Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Yakarış

İbrahim misali bir teslimiyet benimkisi. Ellerimi kaldırıyorum başımın üzerine ve yokum ben bu aşkta. Beni düşün hesaptan.

Eyyup misali bir sabır yazgısı yazılmış alnıma. Ben peygamber değilim ama. Kul olana bu kadar sabır fazla! Sabrına niyet ettiklerim kul değil miydi oysa?

Musa misali bir asa olsa elimde, kızıl denizi ikiye bölen kudret bir parça ruhuma ruhundan üflese. Ve ben beni bulsam ikiye yarılan gönlünde.

İsa, uğruna yaratıldığını müjdelerken herkese, sonsuzluk kapılarını açtığını müjdelese bana ve kaybolsam sonsuzluğun sonunda.

Ah Ömer! Adaletinden şaşmasa mizanım, sol kefeye koyduklarım daha ağır gelse hep en kötüsü sağımla solum eşitlense ve beni denk düşürse adaletten yoksun bir düşe.

Ali! Cesaretinin yok bende dörtte biri! Korkaklığıma sen misali bir acziyet susuyorum sadece. Susuşum korku olup cesaretine takılıyor her başını çevirişin de

Osman! Edebini aşamadı hayâsız hiçbir hal. Edebinle ulaştığın mevkiye beni de al! Şeytan misali utanıyorum hayâna denk düşüremediğim cümlelerimden. Cümle kurmaktan geriye gidemiyor benim edebim. Oysa sana benzeyebilmek adına gönlüme bir parça hayâ çalmaktı gönlünden istediğim. Hayâ alınmaz olunur dedin!

Yunus'a benzemek adına tüm cennet bahçelerinden vazgeçebilseydim bende. Bana vaat edilen Kevser ırmakları yerine, çölde susuz kalmayı yeğ tutardım kendime. Derdim, Yunus misali gönlüne girebilmek, bana 'seni gerek seni' diyebilmek.

Beden elbisesinde taşıdığım bu yürek, mecnun misali beşeri aşkları bir kenara bıraksın artık, kime baksam seni arayayım, söylediğim her söz seni hatırlatsın 'yalnız seni', kokladığım her çiçek; cennetinden rayihalar estirsin, kalbime giden damarlarda. Şimdi baktığım her yerde seni görmeliyim, Leyla'da seni gören mecnun misali.

Cihanı hiçe saymak olsun isterse adım, önüme yüz kez set çekseler de benim adım 'sen' olsun.
Başıma bela yağmurları yağsa da, yalnız seni anarak, şemsiye açmadan, korunak aramadan yalnız sana sığınarak iliklerime kadar ıslanmak. Islaklığımın huzurunu sıcak bir kuruluğa değişmem artık ben. Islak kalsın yüreğim, ıslanmış olayım bende yere inen tüm yağmur taneleri hürmetine.

Koskoca denizlerde damla olabilmeyi göze alabilmekti aşk. Aşk damlalığında koca bir umman taşıdı oysa. Damladan denize giden bu yolda anladım ki sensin aşk. Seni nice aradım ben, bir sorsana yorulmuş bendime. Yorgun düştüm senden öte. Sana vardığımda tüm yorulmuşluğum tükenecek oysa!

Öldüğünde sahibinin başından ayrılmayan at misali sahibime sadık kalabilseydim keşke, aşkına eş düşürmeseydim beşeri yalanları. Yalanla yoğrulmuş aşk, yılan misali çevirdi etrafımı bana hiç yaramadı yalan bir aşk.

Bir elif okunuşunda usum anlamasa da, tınıyı hissedebilmekti aşk. Anlayamadığına gözyaşı dökebilmekti.
Ve Muhammed(s.a.v) misali, başına taşlar yağsada yinede aşığım diyebilmekti.

GÜLNAZ ELİAÇIK

MAYIS 2008


Edebiyat

MollaCami.Com