Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Beyaz sayfalar...

Dün başı boş dolaştım sokaklarda
Ne ben yalnızdım, nede onlar
İçimi döktüm kaldırımlara
Ben yürüdüm,o yürüdü
Gölgemi sürüdü zaman...

Bir ben yalnızdım, o içimde ölmüştü çoktan
Bir ben, birde sen terk etmedin beni gölgem
Patladı deniz kızgın dalgalarla
Gri bulutlardı gecede takipçimiz
Bir ben yalnızdım, birde sen...

Sabah oldu olacak, bilinmez bir yerdeyiz
Islak kaldırımlara düştü çaresizliğimiz
Bir ben yalnızdım, birde sen...

Ay dalmış bulutların koynuna
Beklerim yıldızların falını
Her yol çıkar benim yoluma
Bir ben yalnızdım ,birde sen...

Bir dost aradım,
Fırtınalı bir günde
Sığınacak liman arayan tekne misali,
Başımı omuzlarına dayayıp
Sabahlara kadar ağlayabileceğim,
Yüreği güneş kadar sıcak,

Bir dost aradım,
Ağlarken güldüren,
İçten ,gönülden bana yoldaşlık eden,
Karanlık bir sokakta korkuyu hissettiğimde,
Elimden tutup beni korkuyla yüzleştiren

Bir dost aradım,
Bir günlük değil,
Dostluğu bir ömür boyu süren,
Öyle bir dost ki
İçimdeki sevgiyi büyüten,
Yalansız, çıkarsız, sevdimi tam seven,
Benimle ağlayan, benimle gülen,
Yüreğimde hiç ölmeyen
Bir dost aradım ....

Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar, gözlerin kilit
Ellerin aç diyor, dudakların git.

Ayrılık; dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık, yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kim bilir
Gözyaşın kal diyor, dudakların git.

Gidersem, bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam, kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor, dudakların git.

Duvardan insin mi resimlerimiz,
Yabancı olsun mu isimlerimiz?
Ya o, deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor, dudakların git.

Bu roman da biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan, nazdan
Ağlıyor besteler yine hicâzdan
Şarkılar kal diyor, dudaklar git...

Seni düşünsem...

SENİ DÜŞÜNSEM

Ne zaman seni düşünsem,
Çoğalır içimde gül bahçeleri,
Gözünün baktığı yerde,
El değmemiş tomurcuklar uyanır sevdama,
Mavi denizi, yüce dağları daha bir sever olur gönlüm,

Ne zaman seni düşünsem,
Güneş yeniden doğar üzerime,
Yıldızlar sevişir gökyüzünün gönül bahçelerinde,
Sevda ırmağında boğulur öpüşlerim,
Seninle uyur, seninle uyanır düşlerim...

Irak, Filistin ve dünyanın çeşitli yerlerindeki savaş çocuklarına-

bana beyaz güvercinleri anlatmıştın anne
ölüm taşıyan kartalları değil
serçe yüreğim
titriyor soğuk namlular ucunda
ama üşümekten değil
katil roketler böldü hülyalarımı
çözüldü masalın tılsımları bir bir
lakin
mutluluktan değil

sönen gözlerime bakarak söyle anne
yeşerir mi zeytin dalları yeniden
bulur mu denizler sevda mavisini
belki
yırtılır da bu koca yalan orta yerinden
masallar dinler yine çocuklar
mülteci yüreklerinde büyür devasa bir umut
beyaz güvercin şarkısında

en güneşli iklimleri ekmiştin yüreğime
ve anlatmıştın beyaz güvercinleri
ağzında zeytin dalı olan
ama anlatmamıştın anne
dillerde buzlanan çığlıkları
ölüm taşıyan kartalları
ve kıymetini
petrol kokan değerlerin
benim masum kanımdan

belki bir daha
bahçedeki ağaca çıkamayacağım
küçük kedimizi okşayamayacağım
bu metal adamlar
bu kör kurşunlar
hülyama hudut çizmiş anne
cennet gözlerindeki hüznü sil
sil yaramdaki kanları
arkamdan masal anlat yalnız
beyaz güvercinleri
zeytin dallarını
yoluma ışık olur belki
bana barışı anlat anne
barışı anlat
yalan da olsa!

Ali Osman DÖNMEZ/İZMİR

Karakış karakış gösterdin
Yine beyaz mı beyaz yüzünü
Bir gelinlik gibi süsleyiverdin
Aklarla giydirdin bu yeryüzünü
Serdin her bir yana çarşaf çarşaf
Pamukla dokulu yumaşacık örtünü
Değiştiriverdin hemen her yerin
O bildiğimiz,
alıştığımız görüntüsünü
Karakış karakış dondurdun bizleri
Gösterdin herkese soğuk yüzünü
Karakış karakış kapattın
yolları
Tattırdın bizlere hasretlerin hüznünü..

