz-i muttasıllar:
Fiillerin tesniyelerinde elif, cemi müzekkerlerinde vav, cemi müenneslerinde nun, fiil-i mazinin müfret müzekker muhatap, müfret müennes muhataba ve nefs-i mütekellim vahdesinde ta, yine fiil-i mazinin nefs-i mütekellim mea’lğayrında na, fiil-i müzari müfret müennes muhatabada ya’dır.

Müennes; Lafzan veya takdiren kendisinde müennes alameti bulunan kelimelere denir. Müennes alametleri; üzerine he diye durulan ta, elif-i maksûre ve elif-i memdûdedir.

Müennes-i Hakiki
Hayat sahiplerinden karşısında erkeği bulunan müenneslere denir.
Cemi Mükesser
Müfredinin siğası cemisinde değişen kelimelere denir.
Cemi Müzekker Salim
İzafetin gayrisinde müfredinin ahirine meftuh bir nun ile, ma kabli mezmum vav veya ma kabli meksür ya bitişen kelimelerdir.
Cemi Müennes
Müfredinin ahirine elif ve ta bitişen kelimelerdir.
Tesniye


İzafet halinin gayrisinde müfredinin ahirine meksür bir nun ile ma kabli meftuh elif veya ya bitişen kelimelerdir.



Birinci Kısım Müpteda
Lafzi amillerden soyulan, müsnedün ileyh olan, isim veya isim te’vilinde olan kelimelerdir.
İkinci Kısım Müpteda
İsm-i zahiri rafedici olduğu halde harf-i nefi veya elif-i istifhamdan sonra vaki olan sıfattır.
Haber
Fiil veya mağnayı fiilin gayrisi olduğu halde müsnedü bih olan ve
lafzi amillerden soyulan kelimelerdir.

Mağmul-ü Mensup Onüç’tür:
Mef’ul-ü mutlak, bih, fiih, leh, meah, hal, temyiz, müstesna, kane babının haberi, inne babının ismi, cinsi nefi için olan la’nın ismi, leyseye müşabih olam ma ve la’nın haberi, nevasıptan birisi kendisine dahil olan fiil-i müzaridir.
Hal
Lafzan veya mağnen olan fail ile mef’ul-ü bihin hey’etini beyan eden kelimelerdir.
Temyiz
Cümledeki veya şibih cümledeki mukadder zattan veya mezkür zattan kararlaşan iphamiyeti kaldıran kelimelerdir.
Müstesna
İki kısımdır; muttasıl ve munkatı. Müstesna-i muttasıl; İlla veya illanın kardeşlerinden birisiyle adetlenicinin adedinden çıkarılan kelimelerdir. Müstesna-i munkatı; illa veya kardeşlerinden birinden sonra zikrolunup, adetlenicinin adedinden çıkarılmayandır.
Müstesnanın İğrabı Müstesnanın, tam mûcep (müspet) kelamda sıfatın gayri olan illa’dan sonra, müstesna müstesna-i minh üzerine tekaddüm ederse, müstesna müstesna-i munkatî olursa, çoğu kere adâ, halâ, bazı kere de ma adâ ve ma halâ, leyse ve lâ yekûnü’den sonra nasp okunması vaciptir.
 Müstesna-i minh mezkür, kelam gayr-i mucep olursa nasp caizdir fakat bedel tercih olunur.
 Müstesna-i minh gayri mezkür, kelam da gayri mucep olursa müstesna amilin iktizasına göre iğraplanır.
 Müstesna çoğu kere gayr, sivâ, sevâ ve haşâ’dan sonra, az kere de adâ ve halâdan sonra cerdir.

Mağmul-ü Mecrur İkidir:
Harf-i cerle mecrur ve izafetle mecrurdur.

Mağmul-ü Meczüm Birdir:
Cevazımdan birisi kendisine dahil olan fiil-i müzaridir.

Mağmul-ü Bit-tebeıyye
Beş tanedir. (Sıfat, atıf, te’kit, bedel ve atf-ü beyandır.) Bunlardan hiç birisi metbuu üzerine tekaddüm edemez. Bunların amilleri metbûlarının amilidir, iğrapları da metbularının iğrabı gibidir.

Sıfat
Mutlak olarak metbuunda bir mana üzerine delalet eden tabidir. Taaddüdü caizdir. Sıfat mevsufunun haliyle vasıflanırsa mevsufa on yerde mutabakat eder: Marifelik ve nekrelikte, müfretlik, tesniyelik ve cemilikte, rafi, nasp ve cerlikte, müzekkerlik ve müenneslikte. Eğer mevsufunun müteallikının iğrabı ile iğraplanacak olursa o zaman sadece iğrap ve marifelik nekrelikte mutabakat eder.

