Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


O'nu Sevmek Bedel İster

O (s.a.v.)'nu Sevmek Bedel İster



O (s.a.v.)’nu sevmek; yalnızca duygusal boyutuyla kişiye yetmez elbet. Bunun, söz, fiil ve davranışlarda da karşılığını bulması, sevmenin bedeli ne ise onun yerine getirilmesi gerekir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i sevmek elbette en büyük bedeller karşılığında anlamını bulur.

O (s.a.v.)’nu sevmek; bir ömür boyu şekillenmiş huy ve davranışları bir tarafa bırakıp sevdiğinin hal ve hareketlerini örnek almaktan geçer. Bunu gerçekleştiremeyen hakîki manada bir âşık olamaz. Bu hassasiyeti İslam’ın yayılmasının daha ilk başında tadan Hz. Ebûbekir (r.a.), “Rasûlullah (s.a.v.)’ın yaptığı hiçbir şeyi terk etmedim. Peygamber (s.a.v.)’in yaptıklarından birini terk edersem sapıtmaktan korkarım.” demiştir.

O (s.a.v.)’nu sevmek; kınayıcıların kınamasına tahammül etmeyi göze almaktır.

O (s.a.v.)’nu sevmek; O (s.a.v.)’na kavuşma arzusunun, başka şeylere meyli ortadan kaldırmasını gerektirir. Aşkın şartı şevktir. Şevk olmaksızın aşkın anlamı olmaz. Şevk, Sevgili’yi istemekteki heyecan, Sevgili’den başka hiçbir şeyde karar kılamamaktır.

O (s.a.v.)’nu sevmek; O (s.a.v.)’nu anarken içinde gerçekleşen titreyişi, tavırlarına da aksettirerek O (s.a.v.)’na karşı saygıyı içselleştirmektir. “Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber’in sesinin üstüne çıkarmayın.” (Hucurat, 49/2) âyetini can kulağı ile dinlemektir.

O (s.a.v.)’nu sevmek; O (s.a.v.)’nun sevdiklerini de severek kendi sevdiklerine onları tercih etmektir. Hz. Ebûbekir (r.a.)’in, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e söylediği şu söz bu manaya işaret etmektedir: “Seni Hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Ebu Talib’in Müslüman olması, beni, babamın (yani Ebu Kuhafe’nin) Müslüman olmasından daha çok sevindirirdi. Çünkü Ebu Talib’in Müslüman olması Seni çok sevindirirdi.”

O (s.a.v.)’nu sevmek; sevdiklerini sevmenin yanı sıra O (s.a.v.)’na buğz edenlere buğz etmektir. Velev ki bu, kişinin en yakın akrabaları olsun. Münafıklardan Abdullah b. Ubeyy’in oğlu Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e, babası hakkında, “Eğer dilersen onun başını sana getireyim.” demiştir.

O (s.a.v.)’nu sevmek; O (s.a.v.)’na indirilmiş olan Kur’an’ı sevmektir. Kur’an’ı Allah’ımızın kelâmı olduğu için sevdiğimiz gibi Peygamberimiz (s.a.v.)’e nazil olmasından dolayı da ayrıca severiz.

O (s.a.v.)’nu sevmek; bu sevgiyi sadece O (s.a.v.)’na hasredip bırakmamak, O (s.a.v.)’nun üzerine titrediği ümmetine karşı da yaymaktır.

O (s.a.v.)’nu sevmek; O (s.a.v.)’nu sevmenin meydana getireceği bütün imtihanlara razı olmak, belalara gönülden teslimiyettir. Bu hususta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyururlar: “Şüphesiz fakirlik, Beni sevene dağdan ve tepeden selin akması gibi süratle gelir.”

Bir adam Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e gelerek:

- Yâ Rasûlallah! Ben seni seviyorum, der. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

- Söylediğin söze dikkat et, buyurur. Bunun üzerine adam üç defa:

- Vallahi Seni seviyorum, der. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) adama şöyle buyurur:

- “Eğer Beni gerçekten seviyorsan korunmak üzere fakirliğe hazırlan.”