ALLAH bilir iyisini
Düşünme sen gerisini
İçinden yaparsın zikrini
O verir senin rızkını

Sen ne yaparsın o bilir
Kısmetin ne ise o verir
Bilmezsen elinden alır
Ona yapmazsan şükrünü

Ali den sana nasihat
Yalanlardan yapma vaat
Bir gün gelir vakti saat
Giyersin beyaz kürkünü.

-Yüreğimi izle-


Yüreğimi izle
Git onunla taaa uzaklara
Bir sevgi al ondan
Ve bir sevgi ver karşılığında
Anlatamadıklarını anlat
Sevdiğini söyle ona
En tatlı rüyalarını hatta
Acılarını paylaş onunla
Sende ağlıyacaksın belki
Onun gibi efkarlı
Evet yüreğim seni seviyor
Yüreğimi izle,git gidebildiğince...

Kelebekler Vadisi

Saatlerce seyrettim akşamın o hüzünlü halini
Önce gün batımını sonrada güneş gibi doğan seni
Kelebekler vadisinin mahreminde kelebekleri
Sonra'da gece kelebeklerini
Dalgasız bir limanda ruhu parçalanmış gemi gibi
şimşeklerin çaktığı,yağmurların yağdığı kuru bir toprak gibi
Hani derlerya,dokunsalar ağlarım
Kuru topraktaki ıslanan ağacın titreyen yaprağıyım
Saatlerce seyrettim
Üzerime yağan her bir yağmur damlasının ürperten yokluğunu
Kelebekler vadisinde kelebekleri
Yokluğun ürperdikçe ürpertti varlığımı
Kelebekler vadisinin mahreminde tutuldum
Önce güneş,sonra sen,ardından ben tutuldum...

Büyülenmiş gibiyim sanki bu gece
Sensizliğin hüznü çöktü üstüme
Haykırdım dünyaya beni sev diye
Alaca karanlıkta bir şafak vakti
Bak doldu gözlerim yine sensizliğine
Kendimi verdim gecenin sessizliğine
Üşüyorum bak içim titriyor diye
Alaca karanlıkta bir şafak vakti
Elimi tutsan yanacağım
Gözlerime baksan donacağım
Seni sevdiğimi haykıracağım
Beni duymasan bile,bir şafak vakti...

ALLAH Sevgisi

Şehvetinin esiri olmuş her bir nefis
dizginlerinden boşanmış bir at gibidir
Bu atı kırbaçlayıp şÃHà kaldıran
sinsi şeytanın ta kendisidir
Dizginleri ele alıp atı durduracak kişi
yalnızca atın seyisidir
Bunu da her zaman için yaptıracak olan
yÜrekten gelen ALLAH sevgisidir

(4 Mart 2006 / İstanbul)

Timur İlikan

gönül

Aşkı arzulayıp erişmek lazım,
Ağla gönül ağla hu diye diye...
Hakk'ı destekleyip savaşmak lazım,
Ağla gönül ağla hu diye diye...

Şu sendeki kibri atıver hele,
Gaflete, zillete çatıver hele,
Dünyayı ukbaya katıver hele,
Ağla gönül ağla hu diye diye..

Görüneni görmek hüner değildir,
Kahkahayla gülmek huzur değildir,
Zikretmeyen kalp özgür değildir,
Ağla gönül ağla hu diye diye...

Nefsini ateşte yak ta uslansın,
Seherlere kadar amansız yansın,
Ruhun bu kazanda güzel arınsın,
Ağla gönül ağla hu diye diye...

Hayat seni hiçe itmeden evvel,
Güz gelip te sana çatmadan evvel,
Can teninden uçup gitmeden evvel,
Ağla gönül ağla hu diye diye...