Marife
Muayyen bir şey için vazolunan isimlerdir. Marifenin nevileri altıdır.
1) Muzmarat 2) Alem 3) Esma-i işaret 4) İsm-i mevsul 5) Harf-i nida ve lam-ı tarifle marife olanlar 6) Bu beşten birine izafet-i maneviye ile muzaf olan kelimelerdir.


Atıf
On harften birisi tâbi ile metbû arasını ortalayan tabidir.
Bu harfler vav, fe, sümme, hatta, ev, immâ, em, lâ, bel ve lâkin’dir.
Zamir-i merfûu muttasıl üzerine bir şey atfolunacağı zaman evvela munfasıl ile te’kit olunur.
Zamir-i mecrur-u muttasıl üzerine bir şey atfolunacağı zaman matufta câr iade olunur.

Te’kit
Lafzi ve manevi olmak üzere iki kısımdır. Lafzi; Evvelki lafzın bizzat kendisinin veya
müradifinin tekrar etmesine denir. Te’kid-i manevi ise belli lafızlarda olur. Bunlar nefsühü, aynühü, kilâhüma, kiltâhüma, küllühü, ecmeu, ekteu, ebteu ve ebsau’dur.
Zamir-i merfu-u muttasıl nefs ve ayn kelimeleri ile te’kit olunacağı zaman evvela munfasıl ile
te’kit olunur.

BedelMetbusuz metbuuna nispetle kastolunan tabidir. Dört kısımdır. Bedel-i kül min’el-kül: Bedel ile mübdel-ü minh aynı şey üzerine delalet ederlerse ona denir. Bedel-i bağz min’el-kül: Bedel mübdel-ü minhin cüz’ü olursa ona denir. Bedel-i iştimal: Bedel ile külliyet ve cüz’iyetin dışında bir alaka olursa ona denir. Bedel-i galat: Mübdel-ü minhi yanlış olarak telaffuz ettikten sonra bedeli zikretmeye denir.

Atf-ü Beyan
Metbuunda bir mana üzerine delalet etmeyip, metbuunu izah için getirilen tabidir.

İğrabMurebin ahiri kendisi sebebiyle değişen ve amil tarafından meydana gelen şeydir. Dört kısımdır.

Bihasebi’z-zat ve-lhakikat iğrab on’dur.
Hareke, harf, hazif. Hareke üçtür: zamme, fetha, kesre. Harf dörttür: Vav, ye, elif, nun.
Hazif üçtür: Harekenin hazfi, ahirinin hazfi ve nun’un hazfi

Bihasebi Mahal İğrab Dokuzdur.
1) Müfret munsarıf ve cemi mükesser munsarıflar: Halet-i raf’ı zamme, nasbı fethave cerri kesre iledir.
2) Gayri munsarıflar: Halet-i raf’ı zamme, nasbı ve cerri fetha iledir.
3) Cemi müennes salimler: Halet-i raf’ı zamme, nasbı ve cerri kesre iledir.
4) Müfret mükebbere olduğu olduğu halde mütekellim ya’sının gayrisine muzaf olan esma-i sitte-i muğtellenin halet-i raf’ı vav, nasbı elif ve halet-i cerri ya iledir.
5) Cemi müzekker salim, ülû, ışrûne ve ışrûnenin kardeşlerinin halet-i raf’ı vav, nasbı ve cerri ya iledir.
6) Tesniye, isnâni ve zamire muzâf olan kilâ kelimesinin halet-i raf’ı elif, nasbı ve cerri ya iledir.
7) Ahiri harf-i sahih olup ahirine zamir bitişmeyen fiil-i müzarinin halet-i raf’ı zamme, nasbı fetha ve halet-i cezmi de harekenin hazfi iledir.
8) Ahiri harf-i illet olup ahirine zamir bitişmeyen fiil-i müzarinin halet-i raf’ı zamme, nasbı fetha ve halet-i cezmi ahirinin hazfi iledir.
9) Ahirine cemi müennes nununun gayri zamir bitişen fiil-i müzarinin halet-i raf’ı nun, nasbı ve cezmi nunun hazfi iledir.

Bihasebin-Nevi İğrab Dörttür.
Rafî, nasp, cer ve cezmdir. Rafî alameti dörttür: Zamme, vav, elif, nun. Nasp alameti beştir: Fetha, kesre, elif, ya ve nunun hazfi. Cer alameti üçtür. Kesre, fetha ve ya. Cezm alameti üçtür: Harekenin hazfi, ahirinin hazfi ve nunun hazfi

Bihaseb’is-sıfat İğrab Üçtür:
Lafzî, takdirî ve mahallî’dir.





İğrab-ı Takdîrî
İğrab-ı hakikinin gayri bir maniden dolayı iğrab lafızda zahir olmayıp, muğrebin ahirinde gizlenendir.