Ensardan bir kadının babası, kardeşi ve kocası Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’le birlikte Uhud’da savaşırken şehid düşmüşlerdi. Şehadet haberleri Medine’ye ulaşmış, ortalık bu haberle çalkalanıyordu. Bu kadın da kendi yakınlarının şehid olmalarına aldırmadan Peygamber (s.a.v.)’e bir şey olup-olmadığını soruyordu. Şükürler olsun O (s.a.v.)’na bir şey olmamış, iyiymiş demelerine kanaat getirmeyip, “Bana gösterin, gözümle görmek istiyorum.” diyordu. Peygamber (s.a.v.)’i sağ salim görünce, “Sen sağ olduktan sonra diğer bütün mûsibetler bana hafif gelir.” dedi.

O (s.a.v.)’nu sevmek; kişinin, kendi vasıflarından sıyrılıp sevdiğinin vasıflarına bürünmesini gerektirir.

Bu hali anlamamız için Mecnun güzel bir örnektir. Mecnun ameliyat olmak için doktora başvurur. Doktor tam ameliyat için neşteri vuracağı an, Mecnun, doktorun elini tutarak, “Dikkat et, Leylâ incinmesin!” der.

Zeyd b. Desine’yi öldürmek üzere Mescid-i Haram’dan dışarı çıkaran müşriklerin başı Ebu Süfyan Zeyd’e sorar:

- Ey Zeyd! Allah için soruyorum. Şu anda Hz. Muhammed’in senin yerinde olmasını, senin yerine onun başının vurulmasını, sen de akrabalarının yanında olmayı istemez misin? Zeyd şu cevabı verir:

- Yemin ederim ki, O (s.a.v.)’nun, değil benim yerimde olmasına, vücuduna bir dikenin batmasına bile razı olmam. Bunun üzerine Ebu Süfyan der ki:

- Muhammed’in ashabının O (s.a.v.)’nu sevdiği gibi insanların bir başkasını sevdiğine şahid olmadım.

Bütün sevgiler bir bedel karşılığında elde ediliyor. Allah (c.c.), kullarının Kendisini sevme iddiasının geçerli olmasını ve Kendisinin kullarını sevmesinin imkanını Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e her şeyiyle uyma şartına bağlıyor. (Âl-i İmran, 3/31)

Her sevgi bir bedel istiyor. Allah (c.c.)’ı sevmenin bedeli de Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e uymaktan geçiyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i sevmenin bedelini ise bir nebze olsun anlatmaya çalıştık.

Nihayet her şey O (s.a.v.)’nun çevresinde dönüyor.


Turan Koçtürk

Bütün sevgiler bir bedel karşılığında elde ediliyor. Allah (c.c.), kullarının Kendisini sevme iddiasının geçerli olmasını ve Kendisinin kullarını sevmesinin imkanını Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e her şeyiyle uyma şartına bağlıyor. (Âl-i İmran, 3/31)

mevlam o güzeller güzelini hakkıyla seven eksıksız sünnetlerıne uyan kullarından eyler inş...

emeğine sağlık ..ALLAH razı olsun...

Amin...
Cümlemizden İnşallah...



mevlam o güzeller güzelini hakkıyla seven eksıksız sünnetlerıne uyan kullarından eyler inş...

emeğine sağlık ..ALLAH razı olsun...


amin inş...


amin inş...
amin amin amin

işin sakal ve kıyafette olmadığını (çünkü ebu leheb de aynı giyiniyordu) çok güzel anlatmışsınız...emeğinize sağlık..

Allah (c.c.) yazanlardan razı olsun, biz sadece vesileyiz...
Gözlerinize sağlık....
İlginizden ötürü hepinize ayrı ayrı ben teşekkür ederim arkadaşlar...


Sevgili Peygamberimiz

MollaCami.Com