Hızır İrfan ÖNDER

Aşkın sırrı

Ademe secde ettinse, uzak değil yakındasın
Mürşide biat ettinse, elestünün farkındasın

Nuh nebiyi düşündünse, tufan görmüş ummandasın
Ehl-i Beyte yüz sürdünse, sultan ile sultandasın

Nefis putunu kırdınsa, İbrahim’le divandasın
Benlik arından geçtinse, İsmail’le kurbandasın

Sabır yolunu seçtinse, Yusuf ile zindandasın
Eyüp sırrını bildinse, her dertliye dermandasın

Kendi Tur’una çıktınsa, Musa ile Sina’dasın
Ali’ye turab oldunsa, Fatime’yle Mina’dasın

Davut’a sapan oldunsa, Filistin’de devrandasın
Gerçeğe agâh oldunsa, İsa ile seyrandasın

Ahmediyeti çözdünse,aşk denilen fermandasın
Ebül Ervah’ı gördünse, Muhammed’le Kur'andasın

Tevhid nurunu bildinse, Lâ’da değil İlla’dasın
Sırrın o aşka halidse, ALLAH ile ALLAH’tasın

HALİT ÖZDÜZEN

ALLAHu Ekber


Gözlerim buğulu günah kesemde,
Rahmânsın Rahîmsin Allâhu Ekber!
Pişmanım ömrümü boş geçirsem de,
Tevvâbsın ALLAHım Allâhu Ekber!

Ruhum şahlanıyor cesedim yorgun,
Hâlıksın Bârisin Allâhu Ekber!
Beş vakit secdede Miracım her gün,
Hâmidsin ALLAHım Allâhu Ekber!

Adını anarım Azze ve Celle,
Meliksin Kuddûssün Allâhu Ekber!
Vuslatım düğündür gelir ecelle,
Kâbidsin ALLAHım Allâhu Ekber!

Hazırsın nazırsın her an her yerde,
Semîsin Basîrsin Allâhu Ekber!
Kapalı kalpgözüm günahtan perde,
Habîrsin ALLAHım Allâhu Ekber!

Aşkınla yak beni Şevval ayında,
Celîlsin Kerîmsin Allâhu Ekber!
Cesedim yıkansın hurma dalında,
Kâdirsin ALLAHım Allâhu Ekber!

Affedicisin Sen affı Seversin
Berrusun Hâdîsin Allâhu Ekber!
Hak yolunda ruhum Hakka canversin,
Şekûrsun ALLAHım Allâhu Ekber!

İstikbal pek vahim acı kulunu,
Râufsun Vehhâbsın Allâhu Ekber!
Nakşeyle banada Yunus yolunu,
Râfisin ALLAHım Allâhu Ekber!

Ürperir gözyaşım bekliyor sırat,
Kahhârsın Kâbitsin Allâhu Ekber!
Ya ALLAH Ya Fettâh senden mağfiret
Halîmsin ALLAHım Allâhu Ekber!

Beşikten mezara vuslata yoldur,
Evvelsin Âhirsin Allâhu Ekber!
Şahadetle Ya Rab! Ömer’i öldür,
Mücîbsin Rabbim Allâhu Ekber!

Ömer Ekinci Micingirt
21.11.2005 (19 Şevval 1426) Bursa

Bozuktur bu dünyanın düzeni bozuk,

Can cana kıyıyor, ah nice yazık,

Savaşların sonu gelmiyor, yürekler ezik,

Yok mu buna bir çare,

Yok mu kardeşim?


*

Kardeş, kardeşe kıyar gönüller yaralı,

Kalleşe aferin derler, şerefli şanlı,

Nice karunları tüketmiş bu dünya tahtlı saraylı,

Ben utanıyorum olanlardan da,

Senin başın dik mi kardeşim?


*


Yetişen fidanları kıyım, kıyım kıyarlar,

İnsanlık nerelerde, ayaklar altında değerler,

Bu gün barışa imza atıp, yarına da cayarlar,

Nerede hata yaptık ki biz,

Bunlar bize hak mı kardeşim?


*


Sevgi, barış diyenlere derler ki aklı kaçık,

Hiç biri insanlıktan nasibini alamamış ki azıcık,

Dün doğan bebelerin, bu güne kefenleri biçik,

İnsanlık adına benim yüzüm kara da,

Seninki si ak mı kardeşim?

Dilek AKSOY

Giderken ıslak bıraktığın o mendili gördükçe
Kahve rengi gözlerini canım çekiyor
Son bir defa not bırakıp giderken
O kalemi tutan ellerini canım çekiyor
Bende kalan bir tek resmini
Resimdeki o gülümsemeni
Aklımı alıyor hatta deli ediyor beni
Ellerim titriyor bak canım çekiyor seni
Hatırlıyorum bana en son söylediğin sözleri
Seni seviyorum demiştin hiç unutmadım
Rüyamda gördüm seni ben her gece
Şimdi o geceleri canım çekiyor
Eskisi gibi değilim artık ben
Bazen bir efendi bazen bir serseri
Geri istiyorum toz pembe hayallerimi
Tıpkı seni istediğim gibi
Çıkmıyorsun aklımdan bir türlü
Canım seni çekiyor,yalnızca seni...


Edebiyat

MollaCami.Com