İğrab-ı Takdîrî Yedi’dir:
1) Ahiri elif olan (velev ki bu elif iki sakinden dolayı hazfolunmuş olsun) müfret muğreb kelimelerdir. Bu kelime isim olursa üç ahvalde iğrab takdiridir. Fiil olursa halet-i raf’ı ve nasbı takdiri, cezmi lafzidir.
2) Tesniyenin dışındaki mütekellim ya’sına muzaf olan kelimelerdir. Bu kelime cemi müzekker salim ise yalnız halet-i raf’ı takdîrîdir. Cemi müzekker salimin dışında bir şey olursa üç ahvalde iğrab takdiridir.
3) Ahirinde iğrab-ı mahki bulunan kelimelerdir.
4) Ahirinde ma kabli meksür ya bulunan kelimelerdir. Bu kelime isim ise şayet, halet-i raf’ı ve cerri takdiridir. Fiil olursa da yalnız halet-i raf’ı takdiridir.
5) Ahirinde ma kabli mezmum vav bulunan fiillerdir.
6) İğrabı harflerle olup, kendisinden sonra gelen sakine bitişen isimlerdir. Eğer bu kelime esma-i sitte’den ise üç ahvalde iğrab takdiridir. Eğer cemi müzekker salim olur, iğrab harfinin ma kabli de meftuh olursa, üç ahvalde iğrab lafzidir. Ancak iğrab harfinin ma kabli meftuh olmazsa üç ahvalde iğrab takdiridir. Eğer bu kelime tesniye ise yalnız halet-i raf’ı takdiridir.
7) İğrabı hareke ile olup üzerine sükun ile durulan kelimelerdir. Eğer bu kelime tenvin-i temekkün ile tenvinlenmiş veya ahirinde ta-ü te’nis bulunan bir kelime ise üç ahvalde iğrab takdiridir. Eğer tenvin-i temekkünün dışında bir şeyle tenvinlenmiş ise o zaman halet-i raf’ı ve cerri takdiri, halet-i nasbı lafzidir.

İğrab-ı Mahalli İki’dir:
1) Ahiri iğrab-ı mahkinin gayri bir iğrapla meşgul olan mûreb isimlerdir.
2) Mebnî (Mebni iki kısımdır, mebni asıl ve mebni arız)

Mebni Asıllar Dörttür
Harf, mazi, ındel-basriyyîn emir biğayrillam ve cümledir.

Mebni arızlar da iki kısımdır, mebnî arız-ı lazımlar ve gayri lazımlar;

Mebnî Arız-ı Lâzımlar On’dur: Muzmarât
 Esma-i İşârât
 Mevsûlât (eyyün ve eyyetün’ün dışındakiler)
 Esma-i Ef’al
 Mastar, sıfat veya müennese alem olup feâli vezninde olan kelimeler
 Esvât (Kendisi ile bir ses hikâye olunan veya hayvanlara seslenilen lafızdır.)
 Bağz-ı Mürekkebât (Birinin diğerinde amil olmadığı iki kelimeden terekküp eden ve bir isim kılınan kelimelerdir.)
 Bağz-ı Kinâyât
 İn-i şartiye ve istifham manasını tezammün eden kelimeler
 Bağz-ı Zurûf

Mebnî arız-ı Gayri Lazımlar Kendisinde muzâfün ileyh niyette olduğu halde izafetten kesilen zarflar
 Münâdâ
 Cins-i nefi için olan lâ’nın,tekrar etmeyen, lâ’ya bitişik, nekre ve müfret olan ismi
 Kendisine te’kit nunu veya cemi müennes nunu bitişen fiil-i müzaridir.

Buraya kadar zikredilen mebnilerin mebniliği vaciptir.

İZHAR SUAL VE CEVAPLARI
1- İlmi nahvin tarifi, mevzuu ve gayesini söyleyiniz?

Cevap: Tarifi: وهو علم يعرف به احوال الكلمة العربية من حيث الإعراب و البناء

Manası: Mu’reblik ve mebnilik haysiyetinden Arabî kelimelerin halleri kendisi ile bilinen ilimdir.

Mevzuu: الكلمة العربية الواقعة فى لكلام Manası: Kelamda vâki olan (bulunan) kelimelerdir.

Gayesi: لإحتراز عن الخطاء فى الإعراب و البناءا Manası: Mu’reblik ve mebnîlikte hatadan kaçınmaktır.

2- Mürekkep (terkip) kaç kısımdır?

Cevap: Altı kısımdır. 1- Terkib-i İsnadî, mesela ) زيد قائم، ضرب زيد ( 2- Terkib-i İzafî, mesela(غلام زيد) 3- Terkib-i Tavsıfî, mesela ( عالمرجل( 4- Terkib-i Ta’dadî, mesela ( عشرةخمسة( 5- Terkib-i Savtî, mesela ((سيبويه 6- Terkib-i Mezcî, mesela (بعلبك)

3- Nahıv ilminde müfret (مفرد) kelimesi kaç şey karşılığı olarak kullanılır?

Cevap: Beş şey karşılığı olarak kullanılır. 1- Tesniye ve cemi karşılığı olarak kullanılır
2- Mürekkep karşılığı olarak kullanılır. 3- Cümle karşılığı olarak kullanılır. 4- Muzaf ve şibih muzaf karşılığı olarak kullanılır. 5- Nisbet karşılığı olarak kullanılır.

4- İsimlerde muktezî irab nedir?

Cevap: İsimler üzerine bir takım manaların (failiyyet, mefuliyyet, izafet) gelmesidir. Bu manalar (failiyyet, mefuliyyet, izafet) ismin terkipte ne olduğunun (fail, meful, muzafun ileyh) bilinmesi için, zahiri bir takım alametler (rafi, nasıb, cer) dikmeyi icap ettirir.

5- İsimlerde muktezî irab (irabı icap eden şey) kaçtır?

Cevap: Üçtür. 1- Failiyyet 2- Mefuliyyet 3- İzafet

6- Fiillerde muktezî irab nedir ve kaçtır?

Cevap: Fiillerde muktezî irab; fiilin isme tam bir müşabeheti (benzemesi)’dir. Fiillerde muktezî irab birdir. O da yalnızca fiili muzaridedir. Çünkü fiili muzari, ismi faile lafzan, manen ve istimalen müşabih (benzeyici)’dir.

7- Fiili muzari, ismi faile lafzan nasıl müşabih (benzemekte)’tir?

Cevap: İster sülasî olsun, ister sülasî üzerine zait olsun, bütün ismi fail ve fiili muzari sıgalarında, harflerinin hareke ve sükunlarının dizilişi aynıdır. Mesela ( و يضربضارب( kelimelerinde, her ikisinde de birinci harf harekeli, ikinci harf sakin, üçüncü harf harekeli, dördüncü harf yine harekelidir. Dolayısı ile aralarında lafzî bir benzerlik vardır.

8- Fiili muzari, ismi faile manen nasıl müşabih (benzemekte)’tir?

Cevap: Hem fiili muzari hem de ismi fail, umumiliği ve hususiliği kabul etmekte birbirlerine benzemektedirler. Şöyle ki, İsmi faile lamı tarif dahil olmadığı zaman ismi fail umumilik ifade eder, lamı tarif dahil olduğu zaman ise hususilik, tahsıslik ifade eder. Mesela (ضارب) lafzının Ahmet’e de, Mehmet’e de, Ali’ye de Veli’ye de ihtimali vardır. Ama (الضارب) denilince sadece bunlardan muayyen, kastedilen ve bilinen biri üzerine delalet eder. Aynen fiili muzari de ismi fail gibi, eğer fiili muzariye hal veya istikbal harflerinden biri dahil olmaz ise umumilik ifade eder, eğer bunlardan her hangi bir harf dahil olursa, dahil
olan o harfin zamanını ifade eder. Mesela, (يضرب) lafzı hem hale, hem de istikbale delalet ederken, (سيضرب) lafzı ise, üzerine istikbal harflerinden (س) harfi dahil olduğu için sadece istikbale delalet eder.

9- Fiili muzari, ismi faile isti’malen (kullanımda) nasıl müşabih (benzemekte)’tir?

Cevap: Fiili muzari, İsmi faile istimalen (lafızda kullanımda) iki yönden benzer. 1- Fiili Muzari ve ismi failden her bireri nekre için sıfat vaki olmakta birbirlerine benzerler. Şöyle ki, (جائنى رجل) misalinde رجل)) kelimesi, fail olmakla rafidir ve de kendisinde tenvin olmakla da nekredir. İşte bu nekre olan رجل)) kelimesine bir sıfat getirecek olsak, hem ismi fail sığasında (جائنى رجل ضارب) diye getirebiliriz, hem de fiili muzari sığasında (جائنى رجل يضرب) diye getirebiliriz. Dolayısı ile hem ismi fail olan (ضارب), hem de fiili muzari olan يضرب)) kelimeleri, nekre olan رجل)) kelimesine sıfat vaki olmuşlardır.
2- Fiili muzari ve İsmi failden her birerleri, üzerlerine lamı ibtida dahil olmakta birbirlerine benzerler. Şöyle ki, (ان زيدا لضارب) misalinde ismi fail olan(ضارب) kelimesi yerinde fiili muzari olan يضرب)) kelimesini zikretmek mümkündür. Dolayısı ile hem ismi fail, hem de fiili muzari üzerine lamı ibtida dahil olmakta birbirlerine benzerler.Hem (ان زيدا لضارب) hem de ان ذيدا ليضرب)) diye, kendileri üzerine lamı ibtida dahil olmuş bir şekilde söylemek caizdir.

10- Fiil-i muzari ve İsmi failden her birerleri, bu müşabehet sebebiyle ne kazanırlar?

Cevap: Fiil-i Muzari, İsmi faile müşabeheti (benzemesi) sebebiyle ismi failden onun gibi mureb olma (irabı kabul etme) özelliği kazanır. İsmi failde, fiili muzariye müşabeheti (benzemesi) sebebi ile onun gibi amil olma (fail alıp raf etme, meful alıp nasb etme) özelliği kazanır.

11- Müteallak nelerden olur?

Cevap: Üç şeyden olur. 1- Fiil 2- Şibih Fiil (İsmi fail, ismi meful, sıfatı 3- Manayı Fiil (Esma-i efal ( (هيهات, zarfı müstekar)

12- Zarfı Müstekar nedir?

Cevap: Bazı kere müteallak (fiil, şibih fiil, manayı fiil) hazif olunur. Hazf olunan müteallak (fiil, şibih fiil, manayı fiil) câr (harfi cer )ve mecrurda (harfi cerin cer ettiği isim) manası mütezammen (manası anlaşılan) umumî fiillerden كان, حصل, وجد, ثبت, وقع, استقر)) olursa zarfı müstekar olur. Mesela زيد فى الدار)) misalinde harfi cer olan فى) )’nin müteallakı hazf olunmuştur. Ama müteallakın manası, câr ve mecrurdan anlaşıldığı için zarfı müstekar olmuştur. Çünkü, bu misaldeki câr ve mecrurdan zeyd’in evin içinde hasıl ve mevcut olduğu anlaşılmaktadır.

13- Zarfı lağıv nedir?

Cevap: Eğer müteallak (fiil, şibih fiil, manayı fiil) hiç hazf olunmazsa veya hazf olunan müteallak umumi fiillerden كان, حصل, وجد, ثبت, وقع, استقر)) olmazsa (yani hususi fiillerden olursa) zarfı lağıv olur. Mesela: Müteallakın hazif edilip, hazif olunan müteallakın umumi fiillerden olmayıp, hususi fiillerden olduğuna misal زيد فى الدار))’dir. Bu misalde harfi cer olan فى))’nin müteallakı hazif olunmuştur. Ama müteallakın (fiil, şibih fiil, manayı fiil) manası, câr ve mecrurdan anlaşılabilen umumî fiillerden olmayıp, (اكل) gibi hususi fiillerden olduğu için zarfı lağıv olmuştur. Çünkü, bu misaldeki câr ve mecrurdan zeydin evin içinde yemek yediği anlaşılmaz. Müteallakın hiç hazif olunmadığına misal verecek olursak (مررت بزيد) deriz. Bu misalde (بزيد) lafzı câr ve mecrurdan meydana gelen zarfdır. Müteallakı olan (مررت( kelamda zikir olunduğu için bu zarfda, zarfı lağıv olmuştur.








14- Harfi cerin hazfı kaç şekilde olur?

Cevap: İki şekilde olur. 1- Semaen olur.( Yani araplardan işitildiği üzere hıfz olunan, kullanılan ve üzerine kıyas olmayandır. Bu manada, araplardan işitilen yerlerde harfi cer hazif olunur. Yoksa araplar, şu haller kendisinde bulunan yerlerde hazif etmişler, bu haller falan yerde de var. Bende hazif edeyim diyemez kimse.) 2- Kıyasen hazif olunur. (Yani nahıv âlimleri arasında kaide olarak vaz edilmiş yerlerde hazif olunur demektir.) Bu da üç kısımdır. 1- Mefulu fih’den فى))’nin hazfi kıyasdır. 2- Mefulu leh’den (لام (‘ın hazfi kıyasdır. 3- ( ان و ان (‘den harfi cerin hazfi de kıyasdır.

15- Mefulu fihden فى))’nin hazfi kaç yerde kıyas (kaide)’dır?

Cevap: Üç yerde kıyasdır. 1- Zarfı zamanı müphemde فى))’nin hazfi kıyasdır. (Kendisi için hususi bir miktar olmayan zamanlara delalet eden zaman zarfıdır. Mesela: ( حين) lafzında olduğu gibi) 2- Zarfı zamanı mahdud da فى))’nin hazfi kıyasdır. (Kendisi için hususi bir miktar olan zamanlara delalet eden, zaman zarfıdır. Mesela: ( يوم ( kelimesinde olduğu gibi) 3- Zarfı mekânı müphemde فى))’nin hazfi kıyasdır. (Müsemmasında (isimlendirildiği şey) dâhil olmayan bir emir, iş sebebi ile kendisi için isim sabit olan zarfdır. Mesela: (امام زيد ( misalinde olduğu gibi.) 4- Zarfı mekânı mahdud da ise, çok kullanıldıklarından sadece üç kelime de فى))’nin hazfi kıyasdır. (Müsemmasında (isimlendirildiği şey) dâhil olan bir emir, iş sebebi ile kendisi için isim sabit olan zarfdır. Mesela: (دار) lafzında olduğu gibi.

16- Mefulu leh’den (لام)’ın hazfı için hangi şartlar gereklidir?

Cevap: Mefulu leh’den (لام)’ın hazfı için üç şart vardır. 1- Mefulu leh, muallel (illeti, sebebi beyan olunan fiil) fiilin faili için bir iş olacak ( Yani mefulu leh olan kelime; kendi kendine kaim olan, ayakta durabilen bir şey değil, ancak başkası (fiilin faili ile) ile kaim olabilen bir iş olacak demektir) 2- Mefulu leh, muallel fiile vücutta yakın olacak ( Yani mefulu leh ile fiilin meydana gelmesi, zaman itibari ile birbirine yakın olacak demektir. ) 3- Mefulu leh ile muallel fiilin failleri bir (aynı) olacak. Mesela: ( زيدا تأديبا ضربت ( misalinde olduğu gibi. Bu misalde )ضربت ( fiil ve faildir. (زيد) mefulu bih’dir. (تاديبا ( lafzi ise mefulu leh’dir. Şartları tatbik edecek olursak, burada mefulu leh olan (تاديبا ( kendi başına kaim olabilen bir iş olmayıp, mütekellim ile kaim olduğu için, fiilin faili için bir iş olmuştur. Mefulu leh ile fiilin zamanı yakın olacak idi ki, mefulu leh olan (تاديبا ( ile, fiil olan (ضرب ( işinin zamanı birbirine yakındır. Çünkü mütekellim Zeyd’i dövdükten hemen sonra Zeyd de edep işi hasıl olur, meydana gelir. Üçüncü şart ise faillerinin bir (aynı) olmasıydı ki, burada fiilin faili de, mefulu leh’in faili de aynıdır ve mütekellim (ت) lafzıdır. Çünkü, Zeyd’i dövme işini yapanda, zeyd de edep işini gerçekleştirende aynı kişidir, yani mütekellimdir. İşte bu şartların, misalde tahakkukundan dolayı mefulu leh olan(تاديبا (‘den (لام) kıyasen hazif olunmuştur.


17- (ان و ان (‘den harfi cerin hazfına misal veriniz?

Cevap: ( عبس و تولى ان جائه الأعمى ( ayeti celilesinde olduğu gibi ki, bu ayeti celilenin aslı ( عبس و تولى لأن جائه الأعمى ( idi. ( لأن ( iken, harfi cer olan (لام ( kıyasen hazif edilmiştir. Çünkü, ( ان و ان (‘den harfi cerin hazfi kıyas (kaide) dır.









18- “Semaen harfi cerin hazfi” ne demektir ve nerelerde hazif olunur?

Cevap: Semaen demek; Araplardan işitildiği üzere hıfz olunan ve üzerine kıyas yapılamayan demektir. Bu konu da ise, arapların harfi ceri hazif ederek kullandıkları yerde, harfi cer hazif edilebilir, ama onun haricinde başka bir yerde harfi cer hazif edilemez ve arapların hazif yaptığı yere kıyas yaparak da harfi cer hazif edilemez demektir.

19- “Hazfi Îsal” ne demektir?

Cevap: Bundan sonra kaide, şu iki evvelkilerin (mefulu fih ve mefulu leh) dışında senin müteallakı ((fiil, şibih fiil, manayı fiil) mecruruna (harfi cer ile cer edilmiş olan isim) bitiştirip, mecrurun mahallindeki irabı (yani o isim kendisi üzerine harfi cer dâhil olmadan terkipde ne düşüyorsa onu) açığa çıkarmandır ki, bu irabda, ya mefuliyyet üzere nasıb veya naibi fail olmak üzere rafidir. Buna hazfı îsal kaidesi denilmektedir.( واختار موسى قومه ( ayeti celilesinin aslı,(واختار موسى من قومه ( idi. Bu ayeti celilede (من قوم ( olan câr ve mecrur terkipte mefulu bih düşmektedir. Semaen harfi cer olan (من ( hazif olunduktan sonra, mecrur olan ( قوم) kelimesinin asılda meful olduğu için, irabı nasıb olarak açığa çıkmaktadır.
20- Hurufu müşebbehe bil fiil ne demektir?

Cevap: Fiile benzeyen harfler demektir.

21-Hurufu Müşebbehe (Fiile benzeyen harfler) nelerdir? Bu harfler ne cihetten fiile benzemektedirler?

Cevap: Hurufu müşebbehe bil fiil, altı harf olup ، كأن ، لكن ، ليت ، لعل، ان ،ان ‘dir. Bu harfler üç yönden fiile benzerler. 1- Her bireri üç ve üç den daha fazla harfli oldukları için 2- Âhirleri (Son harfleri) fetha üzerine mebnî oldukları için 3- Her birerlerinde fiil manası olduğu için. İşte bu altı harf, bu üç yönden fiile benzerler.

22- Bu harfler fiile olan bu benzerlikleri ile ne elde ederler, ne kazanırlar?

Cevap: Fiil gibi amel etme özelliği kazanırlar. Şöyle ki bu harflerin her bireri, asılda mübteda ve haber olan iki ismin başına dâhil olup, mübteda olanı kendisine isim alıp nasb eder, haber olanı da kendisine haber alıp raf eder. Mesela ان ذيدا قائم misali asılda, mübteda ve haberden müteşekkil (meydana gelen) ذيد قائم idi. Bu cümlenin üzerine, ismini nasb haberini raf edenlerden hangisini dâhil ederseniz edin, ذيد’i kendisine isim alıp nasb eder ve قائم lafzını kendisine haber alıp raf eder. Biz ان lafzını dâhil ettik. ان lafzı da ذيد’i kendisine isim alıp nasb etti, قائم lafzını kendisine haber alıp raf etti.




23- Elif nun (ان( maddesi nerelerde kesre okunur?

Cevap: Elif nun maddesinin on yerde kesre okunması lazım (vacip)’dır.

Sıra No Kesre Okunduğu Yerler Misali
1 İbtida halinde (Yani kelamın başında bulunduğu zaman)
2 Kaseme (yemin) cevap halinde (Yani yapılacağına veya yapılmayacağına dair edilen yemin cümlesinin başında bulunduğu zaman demektir)

3 Sıla mevkiinde (Yani ismi mevsul için olan harf ve kelimeden sonra bulunduğu zaman)
4 Muayyen (bilinen) bir ismin haberi vaki olduğunda
5 Haberine (لام)’ı ibtida (te’kid manası verir ve meftuhdur) dahil olduğu zaman
6 Zan’dan (şüphe) ârî (soyulmuş) kavil (söz)’den sonra bulunduğu zaman
7 İbtida (Başlangıç) için olan حتى ‘dan sonra bulunduğu zaman
8 Tasdik harfleri olan (جير ،اجل ،اى،بلى ،نعم (‘dan sonra bulunduğu zaman
9 İftitah harfleri olan (الا، اما، ها) ‘dan sonra vaki olduğu zaman
10 Vav’ı (واو ( haliye’den (hal manası ifade eder ve halbuki manasında kullanılır) sonra vaki olduğu zaman

24- Elif nun (ان( maddesi nerelerde fetha okunur?

Cevap: Elif nun maddesinin on yerde fetha okunması lazım (vacip)’dır.

Sıra No Fetha Okunduğu Yerler Misali
1 Fail mevkiinde (Yani terkipte fail düşen kelimenin evveline dahil olduğu zaman)
2 Meful mevkiinde (Yani terkipte meful düşen kelimenin evveline dahil olduğu zaman)
3 Mübteda mevkiinde (Yani terkipde mübtedanın evvelinde bulunduğu zaman)
4 Muzafun ileyh mevkiinde (Yani terkipde muzafun ileyh olan kelimenin evveline dahil olduğu zaman)
5 لو ‘den sonra vaki olduğu zaman (Çünkü لو ‘den sonraki kelime faildir)
6 لولا ‘dan sonra vaki olduğu zaman (Çünkü لولا ‘dan sonra ki kelime mübtedadır.)
7 ما ‘i mastariyye-i tevkıtiyyeden sonra vaki olduğğu zaman (Yani müddet manasına gelen ما lafzından sonra demektir. Çünkü bu ما ‘nın ma ba’di yani kendisinden sonra gelen kelime fail olduğu için nasb okunması gerekmektedir.)
8 Harfi cerlerden sonra kesre okunur
9 Müfredi müfrede atfeden حتى ‘yı âtıfeden sonra vaki olduğu zaman
10 مذ و منذ ‘den sonra vaki olduğu zamanda fetha okunması gerekmektedir.





25- Müteaddî fiil kaç kısımdır?

Cevap: Üç kısımdır. 1- Bir mefule müteaddî olan. ضرب
2- İki mefule müteaddî olan ki, bu da üç kısımdır.
a) Birinci mefulu, ikinci mefulune zıt olan اعطيت (Birinci mefulunü ikinci mefulu üzere hamletmek sahih olmayan demektir. Yani iki mefulü mübteda – haber yapmanın sahih olmaması demektir)
b) Efâli kuluptur (Kalbî fiillerdir) علمت
c) Efâli kulube mülhak olan fiilerdir. اتخذ ،ترك ،جعل ،صير
3- Üç mefule müteddî olan ارى ،اعلم

26- İsmi failin amel etme şartlarını sayınız?

Cevap: İsmi failin, failini ismi zahir olarak alabilmesi için iki ademî (yani olmaması gereken), beş vücudî (bulunması gereken) şartı vardır. Ademî şartları her halükârda olmamalı, ancak bu ademî şartlar tahakkuk ettikten sonra vücudî şartlardan bir tanesinin bulunması ismi failin failini ismi zahir olarak alabilmesi için kafidir.
Ademî şartlar: 1- Musağğar olmayacak (yani ismi fail, ismi tasğır sıgasında olmayacak)
2- Mevsuf olmayacak (yani ismi fail bir sıfatın mevsufu olmayacak)
Not: Eğer ismi fail olan kelimenin evvelinde, التى ، الذى manasına gelen “lamı tarif” olursa ismi failin failini ismi zahir olarak alabilmesi için bu şartlardan başka herhangi bir şart aranmaz. Eğer ismi failin başında “lamı tarif” olmazsa, amel edebilmesi için vücudî şartlar dediğimiz beş şartdan birine ihtiyaç duyar.
Vücudî şartlar: 1- İsmi fail mübteda’ya itimad edecek, yaslanacak (yani mübteda’dan sonra gelip kendisi haber olacak demektir )
2- Mevsufa itimad edecek, yaslanacak (yani kendisi sıfat olacak demektir)
3- Zil hale (hal sahibine) itimad edecek, yaslanacak (yani kendisi hal olacak demektir)
4- İstifhama itimad edecek, yaslanacak (yani ismi fail istifham harflerinden birinden sonra gelecek demektir)
5- Harfi nefî’ye itimad edecek, yaslanacak (yani ismi fail nefî harflerinden birinden sonra gelecek demektir)
Bu saydığımız şartlar, biraz öncede söylediğimiz gibi ismi failin failini ismi zahir olarak alabilmesi için şart koşulmuştur. Çünkü ismi failin, tahtında fail alabilmesi için her hangi bir şarta ihtiyacı yoktur. İsmi failin failini ismi zahir olarak aldıktan sonra, mefulünde amel edebilmesi (yani kendisine meful alabilmesi) için, bu şartlarla beraber hal veya istikbal zamanlarından bir zamana delalet etmesi şarttır.

zarfi müstegarin tairifi orada zikir olunmustur.amil hazif edilir hazif edilen amin umumi fiil olur amilin manasi car ve mecrurdan anlasilirsa zarfi müstegar olur.

zarfi lavda ise amil hazif edilmez va umumi fiillerden olmazda mutlak bir fiil olursa manasinida car ve mecrurdan anlayamazsak zarfi lav olur.

Allah razı olsun hocam

Dersimiz yarıda kaldı üzülüyorduk :-[

RABBİM razı olsun
bivesileyle tekrar etmiş oluyoruz..

allah razı olsn cok güzel olmus :

Allah râzı olsun, arkadaşlarımız emek vermiş ve hazırlamışlar. Bir takım insanların istifadesi için. Sitede türkçeleştirdiğimiz bu derslerin takrirlerinde önemli bir konu var. Bilhassa bu sitedeki yazılanlardan okumuş, yarım kalmış, tam okuyamamış ayrılmış fakat bir şekilde buralardan merak edip öğrenmeye çalışan arkadaşlarımız var.

Bir çok ders okutan muallimlerimizde bile bir gelenek var (İstisnâlar kaideyi bozmaz) "Arapça kelimeyi arapça kelime ile izah etme alışkanlığı" Talebe takrir verirken belki hocanın öğrettiği gibi ezberleyip takririni veriyor, hoca nazarında dersini yapmış oluyor ama, aslında çocuk kelimenin mânasını ne anlama geldiğini bilmiyor ve böylece kuru ezbercilik ortaya çıkıyor.

Bilhassa buralara yazılan metinlerde Arapça kelimenin ( ) Parantez içinde ne demek olduğunu izah edersek okuyanlar daha iyi istifade etmiş olurlar. Bu sözümün gerçekliğini şu andaki talebelere sorduğumuzda öğrenmek mümkün. Buradan ne anladın diye sorduğumuzda muhtemelen cevâbı yine "arapça kelimeyi arapça ile izaha kalkışmak olacaktır." kelimenin ne mânaya geldiğini, ne demek istediğini pek anlatamayacaktır.

Aslında yapılması gereken"Yani bu kelime türkçe de şu mânaya kullanılmaktadır" gibi hatta misaller verilerek anlatılırsa daha akılda kalıcı ve anlaşılır olur diye düşünüyorum. Hem de kelime haznemiz genişlemiş olur.

Yukarıdaki metinlerde bu kısmen yapılmış olmasından dolayı sevindim, ancak yeterli değil, Ankebut Kardeşimiz gibi bu işi yapan arkadaşlarımız bu konuda biraz daha fedâkarlık yapıp izahta bulunurlarsa duaya vesile olur diye düşünüyorum. Maksad-ı aslimizde anlaşılır olmak, muhataba daha iyi anlatmak değil mi..
Değerli muallimlerimizden özür dileyerek hatırlatmak istedim. Dualarınızı beklerim efendim..

COK GÜZEL OLMUS CALIŞMAYA BİRE BİR YANİ ZATEN İZHAR BİRAZ KARISIK BİR KİTAB TEBRİKLER


Izhar

MollaCami.Com